Doğa Derneği Biyoçeşitlilik Araştırma Koordinatörü Şafak Arslan, Ankara'da 2002'de kurulan ve şimdiki merkezi İzmir Seferihisar olan ulusal sivil toplum kuruluşunun, 2 yıldır Gediz Deltası sulak alanında kapsamlı biyoçeşitlilik araştırma çalışmaları yürüttüğünü söyledi. Arslan, flamingo ve tepeli pelikan yuvalarıyla ilgili araştırmalarında 2 türün de üreme alanlarında azalma gördüklerini dile getirdi. '2022 yılı Gediz Deltası Biyoçeşitlilik Araştırmaları ve Farkındalık Çalışmaları'nı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin destekleriyle tamamladıklarını belirten Arslan, bu sene Gediz Deltası'nda toplam 93 gün saha ve farkındalık çalışması yaptıklarını anlattı.
Kuşları izleyerek ekosistemdeki değişim ve tehditleri incelediklerini de kaydeden Şafak Arslan, "Kuşlar o bölgede rahatlıkla yaşamını devam ettiriyorsa ekosistemde sağlıklı giden bir döngü var demektir. Ancak bunun tam tersi durumlarda o bölgede kötüye giden bir durum söz konusudur. Gediz Deltası'nda yaptığımız araştırma ve geliştirme çalışmalarını son 2 yılda artırdık. Kuş izleme çalışmaları gerçekleştirdik. Flamingo ve tepeli pelikanlar için yuva sayılarını belirledik. Kuş gözlem yürüyüşleri yaptık. 300'ü aşkın öğrenci ve 30'dan fazla eğitmene ulaştık. Aynı zamanda orta ve büyük memeli yaban hayvanlarını tespit ederek bunların yoğun olarak kullandığı alanları belirledik. Çalışmamız Türkiye'deki diğer sulak alanlara da örnek olabilir" dedi.
YAPILAŞMA BASKISI VE KİRLİLİK
Sulak alanların diğer doğal alanlar gibi farklı biyoçeşitlilik zenginliğine sahip olduğunu vurgulayan Şafak Arslan, tatlı ve tuzlu suyun birbirine karıştığı delta ekosisteminin farklı habitatları da bir arada barındırdığına dikkat çekti. Farklı kuş türlerinin yılın hangi döneminde geldiğini, göç sırasında hangi kuş türlerinin konakladığını gözlemlediklerini aktaran Arslan, "Geçmişten gelen verileri güncelledik. Deltada yapılaşma baskısı ve kirlilik var. Ava kapalı olmasına rağmen kaçak avcılık söz konusu. Bunların önüne geçmek için her noktada ne kadar canlı var bunları bilmeliyiz. Flamingo ve tepeli pelikan yuvalarıyla ilgili yaptığımız araştırmada bu iki türün üreme alanlarında azalma gördük. Bunun birinci sebebi flamingolarda adaların erozyona uğraması ikinci sebebi ise flamingoların eşleyerek biriktirdikleri topraklar nedeniyle yuvaların büyümesiyle daha az flamingo yuvasının belli yüzey alanında yerleşiyor olması. 2021 yılında 13 bin 750, 2022 yılında ise 10 bin 124 flamingo yuvası sayılmıştır. 2017 yılından sonra flamingoların yuva sayısında büyük düşüş görülmektedir. Tepeli pelikanlarda ise insan baskısını net olarak görebiliyoruz. Özellikle Gediz Deltası içerisinde bulunan tepeli pelikan yuvalarındaki azalışın ilk sebebi insan baskısıdır. Tepeli pelikanlar bu baskıdan dolayı alanlarını terk ederek deltanın farklı noktalarında üremeye başladılar. Sayıları azaldı. Geçtiğimiz yıllarda yaptığımız çalışmalarda çift sayısının 120 iken bu yıl 80 çifte düştüğünü gördük" diye konuştu.
'UNESCO DÜNYA DOĞA MİRASI' HAZIRLIĞI
Gediz Deltası için belirledikleri tehditlerin bir an önce azaltılıp, alandan çıkarılması için rapor hazırladıklarını söyleyen Şafak Arslan, hasar görmüş alanlarda restorasyon ve rehabilitasyon çalışması yapılabileceğine dikkat çekti. Deltanın belirli noktalarında gerekli restorasyonlar yapılıp, alanda iyileşmenin sağlanabileceğini belirten Arslan, "İzmir gibi metropol bir kentin yapılaşma maksadıyla deltaya doğru kayması büyük bir risktir. Özellikle bizim 'Güney Gediz' diye bahsettiğimiz şehirle iç içe olan bölgenin yapılaşmaya açılması da tehdit oluşturuyor. Bununla ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilgili kurumlar önlemler alıyor. Biyoçeşitliliği kaybetmememiz için restorasyon çalışmalarının yapılmasını ve ilerleyen zamanlarda tehditle karşı karşıya kalmamasını istiyoruz" dedi.
Şafak Arslan, son olarak 2019'dan beri kampanya yürüttüklerini söyleyerek Gediz Deltası'nın 'UNESCO dünya doğa mirası' ilan edilmesi için hazırladıkları bütün verileri altlık olarak sunacaklarını kaydetti. (DHA)