MENÜ
İzmir
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İYİ Partili Dervişoğlu'ndan gökdelen için referandum çağrısı ve çarpıcı 'Urla' mesajı!
Politika
7 Ocak 2020 Salı 13:46

İYİ Partili Dervişoğlu'ndan gökdelen için referandum çağrısı ve çarpıcı 'Urla' mesajı!

İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, İzmir’de bir süredir tartışma konusu olan Zorlu Holding’e ait gökdelen projesi için referandum yapılması yönünde çağrıda bulundu. Dervişoğlu, Burak Oğuz’un Urla Belediye Başkanlığı’nı yürütürken FETÖ/PDY soruşturması kapsamında iltisak iddiasıyla tutuklanmasıyla ilgili olarak, “Biz seçim öncesi böyle bir iltisaktan haberdar olsaydık CHP’yi uyarırdık” dedi.
Gizem TABAN / GERÇEKİZMİR - İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. İl binasında düzenlenen toplantıya Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Cem Özdemir, İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar ve il yöneticileri de katıldı. Toplantıda ülke gündemi, ekonomi ve dış politika hakkında değerlendirmelerde bulunan Dervişoğlu, İzmir’de bir süredir tartışma konusu olan Zorlu Holding’e ait gökdelen projesi için ‘saplanmış kazık’ benzetmesi yaparken referandum yapılması yönünde çağrıda bulundu CHP’li Burak Oğuz’un Urla Belediye Başkanlığı’nı yürütürken FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanması ve yerine kayyum atanmasına ilişkin de açıklama yapan Dervişoğlu, “Biz seçim öncesi böyle bir iltisaktan haberdar olsaydık CHP’yi uyarırdık” ifadelerini kullandı.



TENCERE KAYNAMIYOR!
İYİ Parti olarak yeni yıla girer girmez Türkiye’nin sorunlarıyla ilgili çözüm önerilerini sunmak adına çalıştaylar düzenlediklerini belirten Dervişoğlu, “Ekonomik problemlerin en başında hanelerimizde hissedilen enflasyon geliyor. TÜİK verilerine bakılarak belirlenen rakam yüzde 11 civarında ifade ediliyor. Ama hanelerde hissedilenin yüzde 25’in altında olmadığı belirlenmiş durumda. Türkiye’de tencere kaynamıyor. Faturalar ödenemiyor. Hükümet rakamlarla oynamak adına ekonomide çok iyi mesafe aldığımız iddiasında bulunuyor. 2019’un sonu itibariyle takibe düşen kredi alacakları 147 milyar TL’yi aşmış. Temmuz’da 117 milyar TL imiş. Sanayi sektöründe çalışan 1 milyon azalmış. Ekstradan 2 milyon kişi işsiz kalmış. Tüketici kredisi alıp ödeyemeyenler 2 buçuk milyon kişiyi bulmuş. İşsizlik yüzde 14’ yükselmiş. Yıllara göre asgari ücret değerlendirmesi yapıldığında 2008’de 410 dolar iken 2011’de 407 dolar, 2013’te 423 dolar iken 2016’da 430 dolar olmuştur. Bugün ise 356 dolara düşmüştür. Reel olarak azalmıştır. Bundan 60 yıl önce Türkiye dünya Gayri Safi Milli Hasılası’nın 1.3 ünü temsil ediyordu. Bugün bu rakam 0.86’ya düşmüştür. Türkiye ekonomisi bu iktidarın yönetiminde hızla küçülmüştür, resesyona girmiştir. Bugün itibariyle büyüme sıfırdır! Bu ekonomiyi ‘iyi yönetiyorum’ diyen iktidar şapkayı öne koymalıdır” dedi.

YERLİ ARABAYI DOĞRU BULUYORUZ
Dervişoğlu, “Böyle bir gidişatı ortadan kaldırmak için vatandaşta iyi hissiyatı oluşturacak adım atmak lazım. Bunlardan birisi yerli arabadır. Biz bu girişimi doğru, yerinde ve gecikmiş buluyoruz. İYİ Parti olarak bu ekonomik hamlede adı, imzası bulunanları takdir ediyoruz. Ama hükümeti de bir takım gerçekleri görmeye davet etmek gibi bir sorumluluğumuz var. Dünya otomotiv sektörü rekabet edebilmek adına firmaları birleştiriyor. Hükümetin de bir takım tedbirleri yaşama geçirmesi gerektiğine inanıyoruz. İkinci iyilik hissiyatı yaratmak adına ortaya atılmış şey İstanbul’daki kanal projesidir. TBMM’de bu işin sorumlusu bakanlıklara ve bürokratlarına sorduk. Bize ‘33 üniversiteden 200’den fazla bilim adamının fikirlerine danışarak düşünceden eyleme geçirme kararı aldık’ dediler. Ama biz televizyonlarda bu bilim adamlarını görmüyoruz. Bilim adamlarına bizler de danışıyoruz. Bu projenin ekosistem açısından çok ciddi sorunları beraberinde getireceğini söylüyorlar. Ayrıca dış politikada da Türkiye’nin başına bela olması muhtemel sıkıntıları getirecektir. İYİ Parti olarak bu projenin yapılabilir olmasına ihtimal vermiyoruz. Bu tartışmaları da gündem değiştirmek için ortaya atılmış olarak değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı. 

