Eskiden gençler birbirini sevip evlenmeye karar verdiğinde, damat ya da gelin adayı ‘Bir araştıralım’ denilerek eşe dosta sorulurdu. Şimdilerde ise evlenmeyi düşünenler, ‘müstakbel eşlerini’ mahalle esnafı ya da komşulara sormak yerine özel dedektif tutuyor!
Çok değil, yakın bir zamana kadar… Birbirini seven iki genç evlilik kararı aldığında, aile büyüklerinin ağzından şöyle bir hassasiyet işitilirdi: ‘Bir araştıralım, soruşturalım!’ Gelin ya da damat adayının nasıl biri olduğunun eşe dosta sorularak öğrenilmeye çalışıldığı bu dönem artık geride kaldı. Günümüzde düğün hazırlığında olanlar, evlenecekleri kişiyi mahalle esnafı ya da komşulara sormak yerine özel dedektif tutuyor.
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in haberine göre son dönemde ‘evlilik öncesi araştırma’ hizmeti konusunda yoğun taleple karşılaştıklarını belirten özel dedektifler, çiftlerden biri onlara başvurduğunda ‘müstakbel eş’ hakkında detaylı bilgiler topluyor. İzmir’de 26 yıldır özel dedektiflik hizmeti veren Bilal Kartal, evlenecek kişilerin bu sayede maddi ve manevi kayıplara neden olacak sonuçlarla daha az karşılaştığını anlatıyor: “Eskiden aileler, adayı tanıyan kişilere sorar, kendi çocuklarına uygun bir eş olup olmayacağı yönünde bilgi sahibi olmak isterdi. Malum artık komşuluk kalmadığı için kimse kimseyi tanımıyor. Şimdi bu hizmeti satın almayı tercih ediyorlar. Gerçek mesleğini gizleyen, çocuğu olduğu halde yok diyen veya bekarım deyip evli çıkanlarla çok sık karşılaşıyoruz.”
EVLİLİK ÖNCESİ ‘İLGİNÇ’ ARAŞTIRMA
İzmir’de 26 yıldır özel dedektiflik hizmeti veren Bilal Kartal, çalışırken kişi hak ve özgürlüklerine müdahale etmediklerini, araştırmalarda, kamuya açık yerlerde ve açık bilgi kaynaklarından elde edilen bilgileri kullandıklarını belirtti. Kartal, “İnsanlar markalarının taklit edilip edilmediğini araştırılması, eş takibi, sadakat araştırması, öğrenci takibi, piyasa araştırması, ortaklık araştırması, evlilik öncesi araştırma ve benzeri birçok konu ile ilgili araştırma hizmetlerini özel dedektiflik şirketlerinden almaktadır. Yani özel dedektifler, polisin vazife ve salahiyet kanununda yapma yetkisi bulunmayan hizmetleri ücret karşılığında müşterilerine vermektedir. Ayrıca polisin aşırı iş yoğunluğundan dolayı yüksek özveri ile üzerinde yoğun çalışma yapamadığı bazı durumlarda soruşturmaya konu olan olayın mağdurları, mağduriyetlerini biran önce giderilmesi için soruşturmaya konu olan olayla ilgili özel dedektiflik şirketlerinden araştırma hizmeti satın almaktadırlar” dedi.
Müşteri taleplerinin zamana bağlı olarak farklılık gösterdiğini belirten Kartal, “Şirketimizden talep edilen hizmet türleri tarihsel olarak değişiklik arz etmektedir. Örneklemek gerekirse okulların açıldığı tarihlerde öğrenci takibi hizmeti, piyasalarda ekonomik krize bağlı durgunluklarda yaşanan karşılıksız çek senet ve dolandırıcılık olaylarının araştırılması, bazı durumlarda eş takibi ve sadakat araştırması hizmeti şirketimizden müşterilerimiz tarafından talep edilmekte” diye konuştu.
DELİL TOPLUYORUZ
Kartal, “Aldatılan eş eşine karşı açacağı boşanma davasında, eşinin aldatma eylemini ispatlayabilmesi için hukuka uygun olarak elde edilmiş elle tutulur gözle görülür somut, net, inandırıcı delillere ihtiyaç duymaktadır. Biz müşterilerimizin bu yönde hizmet talep ettiği durumlarda hukuka uygun olarak delil toplayarak müşterimizi boşanma sürecinde maddi ve manevi haklarını garanti altına alması için, delil toplama çalışmaları yapmaktayız” ifadelerini kullandı.
PALYAÇO DA OLDU DİLENCİ DE…
Kartal, “Dedektiflik gereği neler yapmak zorunda kaldınız? Mesela hangi kılıklara büründünüz?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Özel dedektifler mesleklerini icra ederken birçok zorluğun üstesinden gelmeleri gerekmektedir. Ben de mesleğimi icra ederken tanınmazlık, görünmezlik, bilinmezlik ve yüksek gizlilik yönlerinde birçok eylem gerçekleştirmekteyim. Zaman zaman palyaço, seyyar satıcı, dilenci, hurdacı, taksi şoförü, tezgahtar, şirket müdürü, fabrika çalışanı, işçi veya farklı bir meslek grubundan çalışan bir kişi olarak kılık kıyafet ve meslek grubuna girdiğim zamanlar olmuştur. Birçok hayati tehlike atlattığım durumlar oldu. Örneğin dolandırıcı bir çetenin kaldığı evi tespit ettiğimde üzerime ateş açıldı. Yine bir oto hırsızının çaldığı aracı sakladığı depoyu bulduğumda oto hırsızı tarafından üzerime silahla ateş açıldı. Rusya’da almış aldığım bir olayı aydınlatmaya giderken, binmiş olduğum Rus uçağının uçuş takımları açılmadığı için uçak zorunlu acil iniş yaptığı sırada, düşme tehlikesi geçirdim. Yine bir defasında bir otomobili takip ederken kullanmış olduğum aracımın frenleri patladığı için aracımı durdurmakta zorluk çekerek çok ciddi bir kaza atlattım. Özel Dedektiflik mesleği icra edilirken zaman zaman hayati tehlike geçirdiğimiz anlar sık sık yaşanmaktadır.”
YASAL DAYANAK
Dedektiflik mesleğinin henüz Türkiye’de altyapısının olmadığını aktaran Kartal, 1994’te TBMM’de kabul edilen ancak dönemin cumhurbaşkanı tarafından reddedilen Özel Dedektiflik Yasası’nı revize ederek hazırlanan taslağın yasalaşmasını beklediklerini dile getirdi. Kartal, “Dünyanın birçok ülkesinde özel dedektiflik mesleği uygulanmaktadır. Bazı ülkelerde özel dedektiflik kanunu bulunmamasına rağmen o ülkelerde bulunan mevcut yasalar ışığında özel dedektiflik mesleği uygulanmaktadır. Ülkemizde de özel dedektiflik mesleği yürürlükte olan mevcut yasalar ışığında hukuksal çerçevede uygulanmaktadır” şeklinde konuştu.
PAHALI BİR HİZMET Mİ?
Özel dedektiflik ücretlerinin verilecek olan hizmetin süresine, işin yapılış şekline ve işin yapılacağı coğrafi bölgeye göre değiştiğini söyleyen Kartal, şunları söyledi: “Günümüzde insanlarda; özel dedektiflerin zenginden çok, fakirden ücret aldığı yönünde bir kanaat oluşmuştur. Ancak oluşan bu kanaat son derece yanlıştır. Özel dedektiflik hizmeti almak isteyen kişiden gerekli bilgiler alındıktan sonra öncelikle işin mali bütçesi hesaplanarak tespit edilen maliyet ücreti üzerine firma masrafları ve firma karı eklenerek verilecek olan özel dedektiflik hizmetinin maliyeti hesaplanmaktadır.”
YALANCI GELİN VE DAMATLARIN PEŞİNDE
Evlilik öncesi araştırmaların da diğer çalışma alanları olduğunu aktaran Kartal, şunları söyledi: “İnsanlar özellikle sosyal medyada tanışmış oldukları kişilerle kısa süre içerisinde evlilik kararı alıyorlar. Ancak bazı art niyetli kişiler maddi ve manevi kazanımlar için çeşitli yalanlar söyleyerek kendilerini farklı tanıtabiliyor. Karşısındaki insana inanıp güvenenler hiçbir araştırma yapmadan bu kişilerle birliktelik yaşayabiliyorlar. Kendilerine evlilik teklifi eden kişilere yüklü miktarda maddi yardımlar yaparak sahtekar kişilere farkında olmadan yardımcı oluyorlar. Ancak bazı gerçeklerle yüz yüze geldiklerinde kişileri araştırma yoluna gidiyorlar.”
‘BEKARIM’ DİYEN EVLİ ÇIKIYOR
Evlilik teklifinde bulunan bazı kişilerin evli oldukları halde bekar olduklarını söylediğini belirten Kartal, “Söylenen yalanların başında en çok bu yer almakta. Bir diğeri ise kendi mesleklerini saklamaları. Bunları sırası ile ‘Sana aşık oldum, daha önce hiç evlenmedim, çocuğum yok, zenginim, arabam var, eski eşim ile görüşmüyorum, nafaka vermiyorum, sabıkam yok, oturduğum ev kendime ait’ gibi yalanlar izlemekte. Hatta bazen bu ve benzeri yalanlarla kandırdıkları kişileri evlilik vaadi ile kandırarak dolandırmaktalar” dedi.
10 KİŞİDEN 7’Sİ YALAN SÖYLÜYOR
Kartal, “Evlilik öncesi araştırma hizmeti isteyen kişilerle öncesinde görüşmeler yapıyoruz. Araştırılması istenilen eş adayının bazı bilgilerine ulaşarak stratejimizi belirliyoruz. Sonrasında kişi sabah evden çıkıp gece eve girinceye kadar dışarıda fiziki takibi yapıyoruz. Araştırması yapılan şahsın oturduğu gerçek ev adresi, gerçek mesleği, gerçekte kullandığı aracı, uyuşturucu, aldatma, kumar ve benzeri alışkanlıklarının olup olmadığı konularında gerekli bilgileri müşterilerimize dosya halinde teslim ediyoruz. 10 kişiden 7’sinin evlenilecek doğru kişi olmadığı yönünde kuvvetli delillerle karşılaşıyoruz.” ifadelerini kullandı. (Çağla Geniş/İlkses Gazetesi)