İZTO nisan ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde gerçekleştirildi. İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve meclis üyelerinin katılımıyla İZTO çok amaçlı salonunda yapılan toplantıda, kent ve ülke ekonomisine ilişkin gelişmeler masaya yatırıldı. Mecliste konuşan Mahmut Özgener, Dünya Bankası tarafından yapılan Türkiye'nin büyüme tahminlerine ilişkin verileri paylaştı. Türkiye'nin 2023 yılı büyüme tahminini yüzde 2,7'den yüzde 3,2'ye çıkartıldığını ifade eden Özgener, 2024 yılı tahmininin de yüzde 4'ten yüzde 4,3 düzeyine yükseltildiğini söyledi. Dünya piyasalarının ekonominin gelecekte yol alacağı boyutlara odaklandığını belirten Özgener, Türkiye'de seçim gündeminin ön plana çıktığı için ekonominin ikinci plana atıldığını dile getirdi.
'EN PAHALI PARA, OLMAYAN PARADIR'
Dünya ekonomisi ile bütünleşme çabalarını sürdüren Türkiye'nin dış imajına zarar verebilecek ve serbest piyasa ekonomisinden adım adım uzaklaşma olarak algılanabilecek kararlardan bir an önce vazgeçilmesini beklediklerini ifade eden Özgener, "İş insanları para, sermaye ve döviz piyasalarında her türlü işlemi serbestçe yaparak üretim, ihracat ve ithalat için gereken nakit yönetimini gerçekleştirmek zorundadır. Unutulmamalıdır ki en pahalı para, olmayan paradır. Cari işlemler açığı, kurların seviyesi, banka ve hane halkı bilançolarındaki bozulma gibi konuların seçim sonrası dönemde hassasiyetle yönetilmesi gerektiği düşüncesindeyim. Seçimden sonra belirsizliklerin hızla kaldırılması, Merkez Bankası'nın döviz arz ve talebindeki hassas dengeler gözeterek para politikasının normalleştirilmesi büyük önem taşıyor. Depremin etkisi var ama sanayi üretiminin bir önceki aya göre yüzde 6, yıllık bazda yüzde 8,2 azalması ve Mayıs 2020'den beri en büyük yıllık düşüş olarak kayda geçmesi, üzerinde durulması gereken bir konu" dedi.
SEÇİM SONRASI İÇİN EKONOMİ ADIMLARI İÇİN ÖNERİ
Türkiye'nin para politikasını normalleştirerek enflasyonu kontrol altına alması ile üretimde birçok darboğazın aşılmasında yardımcı olacağına dikkat çeken Özgener, ayrıca yurt içi tasarruf eğilimlerinin normalleşmesine ve yurt dışı yatırımcıların Türkiye'yi tekrar radarlarına almasını sağlayacağını vurguladı. Seçim sonrasında hayata geçirilmesi gereken konulara değinen Özgener, "Enflasyondaki düşüşün nasıl sağlanacağıyla ilgili soru işaretlerinin giderilmesi amacıyla enflasyonla ilgili önümüzdeki 5 yıllık hedeflerin gerçekçi bir şekilde revize edilmesini bekliyoruz. Ülkemizin yeniden güçlü bir şekilde doğrudan yabancı sermaye akımlarını çekmesi için uluslararası finans dünyasına güven tesis edilmesine yönelik adımların atılmasını diliyoruz. Yapısal olarak cari işlemler açığını düzeltmek için seçim sonrası eylem planının oluşturulması önem verdiğimiz bir diğer konu. Dolar kurunun Türk Lirası karşısında ÜFE veya TÜFE oranında değerlenmemesi nedeniyle, ihracat ürünlerimiz diğer rakiplere göre pahalı hale geldi. Katma değerli ihracat yapılması, ihracatın madde ve ülke bazında çeşitlendirilmesinin teşviki ve ihracatımızın ithalatı karşılama oranının arttırılmasına yönelik uygulamaların devreye girmesini bekliyoruz. Banka ve özel sektörde bilançoların bozulma riskine karşı sermayelendirme ihtiyacı ile ilgili çözüm alternatiflerinin açıklanmasını diliyoruz" ifadelerini kullandı.
'ALTERNATİF SENARYO ÇALIŞMASI YAPILMALI'
Uluslararası çevreden gelebilecek negatif şoklara karşı, dayanıklılığın artırılması için enflasyon,cari açık, büyüme üçgeninde alternatif senaryo çalışmalarının yapılmasını istediklerini aktaran Özgener, şöyle konuştu: "Reel sektörün finansman ihtiyacının karşılanmasına yönelik kredi ve teşvik politikalarına ağırlık verilmesini bekliyoruz. Seçim sürecinin başlamasıyla birlikte toplumun her kesimine yönelik olarak açıklanan finansal destekler, 'Emeklilikte Yaşa Takılan'ların sosyal güvenlik sistemine getireceği ek yük, devlet memurlarına, emeklilere ve asgari ücrete yapılacak zamlar gibi uygulamalarla artan bütçe açığının kontrolü için atılacak adımların belirlenmesi önem taşıyor. Bir diğer önemli beklentimiz ise büyümenin kamu altyapı yatırımları ve inşaat sektörü ağırlıklı yapıdan üretken sektörlerin teşviki ile sanayi üretimine ve ihracata dayalı büyümeye dönüştürülmesi için alınacak önlemlerin açıklanması. Bu anlamda, toplumun tüm kesimlerinin faydalandığı topyekûn bir kalkınma hamlesinin oluşturulması için ekonomik büyümenin makroekonomik istikrarla desteklenmesini ve öngörülebilirliğin sağlanmasını önemsiyoruz. Bu adımların atılmasıyla birlikte ihracatımız artarken dış ticaret açığımızın azalacağını, artan finansman imkanları ve sermaye birikimiyle işlerimizin daha sağlıklı büyüyeceğini, daha çok istihdam olanağı yaratılacağını ve büyümenin her kesimde hissedilir olacağı kanaatindeyiz."(DHA)