MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Gündem korkutan rapor: Mavişehir için önemli uyarı, Kordon için yapay ada önerisi!
Güncel
13 Eylül 2023 Çarşamba 08:24

Gündem korkutan rapor: Mavişehir için önemli uyarı, Kordon için yapay ada önerisi!

Küresel Denge Derneği’nin İzmir’in kıyılarının su altında kalma tehlikesini gündeme getiren raporu gündeme damga vururken İzmir özelinde iklim analizleri yapan ve projeler geliştiren İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Dr. Ercanlı Mavişehir’i bekleyen tehlikenin altını çizdi, Karşıyaka için önemli noktalara parmak bastı. Ercanlı, Alsancak’ta sahil şeridinde zemin katta bulunan kafelerin yükseltilmesi gerektiğine işaret ederken Kordon için da yapay ada ve yüzen birimler önerisi getirdi.

Efe Can TAN/GERÇEKİZMİR - Küresel ısınma ve bunun sonucunda buzulların erimesi global düzeyde deniz seviyelerini yükselmesine neden olurken kıyı şeritlerinde kurulu şehirlerin su altında kalma tehlikesi günden güne artıyor.

Uzmanlar konu ile ilgili sık sık uyarılarda bulunurken Küresel Denge Derneği’nin hazırladığı ve İstanbul ile İzmir’i korkutan rapor gündeme damga vurdu.

Rapor İzmir’in kıyı şeridinin tehlike altında olduğunun altını çizerken Alsancak Kordonboyu ve Karşıyaka’daki rekreasyon alanlarının daha yüksek seviyeye çıkartılması ve dolgu alanlarının takviye edilmesinin altı çizildi.

Dokuz Eylül Üniversitesi’nde (DEÜ) doktora tezini ‘Kıyı kentlerinde iklim değişikliğine bağlı deniz seviyesi yükselme riskine karşı kentsel kıyı alan kullanımları için adaptasyon stratejileri: İzmir örneği’ üzerine hazırlayan İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu Mimarlık ve Şehir Planlama Bölümü, Mimari Restorasyon Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Çağla Ercanlı konuya ilişkin üzerinde çalıştığı projeleri aktarırken önemli uyarılarda da bulundu.

"İZMİR’İN ADI ÇOKÇA GEÇİYOR"
Ercanlı sözlerine küresel ölçekte İzmir’in risk sıralamasından bahsederek başladı.

Dr. Ercanlı, "Deniz seviyelerindeki artış her coğrafyada aynı ölçüde gerçekleşmiyor. Biz bunu 3 kategoride incelemiştik. En riskli alanlar okyanus kıyıları ve tropikal siklonlara açık kıyı kentleri oluşturuyor. New York, Sydney gibi. İkinci kategoriyi de Kuzey Avrupa’da denize kıyısı olan kentler oluşturuyor. Amsterdam, Rotterdam, Hamburg gibi. Üçüncü risk kategorisinde ise Akdeniz Havzası’nda yer alan yerler var. Venedik, Tunus gibi. Çok araştırma var artık bu araştırmaların içinde İstanbul ve İzmir’in de adı çokça geçiyor. Akdeniz Havzası orta dereceli bir risk kategorisinde. Elimizde bu kadar tespit varken somut neler yapabiliriz. Sıra bunları konuşmakta…" diye konuştu.



MAVİŞEHİR İÇİN UYARI!
İzmir’in su altında kalma tehlikesine ilişkin konuşan Dr. Ecanlı asıl tehlikenin Gediz Deltası bölgesinde olduğuna dikkat çekerken Mavişehir’in altını çizdi.

Ercanlı, "İşin küresel boyutu var. Küreselden ulusala, ulusaldan daha yerel ölçeğe odaklanmak gerekiyor. İzmir’e baktığımızda 40 km’lik bir iç körfeze sahip ve çok yoğun. Çok fazla konut alanı, ticaret alanı ve rekreatif alanlar… 2018’de yaşamaya başladık aslında. Hatırlarsanız Ocak ayında Alsancak selle karşı karşıya kalmıştı. 2019’da da yaşandı, 2022’de de yaşandı. İzmir için özellikle en tehlikeli alan şehrin kuzeyi. İçerisinde Gediz Deltası’nı da kapsayan İzmir Körfezi’nin kuzey kısmı. Çiğli, Mavişehir… Çünkü burada Büyük Çiğli Deresi, Örnekköy Deresi var burası akarsu havzalarını da içinde bulunduruyor. Burası en riskli alan içerisinde hem Bakırçay hem Gediz Deltası’nı barındırıyor. Mavişehir tümüyle sular altında kalıyor ve konut yapılaşmasının da çoğaldığı yerlerinde başında geliyor. Şimdi oradaki insanlara sorunca kimse de taşınmak istemiyor oradan tabi. Mavişehir ve Çiğli en önce önlem alması gereken yerler arasında. Oradan konutları alıp sökmeyelim ama insanların dönüşüm için bilinçlenmesi önemli. İzmir’in tüm kıyı şeridinin bölgesel olarak su altında kalma riski var. Kıyı şeridine baktığımızda en fazla 1 metrelik bir yükseltiye sahip. Haritalarda baktığımızda Mavişehir’i içine alan Gediz Deltası bölgesinin sular altında kalacağı gösteriliyor’ diye konuştu.

"SET ÇÖZÜMÜ NOKTASAL KALIYOR"
Karşıyaka ilçesinde bulunan Mavişehir Mahallesi ile ilgili sözlerine devam edene Ercanlı, "Mavişehir’de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uyguladığı set çekme çözümü orayı sel basmasın diye biraz noktasal kalıyor. Bizim planlamamızın bütüncül olması gerekiyor. Mavişehir’deki çözüm noktasal olarak problemi çözer ama yarın yine yetersiz kalır. Biz mesela başımıza gelmeden önlem alan bir toplum değiliz. Bu sistemlere ekonomik olarak bütçe ayrılması gerek. Planlama bugünden yapılmalı. Yarın daha kötüsü gelecek daha çok para harcanmak zorunda kalacak" açıklamasını yaptı.

İzmir’i bekleyen tehlike için yerel yönetimlerin sorumluluğundan bahseden Ercanlı, ‘’Kentsel tasarım anlamında stratejiler oluşturulması gerekiyor. İzmir’de Alsancak farklı, Karşıyaka farklı morfolojik olarak bu bir. Yerele odaklanırken büyüteci yaklaştırmak lazım. Mekansal işlevsel özellikler önemli ikinci olarak. Konut alanları nerede mesela? Üçüncüsü ve en önemlisi yönetim süreçleri. Siz istediğiniz kadar çalışın bunu hayata geçirecek bir yerel yönetim mekanizması işlemiyorsa bu hayata geçmeyecektir’’ dedi.

"TÜM KIYI ŞERİDİNE KONUT YAPMAK ZORUNDA DEĞİLİZ"
Kıyı şeritlerinde yoğunlaşan yapılaşmaya dikkat çeken Ercanlı, "İşlevsel parametrelerden örnek verecek olursak. Açık ve yeşil alanların varlığı önemli. Yükselmeyi azaltan bir faktör oluyor. Çok yoğun bir konut alanı varsa risk artıyor. Tüm kıyı şeridi boyunca her yerde konut yapmak zorunda değiliz. Bölgesel olarak planlama yapılmalı" ifadelerini kullandı.

