Bartın'ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda meydana gelen patlamanın ilk belirlemelere göre grizu nedeniyle yaşandığı açıklandı. Grizu patlaması nedir, nasıl meydana gelir?
Madenlerdeki en tehlikeli durumların başında patlamalar gelmektedir.
Metan, etan, propan, bütan ile hidrojen, karbonmonoksit gibi bütün yanıcı gazları bünyesinde bulunduran hava, patlayıcı özellik gösterir. Bunların en önemlisi hidrokarbonlar ve özellikle metan olup, metan ile havanın karışımı madencilikte “grizu” olarak isimlendirilir. Metanın tek başına yanması (metan patlaması) sırasında karbonmonoksit oluşmaz. Ancak metanın yanması kömür tozunun bulunduğu ortamda meydana gelirse, son aşamada kömür tozu patlaması olur ve bol miktarda karbonmonoksit oluşur.
Kömür madenlerindeki kömür damarlarından metan gazı açığa çıkabilmektedir. Bu nedenle madenlerde metan gazı dedektörleri bulunmakta ve metan gazı seviyesi belli bir değerin altında tutulmaya çalışılmaktadır. Madenlerin havalandırılması, metan gazı yoğunluğunun belirli bir seviyenin altında tutulması ve oksijen miktarının belirli bir seviyenin üzerinde tutulması açısından yaşamsal önem taşımaktadır. Madenlerde metan gazı birikmesini engellemek için kullanılan bir diğer yöntem metan drenajlarıdır. Metan drenajı, kömür ocaklarında damar ve tabakalardan ocak atmosferi içine nüfuz eden grizunun çalışma alanı dışına atılmasında kullanılan bir yöntemdir.
NORMAL KOŞULLARDA PATLAMAYAN KÖMÜR TOZ HALİNE GELİNCE PATLAMAYA HAZIR HALE GELİR
Magnezyum, alüminyum, çinko, kalay, demir gibi metalik tozlar, kömür, piritli cevherler, organik tozlar ortam havasına belirli bir konsantrasyon karışması durumunda hava patlayıcı hale gelir. Normal koşullar altında katı bir kömür parçası yanıcıdır. Ancak, ufalanarak ince toz haline getirildiğinde tutuşucu ve patlayıcı bir hal alır. Kömür tozu patlamaları üzerinde yapılan araştırmalar ve yaşanan olaylar aşağıdaki önemli bulguları ortaya çıkarmıştır. Kömür tozu küçük bir metan patlamasını büyük bir patlamaya dönüştürebilir. Ayrıca, yanan bir toz bulutunun alevi bir gaz birikintisine ulaştığında gazı patlatabilir. İnce ve kuru kömür tozlarının varlığı grizunun alt patlama sınırını daha aşağıya indirebilir. Patlama kömür tozunu da içeriyorsa önemli miktarda karbonmonoksit gazı oluşabilmektedir. Toz patlamasının olabilmesi için havada askıya geçmiş bir toz bulutunun ateşleyici bir kaynakla temasa geçmesi gerekmektedir. Araştırmalar ocaklarda metan-hava karışımlarını patlatabilecek her türlü kaynağın bir toz bulutunu da patlatabileceğini göstermektedir. Ancak ocakların en tozlu yerlerinde bile askıdaki tozlar patlayıcı bir toz bulutu oluşturamazlar. Patlama için önemli olan tavan, taban ve yan duvarlarda birikmiş olan toz olup, bunun bir darbe etkisiyle gruplanarak havaya karışması gerekmektedir. Yani bir patlamanın olabilmesi için çökmüş tozu havalandıracak bir etken ile bulutu ateşleyecek etkenin bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu açıdan kömür madenleri diğer madenler arasında en çok kazanın yaşandığı ve bu kazaların sonucunda çok sayıda ölümle karşılaşılan bir alandır.
HAVALANDIRMA SİSTEMİNİN ÖNEMİ
Madenlerde yaşanan yangınlar, yangın sırasında çalışma alanından uzaklaşmanın güçlüğü nedeniyle çalışanların yaşamlarını tehdit eder. Yangın sonucu oluşan zehirli gazların maden içinde yayılması, yangının bulunduğu alana belirli bir mesafede olunsa bile çalışanları etkileyebilmektedir. Bu nedenle madenlerdeki havalandırma sistemlerinin çalışanlara her koşulda temiz hava ulaştırabilecek şekilde düzenlenmiş olması gerekmektedir.
Yer altı madenciliğinde kullanılan üretim şekillerinden biri oda topuk yöntemidir. Temel olarak, cevherin üretimi sırasında, madenin üzerinde oluşan yükü dengelemek için bırakılan topuklar ve üretimin gerçekleşmiş olduğu odalardan oluşur. Oda topuk yöntemi genelde kömür, demir ve bakır madenlerinde tercih edilir. Yöntemde en önemli olan, topukların boyutlarıdır. Bırakılan topuklar çok küçük olursa, tavanın oluşturduğu yükü dengeleyemez ve maden çöker. Ancak topuklar çok büyük bırakılırsa, üretilmesi gereken cevher ocak içinde bırakılacağından, yapılacak üretimin miktarı azalır. Zayıf topuklardan birinin çökmesi durumunda çevre topuklara daha fazla yük düşeceğinden, çökme, domino gibi yayılabilir. (NTV)