Döviz kurunda yaşanan dalgalanma nedeniyle tıbbi malzeme ve ilaç temininde yaşanan sorunlar devam ediyor. Aylardır devam eden ve gün geçtikçe derinleşen ilaç krizi, başta kanser olmak üzere birçok hastalığın teşhisinde önemli rol oynayan görüntüleme yöntemlerinden ilaçlı tomografiyi de vurdu. Hastalar, tomografi çekimlerinde kullanılan ilaçları piyasada bulamadıkları için sağlık hizmeti alamıyor.
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in haberine göre ilaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan sabit kur ile reel kur arasındaki farktan dolayı firmaların satış yapmaktan kaçındığı belirtilirken, kentin altını üstüne getiren hastalar film için ilaç bulamıyor. Eczaneler ise çareyi camlarına “Film ilacı yoktur” yazısı asmakta buluyor.
SAĞLIK HİZMETLERİ TRAVMA YAŞIYOR
Kur farkından dolayı yaşanan ilaç krizinin geldiği noktayı “Sadece binalardan oluşan bir sağlık hizmeti var” sözleriyle özetleyen Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Eş Başkanı Erkan Batmaz, “Aslında bir süredir ısrarla söylediğimiz hastanelerdeki ameliyatlara dahi engel olabilecek ekipman ve koruyucu malzeme eksiklikleri yeni bir seviyeye geldi. Sağlık hizmetleri büyük bir travma yaşıyor. İlaç eksikliği her geçen gün artarak devam ediyor. Kanserli hastaların belli kürleri için alınması gereken ilaçlar dahi hastanelerde bulunmuyor. Hastalar tarafından bir şekilde tedarik edilip tedavileri yapılıyor. Maalesef en hassas ve tedaviye ihtiyaç duyan kanser hastalarında bile artık sağlığa ulaşımın parayla sağlandığı bir durum söz konusu. Tomografi gibi tetkikler için kullanılan belli ilaçlar bulunamıyor. Bunları düşündüğümüzde artık hastanelerimizde vahim durumu şöyle özetleyebiliriz. Hiçbir şeyin olmadığı, sadece binalardan oluşan bir sağlık hizmeti var” dedi.
ANTİBİYOTİK BİLE YOK
Acilen sağlığa ayrılan bütçede artış yapılması gerektiğini dile getiren Batmaz, “Malzeme, çalışan ve ekipman eksikliği ile beraber iflasa doğru giden bir hizmetten söz edebiliriz. Bu artık hem halk sağlığını hem de sağlık emekçilerinin sağlığını tehlikeye atmakta. Biran önce sağlığa ayrılan bütçenin revize edilerek belli bir artış sağlanması gerekiyor. Çünkü bugün ilaç dediğimiz şey bir hastanın en temel hakkı ama maalesef en basit antibiyotikler bile hastane eczanelerinde olmadığı için hastalara dış reçete yapıp aldırılmaya çalışılıyor. Bu nokta bizim için artık maalesef kuyunun, karanlığın en dibi... 8 Şubat’ta yapacağımız grevin temel nedenlerinden biri de bu aslında. Sağlık emekçilerinin hakları birinci maddemiz ancak halk sağlığı ve sağlık hizmetlerinin ulaşılabilir olması da ikinci maddemiz. Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın artık işlemez hale geldiği ve sağlık değil tamamen sağlıksızlık ürettiği aşikar” ifadelerini kullandı.
BÜYÜK MAĞDURİYETLER VAR
İzmir’de büyük bir hastanede çalışan sağlık emekçisi de ilaç krizi sebebiyle yaşanan mağduriyetleri şöyle anlattı: “Kontrastlı tomografi çekimlerinde kullanılan ilaçlar piyasada bulunamıyor. Başta kanser olmak üzere birçok hastalığın teşhisinde önemli rol oynayan bu ilaçlar bulunamadığı için hastalar kontrastlı tomografi çektiremiyor. Ama asıl nedeni ilacın bulunamaması değil ilaca yapılacak zammı bekliyorlar. Bu durum yaklaşık 1 ay sürecek ve daha ilk günden büyük mağduriyetler var. Hastalar İzmir’i alt üst edip ilacı bulamadıklarını söylüyorlar. Aslında bu bir suç ama ne eczaneler hastalara ne de ecza depoları eczanelere ilaç vermiyor. Eczaneler de suçu depolara atıyor. Şimdiye kadar ‘Bizim ilacı yaz’ diye kapı kapı dolaşan mümessiller de bir süredir gelmiyorlar. Hastalar eczanelerin ‘Tomografi ilacı yok’ diye cama yazı astıklarını söylüyor.” (Çağla Geniş / İlkses Gazetesi)