"İLK ÖNCE YAPILMASI GEREKEN KARŞIYAKA İSKELE‘Yİ KORUMAK!"
Ercanlı Karşıyaka’ya özel parantez açarken, "İzmir özelinde çalışmalar yaptık. Karşıyaka İskele Bölgesi örneğin. İskele binası var orada, ondan sonra kıyı şeridi var. Ondan sonra kamusal alan geliyor ve sonra taşıt yolu ve yapılar başlıyor. Burada ilk önce yapılması gereken şey iskele binasını korumak. Kaldırılabilir koruma perdeleri, yükseltmeler yapılabilir. Kıyı alanlarında altyapı sistemleri ile desteklenen tampon bölgelerin oluşturulması gerekiyor ve pompalama sistemler ile desteklenmesi gerekiyor ki su geldiğinde siz onu tekrar deşarj edebilin. Üzerinde bir takım malzeme değişiklikleri uygulanması gerekiyor. Zemin katlar en riskli alanlar. Karşıyaka Çarşı’yı düşünürsek örneğin tüm zemin katlar ticari işletmeler. Bir su geldiğinde ekonomik olarak da sekteye uğratıyor. O yüzden mutlaka bu zemin alanlarda boşaltacak mıyız? Daha geçici işlevlerle mi donatacağız, bunlara karar vermek gerekiyor. Kamusal alanlarda suya dayanıklı malzemeler kullanılması gerekiyor. Su bulvarlarının tasarlanması gerekiyor. Yükseltilmiş kıyı terasları olması gerekiyor’’ dedi.

İZMİR LİMANI VE TERSANE BÖLGESİ
Ercanlı Alsancak Limanı ve Alaybey’deki Tersane bölgesi hakkında da önemli açıklamalar yaptı.

Ercanlı, "Liman Bölgesi çok önemli. Alaybey’deki Tersane var. Biz bu alanları çalışmıştık. Tersane bölgesindeki tehlikeye diğer hoca arkadaşlarımız da bahsetmişler. Alaybey Tersane’de gemi hareketleri var. Kıyıda konumlanan stratejik bir bölge burası. İzmir Limanı’nda silolar var. O kısmın altında deniz taşması için bir takım su toplama kanallarının tasarımını yaptık. Kıyı koruma perdeleri önerdik. Dalga kuvvetlerine dayanabilir şekilde bunların tasarlanıyor olması gerekiyor" diye konuştu.

"ALSANCAK’TAKİ KAFELER YÜKSELTİLMELİ!"
Alsancak bölgesi için önerilerini sıralayan Ercanlı, ‘’Alsancak Bölgesi için bir sürü yeme-içme mekanları var. Tüm bunlar için zemin katlar için özel çözümler önerdik. Yine aynı işlev ile kullanılabilir ama mimarı formunda çok küçük değişiklikler ile oradaki sel etkisini bertaraf edebiliriz. Bugün insanlar kum torbaları koyuyorlar ama o maalesef çözüm değil. Katın çok az yükseltilerek bu etkiler bertaraf edilebilir. Bunlar zaten ‘Amerika’yı yeniden keşfetmek’ değil. Bunların örnekleri var. Yerle bakış açısının önemi var. Yurt dışından yöntem alıp İzmir için kullanılabilir bir hale getirebilirsiniz’’ dedi.

KORDON’A YAPAY ADACIKLAR, YÜZEN BİRİMLER!
Ercanlı konuşmasının son bölümünü Alsancak Kordon’a ayırırken, ‘’Kordon… Burada yoğun yağış ve dalgaları engelleyecek, yeşil doku ile entegre edilecek, altyapı ile desteklenen kamusal alanların tasarlanması gerekiyor. Yine burada yapay adacıklar, yüzen birimler ile bu dalga etkisi zayıflatılabilir. Pasaport İskele yine çok önemli tarihi binalar var orada. Tasarlanan platformlar orada aynı zamanda bir sel anında bariyer görevi görecektir. Saat Kulesi tarihi bir mekan Konak’ta. Konak Meydanı kıyıdan uzaklaştı ama bu sefer de taşıt yolunu su basıyor’’ ifadelerini kullandı.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir