Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen 8. Uluslararası Öğrenciler Mezuniyet Töreni'nde konuştu.
Konuşmasına, "Buradan Birleşmiş Milletler Salonu'nu andıran bu güzel kardeşlik tablosundan, dünyanın dört bir yanındaki gençlerimizi özellikle selamlıyorum." diyerek başlayan Erdoğan, mezuniyet törenleri vesilesiyle bir araya geldikleri bin 500 öğrenciyi ayrı ayrı tebrik etti. Erdoğan, Türkiye burslarıyla üniversitelerde halen öğrenim gören tüm uluslararası öğrencilere başarılar diledi.
Türkiye'de eğitim öğretim gördükten sonra 165 ayrı ülkede kendi halklarına hizmet veren tüm mezunlara da selam gönderen Erdoğan, aileleriyle birlikte burada bulunan mezunlara Türkiye'de bir kez daha özellikle bu yaşadıkları süreci mutluluğa çevirmeleri dileğinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu salonda geleceğin bakanlarını, başbakanlarını, siyasetçilerini, sanatçılarını, inşallah Nobel ödülleri alacak bilim adamlarını görüyorum. Bu salonda eserleriyle, çalışmalarıyla hem kendi ülkelerine hem de tüm insanlığa hizmet edecek gönül neferlerini görüyorum. Rabbim yolunuzu, bahtınızı açık eylesin." diye konuştu.
Uluslararası öğrencilerin ve mezunların her birini büyük Türkiye ailesinin birer mensubu ve aynı zamanda kendi ülkelerindeki doğal temsilcileri olarak gördüğünü ifade eden Erdoğan, "Türkiye bursları ve kendi imkanlarıyla ülkemizde eğitim öğretim gören gerek mezunlarımıza gerek öğrencilerimize milletimizin kalbi de devletimizin kapıları da daima açıktır. Biz sizleri hiçbir zaman unutmayacağız, sizlerin de bizi daima kalbinizde yaşatacağınıza inanıyorum." dedi.
Programın başlangıcından bugüne kadar Türkiye bursları vasıtasıyla ülkede eğitim öğretim gören mezunların sayısının yaklaşık 150 bin civarında olduğunu belirten Erdoğan, bu vesileyle uluslararası öğrenci projesinin çeyrek asır önce temellerini atan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı rahmetle yad ettiğini söyledi. Erdoğan, son 7 yıldır Türkiye bursları adıyla yürütülen bu hayırlı işin programında emeği geçenlere teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye burslarına sadece bu yıl dünya genelinde yaklaşık 147 bin başvurunun olması, atılan hayırlı adımın dalga dalga büyüyerek amacına ulaştığını gösteriyor. Türkiye burslarına en çok başvurunun Suriye, Filistin, Afganistan, Yemen, Irak, Somali, Myanmar gibi ciddi sıkıntılarla boğuşan yerlerden gelmesini programın asli gayesine ulaşmasının işareti olarak görüyorum. Yükseköğrenimde küresel düzeyde bir fırsat eşitliği haline dönüşen burs programımızı geliştirerek sürdürmekte kararlıyız. Ülkemizde halen kendi imkanlarıyla veya burslu olarak eğitim gören 182 ayrı ülkeden 150 bin uluslararası öğrenciye ev sahipliği yapıyoruz. Ülkemizdeki üniversitelerden de uluslararası öğrencilerin akademik ve sosyal ihtiyaçlarını daha fazla karşılayacak şekilde kapasitelerini geliştirmeleri için gayret göstermelerini bekliyorum. Hedefimiz 2023'te uluslararası öğrenci sayımızı 200 bine çıkarmaktır. Dünyanın en kadim eğitim kurumlarına ev sahipliği yapan bu toprakları inşallah yeniden en ön sıralara çıkaracağız. Üniversite sayımızı 76'dan 206'ya çıkarmakla, akademisyen sayımızı 70 binden 166 bine yükseltmekle bunun ilk adımlarını attık."
"JAPONYA'DAKİ ÖRNEK"
G20 zirvesinde Japonya'da bulunduğunu anımsatan Erdoğan, Japonya'daki 800 üniversitenin yüzde 10'u, yani 80 tanesinin sadece kızlardan oluşan kadın üniversitesi olduğunu aktardı. Bu üniversitelerden biri tarafından şahsına fahri doktora unvanı verildiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tabii 80 üniversitenin bu şekilde olması, kreşten alıp ilk, orta, lise ardından da üniversite olmak suretiyle çok farklı bir yapıyı Japonya'da oluşturmuş durumdalar. Ve bütün bunlarla beraber bu alanda atılan adımın bizler için önem arz ettiğini şu anda YÖK Başkanına hatırlatıyorum, çalışmanı da buna göre yap. Çok önemli bir şey. Türkiye de benzer bir adımı atmalı. Zira şöyle lise yıllarımızda ülkemizde de kız liselerinden tutun erkek liselerine varıncaya kadar bunların hepsi yok muydu? Vardı. Sonra bunların hepsini karıştırdılar birbirine, bir değişik hale getirdiler, şimdi yeniden bunları toparlama dönemine girmiş bulunuyoruz. Fakat Japonya'daki örnek çok çok ilginçti. 800 üniversitenin yüzde 10'u, 80 üniversitenin sadece kız üniversitesi olması ve bunların da kreşten başlayıp, ilk, orta, lise sonra üniversiteye gelmesi manidardı."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Maarif Vakfı aracılığıyla yurt dışında faaliyete geçirilen 2 üniversite, 269 okul ve 35 yurt bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Pek çok sivil toplum kuruluşumuzun da yurt içinde ve dışında benzer atılımları olduğunu biliyoruz. Şimdi alt yapıyı daha da güçlendirme ve kaliteyi yükseltme zamanıdır. Bunun için ilgili tüm kurumlarımızı daha fazla işbirliği yapmaya davet ediyorum. Uluslararası öğrencilere lisans, yüksek lisans, doktora düzeyinde eğitim vermek kadar onların mezuniyet sonrası çalışmalarını da yakından takip etmemiz gerektiğine inanıyorum. Burada eğitim öğretim bitti, ondan sonra takip etmeyelim yok. Ondan sonra da aynı şekilde YTB bunların takibini yapması lazım. Ülkelerine döndüklerinde ne yapıyorlar, neyle meşguller? Adım adım takip, burayla ilişkilerin devamını sağlamak, yoksa bunun hiçbir hayrı olmaz. Çünkü biz sizleri ülkenize döndüğünüz zaman Türkiye'nin ülkenizdeki misyon şefleri olarak görüyoruz, böyle görmek istiyoruz."
Erdoğan, halen 22 ayrı ülkede, 23 mezunlar derneği bulunduğunu söyledi.
Mezunların bulunduğu her ülkede bir kontak noktasının şart olduğunu ifade eden Erdoğan, bunun için diğer ülkelerdeki mezun derneklerinin kuruluş çalışmalarının hızlandırılması gerektiğini düşündüğünü dile getirdi.
Erdoğan, mezunların kendi ülkelerinde veya hayatlarını devam ettirdikleri her yerde Türkiye'nin daima yanlarında olacağından şüphe duymamaları gerektiğini belirterek, "Çünkü sizler, artık bizim evlatlarımız, kardeşlerimizsiniz. Kardeşin kardeş üzerindeki hakkı bunu gerektirir. Bizim kültürümüzde kardeşlik, mekanla ve zamanla sınırlı değildir. Kardeşlik, son nefese kadar devam edecek bir muhabbettir, bir bağdır, bir hukuktur." diye konuştu.
"TÜRKÇE ARTIK SİZLERİN ORTAK DİLİDİR"
Uluslararası öğrencilerle, ailelere ve evlatlara miras kalacak bir gönül köprüsü kurulduğuna inandığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hem öğrencilerimizden hem mezunlarımızdan beklentim, nerede yaşarsanız yaşayın, ne iş yaparsanız yapın bu ülke ile ve birbirinizle olan temasını asla koparmayın. Böylesine büyük bir ilişki ağı günümüz dünyasında paha biçilemez bir hazinedir. En önemlisi, Türkçe artık sizlerin ortak dilidir. Avrupa'da 6 milyonun üzerinde ülkemiz kökenli insanımız yaşıyor. Balkanlarda Türkçe canlı bir şekilde varlığını sürdürüyor. Kuzey Afrika'dan Orta Asya'ya, Doğu Avrupa'dan Güney Asya'ya kadar geniş bir coğrafyada Tükçe ile iletişim kurmanız, işinizi yürütmeniz, hayatınızı sürdürmeniz mümkündür.
