Türkiye tarihinin en ağır kiracı-ev sahibi ilişkisi yaşanıyor. Ev sahibi kiracıyı çıkarmak için türlü yöntemlere başvururken kiracı da yasal haklarını kullanmak için direniyor. Mahkemeler ise davalarla dolup taşıyor.
Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç'ın haberine göre ev sahipleri, özellikle İstanbul’da kiracılarını çıkarmak için bugünlerde “Çık evi yıkacağım” tehdidiyle tahliye yöntemine başvuruyor. Çıkmak istemeyen kiracılardan ise astronomik kira artışları dayatılıyor.
Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, esaslı tadilat ve yıkımın bir tahliye nedeni olduğunu ancak bunun kiracıya bildirilmesi gerektiği gibi Yargıtay’ın da bu konuda avan proje (ön hazırlık) ve mimari projeyi kiracıya sunulmasını zorunlu kıldığını söyledi.
Bu noktada ev sahibinin ancak kira sözleşmesi bitiminde bu talepte bulunabileceğini vurgulayan Kiraz, “Örneğin 1 Ocak 2022 başlangıç tarihli bir kira sözleşmesinde mal sahibi 1 Haziran 2023’te ‘Tahliye et, evi yıkacağım’ diyemez. Burada tek istisna kentsel dönüşüm. O noktada ise resmi olarak karot alınıp riskli yapı ilan edilen binadan hem mal sahibi hem kiracı 60+30 günün sonunda çıkmak durumunda” dedi.
DAVA 2-3 YIL SÜRÜYOR
Kiraz ayrıca, hiçbir ev sahibinin tahliye talebini ilettiği kiracısından çıkmıyor diye ek veya fahiş kira artış isteyemeyeceğini vurguladı. Kiraz şunlara dikkat çekti:
Mal sahibi dava açarsa 2-3 yıldan önce kira tespit veya tahliye kararı alamayacağını biliyor, kiracı da ihtar gönderilse dava açılsa bile bu sürenin farkında.
Son dönemde taraflar bir şekilde anlaşmaya çalışıyorlar. Kiracı veya mal sahibi tahliye için ya belli süre bedelsiz kirada kalma ve sonra tahliye veya bir bedel karşılığı tahliye yoluna gidiyorlar.
Türkiye’de her yıl 1 milyon civarında yeni konuta ihtiyaç var. 2016-2019 stok krizi dönemi sonrası, konut üretimi ihtiyacın yarısına ancak ulaşabildi.
Kiralık ev yok. Hatta dava süreleri nedeniyle mal sahipleri artık evlerini kiraya da vermiyor, boş tutuyor. Satmak isteyen kişi açısından kiracı artık bir dezavantaj.
Bu noktada mal sahipleri kiracılarını çıkarmak için borçlar kanununda yer alan nedenleri kullanmak zorunda. Bunlar ise “temerrüt”, “iki haklı ihtar”, “ihtiyaç”, “satın alma ve gereksinim”, “tahliye taahhüdü”, “esaslı tadilat tamirat ve yıkım”, “10 yıllık uzama süresi” ve “sözleşmeye esaslı aykırılık” nedeniyle tahliye şeklinde sıralanıyor.
YÜZDE 25 UZUYOR
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, konutta kira artışını yüzde 25 ile sınırlayan ve 1 Temmuz’da sona erecek düzenlemeyi uzatacaklarını, piyasa şartlarının üzerinde bir ortalama söz konusuysa yurttaşları koruyacaklarını söyledi.
YÖNETİMDE CİNSİYET EŞİTLİĞİ ÇOK UZAKTA
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun hazırladığı “Yönetim Kurulunda Kadın Türkiye Raporu, 2022”ye göre yönetim kurullarında 2021’de yüzde 16.7 olan kadın oranı, geçen yıl yüzde 17.5’e çıktı.
Araştırmaya göre SPK’nın önerdiği minimum kadın üye oranı olan yüzde 25’i yakalayan 137 şirket tüm şirketlerin sadece yüzde 28.8’ini oluşturdu. En az 3 kadın üyesi olan 60 şirket ise tüm şirketlerin yüzde 12’si. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Ata Can Bertay, Borsa İstanbul’daki 415 şirketin henüz karar mekanizmalarında etkin toplumsal cinsiyet çeşitliliğini sağlayamadığına dikkat çekti. (Cumhuriyet)