Gizem TABAN/GERÇEKİZMİR- Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) ilçe kongreleri son sürat devam ediyor. Parti içi yarışın kıyasıya geçtiği İzmir’in merkez ilçesi Konak’ta mevcut İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu yeni dönem için yola çıktı. Gruşçu, yeni dönem için neden aday olduğunu, görevi sürecinde yaptığı çalışmaları, seçildiği takdirde gerçekleştireceği projeleri, rakibi ile ilgili değerlendirmelerini Gerçekİzmir’e anlattı. Gruşçu ayrıca, görevi sürecinde birlikte çalıştığı iki belediye başkanı Sema Pekdaş ve Abdül Batur ile ilgili de değerlendirmede bulundu.
MİRASYEDİLERE KARŞI MÜCADELE ETMEK İÇİN YOLA ÇIKTIM!
Neden adaysınız?
2014’te seçilerek yönetim kurulunda görev aldım, bir dönem ilçe sekreterliği, iki dönem ilçe başkan yardımcılığı yaptım. Şakir Başak’ın istifası sonrası da yönetim içerisinden seçilerek ilçe başkanlığı görevine geldim. Bu süreç içerisinde tüm isteğim; özellikle yeni genç kadroların yaratılması çalışmasının gerçekleştirilmesiydi ve parti içerisinde bireysel olarak kendini var etmeye çalışanlara karşı mücadele etmekti. Bu mücadeleyi gerçekleştirmek adına yola çıktığım siyasette, ilçe başkanlığı sürecinde de bunun için mücadele ettim. Çünkü ne yazık ki partimiz içerisinde, partimizin adını kullanarak, kürsülere çıkıp soldan, devrimden, sosyal demokrasiden bahsederek, yüzüne maskeler takarak Mustafa Kemal Atatürk’ten bahsedip bunu eyleme dökmeyenler CHP mirasını bugüne kadar yemişlerdir. İşte bu mirasyedilere karşı bir mücadele sathı oluşturmak ve bu mücadeleyi; gençlerle, kadınlarla, parti örgütündeki insanlarla vermek için yola çıktım.
“DELEGEYİ SATIN ALMAYA ÇALIŞAN BİR ANLAYIŞLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Yani Konak İlçe Örgütü içerisinde ‘mirasyedi’ olarak nitelendirdiğiniz insanlar mı var?
Biz 2014’te göreve geldiğimizde bu daha çoktu. Ancak zaman içerisinde gerçekleştirdiğimiz siyaset anlayışıyla, örgütümüze samimi olan bakış açımızla ve önyargılarımızı ortadan kaldıran bir bakış açısıyla bunu belli noktalarda ortadan kaldırdık. Ama henüz tam olarak ortadan kalkmış değil. Bunu neden söylüyorum? Çünkü şuanda halen bu noktada kendini bireysel olarak var etmeye çalışan, şuandaki kongre sürecinde de görüyoruz ki çeşitli pazarlıklarla delegeyi satın almaya çalışan ve delegenin onurunu pazarlığa çıkarmış bir anlayışla karşı karşıyayız.
KİMLERİ İŞARET ETTİ?
‘Delegeyi pazarlıkla satın almaya çalışan, bireysel olarak kendini var etmeye çalışanlar var’ dediniz. Bahsettiğiniz kişiler kimler?
Bu pazarlığı yapanlar üzülerek belirtiyorum ki kamu gücünü kullanarak siyasette kendini var etmek isteyenlerdir. Kamu gücünden aldıkları destekle insanlara çeşitli vaatlerde bulunarak, siyasi birikimlerini tamamen buna adapte etmiş olan kişilerdir. İsim vermek partimiz açısından doğru olmaz. Biz onların kim olduklarını gayet iyi biliyoruz. Bütün delegelerimiz de birebir bu kişilerle doğrudan muhatap oldukları için kimler olduklarını iyi biliyorlar. İsim vermeyeceğim ama şunu söyleyebilirim; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’in daha önce de ifade ettiği gibi ‘Büyükşehir belediyesinde çalışan bürokrat arkadaşlarımız elbette ki siyaset yapabilirler. Ama kamu gücüyle siyasete asla müdahale etmeyeceklerdir’ diyor. Ben kendisine sonuna kadar katılıyorum ve Sayın Tun Soyer’in bu konuda hiç müdahil olmadığını da biliyorum. Ancak ne yazık ki kendisini yanıltmaya yönelik yanlış bilgilendirmede bulunanlar ve kamu gücünü kullanarak siyaset birikimini buna dayandıranlar var. Bu isimlerde büyükşehir belediyesinde çalışanlar da var çalışmayanlar da… Bir ortaklık oluşturulmuş durumda. İzmir’in genelinde yapılacak ilçe kongreleri genelinde böyle bir çalışma var olduğunu söyleyebilirim. Ama şunu biliyorum; kongre delegelerimiz hiçbir baskıya boğun eğmeden hür iradeleriyle demokratik ve şeffaf bir ortamda oy kullanacaktır.
HEDEFLER VE PROJELERDE ‘GENÇLİK VURGUSU’
Peki, size dönelim. Göreve olduğunuz süreçte ne gibi çalışmalarda bulundunuz? Önümüzdeki dönem için adaysınız, hedeflerini ve projeleriniz neler?
Öncelikle bizim en büyük projemiz; CHP içinde yeni genç kadrolar yaratmak. 1933 yılında ‘10 yılda 15 milyon genç yarattık her yaştan’ diye ifade ediliyor. Biz de bu ifadenin üzerine 2023 yılında yeniden 15 milyon gencin var olacağını bilerek, Cumhuriyet’in temel değerlerini ve kazanımlarını, bize verilen bu mirasın üzerine katma gibi bir çalışma gerçekleştireceğiz. Eski, kokuşmuş, köhneleşmiş, çeşitli siyasi pazarlıklar üzerinden kendini bireysel olarak var etmek isteyen, ilkesel mücadele vermeyen bir anlayışı ortadan kaldırmamız için artık siyasette yeni argümanlara ve bu yeni argümanların yeni enstrümanlarla buluşmasına ihtiyaç var. Eski aktörlerin bilgi ve birikiminden yararlanarak yeni aktörler dediğimiz gençlerin de enerjisinden yararlanarak bunu harmanlayabileceğimiz bir ortam yaratacağız. Biz genç kadrolardan yaratmak yanayız. Gençlerin üretmesini, gelişmesini sağlayacak, siyasette onların algısını çok daha iyi anlayacak bir anlayışın içerisinde siyaset yapmaya devam edeceğiz. Özellikle gençlerin ve kadınların partinin lokomotifi olarak daha etkin siyaset yapmasını sağlamak istiyoruz. Konak bunun için en uygun ilçelerden bir tanesi… Çünkü Konak, İzmir’in kalbi konumunda olan bir ilçe, genç nüfusuyla kadın nüfusuyla çok kültürlü bir yapının içinde olduğu bir ilçe… Konak olarak biz Türkiye’nin bir minyatürüyüz, bu ilçede her yerden her bölgeden insan yaşıyor. Bizim derdimiz şu; biz bu memlekette yaşayan ne kadar yurttaşımız varsa CHP’nin; hizmetleriyle, adaletiyle, özgürlüğüyle, barışıyla vatandaşlarımızı buluşturacağız ki onlar