GERÇEKİZMİR – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin altapıdaki amiral gemisi İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün Genel Kurulu’nun ikinci birleşimi Başkanvekili Mustafa Özuslu idaresinde gerçekleştirildi.
Yaklaşık 7 saat süren İZSU Genel Kurulu’nda kurumun 16 milyarı gelir olarak şekillenen, 6 milyar 750 milyonluk finansmanla da dengelenen 22 milyar 750 milyon liralık 2024 bütçesi masaya yatırıldı. Bütçe komisyonlardan geldiği şekliyle oylanarak oy çokluğuyla meclis onayı aldı.
KÖKLÜ’DEN RAKAMLARLA BÜTÇE RAPORU
Oturumda İZSU bütçesi sunuş konuşmasında Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı CHP’li Meclis Üyesi Bülent Köklü gerçekleştirdi. Bütçe taslağından rakamlar veren CHP’li Meclis Üyesi Köklü denkliğin 6 milyar 750 milyon liralık borçlanmayla sağlandığını ifade ederek, “Performans programında yer alan faaliyetlerin toplam maliyeti 16 milyar 7 bin 171 lira ve bütçe içindeki payı yüzde 70, 11 milyar 523 milyon 453 bin lira kentsel yatırım faaliyeti ve bütçe içindeki payı yüzde 72, 4 milyar 483 milyon 717 bin liralık payı ise idarin işleyişine yönelik faaliyetlerde kullanılacaktır. Bu payın oranı da yüzde 28’dir. Yerel yönetim giderleri 6 milyar 579 bin 796 lira olarak kayıtlarda yer almıştır. Bütçe içi dağılıma bakıldığında yatırıma yönelik faaliyetlerin payı yüzde 50’dir. Bütçenin stratejik amaçlara göre dağılımına bakıldığında ise sağlıklı su yüzde 20’lik pay ile yer almış, atık su için yüzde 31’lik oran ayrılmış, yağmur suyu ayrıştırma payı ise 10 ve kurumsal kapasite ve hizmet kapasitesini geliştirmek için harcanacak pay da yüzde 32 olmuştur. Gelir dağılımına bakılınca 13 milyar 177 milyon 973 bin lira su geliri, 2 milyar 800 milyon da diğer müteşebbis geliridir. 2023 yılı gelir bütçesinin yıl sonu itibariyle yüzde 69-70 oranında sonuçlanması beklenmektedir” dedi. Köklü, “İZSU Genel Müdürlüğü’nün borçlanma limiti 21 milyar 392 bin 100 liradır. Yani 17 milyar 954 bin 350 lira daha borçlanma yetisine sahiptir. Yıllık üretilen su miktarı 199 milyon, artılan su miktarı ise 198 milyondur. Yani neredeyse kullanılan su miktarının tamamı arıtılır hale gelmiştir” diye konuştu.
AYDIN'DAN YATIRIM PAYI VURGUSU
Ardından genel kurulda CHP adına CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın bir konuşma yaptı. CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın sözlerine kentte hafta sonu yaşanan deniz taşkını kabusu hakkında açıklamalarda bulunarak başladı. CHP Grup Başkanvekili Aydın, “Küresel iklim krizinin sonuçlarının her geçen gün şehirlerimizi tehdit ettiğini gördük. Şehrin dirençli bir kent olmasının öncelikli bir sorun olduğu bir kere daha önümüze çıktı. Hava basıncının 1 milibarın altına düşmesiyle oluşan deniz yükselmesi İzmir’in kıyı bölgelerinde ciddi sorunlara yol açtı. Vatandaşlarımız ev ve işleri, yollarımız, altyapımız önemli ölçüde hasar gördü. Yaşanan sorunların üstesinden gelmek için ilk andan itibaren İZSU ve Büyükşehir ekipleri sahadaydı ve suyun deşarj edilmesi için ciddi emek sarf ettiler. Fırtına ile birlikte oluşan dalgalar deniz taşmasından meydana gelen suyun etkilerini daha da artırdı. Karşıyaka ile ilgili sevindiğimiz kısmı şu oldu. 2 yıl önce yapılan set görevini yerine getirdi. Bu setin alanı dışından gelen su sorun yaşattı. Hiç değilse setin etkisiyle hasar daha az yaşandı. Büyükşehir bütün birimleriyle oluşan hasarın yaralarını sarmak için gayret gösterecek. Bu konuda zarar gören vatandaşlara sosyal yardım kapsamında destek sağlanacak. İZSU da çalışmalarını sürdürüyor. Ancak gördük ki yaşanan olayın etkilerini gidermek için yapmamız gereken çok iş var. Bu işleri yapabilmek adına İZSU Genel Müdürlüğü karşınızda 22 milyar 750 milyonluk bir bütçeyle bulunuyor. Yine sevindirici yanı bu bütçenin yüzde 50’sinden biraz fazlası yatırıma ayrıldı” dedi.
Deniz taşkını açıklaması ve o habere tepki!
CHP’li Aydın şöyle devam etti: Deniz taşkınıyla ilgili bir hususu daha dile getirmek isterim. Giderek kutuplaşan siyaset anlayışı sorunlarımızı doğru çözmemizi de engelliyor. Mesela Cuma günkü mecliste Sayın Başkan Tunç Soyer, Sayın Hızal’a atfen bir söz söyledi ve dedi ki, ‘Çöp toplanır, çukur kapanır ancak hukukun üstünlüğünü yok etmişseniz bir memlekette onları neyle telafi edeceksiniz?’ diye bir cümle kullandı. Bu cümle tamamen o günkü tartışmayla ilgili olmasına rağmen haberci olduğunu iddia eden bir site bu konuşmayı şu başlıkla verdi: Tunç Soyer’den İzmir’deki su baskınları hakkında açıklama! Bunu şunun için dile getiriyorum. Biz sorunlarımızı doğru zeminde tartışmazsak verim elde edemeyiz. Elbette ki Büyükşehir ve İZSU’nun faaliyetlerini tartışmak herkesin hakkıdır. Çünkü biz de her defasında daha iyisini yapmak için çaba sarf ettiğimizi söylüyoruz her defasında… Mesela Kemeraltı ile ilgili bir şey söyleyeyim. Zaman zaman tartışma konusu oluyor. Kemeraltı’nda bitirilen birinci bölümde son yağışlar sırasında bir sorun yaşamadık. Demek ki doğru yerdeyiz. Ama diğer kısım için sorun devam ediyor. Bunun da farkındayız.
DSİ ve kanun çıkışı: İzmir’de oran yüzde 40!
CHP Grup Başkanvekili Aydın suyu temin ve atık su bertaraf konusunda ise, “Suyun teminle temel sorumluluk DSİ’ye ait. Geçen yıl İzmir’in içme suyunun yüzde 55’ini yeraltından kendi faaliyetleriyle temin ettiğini söylemiştim, bugün bu rakam yüzde 60, İzmir’in halkının kullandığı suyun sadece yüzde 40’ını barajlardan temin ediyoruz. Ankara’da içme suyunun yüzde 98’i, İstanbul’da yüzde 99’u barajlardan temin ediliyor. Biz suyu yeraltından temin edip bunu nakletmeyle ilgili olarak ciddi bir enerji maliyeti elde ediyoruz. Bu İZSU’nun maliyetlerine yansıyor ve tüketicinin ödediği bedele yansıyor. SUKİ’ler dediğimiz kurumların temel bir sorunu var. Sadece İZSU için değil tüm bu kurumlar için. 2560 sayılı kanun hükümlerine göre faaliyet gösteriyorlar. Kanunun adı İSKİ… İSKİ için 1981 yılında o günkü çıkarılan kanunla yönetiliyoruz. Sorunları bir bütün olarak ele alan bir yasal altyapıya hala sahip değiliz. İlgili kanun su idarelerinin su fiyatının maliyetinin altında olmaması emreder. O zaman su idaresi maliyeti düşürecek çabalar vermek zorunda kalıyor. İZSU maliyetin altında su satamamakta ve ulaşımda olduğunun aksine İzmir Büyükşehir bütçesinden İZSU bütçesine bir aktarım yapılamamaktadır. Oysa suyun sübvansiyonuyla ilgili bir yasal altyapıya ihtiyacımız var. Çünkü suya erişim temel bir insan hakkıdır.
Hükümete ‘elektrik’ çağrısı!
Maliyetleri azaltma konusuna da bir parantez açan CHP’li Aydın, “Hükümetten beklediğimiz şudur. Su idaremiz elektrik kullanıyor ve bunu ilgili kurumlardan sanayi tarifesiyle alıyor. Sanki bir fabrika işletiyormuş gibi fatura ödüyor. Aynı su idaremiz resmi kurumlara suyu düşük tarifeden veriyor. İZSU dahil tüm su idareleri birer kamu kuruluşu ve bu suyun yönetimi/dağıtımı konusunda kullandığı elektrik için sanayi faturası ödememelidir. Bu merkezi hükümeti ilgilendiren bir sorun. Bize düşen ise sorumluluk ise enerji maliyetlerini azaltmak için daha fazla yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak. Konu salt bir maliyet meselesinden de öte çünkü küresel iklim krizine katkı yapmamalıyız. Enerjiyi daha az kullanmak için ne yapıyoruz? İZSU dağıtıma sunduğu su kadar suyu arıtmak zorunda. Ki ileri biyolojik arıtmada hala açık ara Türkiye birincisiyiz. İZSU bu arıttığı suyu denize dökmek yerine tarımsal faaliyetlerde kullanmak için de gayret sarf ediyor. Hasköy’de suyu arıtıp doğrudan tarımsal sulamada kullanılabilecek şekilde arıtıp çiftçilere metreküpünü 1 kuruşa veriyoruz. Çiğli’de günde 200 bin metreküp suyu bu şekilde dönüştürüp hem park ve bahçe sulamalarında hem de tarımsal sulamada kullanacağız. Bu konuda da İZSU önemli bir yol aldı. Kredi finansmanı sağlandığı zaman proje hayata geçirilecek. Suyun maliyetini azaltmak konusunda hep birlikte çalışmak zorundayız. Daha iyi yasal zemine ihtiyaç var derken de dilimizi ısırarak konuşuyoruz çünkü bu vesileyle belediyelerin yetkilerini kısıtlayıp bunun DSİ üzerinden yürütülmesiyle ilgili bir şey olur mu diye kaygılanmıyor da değiliz.
Yatırım raporu
Aydın sözlerine şöyle devam etti: 4 yılda 4 milyarlık yatırımla 3 bin 90 kilometre şebeke suyu inşaatı yaptı. Bu da kayıp kaçak oranının azalması konusunda önemli bir katkı sağladı. Bugün metropoldeki kayıp kaçak oranları Bütünşehir Yasası ile sonradan bağlanan ilçelere göre daha iyi ama biz bu ilçeler için de önemli adımlar atacağız. 6’sı paket olmak üzere 11 içme suyu arıtma tesisi yaptık. Çiğli’deki arıtma sisteminin 4.faz inşaatına başladık. Sayın Soyer’in geldiği günden bu yana arıtma kapasitesi yıllık 30 milyon metreküp artırılmıştır. 2024 bütçesinde bunu daha iyi noktaya getirmek için yatırımlar var. İzmir’deki kanalizasyon sistemi ile yağmur suyunu atan sistemi ayrıştırmak zorundayız. Bu konuda 260 kilometre ayrıştırma yaptı İzmir Büyükşehir Belediyesi… İstenen seviyede değil, o yüzden 2024 bütçesinde de bu faaliyetlere ayrılan paylar var.
CHP Grup Başkanvekili sözlerini, “İzmir’in dirençliliğini artırmak hepimizin temel sorunudur. Tüm afetlere dayanıklılık ve doğanın korunması bakımından da bu sorumluluk hepimizindir. Daha fazla çalışmak daha fazla hizmet üretmek zorundayız. İZSU Genel Müdürlüğü de bu konuda daha fazla üretmek için yüzde 50’i yatırıma ayrılmış bir bütçeyle karşımızda…” diyerek tamamladı.
HIZAL’DAN ELEŞTİRİ SELİ!
AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal ise İZSU Genel Kurulu’nda yaptığı bütçe konuşmasına, “Bu bütçe de sizler tarafından hazırlanmış ama bizler tarafından kullanılacak bir bütçe. O nedenle bütçe özelinde çok fazla eleştiri ortaya koymayacağım” diyerek başladı. AK Parti Grup Başkanvekili Hızal, “Son zamanlarda Sayın Tunç Soyer sıklıkla 4.5 yıllık dönem boyunca yerin altına yatırım yaptıklarını söylüyor. Bu sözler İZSU’nun yatırımlarına ağırlık verildiği yönünde bir intiba uyandırdı. İşin özeti olarak İzmir’de bir altyapı sorunu var. Bir kanalizasyon ve yağmur suyu ayrıştırma problemi var, ne kadar bittiği söylense de bir koku problemi var, hala kayıp kaçak oranlarıyla ilgili problemler yaşıyoruz, merkezdeki derelerle ilgili sorunlarımız var, çevresel problemler var ve Türkiye’nin en yüksek su ücretini hala İzmir’in ödediğini biliyoruz. Bu sorunlar bugünün sorunu da değil, bunu da görüyoruz. İzmir’deki koku problemi 5 yıl önce de vardı, 15 yıl önce kanalizasyon ve yağmur suyu ayrıştırma sorunu yine vardı. Bundan 20 yıl önce de Körfez kirliliği söz konusuydu. Bundan 25 yıl önce İzmir’de çevresel sorunlar var mıydı? Vardı. Demek ki isimler değişiyor ama anlayış değişmediği müddetçe sorunlar artarak ve katlanarak devam ediyor. Eleştirimiz son 4.5 yılda ve büyük fotoğrafa bakınca son 25 yılda bu sorunların ortadan kaldırılması için gerekli iradenin ortaya koyulmamasında” dedi.
Yatırım oranı çıkışı!
AK Partili Hızal sözlerine şöyle devam etti: Çiğli’deki 4.faz inşaatını 10 yıldan fazla süredir yapıp tamamlayamadığınızda o arıtma tesisi Körfez’i daha fazla kirletir ve sonra o Körfezi temizlemek zorunda kalırız. Demek ki İZSU bir saniye bile kaybetmeden yatırım yapmak zorunda. Yatırımdan hiç geri durmamak zorunda… İZSU’nun yüzde 50’nin üzerinde bir yatırım bütçesi yok, İZSU’nun doğru ve tam olarak yeni yatırım bütçesi yüzde 10… 22 milyarın üzerinde gider bütçesi olan İzmir’in 2 milyar dolayında gayrimenkul sermaye bütçesi var. Yatırım kanalizasyonları temizlemek değil, rögarları temizlemek değil. Yeni tesislerin, yeni yağmur suyu hatlarının yapılması demek yatırım. Bunun için ayrılan bütçe de yüzde 10. Bu rakam da İZSU’nun önümüzdeki günlerde yatırım performansının ne kadar kötü olacağını gösteriyor.
“Güzelbahçe’de 25 yıldırı yüzülüyor zaten”
Hızal, “Tunç Soyer 4.5 yıldır bir samimiyet testinden geçiyor ama maalesef başarılı olamıyor. Bu test önce Körfez temizliğinde başladı. Göreve başladığında ne dedi? ‘Ben 3 yıl sonra Körfez’de yüzeceğim’ dedi. Ama hiçbir İzmirli O’na ‘Körfez gibi devasa bir alanı 3 yılda temizleyin ve Karataş’tan Karşıyaka’ya yüzün’ demedi. ‘Körfez’de yüzeceğim’ dedi ama temizlenmesi konusunda göreve başlayınca ilk önce, ‘Körfez kendi kendine zaten temizleniyor’ dedi. Akıllara zarar bir Çernobil örneği de verdi. Kirliliği gitti Gediz’in dağlarında aradı. Ama bir İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Gediz Nehri’nin çıkış noktasının İç Körfez olmadığını bilmek zorunda. Çok da iyi biliyordu. Ama iş şova geldiği için bolca şov unsurunu gördük, en son da Foça’da geldi şovunu tamamladı. O suç duyurularının sonucunda ne oldu? Maksat yapmak olmayınca sonuçlar böyle olur. Sonrasında çok daha feci bir durumla karşılaştık. Ben Körfez’de yüzüyorum ve sözümü tuttum dedi. Evet teknik olarak Körfez’de yüzdü. Nerede yüzdü? Güzelbahçe’de yüzdü. 25 yıldır burada yüzülüyor zaten. Bu İzmirlileri kandırmaktan başka hiç bir şey değildir. Burada bir tiyatro oynandı.
