İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Buca Kasaplar Meydanı'nda restorasyonu tamamlanarak “Göç ve Mübadele Anı Evi” olarak düzenlenen tarihi binanın açılışı, 11 Balkan ülkesinden konukların katılımıyla gerçekleştirildi. Bu yıl 12.si düzenlenen Balkanlılar Halk Oyunları Festivali kapsamında yapılan törene İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP İl Başkanı Asuman Ali Güven, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, Bosna Hersek Fahri Konsolosu Kemal Baysak ve Balkan derneklerinin yöneticileri ile Festival kapsamında İzmir’e gelen Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Romanya, Sırbistan, Slovenya ve Yunanistan’dan gelen ekip temsilcileri katıldı.
Anı Evi olarak düzenlenen 113 yıllık binada uzun süre yaşayan ve kendisi de bir mübadil olan Prof. Dr. Cengiz Kuday ile 97 yaşındaki Nazike Bilgiç de katılımcılar arasındaydı. Nazike Teyze’ye, Göç ve Mübadele Evi’nin hazırlanmasına verdiği katkılar nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu tarafından plaket takdim edildi.
Törende bu özel eserin ortaya çıkarılmasında katkıları bulunan Atıl Koruyan, Beyami Uzun, Fahrettin Varol, Fatma Can, Figen Gürsoy, Firdevs Tuncay, Gülafet Demirkollu, Gültekin Kan, Gürhan Özsamancı, İskender Ozsoy, Kemal Yalçın, Mehmet Tügen, Mert Rüstem, Mustafa Bung, Mürşide Üzümcüoğlu, Önder Kayın ve Seda Tezel Tufan ile Lozan Mübadilleri Vakfı, Selanik Türkleri ve Buca Yaylacıklılar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği ile İzmir Girit Müdilleri Derneği’ne, yine Başkan Kocaoğlu tarafından şükran plaketleri verildi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, geçmişini bilmeyen toplumların geleceğini şekillendirmede zorluk yaşadığını hatırlatarak İzmirlileri Göç ve Mübadele Evi’ni görmeye davet etti.
“Çan ile ezan sesleri birbirine karışırdı”
Başkan Aziz Kocaoğlu, restore edilerek yeniden hayat bulan Anı Evi’ni, hazırlanmasında önemli katkılar sağlayan mübadillerden Firdevs Tuncay’ın anılarını dinleyerek dolaştı. Anlattıklarıyla adeta eski günlere giden Tuncay, “Çan sesleriyle ezan birbirine karışırdı, biz buradayken. Kilisenin papazı asasını üç defa yere vurur, ezan bitene kadar yürümez, beklerdi. ‘Bu köyde Müslümanlarla aramızın nasıl iyi olduğunu sen bilirsin değil mi vre Hüseyin?’ diye sorardı babama. İzmir’in işgalinden sonra bile aramızda hiçbir şey olmadı” diye konuştu.
113 yıllık bina
“Türk-Yunan Mübadelesi” başta olmak üzere Türkiye'ye Balkan ülkelerinden yapılan göçlerin hikâyesini ve yarattığı kültürel-sosyal değişimleri kayıt altına almak amacıyla hazırlanan Anı Evi'nde sergilenen obje, fotoğraf ve belgeler için çok sayıda kişi ve kurum bağışta bulundu. Objeler arasında Girit'teki bir evden hatıra olarak getirilen bir tuğla parçası, 90 yıllık bir ayna, mübadil ailelere ait kıyafetler, dokumalar ve mutfak malzemeleri ile mübadeleyle ilgili tasfiye talepnameleri, nüfus tezkereleri ve benzeri belgeler yer alıyor. Göç ve Mübadele Anı evi, Türk-Yunan nüfus mübadelesini yaşamış olan mübadiller ve onların 1. 2.ve 3. kuşak akrabalarının anılarını yaşatıyor.
1.7 milyon insanın zorunlu göçü
“Değiş tokuş, bir şeyin başka bir şeyle değiştirilmesi” anlamına gelen mübadele, 30 Ocak 1923’de Lozan’da, Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan “Türk ve Yunan Nüfus Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Ek Protokolü” sonrasında, Türk ve Rum nüfuslarının karşılıklı zorunlu değişimi için kullanılan genel bir göç terimidir. Nüfus değişiminden sadece İstanbul’da yaşayan Rumlar ile Batı Trakya’da yaşayan Türkler muaf tutulmuştu. Anlaşma öncesinde gelen ve gidenlerle birlikte yaklaşık 1 milyon 200 bin Ortodoks/Rum Yunanistan’a, 500 bin’e yakın Müslüman/Türk de Türkiye göç etmek zorunda kaldı.