Deprem mağdurlarının çatısı İZDEDA sandık kurmaya hazırlanıyor. Seçim öncesi Başkan Haydar Özkan'a yönetim içinden rakip çıktı. Adaylığını açıklayan İncilay Irmak, ayrıştırma vurgusu yaptı ve önemli açıklamalarda bulundu.
Efe Can TAN/GERÇEKİZMİR - İzmir'de 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen büyük depremin ardından kurulan İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) sandık başına gidiyor.
İZDEDA'da 6 Mayıs'ta yeter çoğunluk sağlanamadığı için 14 Mayıs Cumartesi gününe ertelenen genel kurulda üyeler yeni başkanı da seçecek.
Seçim öncesi Mevcut Başkan Haydar Özkan’a yönetimden bir rakip çıktı. Dernekte halen resmi olarak başkan yardımcısı titrine sahip olan ancak yaşanan ayrışmalar nedeniyle uzun süredir faaliyetlere katılmayan, çalışmalarını 'Proje Alanı Mağdurları' ile birlikte yürüten İncilay Irmak da seçimde aday olma kararı aldı.
Gerçekizmir'e konuşan ve adaylığını açıklayan Irmak seçim öncesi hedeflerini de açıkladı.
ÖZKAN'A AYRIŞMA ELEŞTİRİSİ!
Irmak, "İlk sizinle paylaşıyorum. Açıklama da yayınlayacağım. Biz bütün olmak zorundayız benim ayrışma değil de tam anlamıyla herkesi bir araya toplama ile ilgili yaptığım çalışmalarım var. Onun için 18 ay boyunca sahada, dışarıda herkesle beraber oldum. Haydar Özkan’ın ayrışma yönünü gördüğüm için onlarla beraber hareket etmeyi tercih etmeyen benim! Bireysel ve kişisel yaklaşımlar bana uymadığı için... Kuruluş amacımız da bu değildi... Biz bu derneği bütün depremzedeleri kucaklamak için oluşturduk ama farklı hareketler beni rahatsız etti. Ben İZDEDA ile hareket etmeyi bıraktıktan sonra sorumluluklarımı bilerek, herkesi bir araya toplamak üzere benim gibi düşünen arkadaşlarımla sahada çalışmaya devam ettim. 6 Mayıs’taki olağanüstü kurul toplantısına da seçilmiş üyelere mesaj gitmiş. Belirli kişilere gitmiş… Herkes bize mesaj gelmedi. Sosyal platformlarda duyduğumuz için geldik dedi. Haydar Özkan’a çok muhalif kişi var. Yanlış da olsa tek isim o olduğu için sahada, 18 aydır boşa kürek çektiği için ayrışmalar gerçekleşti…" diye konuştu.
"600 BİN LİRA KREDİ KİMİN YARARINA?"
Irmak depremzedelerin birincil hedefi olan avantajlı kredi hakkında ise şunları söyledi: Kredi hedefi önemli ama neyi nasıl kullanacağı konusunda yanlışlıklar yapıyor Haydar Bey. 400 bin liralık kredinin ödemesi 10 yıla odaklı. 8263 lira geri ödemesi var, bunun 600 bin liraya çıkmasının veya 0 faizle 18 yıl geri ödemenin sizce anlamı nedir? Ne kazandırır? 400 bin lirayı alırken ödeyebilecek kimse yoktu zaten. 600 bin lira olunca ne olacak ki? Bütün depremzedeleri tanıyorum. Onlarla birlikteyim. Nasıl ödeyecekler? 400 bin lirayı ödeyemeyecek bir profilimiz varken bunun 600 bin liraya çıkması kimin yararına? Yine ödeyemeyecek insanlar. Ben çok farklı olduğumu düşünüyorum. Ben bu gücü doğru kullanabileceğimi düşünüyorum.
"HİÇ BİR DEPREMZEDEYİ AYIRMAKSIZIN, AYRIMCILIK YAPMADAN..."
Öte yandan Irmak'tan detaylı bir adaylık açıklaması de geldi. Irmak açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
17 Şubat 2021’ de kurulmuş olan İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) kurucu ve Başkan Yardımcısı olarak hayata geçirdiğimiz toplumsal bir hareket olan derneğimiz, aşağı yukarı 15 aydır faaliyetlerine devam etmektedir.
