MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İTB Başkanı Kestelli'den pamuk çıkışı!
Ekonomi
1 Ekim 2020 Perşembe 13:57

İTB Başkanı Kestelli'den pamuk çıkışı!

Ticaret Borsası Başkanı Kestelli, "Ege pamuğu kalitesinde bir pamuğun yurtdışı piyasalardaki değeri şu an için 12 lirayı bulurken yerli pamuğumuz henüz 11 liradan bile işlem görmedi. Bu durumda üreticimizin bu sezon kâr etmesi söz konusu olmayacak ve önümüzdeki sezon pamuk ekim alanları daha da azalacaktır” dedi.

Ticaret Borsası Başkanı Kestelli, “Pamuk konusu son dönemde hem üyelerimiz hem de bizler tarafından sıklıkla dile getiriliyor. Geçtiğimiz yıl ülke olarak 1,6 milyar dolar değerinde yaklaşık 1 milyon ton pamuk ithalatı yaptık. Bu miktarda ithalata rağmen yerli pamukta yeni sezona stok devri olduğunu belirtmek isterim. Ege pamuğu kalitesinde bir pamuğun yurtdışı piyasalardaki değeri şu an için 12 lirayı bulurken yerli pamuğumuz henüz 11 liradan bile işlem görmedi. Bu durumda üreticimizin bu sezon kâr etmesi söz konusu olmayacak ve önümüzdeki sezon pamuk ekim alanları daha da azalacaktır” dedi.

İzmir Ticaret Borsası Eylül Ayı Olağan Meclis Toplantısı ve Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı 30 Eylül 2020 Çarşamba günü video konferans aracılığıyla, Meclis ve Meslek Komiteleri üyelerinin geniş katılımıyla gerçekleştirildi. Meclis toplantısının konuk konuşmacısı Deriva Danışmanlık ve Eğitim Firması Kurucu Ortağı ve Borsa Finans Danışmanı Tolga Uysal oldu.

Meclis Toplantısı öncesinde Meslek Komiteleri Ortak Toplantısında konuşan İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Borsa üyelerinin temsilcisi oldukları sektörlere ilişkin yaşadıkları sıkıntılar ve Borsa olarak ürettikleri çözüm önerilerini üyelerle paylaştı.

“BU MALİYETLERLE HAYVANCILIK YAPMAK ÇOK ZOR”
Hayvancılık sektöründe maliyetler konusunda önemli sıkıntılar yaşandığına değinen Işınsu Kestelli, “Büyükbaş hayvancılık maliyetinde hayvani materyali yüzde 55-60, yem giderleri yüzde 30-35 ve diğer giderler ise yüzde 10-15 paya sahip. Döviz kurundaki yükseliş dolayısıyla yem maliyetlerinde son dönemlerde önemli artış yaşandı. Kaba yem kaynağı olan mera ve çayırlarımızın yeterli olmaması nedeniyle, karma yem hammaddesi olan soya ve yağlı tohumlu bitkileri ağırlıklı olarak ithal ediyoruz. Üstelik mevcut çayır ve mera alanlarımızın da büyük bir kısmının ıslah edilme ihtiyacı bulunuyor. Dünyada ise hayvancılıkta ileri gitmiş ülkelerin hemen hepsinin doğal mera alanları bakımından zengin olduklarını görüyoruz. Çin, ABD, Avustralya, Brezilya bu ülkelerin başında geliyor. Dünyada toplam tarım alanlarının yüzde 67’si çayır ve mera alanlarından oluşurken, ülkemizde bu oran sadece yüzde 39. Tarla ve bahçe alanlarında 15’inci sıradayken, çayır ve mera alanlarında 43’üncü sırada yer alıyoruz. Bu kaynak dağılımı ile sürdürülebilir hayvancılık yapmak gerçekten kolay değil. Buradan şu sonuca varmak gerekiyor: Yem kaynağı olan çayır ve mera alanları ve karma yem kaynağı olan yağlı tohumlu bitkiler sorununu çözmeliyiz. Çözemediğimiz sürece özellikle büyükbaş hayvancılıkta bu sorunlar ile karşılaşmamız kaçınılmaz. Aksi takdirde özellikle büyükbaş hayvancılık sektörü için girdilerin devlet tarafından yeteri miktarda ve sürekli olarak desteklenmesi ihtiyacı bulunuyor. Yem kaynağı açısından benzer durumda olan kümes hayvancılığı sektörümüz de aynı sorunlarla savaşıyor” dedi.

“YERLİ PAMUK DEPODA DURUYOR, DÖVİZ İTHAL PAMUĞA GİDİYOR”
Hasadı bölgemizde yeni başlayan pamuk piyasaları ile ilgili olarak da görüşlerini paylaşan Işınsu Kestelli, “Pamuk konusu son dönemde hem üyelerimiz hem de bizler tarafından sıklıkla dile getiriliyor. Geçtiğimiz yıl ülke olarak 1,6 milyar dolar değerinde yaklaşık 1 milyon ton pamuk ithalatı yaptık. Bu miktarda ithalata rağmen yerli pamukta yeni sezona stok devri olduğunu belirtmek isterim. Ege pamuğu kalitesinde bir pamuğun yurtdışı piyasalardaki değeri şu an için 12 lirayı bulurken yerli pamuğumuz henüz 11 liradan bile işlem görmedi. Bu durumda üreticimizin bu sezon kâr etmesi söz konusu olmayacak ve önümüzdeki sezon pamuk ekim alanları daha da azalacaktır. Pamuktan kaçan alanlarının mısır, domates gibi ürünlere kayması muhtemeledir. Ancak domateste bu yıl yaşanan sorunu sanırım hepimiz biliyoruz. Fiyatların düşük olması, hasat maliyetinin bile karşılanamaması nedeniyle ürününü tarlada bırakan üreticilerimiz oldu. Böyle bir ortamda pamuk ekim alanlarının azalması alternatif ürünlerin piyasasını da olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle Tarım ve Orman Bakanlığımızdan 2020 yılı pamuk priminin üreticimizi memnun edecek seviyede bir an önce açıklanmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

İTB Yönetim Kurulu Üyesi Şeref İyiuyarlar ise “Pamukta oldukça zor bir dönemden geçiyoruz. Ne yazık ki önümüzdeki günlerden de pek umutlu değiliz. Üreticilerin gerekli desteği alamaması, dolayısıyla pamuk üretiminden buğday tohumuna kayma riski söz konusu. Pamuk üreticisinin daha da kötü etkilenmemesi adına Bakanlığımızın desteğine ihtiyacımız var” dedi.

“DIŞ POLİTİKADA GÜÇLÜ OLMAK İÇİN EKONOMİMİZ DE GÜÇLÜ OLMALI”
Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’nın ardından Eylül Ayı Olağan Meclis Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda Meclis üyelerine hitaben konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, ülke olarak tüm dünyayı etkileyen Covid-19 salgını ile mücadelenin yanı sıra Doğu Akdeniz’deki haklarımızın gasp edilmeye çalışılması, Suriye sorununun büyük bir çıkmaza dönüşmüş olması, kardeş Azerbaycan’ın Rusya destekli Ermeni güçleri tarafından saldırıya uğraması ve sivil kayıplar veriyor olması dolayısıyla bölgemizde süren askeri ve siyasi gerilimlerle de mücadele içerisinde olduğumuza vurgu yaparak “Tüm bu sorunlarla daha güçlü mücadele edebilmemiz için ekonomide güçlü olmalıyız. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın dün açıkladığı yeni ekonomi programının piyasalarda yaşanan olumsuz durumu değiştirmesini diliyorum. Açıklanan programın pandemi sonrası ortaya çıkan küresel gerçeği dikkate alan bir program olduğunu görmek sevindirici. Olumlu ve olumsuz senaryoya göre pozisyon alınması ve buna göre alternatif planların oluşturulması da güven verici. Ana başlıkları “Yeni dengelenme, yeni normal, yeni ekonomi” olarak belirlenen program, sürdürülebilir bir büyüme modelini hedefliyor. Aynı zamanda pandemiyle değişen şartlara hızlı uyumu, teknoloji ve verimlilik odaklı stratejik reformları hayata geçirmeyi planlıyor. Tarımla ilgili öne çıkan ifade ise “enflasyon” ana başlığı altında yer alıyor. Enflasyonla mücadele kapsamında sözleşmeli tarım ve girdi finansmanı ile gıda fiyatlarında istikrar sağlanacağı vurgulanıyor. Bu ifadeden hareketle tarıma yönelik yeni desteklerin gündeme gelebileceğini söyleyebiliriz. Bu desteklerin nasıl olacağını ve programla belirlenmiş hedeflere ne şekilde ulaşılacağını ise önümüzdeki dönemde hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Burada önemli olan iş yapan herkesin önünü görebileceği, sağlıklı işleyen, sert iniş çıkışlar yaşamayan bir piyasanın temin edilmesi. Bunu sağlayabilir ve ekonomimize olan güveni yeniden tesis edebilirsek, dış politikada da yumruğumuzu masaya daha sert vurabiliriz. İşçiden patrona; bilim insanından siyasetçiye kadar herkesin ve her kesimin bu bilinçle hareket etmesinde sonsuz fayda görüyorum” dedi.

“ÜRETİMDE İYİ NOKTADAYIZ AMA BİRİM İHTACAT DEĞERİMİZ DÜŞÜK”
Türkiye’nin tarımsal üretim potansiyeli açısından dünyanın en önemli ülkelerinden birisi olduğuna dikkat çeken Işınsu Kestelli, “Ancak gerçekleştirdiğimiz üretimin ihraç edilerek döviz kazandırıcı bir faaliyete dönüştürülmesinde halen çok önemli eksiklerimiz bulunuyor.  Üretimde ilk 10 ülke arasındayken toplam tarımsal ürünler ticareti sıralamasında 27’nci sırada olmamız da bunun açık bir göstergesi. Bu durumu iki açıdan bakmak gerekiyor. Birincisi ihracat miktarının yeterli seviyede olmaması. Bunu artırmanın en önemli yolu, ürünlerimiz için yeni pazarlar bulmaktan geçiyor. Tarımdan elde edilen döviz gelirleriyle ilgili ikinci konu ise birim ihraç değerimizin halen çok düşük olması... Kısacası tarımsal ürünlerimizin kalitesini ve marka değerini artırarak katma değeri yüksek ürünler haline getirip pazarlamak zorundayız. Bunun için de ARGE, İnovasyon ve markalaşmaya daha fazla kafa yormamız gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

“TARIMDA YAŞANAN SU SIKINTISI GİDEREK BÜYÜYOR”
Kestelli, konuşmasının son bölümünde, “Dünya küresel etkileri olacak bir iklim felaketi sorunu ile karşı karşıya. Bu yıl oldukça kurak bir sezon yaşıyoruz.  Eğer kış dönemi geçtiğimiz yıl gibi olursa tarım bu durumdan en fazla etkilenen sektörlerin başında gelecek. Bu yıl bile su sıkıntısı nedeniyle tarım ürünlerinin suya en çok ihtiyaç duyduğu dönemde barajlardan su verilmesi kesildi. Üreticilerimiz kendi imkânları ile ürünlerini sulamaya devam etti. Ancak bireysel su kaynaklarının da son derece sınırlı ve aynı zamanda çok maliyetli olduğunu unutmamalıyız. Tarımsal planlamalarda tarım bakanlığımızın bu durumu öncelikli bir faktör olarak dikkate alması için görüşümüzü iletiyoruz. Su sıkıntısına göre aksiyon planı belirlenmesinde hem üreticimiz hem de ülkemiz açısından sonsuz fayda görüyorum” dedi.

Meclis Başkanı Barış Kocagöz ise ülkemizin coğrafi konumunun, belki de dünyanın en stratejik noktalarından biri olduğuna değinerek, “Bu özelliğimiz bizler ve gelecek nesillerimiz için büyük ve olumlu bir potansiyel. Ancak diğer taraftan her yönünden komşu ülkeler ile yönetilmesi gereken krizlerle karşılaşıyoruz. Bir taraftan Suriye, Doğu Akdeniz, adalar derken şimdi de Azerbaycan ve Ermenistan çatışması hep ülkemiz sorumlulukları içinde yer alıyor. Bu noktada tabii ki ülkemiz çıkarlarını gözetmemiz çok önemli” dedi.

Diğer taraftan tüm bu süreçlerde Covid-19 krizinin de aynı zamanlama içerisinde olmasının da ekonomik anlamda ülkemiz için koşulları daha da zorlaştırdığına değinen Barış Kocagöz, “İşte bu noktada piyasa dalgalanmaları ve oynaklıklar doğal olarak çok fazla olacaktır. Bu anlamda iş hayatımız ile ilgili riskleri yönetebilmemiz her zamankinden çok daha önemli olacaktır” diye konuştu.

“HAZİNE ARAZİLERİNİN ÜRETİME KAZANDIRILMASI MUTLULUK VERİCİ”
Konuşmasının son bölümünde geçtiğimiz yıl Borsa Meclis toplantısında dikkat çektikleri genç işsizliğe çare olarak; “İşsiz genç ziraat mühendislerine hazineye ait tarım alanlarının bedelsiz tarımsal üretim amaçlı kiralanması” önerilerine ilişkin olumlu gelişme dolayısıyla yaşadıkları sevinci paylaşan Barış Kocagöz, “Mutlulukla duyuyoruz ki pilot bir bölgede çevre bakanlığımız üreticilere hazine parsellerini tarımsal üretim amaçlı bedelsiz olarak kiralayacak. Bu gerçekten umut verici bir adım. Atıl duran topraklarımızın üretime yönlendirilmesi adına önemli bir gelişme. Umarım pilot bölge çalışmaları başarılı bir şekilde devam eder ve bu uygulama işsiz ziraat mühendislerini de içererek tüm yurda yayılır” dedi.

Açılış konuşmalarının ardından Meclis toplantısının konuk konuşmacısı Deriva Danışmanlık Kurucu Ortağı ve Borsa Finans Danışmanı Tolga Uysal, “Pandemi Döneminde Türkiye ve Dünya Ekonomisi-Analiz ve Beklentiler” konusunda Borsa üyelerine bilgilendirme sunumu gerçekleştirdi. Sunum kapsamında pandemi döneminin ekonomi piyasalarına etkileri, iş hayatında alınması gereken risk ve kriz önlemlerine ilişkin bilgiler yer aldı. Sunumun ardından geçilen soru-cevap bölümünde Uysal, Borsa üyelerinin sorularını yanıtladı.

Toplantının son bölümünde söz alan Işınsu Kestelli, Borsa olarak büyük emek verilen ve her geçen gün daha yoğun ilgi gören podcast yayınlarının yaklaşık 2 bin dinleyiciye ulaşması dolayısıyla oldukça mutlu olduklarını ifade ederek, tarımın nabzını tutan kanaat önderlerinin konuk edildiği içeriklerin yayında olduğu İzmir Ticaret Borsası “4 Element ve İnsan” Podcast Kanalı’nın Spotify, Apple Podcast ve Google Podcast olmak üzere üç mecrada güncel içeriklerle yayınlara devam ettiğini belirtti.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir