Kadınlarda en çok görülen kanser türlerinden biri rahim ağzı kanseri... Bu kanser türünün HPV adı verilen aşıyla önüne geçilmesi mümkün. Ancak ‘Ulusal Aşı Programı’na dahil edilmeyen bu aşının fiyatı kadınları bu korumadan yoksun bırakıyor. 3 dozu 2 bin TL olan HPV aşısının pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de ücretsiz uygulanması talep ediliyor. İmkanı olmayan kadınların aşıya ulaşabilmesi için Emek Eczanesi’nin sahibi Cem Kılınç harekete geçmiş ve ‘aşı bursu’ dayanışması başlatmıştı.
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in haberine göre sosyal medyada aylarca gündem olan, vekillerin Meclis’e taşıdığı ve kanun teklifi verdiği ‘HPV aşısı ücretsiz olsun’ kampanyasının bir ayağı olan ‘aşı bursu’ dayanışması geçtiğimiz günlerde sona erdi. Yaklaşık 10 ayda 300 kadının aşılandığını söyleyen Kılınç, bundan sonraki süreçte esas hedef olan aşıların ücretsiz uygulanması için yetkililere baskı kurmaya odaklanacaklarını vurguladı.
RASTGELE BİR MÜCADELE DEĞİL
Aylardır gündemden düşmeyen ‘HPV aşısı ücretsiz olsun’ kampanyasının kazanımlarından bahseden Kılınç, “Talebimizi hiç gündemden düşürmeyerek sürekli ileri mevzilere taşıdık. Aşı bursuna yönelik bir ilgi uyandırdık, bir yandan da aşının ücretsiz olmasını talep ettik. Bilimsel verileri halkın ilgisiyle buluşturduk. Sosyal medyada başladık fakat daha sonra halkla buluştuğumuz toplantılara dönüştü. Üniversitelere gittik, öğrencilere sunumlar yaptık. Çeşitli partilerden milletvekilleri konu hakkında kanun teklifleri verdi. Ana muhalefet partisi, seçim vaadi haline getirdi. TTB, Sağlık Bakanlığına aşıların ücretsiz olması için başvuruda bulundu. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin gönüllü avukatları öncülüğünde SGK’ya aşı ücretinin iadesi için davalar açtık. Açılan 15 tane davanın ilkini kazandık. Bu rastgele bir mücadele değil; büyük emekler istiyor. An an, gün gün planlandı ve üzerine kafa yoruldu. Bu konu daha önce neden ülkemizde tartışılamamış, kimler engel olmuş, tartışanlara hangi yaftalar takılmış, hangi toplumsal basınçlar yapılmış kadınlara, hangi dini referanslarla bu konudan uzak tutulmuş insanlar... Bunlar gibi birçok başlıkta tartıştırdık konuyu. HPV, insanların bilseler dahi konuşamadıkları bir şeydi. Rahim ağzı kanserinden ölen bir kişinin ölüm sebebi bile söylenmiyordu. Cinsel yolla bulaşan bir virüs olduğu için... ‘Katil, aşk değil; sizi çocuk yaşta aşılamayanlar’ dedik. Göz göre göre bir cinayet işleniyor. Önlemi var ancak ne yazık ki halka sunulmuyor” dedi.
AŞI HAKKI HALK HAREKETİNE DÖNÜŞTÜ
‘Aşı bursu’ dayanışması sayesinde yaklaşık 10 aylık süreçte 300 kadına HPV aşısı yapıldığını kaydeden Kılnç, “Bu çalışmamızın birçok ayağı olan, nerelere dokunulması gerekiyorsa hepsini örgütleyen bir yanı vardı. Aşı bursu dayanışması da bunlardan bir tanesiydi. Belki ilk çıkışı oradan olduğu için onunla anılıyordu ya da bir şekilde insanlara yardım etmek daha ses getiren bir şeydi. Yaklaşık 10 aylık süreçte 300 kişinin, 3 doz aşısını karşıladık. Bu dayanışmaya birçok eczacı dostumuz ve bizi takip eden insanlar katkı koydu. Herkesin bu çorbada tuzu var. En başında, ‘Devlete ne yapması gerektiğini göstermek için bunu yapıyoruz’ dedik. Aşılamalar belli bir sayıya ulaşınca da sonlandırdık. Çünkü esas odaklanılması gereken yeri kaçırma riski barındırıyordu. Biz aşı bursu dayanışmasından istediğimiz muradı aldık. Konuyu gündeme getirdik, herkes biliyor ve tartışıyor. Toplum bu aşının hakları olduğunu anlar duruma geldi. Artık aşıların ücretsiz olması için karar alıcılara baskı kurmaya odaklanmak istedik. Aslında aşı bursu kısmını tamamlamışken, esas hedefe doğru mücadeleyi yükseltme çağrısı yapmış olduk. Bu kadar basit, meşru, uygulandığında devlet bütçesini kara sokan ve milyonlarca çocuğun ileriki yaşlarında kanser olmasını engelleyecek aşının ücretsiz olması için basınç yapma sürecine geçmiş olduk. Çalışmamızın tamamı dayanışmanın ne kadar kıymetli bir şey olduğunu gösteriyor. Şu an bir aşı hakkı, halk hareketine dönüşmüş durumda. Toplumu aşılaması gereken devlete, toplum ‘Gel bizi aşıla’ diyor” ifadelerini kullandı.
BUNLAR AZMİMİZİ BİLEDİ
Süreçte yalnızca ‘aşı bursu’ için değil HPV ve aşıya dair bilgi almak için de arayanlar olduğunu dile getiren Kılınç, şunları söyledi: “Maalesef, 10-12 yıl önce Kanserle Savaş Dairesi Başkanı’nın ‘Bizim toplumumuzda böyle bir aşıya gerek yok’ gibi bir açıklaması var. Aslında dini referanslarla ya da gerici bakış açısıyla bunu söyledi. Ülkede kanserle mücadele etmesi gereken resmi kurumun başındaki kişi kanserle ilişkisi en yüksek etkene dair bu sözleri söyleyebiliyor. Gerçekten utanç verici bilim adına... Ki daha önce bu konu hakkında yine ‘Ben kızıma güveniyorum’ gibi açıklamalar yapan sağlık yetkilileri oldu. Biz bunların hepsiyle hesaplaştık, ‘Bunu diyemezsiniz’ dedik. Aşının etkinliğine dair olumsuz söz söyleyenlere bilimsel veriler sunduk. İstanbul’da büyük bir ilçe sağlık müdürlüğünün aşı biriminde çalışan biri kendi çocuğu için aşı bursuna başvuruyor. Normalde devlet karşıladığında o aşının yapılacağı birimde çalışan görevli, çocuğu için bize başvuruyor. Bu gerçekten yetkililer açısından utanç verici, bizim açımızdan da ne kadar doğru bir mücadele verdiğimizin örneği. Yaklaşık 2 bin kadar pozitif kişiyle telefonda ya da sosyal medya hesapları aracılığıyla görüştüm. Maalesef birçoğunun ruh sağlığı çok bozulmuştu. Bu aşıya para ödeyemediği için erişmeyen, doğru bilgiye ulaşamayan insanların ne çileler çektiğine tanıklık ettim. Bunlar hem mücadele azmimizi hem de öfkemizi biledi. Bize sürekli kazanmamız gerektiğini hatırlattı.”
ÜÇ MAYMUNU OYNUYORLAR
Bundan sonraki süreçte esas hedef olan aşıların ücretsiz uygulanması için yetkililere baskı kurmaya odaklanacaklarını vurgulayan Kılınç, “Bizim bundan sonraki talebimiz çok net; HPV aşısı ücretsiz olsun! Karar alıcıların daha fazla kadın cinayeti işlemeden, bu aşıları acilen halkına sunması gerekiyor. Aslında sunmak zorundalar ancak üç maymunu oynuyorlar. AK Partili iki vekil, bu konuyla ilgili ‘Maliyet hesabına bakalım’ demişlerdi. Aradan 10 ay geçti, biz mücadeleyi bu noktaya getirdik. Koskoca vekiller, dört işlemi yapamadınız mı hala? Siz bunları yapmıyorken birileri hala rahim ağzı kanseri oluyor, birçoğu ruh sağlığı problemi yaşıyor, ölenler oluyor. Bu zamana kadar sorumluluktan kaçındınız ve yapmadınız. Şu an başka bir yerdeyiz; halk biliyor ve bunun bayrağını taşıyor. Yetkililer halkı daha fazla mağdur etmeden görevlerini yerine getirmeli. Sağlık ne yazık ki manipülasyon aracı olarak kullanılabilen bir şey. Çernobil faciası yaşandığında dönemin bakanı medyanın karşısına geçip çay içmişti. O gün kimse ölmedi ama yıllar sonra insanlar kanser oldu ve yaşamını yitirdi. Şu an HPV’de de durum böyle. Bugün HPV kapan kişi hemen kanser olmuyor, zamana yayılıyor ama aşılama yapılmadığı sürece ilerleyen yıllarda birçok yurttaşımız yaşamını yitirebilir. Bunun halk sağlığında aşı gibi bir silahı varken bunu yapmayanlar, bunun sorumlusu olacaklar. Ama halk için bu mücadele kazanılacak. Tarihe nasıl geçmek istediklerine kendileri karar versinler” açıklamasında bulundu. (Çağla Geniş / İlkses Gazetesi)