Bu zamana kadar olan süreç içerisinde yapılan faaliyetler şu şekildedir; ortak amaç ve çıkarlar doğrultusunda hareket ederek birçok depremzedenin de katkıları ile oluşturulmuş bir tüzüğümüz var. Yine tüzüğümüz ve kuruluş amacımız gereğince hiçbir depremzedeyi AYIRMAKSIZIN, AYRIMCILIK YAPMADAN, KİMSENİN ŞAHSİ MEFAATLERİNE VE ÇIKARLARINA HİZMET ETMEDEN, doğru tarafsız, yansız ve insan haklarına değer verir şekilde hareket etmektir. Fakat tüzüğümüz ve kuruluş amacımız net bir şekilde ifade edilmiş olmasına rağmen yapılan iş ve işlemlerde tüzüğümüze ve kuruluş amacımıza aykırı tutum, davranış ve tavırlardan dolayı yine 2021’in Nisan ayı itibarı ile yönetimde fikir ayrılıklarımız oluşmuştur. Örnek olarak; ben ve bazı arkadaşlarım ve Mahalle Muhtarımız deprem olduğu an, oluşan enkaz ve kurtarma çalışmaları için kendi sorunlarını hiçe sayıp bizlere destek olma amacı ile, acil bir şekilde İzmir’e intikal edip, kurtarma çalışmalarını başlatan, Soma Bağımsız Mandenciler Sendikası Başkanı rahmetli Tahir bey ve ekibine, yaptıkları fedakarlıktan dolayı teşekkür etmek için Manisa Soma’ya giderek görüşmelerde bulunurken, Haydar bey ve ekibi binalarınızın yıkımları ile ilgili yıkım firmalarıyla pazarlık yapmak için dernek merkezimizde kalıp gelmemiştir. Yine aynı şekilde depremzedeleri kucaklayan Avcılar İnşaat’a teşekkür görüşmesine gideceğimiz an Haydar bey ve ekibi, yıkım firmaları ile yapmış oldukları antlaşmalar doğrultusunda, firmaların tahsilatlarını gerçekleştirmek için dernek merkezinde bulunmayı tercih etmişlerdir. Bunların hepsi delilli ve belgeli olup, gerektiği noktada Savcılığa verilmek üzere hazır bulunmaktadır. Haydar bey ve ekibi Ankara’ya görüşme yapmak adı altında yola çıkmış ve öncelikli olarak günlük kirası 250 TL olan araç kiralama şirketlerinden günlüğü 750 TL ye araç kiralayarak Ankara’ya gitmişlerdir. Fakat bir Başkan Yardımcısı olarak kendime iki defa isimlik yaptırmış ve ücretini depremzedelerin ödediği paralardan değil kendi cebimden karşılamış olmama rağmen sadece ve sadece isimliğimin yanında bulunan minyatür Atatürk büstünden dolayı hazmedemeyip fırlatıp atıp kırmıştır. Beni vatan hainliği ile suçlayan Haydar Özkan ordu emeklisi olmasına rağmen Atatürkçü bir subay olmadığı net bir şekilde anlaşılmıştır. Yine de takdir sizlerindir. Ne yaptıkları meçhul olmakla birlikte dönüş yolunda iken yapmış oldukları canlı yayında yaptıklarını anlatmışlardır. Bunlar silinmiş dahi olsa yapılacak olan adli incelemeler doğrultusunda resmi olarak kayıtlı bulunup, gerektiğinde kullanılabileceklerdir. Ben ve ekibim o esnada konteyner kent, Limontepe’de bulunan Uzundere Toki Konutları ve dernek binamıza gelen tüm depremzedelerle görüşerek doğru bilgiyi vermeye çalıştık. İhtiyaç, eksik ve istekleri doğrultusunda yapılabilecek tüm çalışmaları planlayarak bunları yürüttük.
Haydar bey ise her seferinde proje alanları, konteyner kent, Uzundere Toki Konutları ile ilgili herhangi bir yardım yapılmayacak, derneğe üye olmayan kimseye bilgi verilmeyip Kızılay, Büyükşehir Belediyesi, Bayraklı Belediyesi ve hayırsever vatandaşlardan depremzedeler için yapılmış olan para, erzak kolisi, giysi yardımı dahil olmak üzere faydalanmayacaklarını net bir şekilde söylemesine rağmen bizler yine de gerektiğinde maliyetlerini kendi cebimizden karşılamak sureti ile ihtiyaçlarını gidermek için özveri ile çalıştık. (Bu konularla ilgili proje alanları, konteyner kent, Uzundere Toki konutlarında) bu imkanlardan faydalanan depremzedelerimizin lütfen bilgi vermesini rica ediyorum. Bu arada bunları yaparken bizler de depremzedeyiz, gücümüz yettiğince her depremzedeye elimizi uzatmaya çalıştık, az ya da çok. Bu doğrultuda yine tüzüğümüz ve kuruluş amacımız gereğince üzerimize düşeni layıkı ile yapmaya çalıştığımıza inanıyorum. Bugüne kadar Haydar Özkan tarafından yapılan açıklamalarda hiçbir şekilde netlik olmayıp aksine tüm depremzedelere öncelikli olarak ORTA VE AZ HASARLILARIN da AFAD Müdürlüğü’ne giderek gerek dernek binasında gerekse sosyal medya aracılığı ile yapmış olduğu canlı yayınlarda başvuru yapmaları gerektiğini söyleyerek yönlendirmesi ile ilgili birçok ORTA ve AZ HASARLI DEPREMZEDE AFAD İl Müdürlüğü’ne giderek başvuru yapmışlardır. Bu arada bizler orta ve az hasarlı binalara ait kat maliklerini böyle bir haklarının kanunen bulunmadığını dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık. Bundan dolayı Haydar Özkan ve ekibinden ciddi tepkiler alıp, bizleri yanlış yönlendirmekle suçlayıp insanları mağdur ettiğimizi öne sürmüşlerdir ve bizleri ayrımcılık ile suçlayarak, tüm depremzedelere karşı karalama kampanyası başlatmışlardır.
Depremin ilk anından itibaren ciddi çalışmalar içerisinde bulunduğumuz arkadaşlarımızdan biri, deprem sonrası yaşanan travmalardan dolayı tüm depremzedelere psikolojik olarak destek vermek amacı ile herhangi bir ücret ya da karşılık beklemeksizin bir çalışma başlatmış ve halen bu çalışmalarına devam etmektedir. Bundan birçok depremzedenin haberi olmadığı gibi yapan arkadaşı da bir takım suçlarla itham etmiştir. Bunların da delil ve belgeleri birçok sosyal medya platformunda paylaşılmış olup, gerektiğinde yine Savcılığa delil olarak sunulmak üzere hazırdır. Yine aynı şekilde Ankara’ya giderek Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı ile kapılar ardında yapmış olduğu antlaşmalardan dolayı tüm depremzedeleri TOKİ Başkanlığı’na yönlendirmiştir. Bizler ise bunun yanlış olduğunu ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın hazırlamış olduğu projelerinin Zemin+5 Kat ve asla emsal artışı olmadığını, binalarını eskisi gibi bile yapamayacaklarını özellikle bana gelip danışmış olan tüm depremzedelere anlatmaya çalıştım. Bu bilgilendirmelerden sonra Bilal Çoban (denetleme kurulu başkanı) ve dernek başkanı Haydar Özkan, insanları yanlış yönlendirdiğimi ve kendileri ne söylüyorsa onları desteklemem gerektiğini sert bir şekilde ifade ederek bundan dolayı vatan haini, darbeci ve devlet erkanı ile aralarını bozan olduğumu ifade etmişlerdir. Bunların da yine resmi olarak belge ve görüntüleri sosyal medya platformlarında mevcuttur. Geçen 18 ay boyunca Haydar Özkan’ın yapmış olduğu tüm açıklamalar, canlı yayınlar ve sosyal medya paylaşımları mevcuttur. Her yapmış olduğu açıklamalarda tüm depremzedeleri manipüle ederek mağdur edebiyatı yaptığı için, aslında onun adına üzülebileceğim bir noktadayım, bu tamamen şahsi görüşüm olup buraya yazmak istemediğim buna benzer birçok olaydan dolayı öncelikli olarak Twitter teyzeleri grubumuza, sonrasında oda başkanlarımıza yapmış oldukları açıklamalar ve davranışlardan dolayı teşekkür ediyorum. Keşke gerçekleri biraz daha pozitif düşünebilip daha doğru bir şekilde yorumlayarak görüşlerini bildirselerdi.
Sonuç itibarı ile geldiğimiz noktada tüm mağduriyetlerin sebebi dernek başkanıdır. Bu doğrultuda tercih ve takdir depremzedelerimizindir.
Ben BAŞKANLIĞA adaylığımı resmi olarak bugün koyma kararı aldım ve asla böyle bir başkan olmayacağımı net olarak söylüyorum.
Bugüne kadar ikinci bir dernek kurma şansım ve alternatifim olduğu gibi biliyorum ki sizlerin de on kişi bir araya gelerek bir dernek kurabilirdiniz. Yapmamamın sebebi ise; hiçbir şekilde bölünerek hareket etmek olmadığı ve bu zamana kadar susmamın, sesiz kalmamın, insanları yargılamayıp yaftalamamamın sebepleri bildiğim gerçekler ve ilkelerim doğrultusunda hareket ederek her birimizin menfaatini kollamak ve hak kayıplarını önlemeye çalışmak içindi. Maalesef geldiğimiz noktada bu artık mümkün olmadığı için tüm ikaz ve uyarılarıma rağmen kendi yapmış oldukları düşünce ve davranış tarzlarını doğru olduğunu dikte ettikleri için BAŞKANLIĞA adaylığımı resmi olarak koyuyorum.
Sizlerden sadece şunu rica ediyorum aradan 18 ay geçmesine rağmen Haydar Özkan başkanlığın da ne kazandınız, ne kaybetiniz!!! Takdir sizlerin.
Her birinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum…