Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in (BM) 73. Genel Kurulu'nda konuşma yaptı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Bu toplantıyı 1. Dünya Savaşı'nın bitmesinin 100. yıldönümünde gerçekleştiriyoruz. Savaşın ardından kurulan milletler cemiyeti yerini BM'ye bıraktı. BM, 73 yıllık geçmişinde hiç de küçümsenemeyecek başarılar elde etmiştir. Ancak BM'nin insanlığın barış ve refah beklentilerini karşılamaktan uzaklaştığı gerçektir. Güvenlik konseyi veto hakkı olan 5 üyenin çıkarlarına hizmet eden bir yapıya bürünmüştür. Myanmar'da Filistin'de yapılan katliamlar BMGK'nın gözü önünde gerçekleşmiştir. Tüm dünya arkasını dönse bile Türkiye olarak biz mazlum Filistinlilerin yanında yer almaya devam edeceğiz. Dünyanın pek çok yerinde etnik temizlikten toplu katliamlara kadar her gün yeniden karşımıza çıkıyor. BM'nin yapısında ve işleyişinde kapsamlı bir reforma gidilmesi gerektiğini söylüyoruz. Dünya beşten büyüktür derken de ortak vicdanın sesi olduğumuza inanıyoruz. Burada 194 ülkeden temsilciler var. Niçin tamamı da BMGK'da temsil eden duruma gelmesin? Sadece 5 üye, diğerleri geçici. Onların da hiçbir inisiyatifi yok. BM reformunun sadece bütçeyle sınırlı tutulması kimseyi mutlu etmeyecektir.
"GELİN BM'Yİ ADALET BEKLENTİSİNİN SÖZCÜSÜ HALİNE GETİRELİM"
Bugün dünyanın en zengin 62 kişisinin malvarlığı toplam nüfusun yaklaşık yarısına denk ise burada bir sorun var demektir. Afrika'da doğan bir çocuğun ömrünün ilk aylarında ölme ihtimali bu şehirde doğana göre 9 kat fazlaysa burada bir sorun var demektir. Hz. Mevlana adaleti bir şeyi yerli yerine koymak yani hakkı sahibine vermek olarak tanımlıyor. Gelin bu dünyada her şeyin yerli yerine konulmasını sağlamak için BM'yi adalet beklentisinin sözcüsü haline getirelim. Gelin ezilene kalkan olacak gelecek nesillere umut aşılayacak küresel yönetim sistemi kuralım. Hz. Mevlana'ya göre zalim üzerine düşen görevi yerine getirmeyen kişidir.
"SIĞINMACILAR İÇİN DAHA FAZLA DESTEK BEKLİYORUZ"
4 milyondan fazla sığınmacıyı dünyada başka örneği olmayan hizmetler sunarak misafir ediyoruz. Harcanan tutar 32 milyar doları buldu. Dışarıdan aldığımız destek uluslararası kuruluşlardan 600 milyon dolar, Avrupa'dan da verilen tutar 1,7 milyar avro düzeyinde. AB'nin 3 milyar avro+3 milyar avro destek vaadi yeteri kadar etkin şekilde kullanılmıyor. Sığınmacılara sağladığı imkanlarla Avrupa başta olmak üzere mülteci akınının önüne geçen Türkiye'ye daha esnek şartlarda daha fazla destek verilmesini bekliyoruz.
Suriye'deki gelişmeler karşısında aktif bir tutum içindeyiz. Suriye'nin yeniden huzurlu bir yer haline gelmesini sağlamaya çalışıyoruz. Afrin bölgesini PKK, PYD/YPG'den temizleyerek güvenli ve huzurlu bir yer haline getirdik. Son olarak Rusya'yla birlikte imzalanan Soçi mutabakatıyla İdlib çatışmasızlık bölgesindeki kanlı saldırıların önüne geçtik. Suriye'de barışa ve siyasi çözüme giden yolu açık tuttuğumuza inanıyoruz. Hedefimiz Suriye topraklarının tamamını teröristlerden temizlemektir. Bir yandan terör örgütlerini desteklemek, bir yandan mültecilere kapıları kapatmak kimsenin geleceğini daha güvenli yapmaz. Gelin Suriye Irak, Yemen, Libya, Afganistan, Ukrayna gibi sorun alanlarının çözüm alanları için yapıcı gayretler ortaya koyalım.
"ÜLKELERİ FETÖ'YE KARŞI HAREKETE GEÇMEYE DAVET EDİYORUM"
Terör örgütlerinin hepsi güçlerini silahlı eylemlerden almıyor. Ülkemizde 15 Temmuz 2016 gecesi darbe girişimine kalkan FETO böyle bir terör örgütüdür. Bunun başı nerededir. Şu anda ABD'de Pensilvanya'dadır. ABD Pensilvanya'dan dünyaya terör ihraç ediyor. Ülkemizde 40 yıl boyunca aldatmacayla gelişen terör örgütü gerçek yüzünü göstermiştir. Ardı ardına darbe teşebbüsleri başlatmıştır. Bu terör örgütünün dünyanın dört bir yanında benzer faaliyetler yürüttüğünü görüyoruz. Dost bildiğimiz ülkeler FETÖ'cüleri vermemekte direniyor. FETÖ terör örgütünün ABD'nin 27 eyaletinde sadece charter okullar aracılığıyla devlet bütçesinden aldığı para 763 milyon dolardır. Buradan tüm dünya ülkelerini, FETÖ terör örgütüne karşı dikkatli olmaya ve harekete geçmeye davet ediyorum.
Ticari anlaşmaların keyfi bir şekilde iptal edilmesi, ekonomik yaptırımların silah gibi kullanılması karşısında hiçbirimiz sessiz kalamayız. Dünya ticaret düzeninin tek taraflı kararlarla bozulmasına engel olmak için hep birlikte çalışmalıyız. Bugün bazı ülkeler ısrarla kaos çıkarmaya çalışıyor. Merhametin, vicdanın, hukukun, hakkaniyetin, umudun kaybolduğu bir dünya düzeni kadar büyük tehlike yoktur. Biz, sorunlarımızı eşit şartlarda yürütülecek yapıcı diyalogla çözmekten yanayız. Her alanda olduğu gibi ekonomi konusunda da sorumlu hareket edilmesini bekliyoruz.
BM bünyesinde geleceğimiz olan gençlerimizle ilgili bir kuruluşa ihtiyaç bulunuyor. BM gençlik kuruluşunun tesis edilmesini merkezinin de İstanbul olmasını teklif ediyoruz. Halen inşa edilmekte olan gençlik merkezini bu kuruluşa tahsis edebiliriz. BM uluslararası yaşlılık ajansı ülkemizde kuruluyor. 10 Aralık'ta İstanbul'da gerçekleşecek bu kurultaya sizleri davet ediyoruz.
Sayfa başına git