112 yıllık tarihi geçmişi olan ve mübadele öncesi kilisenin zangocuna ait olması nedeniyle 'Zangoç Evi' ismiyle bilinen evin sahibi ve makine mühendisi olan Ömer Torun, Foça'daki tarihi pek çok evin, kapı ve pencerelerinin yükseltilen yol seviyesinin altında kaldığına dikkati çekerek "Bu nedenle her yağmurda tarihe tanıklık etmiş bu evleri su basıyor. Evlerde yaşama sorununun yanında turistik amaçlı olarak özellikle yabancı turistlere kiralanan binalarda mahcubiyetler ortaya çıkıyor. Bu durumda ilçenin tanıtımı konusunda olumsuzluklara neden oluyor" dedi.
2015 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri Yarışması'nda, Fevzipaşa Mahallesi'nde bulunan kendi evine yaptığı restorasyon ile ödül alan Torun, mahallerindeki tüm evlerin tehlike altında olduğunu vurguladı ve şöyle dedi:
"2015 yılında alıp, restore ettiğim ev 1897 yılında yapılmış. Mübadele öncesi kilisede zangoç olarak görev yapan çalışana lojman olarak tahsisli olduğu için hala 'Zangoç Evi' olarak anılıyor. Mübadelede birebir değişimle Midilli Adası'ndan Foça'ya gönderilen müezzinlere verilmiş. Böylede bir öyküsü var. İlk yapıldığında kapısı, yoldan 20 santimetre, pencereleri ise 90-100 santimetre yukarısındaymış. 120 yıllık süreçte yollar yapılınca, yenilenen kapı ve pencere seviyesinin üzerine çıkmış. 2 yıl önceki yenileme çalışmalarında yol 10-15 santimetre kadar yükseltildi. Üstelik hatalı yapım dolayısıyla yağmur suyu akışları yol ortası ve rögar girişlerine değil evlere meyilli olarak yapıldı. Kapı önleri havuz halini alıyor. Pencerelerden ve kapılardan giren sular alt katları basıyor. Sokaklara kum torbaları dizerek akışı yönlendirmeye çalışıyoruz."
'DOLUYKEN 150, BOŞKEN 400 LİRA ELEKTRİK PARASI'
Torun, evleri su basmaması için dalgıç pompa çalıştırdıklarını ve boş eve ayda 400 TL elektrik faturası ödediklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Yazın içinde yaşanılan evlere en çok 150 TL elektrik faturası öderken, kışın boş evlere 400 lira elektrik faturası ödüyoruz. Sebebi, evin önünde, arkasında dalgıç pompaları çalıştırıyoruz. İsteyenlere kiralamaya korkuyoruz. 120 yıl önce yapılan ihtişamlı evleri ayağa kaldırmak için restorasyon sırasında ya yolun aşağı indirilmesini ya da evlerin yol seviyesine yükseltilmesine müsaade edilmesini talep ediyoruz. Anıtlar Kurulu izin vermiyor. Belediye ise yolları yükseltmeye ve özensiz imalatla sorunu büyütmeye devam ediyor. Bu gidişle bu yüzyılın teknolojisiyle bu evler 10 yıl, bilemediniz 20 yıl sonra yıkılmaya başlar. Sorun yaşandığı sürece de ne turizme ne sahibine hizmet eder. Hem belediyenin hem Anıtlar Kurulu'nun en azından yeni restore edilecek evleri bu duruma düşürmemesini, var olan yol durumlarının gözden geçirilmesini veya evlerin yükseltilmesine izin verilmesini istiyoruz. Bunlar kişisel malımız olduğu kadar hem milli servet hem de tüm dünyanın kültürel mirası."
KAPI ARTIK PENCERE
Aynı sokakta oturan mimar Meltem Özkan Dorsman ise yol seviyesinin evin sokak kapısının ortasına kadar yükseldiğine dikkat çekerek, çareyi kapıyı pencere olarak kullanmakta buldu. Dorsman, "Kapı ciddi şekilde yolun altında kaldı. Belediyenin yeni yaptığı yol uygulamasıyla artık arka mahallenin suyu da bizim evlerin içine giriyor. 'Çare olur' diye kapı eşiğini biraz yükseltip, bunun önüne geçmek istedik. Ancak olmadı. Sonunda kapıyı pencereye dönüştürdük. Ama zemindeki su o kadar çok ki bu kez de buradan su almaya başladı. Hem sokaktaki hem zemindeki suyun tahliye edilmesi gerekiyor. Burası çok güzel çok özel tarihi bir sokak ve meydan ama maalesef çok ciddi sorunlar yaşıyoruz. Bir an önce bu sorunumuzun çözülmesini istiyoruz" dedi. (DHA)