da kendi memleketlerindeki akrabalarını, eşlerini, dostlarını etkileyebilsinler, CHP’nin demokrasi anlayışından bahsedebilsinler. Böylece Türkiye’de CHP iktidar olabilecek bir konuma gelebilir. Konak’ın bu lokomotif gücünü, bu anlayışını çok iyi kullanmamız gerekiyor. Bunu da gençler gerçekleştirebilir. Bizim yaratacağımız genç kadrolar, inanıyorum ki; Türkiye siyasetine yön veren, iş dünyasında, sanat dünyasında, spor alanında, teknolojinin gelişen noktasında yer alabilen ve üreten bir hale gelecek. Bu Konak’tan başlayacak. Biz bunu zaten geçmiş dönemde başlattık. Halkçı liseliler projemizle şuanda Konak’ta böyle bir çalışma içerisindeyiz,150’yi aşkın gencimizle beraber hareket ediyoruz. Geçmiş dönemde gençlerimiz için girişimcilik ve yaratıcılık takımını kurduk. Burada gençlerimiz katılımcı sürece katılmak sayesinde projeler gerçekleştiriyorlar. Bu anlayışla devam edeceğiz. Bunun en somut örneği olarak şunu söyleyebilirim; 7 kişilik bir heyetle İstanbul’daki Teknofest’e insansız su altı aracı üreten gençlerimizi gönderdik. Onlar CHP Konak İlçe ailesi içerisinde bu çalışmayı gerçekleştirdiler, orada bir yarışmaya katıldılar ve biz onlara destek olduk. Biz olaya böyle bakıyoruz. Bunların dışında; Konak buluşmalarına başladık. Bu buluşmalar, Türkiye’nin temel sorunlarının hassasiyeti noktasında çok ciddi bir birikim elde edebileceğimiz bir çalışma. Konak Buluşmaları’na entegre olmuş bir ‘Semt Buluşmaları’ etkinliğimiz var. Konak’ın 7 bölgesinde devam ettirdiğimiz semt buluşmalarında hem partililerimizin kentlilik bilincine ulaştırılması, aidiyetinin arttırılması hem de o bölgedeki muhtarımızla esnafımızla, o bölgenin dinamikleriyle bir araya gelme ve birikimimizi arttırma şansına sahip oluyoruz ve etkileşimi arttırıyoruz. Okuma günlerimiz devam ediyor. Bu okuma günlerinde Cumhuriyet’in temel değerlerini taşıyan bir anlayışı geleceğe ışık tutmak adına bir arya getirdiğimiz partililerle değerlendiriyoruz. Niyetimiz; CHP’nin Konak’ta çıtasını daha da ileriye taşımak. Yerel seçimde aldığımız yüzde 64’lük başarı aynı zamanda Konak’ta 1984’ten bu yana aldığımız en yüksek oydur, 84 mahallede ilk defa birinci olduk. Geçmiş yıllarda yine CHP ile birlikte olan Kadifekale, Gültepe gibi bölgelerimiz bu dönem yeniden bize katıldı. Bana kalırsa bu çok önemli bir mesajdır. Biz bu yüzde 64’lük bandın daha da yukarısına çıkmayı hedefliyoruz. Yeniden kazandığımız mahallelerde de yine birinci olmaya devam edeceğiz. Şunu da belirtmek isterim; bugüne kadar hiçbir zaman bireysel bir anlayışla siyaset yapmadık, yapmayacağız. Bunu örgütümüz çok iyi bilir. İlkesel mücadele verdik, öyle devam edeceğiz. Kapılarımızı hiç kapatmadık, kapatmayacağız. Her zaman vatandaşımızla, partililerimizle oturuyorum, çay içiyorum, sorunlarını dinliyorum ve çözme gayretinde oluyorum. Hiçbir zaman ötekileştirmeden, ayrıştırmadan yana olmadık, olmayız. Bu anlayışı sürdüreceğiz. Partili arkadaşlarımızı kucaklamaya devam edeceğiz. Daha gidecek çok yolumuz var.
KARADAĞ İLE İLGİLİ NE DEDİ?
Rakibiniz Ahmet Karadağ… Kendisiyle ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir?
Ahmet ağabey daha önce belediye meclis olduğu dönemde beraber çalıştığım bir ağabeyimizdir. Kendisine çıktığı yolda başarılar dilerim. O dönem ben grup başkanı olduğumda benim grup başkanvekilliğimi yapıyordu ve kendisi bugüne kadar 5 yıl boyunca birtakım hizmetler de bulunmuştur, kendisine teşekkür ederim ve başarılar dilerim. Ama şunu ifade etmem gerekir ki; burada kurumsal bir yapımız var, bu kurumsal yapının ileriye taşınabilmesi için istikrarlı bir şekilde geleceğe bakmamız gerekiyor. Siyasette genelde şu gerçekleşir; göreve gelen temsilcilerimiz ‘benden sonra bir genç göreceksiniz’ ya da ‘gençlere çok değer veriyoruz’ derler. Aynı söylemleri ben kendisinden de duydum ve dinledim. Ama ben de diyorum ki; Zaten mevcutta devam eden bir genç ilçe başkanı olarak yeniden gençliğimizin enerjisini, birikimini, dinamizmini yansıtmak istiyoruz. O nedenle gençlerin bir sonraki süreçte gelmesini beklemeye gerek yok. Zaten hali hazırda olan ortamı devam ettirmek gerektiğini düşünüyorum.
“TAM ANLAMIYLA VERİM ALAMADIĞIMIZ SÜREÇLERİ YAŞADIĞIMIZ DOĞRUDUR”
Görev yaptığınız süre boyunca iki belediye başkanı ile de çalıştınız. Sema Pekdaş ve 31 Mart’tan itibaren de Abdül Batur. Bu süreçlerde ilçe başkanı ve belediye başkanı uyumu nasıldı? Sema Hanım döneminde ilçe örgütü ile belediye başkanı arasında bir uyum sorunu olduğu parti kamuoyunda konuşulan bir konuydu. Doğru mudur?
Öncelikle Sema Hanım’a teşekkür ederim. Kendisi Konak’ta taş üzerine taş koymuş, kendi yoğurt yiyiş biçimiyle belediye başkanlığı yapmış değerli bir şahsiyettir. Elbette bazı noktalarda karşılıklı fikir ayrılıklarımız zaman içerisinde olmuştur, doğaldır. Çünkü buradaki tüm meselemiz CHP’ye ait olan bir belediyenin daha iyi hale gelmesi için çalışmaktır. Bu hassasiyeti Sema Hanım kendisi de taşımıştır. O yüzden aynı düşüneceğiz diye bir şey yok, farklılıklarımız bizi zenginleştirir. Nitekim zenginleştirdi de, kendisinin o süreçte başlattığı hizmetler bugün yine devam ediyor, temelini attığımız projeler sona ermeye devam ediyor. Sema Hanım’ın ilçe örgütümüz ile olan ilişkisi ile ilgili de şunu söyleyebilirim; Sema Hanımla, birçok kez örgütsel olarak bazı konuların dile getirilmesinde ve gerçekleştirilmesinde tam anlamıyla verim alamadığımız süreçleri yaşadığımız doğrudur. Ama kendisi bu süreçleri zaman içerisinde değerlendirmiştir. Özellikle son dönemde sürekli bir araya gelerek, birlikte değerlendirerek hareket ettik.
BATUR ZATEN DIŞARIDAN BİR ADAY DEĞİLDİ!
Abdül Bey Narlıdere’den Konak’a geldi. İlçe başkanı olarak sizden ya da ilçe örgütünde bir çatlak ses çıkmadı, itiraz olmadı. Hem yerel seçim sürecinde hem seçim sonrasında Abdül Bey ile uyumlu bir tablo çizdiniz. Kendisi de kongre için birçok kez size destek açıklamalarında bulundu. Yeni dönem için ilçe başkanı seçilirseniz ilçe başkanı ve belediye başkanı ilişkisi nasıl olacak?
Doğrudur. Çünkü Abdül Batur dışarıdan bir aday değildi. Zaten daha önce Konak’tan kopmuş olan bir ilçenin belediye başkanlığını yapıyordu. Aynı zamanda geçmişteki birikimi Konak’ta belediye başkanlığı yapması için son derece yeterliydi. Sayın Abdül Batur açıklandığında benim ilk demecimde ‘kendisiyle birlikte omuz omuza mücadele edeceğiz ve Konak’a çok büyük değer katacağımıza inanıyorum’ demiştim. Halen de aynı noktadayım. Bundan sonra da bu noktada olacağım.