“Afetler üzerinden siyaset dili geliştirmeyeceğiz”
İzmir’de hafta sonu kabusla ilgili bir parantez de açan Hızal, “Afetler üzerinden bir siyaset dili geliştirmeyeceğiz. Bugüne kadar da geliştirmedik. Dün yaşanan büyük bir afetti. Bu afette İZSU’nun ve Büyükşehir Belediyemizin ve diğer belediye personellerinin ne kadar yürekten ve fedakarca mücadele verdiklerinin de farkındayız. Siyaseti bu dilde yapmayacağız. Ama siyasetin bu dilde yapılmayacağını söyleyen Tunç Soyer Türkiye’de yaşanmış büyük deprem afetinden sonra bölgede ‘Burada devlet yok’ diyerek bir siyaset dili ortaya koydu. Tunç Soyer oraya devletin bir unsuru olarak gitmişti. Aynı hatayı ben yapmayacağım” dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili konuşmasında CHP listesinden TBMM’ye giren DEVA Partisi Milletvekili Seda Kaya Ösen’in altyapı eleştirisi yaptığı sosyal medya paylaşımını örnek göstererek, “AK Parti siyasallaştırıyorsunuz diyorsunuz, ben de daha objektif olabileceğini düşündüğünüz bir siyasetçinin mesajını burada paylaşıyorum ki durum anlaşılsın” dedi.
Sayıştay raporundaki tespitleri anlattı
Hızal sözlerine şöyle devam etti: Bu altyapı sorunu aslında Tunç Bey’de itiraf ediyor. Sürekli ’25 yıldır yapılmayanı yapıyoruz’ diyor. 25 yıldır bu şehri CHP yönetiyor ve bunu şu anda CHP’li bir belediye başkanı itiraf ediyor. 300 kilometre yağmur suyu ayrıştırma yapıldığı iddia ediliyor ama ben alt alta topluyorum 119 kilometre çıkıyor. Daha yüzlerce kilometre yapılması gerekiyor. Kemeraltı’nda daha birinci etabın yüzde 19’unu bitirmişsiniz. Ve bunların bir kısmını üst yapısını daha yapmadınız. Evet arıtma tesisi sayımız çok, lidere meselesinde lider olunmasının temel nedenlerinden bir tanesi boşa artıma yapılması. Dün milyonlarca metreküp yağmur suyunu arıttınız, arıttınız ama denize deşarj ettiniz. Asıl arıtmanız gereken şey kullanılmış su. Bazı arıtma tesisleri arıtmama tesisi. En başta da Çiğli Arıtma Tesisi… Türkiye’deki en büyüklerden biri. Bu tesisin 4.faz inşaatını 10 yıldır yapamadınız. Sayıştay raporunun ilgili sayfasında diyor ki, ‘Bu tesis için döviz kredi aldınız, ihalesini bile yapamadınız ama paraya bile sahip çıkamadınız. Türk lirasına çevirdiniz, 82 milyon gibi bir rakamla kurumu zarar uğrattınız’… Yine Tunç Soyer diyor ki, ‘Kurulduğu günden bu yana bu tesiste bir revizyon çalışması yapılmadı’… Güzel ama 25 yıldır senin arkadaşların yönetiyor bu şehri… Şu anda da yapılan revizyon oranı yüzde 5! Hala İzmir Körfezi’ne kirlilik akıtıyor. Tunç Soyer yine ‘200 milyon bedelle derivasyon kanalı açacağız, açık denize deşarj edeceğiz’ demiş. Yapılmış mı, yapılmamış! Yine Çiğli açıklarına deşarj yapılıyor. İşte bu bir altyapı ve çevre sorunu… Bakanlığın Körfez’e ilişkin bir raporu var, demiş ki, ‘Buralarda yüzmek için su kalitesi yeterli değil’… İZSU buna ‘Siz bunu belli bölgelerden aldınız, o yüzden yüksek çıkıyor’ diye cevap veriyor. Böyle bir cevap olur mu ya! Arıtma tesislerinin bir kısmı kaçak! İzin belgelerin alınmadığı için teşvikten yararlanamıyorsunuz.
Hırsızlık iddiası ve ‘istifa’ çıkışına yanıt!
Konuşmasında bir hırsızlık iddiasını da gündeme getiren Hızal, “Kimseyi suçlamak adına söylemiyorum, bir hırsızlık vakası var. İZSU’nun bazı depolarından çok yüklü miktarda sayaç ve çelik malzemesi hırsızlığı olayı var. Bunu tespit eden 5 güvenlik görevlisi işten çıkarıldı. Benim adıma suç duyurusunda bulunacak arkadaş savcılığa gittiğinde hem bu dosyaya da baksın hem de o işten çıkartılan arkadaşların hukuk mücadelesinin ne noktada olduğunu incelesin” dedi. CHP’li Meclis Üyesi Şamil Sinan An’ın istifa iddiasına da yanıt veren Hızal, “Benimle böyle polemiklere girmesin ama böyle polemiklere girmek istiyorsa Tunç Soyer’le girebilir. ‘Özgür Özel kazanırsa aday olmayacağım’ diyen Tunç Soyer… Kendisiyle iddiaya girebilir” dedi.
Hızal’ın son mesajlarına yanıt veren Başkanvekili Özuslu, “Başkanımızın böyle bir demeci ya da söylemi yoktur. Kayıtlara geçmesi açısından söylüyorum” dedi.
MHP’Lİ UMUTLU: KÖRFEZ BİLE BAŞLI BAŞINA BÜTÇEYE RET SEBEBİ!
MHP Grup Başkanvekili Cüneyt Umutlu ise İZSU Genel Kurulu’ndaki bütçe konuşmasında ret oyu verme sebeplerini sıralarken, “Hala 20 yıldan beri Körfez’deki kokudan bahsediyorsak zaten bu başlıca sebeplerden bir tanesi… İkinci bir konu var. Burada defalarca kez dile getirildi. Şakran gibi Aliağamızın çok güzide bir mahallesi. Oranın kanalizasyon sorununu dahi çözemedik. Ben bir arıtma tesisinden Bakırçay’a akan bir görüntü göstersem burada sizlere herhalde birkaç gün yemek yiyemeyiz. O kadar kirli ki sulama yapan çiftçilerin motorları tıkanıyor. Ben bu 300 kilometrelik yağmur suyu kanallarını nerede yaptığınızı çok merak ediyorum” diye konuştu.
İYİ PARTİ’DEN BÜTÇEYE ONAY
İYİ Parti Grup Başkanvekili Kemal Sevinç de genel kurulda bir bütçe konuşması yaptı. İYİ Partili Sevinç, “1980’li yıllara kadar İzmir merkezde 14 belediye vardı. Bu belediyelerin her biri kendi imkanları dahilinde altyapı ve ulaşım hizmeti veriyordu. Çoğunda kanal altyapısı yoktu. 84’lü yıllarda Büyükşehir olunca kanal altyapısı yapılmaya başladı. 1987 yılında ise İZSU kuruldu. İlk kez düzenli içme suyu ve kanal altyapısı o günlerde devreye girdi. Nereden nereye geldiğimizi hatırlatmak istedim. İZSU Genel Müdürlüğümüz 30 ilçede gece gündüz demeden içme suyu ve kanal altyapısını ayakta tutmak için gayret göstermekte. Yine 30 ilçemizde toplam 1295 mahalleye hizmet vermektedir. İçme suyu hat uzunluğumuz şuan 10 bin 157 kilometre, atık su uzunluğumuz 4 bin 483 kilometre… İçme suyu arıtma tesisimiz 65, atık su arıtma tesisimiz 70 adet. Ülke genelinde en sağlıklı hatta sahibiz. Bu kentin içme suyunun yüzde 60’ı derin su kuyularından elde edilmekte. Bu devasa işletmede tüm çalışanlara teşekkür ediyorum. Grubumuzun oyu olumlu olacaktır” ifadelerini kullandı.
O ŞORTLA ‘KÖRFEZ’ MESAJI!
Öte yandan oturumda grup başkanvekillerinin yanı sıra meclis üyeleri de söz aldı. AK Partili Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Körfez’de yüzme vaadini 2020 yılındaki meclis toplantısında dönemin CHP’li Meclis Üyesi Hasan Ünal’ın kendisine yaptığı davet ve hediye ettiği şortu hatırlatarak eleştirdi. AK Partili Boztepe kendisine Ünal tarafından hediye edilen pembe şortu bir kez daha eline alıp meclise göstererek, “2020 yılının Ocak ayında oyuncu arkadaşımız, Hasan kardeşimiz bana bu şortu hediye etti. Kendisi dedi ki 2021 yılının nisan ayında denize gireceğiz dedi. Kendisi dayanamadı 2021 yılının ocak ayında CHP’den istifa etti. Şunu da söylemeden geçmeyeyim Tunç Başkan’ın yüzdüğü yerde mavi bayrak var. Gelsin Karşıyaka İskelesi’nden Konak İskelesi’ne yüzsün. Ama yüzmesini istemeyiz, hasta olur” diye konuştu.
‘MIŞ BELEDİYECİLİĞİ’ ÇIKIŞI!
Oturumda söz alan AK Parti Grup Sözcüsü Burçin Kevser Sevil ise, “Büyükşehir Belediyesi bütçesini konuşurken bahsettiğimiz tik belediyeciliği bugün İZSU’yu konuşurken –mış belediyeciliğine döndü. Bize şunu öngörüyoruz, bunu öngörüyoruz gibi ifadelerle geliyorsunuz. Ben İç Körfez’de yüzemiyoruz ve 5 yıl önce siz bize bunu vaat ettiniz. Biz sizleri bir türlü İzmir’e çekemiyoruz. Rize’desiniz, Balıkesir’desiniz, merkezi hükümettesiniz. Siz bizimle İzmir’i tartışamıyorsunuz. İzmir’in derdini çözemiyorsunuz, lokal ve anlık çözümler buluyorsunuz. Bütüncül yaklaşmıyorsunuz ve her zaman bir yara bandı görevi görüyorsunuz” diye konuştu. Öte yandan AK Parti Sözcüsü Sevil’in ‘afet siyaseti’ üzerine konuştuğu bölümde CHP Grubu’na 6 Şubat depreminde dönemin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Tunç Soyer’in bölgede verdiği mesajlarla tepki göstermesi tansiyonu yükseltti. CHP sıralarından Sevil’e sert tepki geldi.
AYDIN’DAN ELEŞTİRİLERE TEK TEK YANIT!
Oturumda son sözü yeniden CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın aldı. Eleştirilere yanıt veren CHP Grup Başkanvekili Aydın, “6 saate yakın süren bir oturumu ‘Ne yaptığınızı söylemiyorsunuz’ cümlesiyle bitirmek çok acımasız ve haksız. Her şeyden önce gerçek değil. Saatlerdir bu kadar insan burada ne yapıyoruz? Anlamak istemeyene hiçbir söz kafi değildir. Gerçekten anlamak ve meseleyi düşünmek isteyenler için konuşuyoruz. Bu oturumun başlığı ne? 2024 yılının bütçesini konuşuyoruz değil mi? Gelecekte ne yapacağımızı konuşuyoruz değil mi? O yüzden ‘Şunu öngörüyoruz, şunu yapacağız’ diye konuşuyoruz. Adı üstünde 2024 yılı bütçesi. Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomisi batırmış bir hükümetin yönetimi altında olduğumuz için dönüp dolaşıp ülke sorunlarını konuşuyoruz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik yapısıyla ilgili mesele bizim harcayacağımız parayı etkiliyor. Sayın Hızal şu yatırım nedir konusunda bir anlaşalım. Bir harcama kaleminin bize yatırım olup olmadığını söyleyen yasa! Bu konuna göre hesap yapıyoruz. Sadece biz değil merkezi hükümet de böyle. Hükümetiniz yatırımı yüzde 14 görüyor. Sizin hesabınıza göre bu yüzde 1 kalır. Peki tamam İzmir’i beğenmediniz, AK Belediyecilikten örnek vereyim. Bursa, BUSKİ yüzde 12 2024 yatırım oranı, Ordu yüzde 20, Şanlıurfa yüzde 28… Aynı hesapla kendi resmi rakamları. İzmir’e geldiğinizde yüzde 50’yi beğenmeyebilirsiniz ama ‘Biz daha iyi yapacağız’ derseniz yaptıklarınızı önünüze koyarlar. Sayın Hızal doğru bir yerden yaklaştı. CHP’nin belediyecilik anlayışıyla ilgili bir tartışma yaptı ve kendi anlayışıyla bunun yanlış olduğunu söyledi, doğru. Bizim onlarla aramızda kocaman bir fark var. Mesela biz İstanbul’u 20 yıl yönetip de en üst seviyedeki kişinin ağzından ‘Biz bu şehre ihanet ettik’ demeyiz. Samimiyetten anladığınız bu! Bir meclis üyemiz Gaziantep’e gittiğini ve çok güzel bir şey gördüğünü söyledi. Burada onlardan o kadar çok var ki! CHP’nin yönettiği belediyelerin siyaset anlayışı insan odaklıdır. Biz çılgın projeler yapmayız. Yurttaştan topladığımız parayı betona gömmeyiz. Yatırım yaparken yaygın kullanılmasını önceleriz. O yüzde BM’nin kalkınma hedefleri bizim stratejik planımızın omurgasını oluşturur. Biz yaptığımız hiçbir şeyi yeterli görmeyiz. Çünkü bizim ömrümüzden uzun ideallerimiz var. Daha iyisini, daha fazlasını istiyoruz. Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’nin deşarjının yerini değiştirmeyi istiyoruz. Projesini yaptık. E proje onayı yine bakanlıkta bekliyor. Şu İzmir’in de bir işini dürtmeden halletsin ya! Rica minnetle mi halledeceğiz işimizi. Derdimizi devletin resmi kurumuna iletmişiz. Ret cevabına razıyız ya düştüğümüz duruma bak. İzmirlinin siyaseti tercihleriyle inatlaşıyorsunuz. ‘İzmir’in sorunlarıyla ilgili derdiniz yok’ deniyor. Ne kadar kötü ve haksız bir cümle. Hepimizin bu şehrin sorunlarıyla ilgili derdi çok, hepimiz bu şehri seviyoruz. Derdiniz yok ne demek? En çok can acıtan söz bu benim için. 2022 Ağustos ayında Halkpınar Sayaç Atölyesi’nde sayaç çalınmış. Burası kaç bin kişinin çalıştığı kurum, bunun içinde suç işleyen insanlar olur. Bu iddia üzerine kurum ne refleks vermiş buna bakmak lazım. Bu 5 güvelik görevlisi kapıda sorumlu olan görevliler ve araç giriş çıkışlarını yeterince kontrol etmediği iddiasıyla işten çıkarılıyorlar. Bu arkadaşlar da mahkemeye gidip haklarını arıyorlar. Şunu anlatmaya çalışıyorum, birilerinin suç işlediği iddiasıyla işlem yapılabilir. Siz kurumun hareketsizliğini sorgularsanız anlamlı olur. Rica ediyorum bir insanı kötülemek istediğinizde ‘Tiyatro yapıyor’ demeyin. Tiyatro yapmak iyi bir şeydir ve herkesin harcı değildir. Muhatabın dışında birini incitiyor” diye konuştu.