Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde Proje Bazlı Teşvik Sistemi Tanıtımı ve 2017 Yılında Hazırlıkları Tamamlanan Yatırımlara Teşvik Belgesi Dağıtım Töreni'ne katıldı.
Törende konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
23 projeye ve 19 firmamıza vereceğimiz teşvik belgelerinin hayırlı olmasını diliyorum. Bu projelerin 135 milyar lira yatırım bedeli olduğunu görüyoruz. Geçen yıl 47 milyar dolara ulaşan cari açıkta 19 milyar dolarlık iyileşme sağlamış olacağız. Geçtiğimiz 15 yılda milli geliri 860 milyar dolara çıkartarak ülkemizi 3,5 kattan fazla büyütmeyi başardık. Ortalama büyüme oranımız yüzde 5,8 düzeyinde gerçekleşti. Geçen yıl yüzde 7,4 ile ortalamanın üzerine çıktık. Birileri şunu söylüyor; fazla büyüme hayırlı değildir, isabetli değildir.. Niye? Kıskançlık, başka bir şey değil. Büyüme oranınız ne kadar artarsa o kadar güçlü olacaksınız. Türkiye büyüdükçe işadamıyla çalışanıyla hep birlikte kazanıyoruz. Çalışanların milli gelirden aldıkları pay yüzde 25 iken bu oran yüzde 30,5 düzeyine geldi. 2005'te 19 milyon 600 olan çalışan sayısı geçen yıl 28 milyon 200 bine yükseldi. İşsizlik halen yüzde 10'un üzerinde görünüyorsa da bunu da en kısa sürede tek haneli rakamlara indireceğiz. Turizmde inşallah bu sezon hem turist sayısı hem gelir bakımından yeni rekorlara imza atacağız. Doğuyu ihmat etmeyin. Van, Ağrı, Iğdır, buraları ihmal etmeyin.
Kamu borçlarının milli gelire oranı yüzde 8,5'in altına düştü. Vergi gelirlerinin neredeyse tamamına yakını borç faizlerinin ödemesine giden bir Türkiye vardı. 2017 yılında 630 milyar lira bütçe geliri elde eden türkiye toplam 143 milyar lira borç ödemesi gerçekleştirdi. Bütçe gelirleri beş kattan fazla artarken, borç ödememiz aynı kalmıştır. Ortaya çıkan bu kaynakla ülkemizi her alanda büyüttük.
"YÜKSEK FAİZDEN KURTARACAKSIN Kİ YATIRIM YAPILABİLSİN"
2023 hedefimiz olan Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için bugünkü Türkiye'yi iki kat daha büyütmemiz gerekiyor. Büyüme demek yatırım demektir, istihdam demektir, üretim demektir. Yeni yatırımlara ihtiyacı olan Türkiye'nin önünde hem teknik hem de psikolojik bir engel var. O da cari açık sorunudur. Ekonomiyle ilgili değerlendirme yapan herkesin bu sorunu çözmenin yolu da teknoloji ve sermaye konusunda yeni yaklaşımlar geliştirmekten geçiyor. Birileri Akkuyu'dan rahatsız oluyor. Bütün bunlar Türkiye'nin nereye gittiğini gösteriyor. S 400 diyoruz birileri rahatsız oluyor. Yüksek teknolojiye dayalı yatırım demek çok ciddi sermaye, ciddi kapasite etkili Ar-Ge demektir. Bunlar için de daha önce hiç uygulanmamış teşviklere ihtiyaç var. Gelecekte cari açık, yüksek faiz, borç prangasindın kurtulmak için bugünden bu tedbirleri almalıyız. Cumhurbaşkanı faiz konusunda devamlı konuşuyor... Ne yapacağım? Faiz oranlarını aşağı düşürmedikten sonra yatırım yapılabilir mi? Öncelikle yüksek faizden yatırımcıyı kurtaracaksın ki yatırımlar yapılabilsin. Proje bazlı yatırım teşvik sistemi bu ihtiyacın neticesi olarak ortaya çıkmıştır.
"BİZDEN SİZE TAKOZ OLMAZ"
Türkiye'nin gerçek gündemi işte budur. Asıl tartışmamız, konuşmamız, tekliflerimizle yön vermemiz konular bunlardır. Her kim, ülkemizin asli meselelerini bırakıp siyaseti ve milleti dedikoduyla meşgul ediyorsa onun heybesi boştur. Meclis kürsüsünü panayır yerine çevirenlerin Türkiye'ye söyleyecek bir sözü yoktur. Yatırımın olmadığı yerde devlet alacak vergi de bulamaz. Ömründe hiç iş kurmamış, beş koyun gütmemiş, aldığı koyunları da kaybetmiş, çalışmamış üretmemiş birilerine bunları anlatmak beyhude bir çabadır. Sene 2002 Kasım ve şu anda 2018 neredeydik, nereye geldik. Bizden size takoz olmaz, önünüzdeki takozların temizlenmesi olur.