Türkiye’de akrabalık ve hemşehrililik ilişkileri dolayısıyla kurulan güçlü bağlar, iller arası göçü de etkiliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan araştırmaya göre, bireylerin doğum yeri olan illere hızla geri döndüğüne dikkat çeken Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serpil Kahraman, üç büyük kentte tersine göçün neden meydana geldiğini anlattı.
İSTANBUL, ANKARA VE İZMİR ARAŞTIRILDI
TÜİK adrese dayalı nüfus sistemi kayıtlarına göre, 2016 yılı itibariyle ülkemizde yaklaşık 2 milyon 619 bin kişi iller arası göç etti. Göç edenlerin büyük çoğunluğunu ise 20-24 yaş arası, lise ve dengi okul mezunları oluşturdu. Nüfusun yılda ortalama yüzde 8’inin iller arası göç ettiğini belirten Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serpil Kahraman, “İller arası göçte ilginç bir nokta var ki; İstanbul, Ankara ve İzmir göz önünde bulundurulduğunda bireylerin doğum yeri olan illere geri döndüğünü görüyoruz. Burada akrabalık ve hemşehrililik ilişkileri dolayısıyla kurulan bağların da etkisi öne çıkıyor. Bu doğrultuda İzmir’e göç edenlerin yaklaşık yüzde 19’unu yine İzmir doğumlu olanlar teşkil ediyor” dedi.
İSTANBUL ARTIK GÖÇ VEREN, İZMİR İSE GÖÇ ALAN İL
Son yapılan araştırmalara göre İstanbul’un yoğun göç alan ilden, ‘göç veren il’ konumuna, İzmir’in ise ‘göç alan il’ konumuna geçtiğine değinen Serpil Kahraman, “TÜİK verilerine göre, 2010 yılı sonrasında İstanbul’dan İzmir’e göç yaklaşık yüzde 5’lerden yüzde 14’e ulaşmış durumda. Bununla birlikte 17 bini aşkın bir sayıyla, İzmir en fazla göçü İstanbul’dan almış oldu. İstanbul’dan İzmir’e özellikle orta yaş grubu yöneticiler ve beyaz yakalıların ağırlıkta olduğu beyin göçü talebi hızlanmış durumda. İstanbul’un sosyal ve ekonomik yaşam koşulları yani yüksek nüfus, hayat pahalılığı, trafik gibi olumsuz koşulları İzmir’i daha çekici hale getirdi. Öte yandan İzmir ve çevre illerde artan yatırımlar, sosyal ve kültürel hayatın cazibesi, çevresel faktörler gibi görece olumlu yaşam koşulları da özellikle nitelikli iş gücü için İzmir’i göç noktası haline getirmiş durumda. Sektörel bazda baktığımızda ise İzmir, hizmet ve tarım sektörü dışında İstanbul ve Ankara kadar çekim yaratma potansiyeline sahip değil. Ancak iller arası göçte, artık yalnızca istihdam değil, farklı ekonomik boyutların yanında sosyal ve kültürel etkenleri de bir arada değerlendirmek gerekiyor. Bu noktada İzmir, güvenli yaşam algısına sahip bir şehir olarak da dikkat çekiyor.” bilgisini verdi.
İLLER ARASI GELİŞMİŞLİK FARKLARI
Göçün, illerin sosyoekonomik yapısını etkileyen önemli bir unsur olduğunu ifade eden Kahraman, “Genel olarak ‘sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksi’ iller arası göç akışını açıklayan en önemli faktör. Bu doğrultuda yalnızca istihdam ve gelir gibi mali faktörler değil, sağlık, eğitim, altyapı, refah, şehirleşme, sanayileşme gibi unsurlar mekansal kutuplaşmaya neden olmakta. Bir diğer ifadeyle sosyo-ekonomik fırsat eşitsizliği mekansal değişikliği tetiklemekte. Sonuç olarak elimizdeki göç verileri, iller arası gelişmişlik farklarını azaltmaya yönelik politikaların önemini bir kez daha ortaya koymaktadır” dedi.
İZMİR’E SIRASIYLA GÖÇ EDENLER
İzmir'e en çok yüzde 19,2 ile diğer illerde yaşayan İzmir doğumlular göç ederken, bunu sırasıyla yüzde 6,4 ile İstanbul, yüzde 5 ile Manisa, yüzde 4,1 ile Ankara ve yüzde 3,4 ile Mardin doğumluların izlediği görüldü.