İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri, eşi ölen Mine Durak'ın oğluna iyi bakmadığı ve şiddet uyguladığı ihbarı ile harekete geçti. Ekipler, 2019 yılının eylül ayında inceleme başlattı. Polis, uzun süre eve gelmeyen Mine Durak'ı yakınlarının yanında buldu. Küçük Eymen'e ise ulaşamadı. Polise çelişkili ifade veren Durak, oğlunun erkek arkadaşı tarafından dövülerek öldürüldüğünü öne sürdü. Durak'ın gösterdiği yerde arama yapan polis, ağzı tuğlayla kapatılmış tandır çukurundaki poşette, Eymen'in elleri ve ayakları bağlı cansız bedenini buldu. Eymen'in cesedi, otopsiiçin İzmir Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Polis ekipleri, Mine Durak ile sevgilisi Serkan Elçetin ve onun erkek kardeşi E.E.'yi gözaltına aldı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Durak ve Elçetin, tutuklandı, E.E. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İSTİNAF İLK KARARI BOZDU
İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde geçen yıl 9 Temmuz'da görülen davanın karar duruşmasında; sanıklardan Mine Durak'a 'nitelikli kasten öldürme' ve 'eziyet' suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu ve 7 yıl hapis, Serkan Elçetin'e de aynı suçlardan ağırlaştırılmış ömür boyu ve 6 yıl hapis cezası verildi. Sanık avukatları cezayı fazla, Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları ise cezaların az olduğu gerekçesiyle karara itiraz etti. Dosya, İstinaf Mahkemesi'ne taşındı. Dosyayı inceleyen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1'inci Ceza Dairesi, yerel mahkemede yapılan yargılamada; sanık Serkan Elçetin'in cep telefonunun kilitli olması nedeniyle incelenemediği için Jandarma Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı'na gönderilerek, bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğine karar verdi. Sanık Durak'ın ise cezai ehliyeti konusunda İstanbul Adli Tıp Kurumu 4'üncü İhtisas Kurulu'ndan rapor aldırılmasına hükmedilerek, yerel mahkemenin kararı bozuldu.
İSTİSMAR GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI
Bozma kararının ardından İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde 25 Mart'ta dava, tekrar görülmeye başlandı. Mahkeme başkanı, sanık Mine Durak'ın cezai ehliyetinin belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu 4'üncü İhtisas Kurulu'ndan rapor alınmasını, sanık Serkan Elçetin'in telefonunda minik Eymen'e ait istismar görüntüsü olup olmadığının tespiti için bilirkişi raporu istedi. Bilirkişi raporu tamamlanarak, dava dosyasına girdi. Raporda, Eymen'in yaşça büyük bir erkeğin istismarına uğradığı görüntülerin olduğu, Eymen'in bir araçta tamamen çıplak halde ve vücudu ile yüzünde darp izinin görüldüğü fotoğrafların bulunduğu belirtildi. İncelemede, Mine Durak'ın Eymen ile çekilmiş videosu da bulundu. Söz konusu videoda Durak'ın, minik Eymen'i istismar ettiği görüntüler olduğu belirtildi. İncelemede, Durak'ın uyuşturucu madde yapımında kullanılan bir mekanizmayla çekilmiş video kaydının da bulunduğu tespit edildi.
'GÜZELBAHÇE DENİZ HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU'
Ayrıca telefonda, 'Güzelbahçe Deniz' ismiyle kayıtlı bir kişiyle mesajlaşmalar da yer aldı. 'Güzelbahçe Deniz' isimli kişinin Elçetin'e, cinsel içerikli mesajlar gönderdiği belirtildi. Elçetin'in telefon kaydında, 'Aa Annem' olarak kayıtlı kişiden, 'Sen Mine'ye mesaj at. Oğlunun ifadesini alacakmış. Götürsün, gitsin. Polis çok ciddi konuştu. Sakın yanlış bir şey söyleme oğlum' şeklinde mesajların olduğu da yine raporda yer aldı. Elçetin'in telefon rehberinde 'Mineee' ismiyle kayıtlı numaraya cinsel içerikli mesajlar da attığı belirtildi. Öte yandan bilirkişi raporunun ardından mahkemenin, Elçetin'in telefonunda 'Güzelbahçe Deniz' olarak kayıtlı kişi hakkında suç duyurusunda bulunduğu öğrenildi. Adli Tıp 4. İhtisas Kurulu'nca hazırlanan raporda Durak'a yapılan muayene sonucunda cezai sorumluluğunu ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı ve zeka geriliği saptanmadığı ve bulunduğu suçlara karşı cezai sorumluluğunun tam olduğu belirtildi. İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde temmuz ayında görülen duruşmada mahkeme heyeti, Durak ve Elçetin'i birlikte 'fikir ve eylem birliği içinde hareket edip kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanıklara, 'çocuğun nitelikli istismarı' suçundan 20'er yıl hapis cezası verildi, bu ceza suçun birden fazla kişiyle gerçekleştirilmesi nedeniyle 30'ar yıla yükseltildi. Suçun 'cebir ve tehdit' ile gerçekleştirilmesi ve birden çok kez zincirleme olarak gerçekleşmesi nedeniyle de her 2 sanığın cezaları artırılıp, 67'şer yıl 6'şar aya çıkarıldı. Sanığa yasalar gereği 30 yıldan fazla ceza verilemeyeceği için, bu cezaları 30'ar yıl hapis cezasına çevrildi. Heyet, Elçetin ve Durak'ı, 'eziyet' suçundan da 8'er yıl hapis cezasına çarptırdı.
'USUL VE ESASA İLİŞKİN AYKIRILIK YOK'
Sanık avukatlarının itirazı ile dosya, istinafa taşındı. Dosyayı görüşen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1'inci Ceza Dairesi, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede mahkemenin kararlarında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu belirtti. Ceza Dairesi, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiğini ve kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğunu da vurgulandı.
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığına ve ileri sürülen başkaca istinaf nedenleri yerinde görülmediği gibi, hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmadığına dikkat çekildi. 1'inci Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle onadı. (DHA)