Gelin, elimizdeki bu iletişim ağını ve dil avantajını en güzel, en verimli, en hasbi şekilde değerlendirelim. Dünyanın en acımasız yöntemlerle sürdürülen siyasi, ticari, askeri mücadelelere sahne olduğu şu dönemde böylesine bir birliğin, beraberliğin, dayanışmanın üstesinden gelemeyeceği zorluk yoktur. Vicdanın, ahlakın, merhametin, adaletin hakim olduğu bir küresel düzeni inşa edene kadar, hep birlikte durmadan dinlenmeden çalışmalıyız ancak bu şekilde gelecek nesillere hayırla yad edilebilecek bir miras bırakabiliriz."
"GEREKLİ DERSLERİ ÇIKARTARAK İSTİKBALİMİZİ İNŞA ETMEYE ÇALIŞIYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iletişim teknolojisinin baş döndürücü bir şekilde geliştiğine dikkati çekerek, "Dünyanın devasa bir küreye dönüştüğü enformasyon çağının tam ortasındayız. Artık saniyeler içinde yer kürenin en ücra köşesindeki hadiselerden haberdar oluyor, alternatif medya kanallarından sesimizi de duyurabiliyoruz." dedi.
Gelişen imkanların birçok faydanın yanında ciddi zorlukları, sınamaları, asimetrik tehditleri de beraberinde getirdiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu süreçte kavram dünyamız, hadiseleri yorumlama biçimimiz, meselelere bakış açımız da büyük bir dönüşüm geçiriyor. Her gün daha önce olmayan, kullanılma ihtiyacı istenilmeyen kavramlarla tanışıyor, asimetrik tehditlerle yüzleşiyoruz. Algıların, olguların yerine geçtiği, dijital savaşların cephe savaşlarından çok daha yıkıcı hale dönüştüğü, kurguyla hakikat arasındaki çizginin her geçen gün daha da soluklaştığı bir çağın içindeyiz. Bu durum karışsında ne yapabiliriz?
Elbette tarihi geriye saramaz, olana olmamış gibi davranamayız. Bize düşen, bu gelişmeleri kendi değerlerimiz ve ilkelerimiz çerçevesinde yönlendirmeye çalışmaktır. Siyasetçiler, yöneticiler, akademisyenler, öğrenciler olarak hep birlikte bu yeni durumla, yeni dünya ile başa çıkabilecek ve durumu kendi lehimize çevirebilecek yöntemler geliştirmeliyiz. Bunu sadece milletimiz ve ülkemiz için değil, aynı zamanda sizlerin, evlatlarımızın da geleceği için yapmak zorundayız. Türkiye olarak, her alanda adımlarımızı işte bu anlayışla atıyor, yaşadığımız hadiselerin ışığında yarınımıza istikamet çiziyoruz. Tarihimizden güç alarak, başımıza gelenlerden gerekli dersleri çıkartarak istikbalimizi inşa etmeye çalışıyoruz."
"ONURLU DURUŞUMUZU SONUNA KADAR MUHAFAZA EDECEĞİZ"
Başarıların sayısını artırmaya, zaferlerin çapını büyütmeye, daha önce yapılan yanlışları düzeltmeye gayret ettiklerini dile getiren Erdoğan, bu noktada son 17 yılda çok büyük mesafe alındığına işaret etti.
Erdoğan, siyasetten ticarete, eğitimden sağlığa, teknolojiden savunmaya kadar pek çok alanda Türkiye'yi ileriye taşıdıklarını vurgulayarak şunları kaydetti:
"Şayet bugün pasaportu itibar gören, bölgesinde ve dünyada kendinden söz ettiren bir Türkiye varsa hiç şüphesiz bu son dönemde attığımız adımların neticesidir. Eğer bugün 'Dünya 5'ten büyüktür' gerçeğini cesaretle dillendirebilen bir Türkiye varsa katettiğimiz mesafenin verdiği öz güven sayesindedir.
Dünyanın neresinde olursa olsun haksızlık, hukuksuzluk karşısında sesini yükselten bir Türkiye varsa, bu bizim dönemimizde yakalanan başarının sonucudur. Bugün Filistin davasını sahiplenen, Afrika'ya el uzatan, Orta Asya ve Balkanlar'daki kardeşlerine sahip çıkan bir Türkiye varsa, bu ekonomiyle beraber diplomaside imza attığımız zaferlerin meyvesidir. Birleşmiş Milletlerden G-20'ye, NATO'dan daha pek çok uluslararası iş birliği platformuna kadar her zeminde kendimizle birlikte tüm dostlarımızın ve kardeşlerimizin de sesi olmak için çalışıyoruz. İnşallah bu onurlu duruşumuzu, hem kendimiz hem dostlarımız için sonuna kadar da muhafaza edeceğiz."
Erdoğan, uluslararası öğrencilere önemli bir gerçeğin hatırlatılmasında fayda olduğunu belirterek, "Sizler, tarih boyunca din, dil, renk, kültür ayrımı yapmadan tüm mazlumlara, tüm mağdurlara yüreğini ve kapısını açmış necip bir ülkede bulunuyorsunuz." dedi.
Türkiye'nin, geçmişteki zaferleri ve yenilgilerini anarken gurur veya husumet duygularını kabartmak yerine gelecek için dersler çıkarttığını belirten Erdoğan, "Tarih boyunca yaşadığımız sayısız acıya, zulüm ve ihanete rağmen hiçbir zaman kin, nefret, ayrımcılık, ötekileştirme ve hakir görme yanlışına asla düşmedik. Vatanımızı korurken de yurt dışında terörle mücadele ederken de dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın, zulümlere tepkimizi koyarken de asla intikam alma anlayışıyla hareket etmedik." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Türkiye'nin adaletin, kendi vatandaşları ile birlikte tüm kardeşlerinin hakkını, hukukunu, refahını ve güvenliğini korumanın peşinde olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"İster DEAŞ'lı ister PKK'lı ister kendi insanına kurşun sıkan FETÖ'cü isterse Neo-Nazi terörü olsun, eli kanlı katillerin bizi ve İslam dünyasını çekmek istediği tuzağa asla düşmeyeceğiz. Çünkü bunların hepsi aynı madalyonun farklı yüzleri. Bugüne kadar şiddeti asla sistematik bir mücadele yöntemi olarak benimsemedik. Meşru zemin ve meşru araçlar varken, demokrasi, diplomasi ve sandık varken asla gayri meşru yollara tevessül etmedik. İnşallah bundan sonra da aynı ilkeli tavrımızı devam ettireceğiz."
"HUKUK, DEMOKRASİ, AHLAK VE MEŞRUİYETTEN ÖDÜN VERİLMEYECEK"
Türkiye'ye yönelik haksızlıklarla mücadele ederken hukuk, demokrasi, ahlak ve meşruiyet zemininden ödün verilmeyeceğinin altını çizen Erdoğan, "Kadim tarihimizden aldığımız ilham ile modern köleliğin görünmeyen zincirlerini kırmanın en etkili yolunu da eğitim ve öğretim olarak görüyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, hem Türkiye'nin hem de Türkiye'de eğitim alan uluslararası öğrenciler için önceliklerinin başına eğitim ve öğretim meselesini aldıklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Ülkemizin bu alanda yaptığı yatırımların sebebi, kaynaklarını kullanacak yer bulamaması değildir. Siyasi ve ekonomik bağımsızlığın, insani hayat şartlarına ulaşmanın yolunun eğitim öğretimden geçtiğine inandığımız için bu yolu tercih ettik. Ülkelerinizde etkili birer kanaat önderi, rol model olacağınıza inandığım sizlerden, bu değerlere hayatınız boyunca sıkı sıkıya bağlı kalmanızı istiyorum."
Konuşmasının ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, altında "Türkiye, Türkiye'den büyüktür" yazan, Türkiye'de öğrenim gören öğrencilerin ülkelerinin isimleriyle resmedilmiş Türkiye haritasının bulunduğu tablo takdim edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra dereceye giren öğrencilere ödül ve mezuniyet belgelerini verdi. Aile fotoğrafı çekilmesi sonrasında Erdoğan'ın, "Kepleri havaya atmak adettendir ancak kepleri karıştırmasınlar. Buyurun hayırlı olsun." sözlerinin ardından, öğrenciler keplerini havaya atarak mezuniyeti kutladı.
Törene, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, eski TBMM Başkanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Kültür Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da katıldı.(AA)