LİBYA’YA TEZKERE KARARINI DEĞERLENDİRDİ
Libya’ya asker göndermek için mecliste kabul edilen tezkereye de değinen Dervişoğlu, “İYİ Parti olarak Libya’ya asker gönderme tezkeresine ‘hayır’ oyu verdik. Libya’ya kaç asker gidecektir? Cevabı belli değil! Gidecek askerin sınıfı, statüsü ne olacaktır? Nerede konuşlanacaktır? Hangi yol kullanılacaktır? Belli değil! Zaten kendi içinde iç savaşın yaşandığı Libya’da bugünkü mevcut yönetimin diğer güçler tarafından ele geçirilmesi durumunda bizim askerimizin konumu ve tavrı ne olacaktır? Bu soruların cevabı belli değil. Bunun zaman sınırı nedir? Biz Libya’da ne kadar kalacağız? Bize verilen cevapta ucu açık. Bu soruların cevabını bir tek Recep Tayyip Erdoğan biliyor. Bir milletin kaderi bir kişinin iki dudağı arasına terk edilemez. Bu sistemden kaynaklanıyor. Bütün yetkiler bir kişinin iki dudağı arasına veriliyorsa, TBMM noter konumuna düşürülmüşse, karar, icra yetkisi tamamıyla bir tek kişiye devrediliyorsa o zaman Türkiye’nin değerlendirmesi gereken şey sistemdir. Türkiye aslında bugün karşı karşıya bulunduğu tüm problemlerin aşılması durumunda problemi gerçekleştiren gerçek meselenin üzerine gitmek durumundadır. Ne olduğu belli olmayan, ucube, kendi içinde garabetleri barındıran cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi tartışmaya açmalı, demokratik parlamenter sisteme geri dönüşün adımlarını atmalıdır” diye konuştu.



ALTYAPI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ
Konuşmasında İzmir’in sorunlarından da bahseden Dervişoğlu, “Yağmur yağdığında İzmir’de bir takım sıkıntılar yaşanıyor. Yetersizliklerden dolayı su kesintileri oluyor. İzmir’in altyapısının gözden geçirilmesi lazım. İzmir’in bir takım sorunları var. Yeni bir belediye başkanımız var ama devlette devamlılık esastır, belediyelerde de devamlılık esastır. Eksikliklerin giderilmesi noktasında gerek partiler gerek sivil toplum olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz. İzmir’de reel projelere itibar edilmesi, yapılabilir projelerin yaşama geçirilmesi bizim beklentimizdir” dedi. 

SOYER’İ ZİYARET EDECEK
Parlamentoda İzmir’in sesini daha güçlü duyurabilmek için bir dizi temaslarda bulunduğunu anlatan Dervişoğlu, şunları söyledi: “Valimizi ziyaret ettim. Cuma günü büyükşehir belediye başkanımızı ziyaret edeceğim. TBMM’de seslendirilmesi gereken İzmir meseleleri için teşkilatımızın da katkılarını bekliyorum. İzmir’in derdine derman olabilecek, çıkmayan sesinin çıkmasına yarar sağlayacak adımları atacağız. Deprem denince akla hep İstanbul geliyor. Ama İzmir de çok önemli fay hatlarının geçtiği bir bölge. Bu konuda duyarlılığın arttırılması lazım. İskanı verilmiş binaların gözden geçirilmesi lazım. Termal zenginliği olan yerlerde deprem kaçınılmazdır. İzmir bu açıdan bakıldığında önemli bir vilayetimizdir. Siyasi kurumlar, mülki amirlikler, sivil toplum kuruluşları olarak bu alanda hassasiyetimizi ortaya çıkracağız. Ama paniğe neden olmayan bakış açısına sahip olmalıyız.”

REFERANDUM TALEBİ!
Zorlu Holding tarafından Pasaport bölgesinde yapımı ve kentte bir süredir tartışma konusu olan gökdelen projesi hakkında konuşan Dervişoğlu, “Siz gökdelenin yapılacağına ihtimal veriyor musunuz? Bana sorarsanız orada bir gökdelen projesi İzmir bağrına saplanmış kazıktır. Meclis oylamasından geçebilir ama bu benim kanaatlerimi değiştirmez. Kentin merkezine gökdelenlerin yapılmasına benim sıcak bakmam mümkün değil. Başka bir siyasi partiden 2009 yılında büyükşehir belediye başkan adayıydım. Jeolojik yapı da buna elverişli değildir. Burada denizin kenarında yola kazma vurduğunuzda 20 santimetreden tuzlu su çıkıyor. Allah yapısı değil bunların hiçbiri! ‘300 tane kazık çaktım’ demekle olmaz. Ben İzmir’in doğasının, denizinin ve silüetinin korunmasından yana bir tavır sergiledim. Bir kentin kültürünü yaşatabilmek için oranın anılarını yaşatmak lazım. Siz kent merkeziyle oynarsanız anılarıyla oynamış olursunuz. Biz İzmirliler olarak bizi biz yapan değerleri yüceltmek ve Türkiye’ye hakim değerler yapmamız lazım. İzmir’in kültürüne zarar verecek, sosyal tartışmalar yapılmaması ve maceraperest adımların atılmaması lazım. Ben referanduma başvurulmasını istiyorum. Bağrına saplanmış bir kazık istiyor mu İzmirli? Mimar, mühendisler karar verirken ona göre hareket etsinler” dedi. 

HABERDAR OLSAYDIK CHP’Yİ UYARIRDIK
CHP’li Burak Oğuz’un Urla Belediye Başkanlığı’nı yürütürken FETÖ/PDY soruşturması kapsamında iltisak iddiasıyla tutuklanması ve yerine kayyum atanmasına ilişkin açıklama yapan  Dervişoğlu, “İzmir gibi bir yerde kayyum ataması başka yerlerdeki gibi algılanmaz. Terör örgütüne iltisaktan bahsediliyor. Bu da hükümete kayyum atama yetkisi veriyor, benzerleri var diye. İzmir’de meclisten seçeceksiniz! CHP ile seçim iş birliği yaptık. Ama Urla’da İYİ Parti olarak müstakil aday çıkardık. Ayrı oyla belediye başkanı, belediye meclis üyesi seçilmiş. Kusurlu, kabahatli kişiler çıkabilir. Ama İzmir, kurullarını işleten bir kenttir. Biz seçim öncesi böyle bir iltisaktan haberdar olsaydık CHP’yi uyarırdık. Hükümetin iş birliği yaptığı ve Urla Belediye başkanından çok daha fazla FETÖ’cü tipler vardır. Oradan FETÖ’cü çkıtı diye o kenti cezalandıramazsınız. Hükümetin karnesi bu alanda bozuk, başkasına not vermeye kalkışmasın. 2013 yılına kadar FETÖ’cülük bunlara göre serbest! Ondan önce övünç vesilesiydi. Özel bir yasa çıktı da benim haberim mi yok? 2013’te ne yaptıklarını gördük. Ondan öncesi ne olacak?” ifadelerini kullandı.

İŞSİZİN PARTİSİNE BAKILMAZ
Daha önce Büyükşehir Belediyesi meclisine istihdam talebini yöneltmeleriyle ilgili gelen soruya cevap veren Dervişoğlu, “İzmir’in beklentisi var. İşsizin AK Partilisi, MHP’lisi, CHP’lisi, İYİ Partilisi olmaz. İşsiz işsizdir. Bu kentin iş arayanlarına iş bulmak da hepimizin ortak görevidir. Büyükşehir Belediyesi Türkiye’yi bir yatırım cennetine dönüştürürse iş arama noktasında talepleri olan kardeşlerimize imkan ortaya çıkar. Kapsamlı projelere ihtiyaç vardır. Herkes ‘belediye beni alsın’ diyor. Belediye de netice itibariyle belli bir sayı üzerinde icra yapıyor. Kimse de valilik, kaymakamlık alsın demiyor. Valilik iş bulmak yerine sosyal yardım yapmayı tercih ettiği için işler aksamıştır. İşsizin partisine bakılmaz. Esas olan liyakattir. Hiç kimsenin ekmeğiyle oynamak kimseye yakışmaz. Bu memleketin işsizi bizimdir, acısı bizim acımızdır, kaynamayan tenceresinin mesulü biziz. Belediye de yöneticiler de sorumludur” açıklamasını yaptı. 

YOLU AÇIK OLSUN!
Geçtiğimiz aylarda il başkan adaylığını açıklayan Evren Gülay’ın partiden istifa etmesiyle ilgili konuşan İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar ise, “Arkadaşımız yönetim kurulu üyesiydi ama son 6 aydır yönetim kurulu toplantılarına gelmiyordu. İl başkan adaylığı ilanı vardı. Kendisiyle bir temasım olmadı. Verilmiş karara saygı duymaktan başka bir şey yok. Bir siyasi parti içinde mücadele vermek başka bir şeydir, bu mücadeleyi verirken partinin iç kurulları vardır. Biz kendisinin yayınlarıyla ilgili suç olmasına rağmen bir disiplin süreci işlemi başlatmadık. Süreci disiplin suçu olmasına rağmen başlatmadık. Kendisi de hissetmiş demek.  Yolu açık olsun” ifadelerini kullandı.  
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir