MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İduğ tasarruf ve asfalt devrimini anlattı, 2022 mesajı verdi: Borç yok, açılış çok!
Röportaj
27 Aralık 2021 Pazartesi 08:25

İduğ tasarruf ve asfalt devrimini anlattı, 2022 mesajı verdi: Borç yok, açılış çok!

Koltuğa oturur oturmaz araç alımıyla startını verdiği tasarruf hamlelerini, ilçede yeni yılla birlikte hayata geçecek asfalt devrimini ve istihdam sorununa ‘altın bir neşter’ vuran marka projeyi detaylandıran Bornova Belediye Başkanı İduğ, rekabetçi belediye vurgusu yaparken sıfır borçla girilen 2022 yılında 5 yıllık defterde yer alan tüm yatırımların hayata geçeceğini de açıkladı.

GERÇEKİZMİR - Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ Gerçekizmir’in sorularını yanıtladı. 

Ülkede her geçen gün derinleşen ekonomik krizin gölgesinde koltuğa oturur oturmaz araç alımıyla startını verdiği tasarruf hamlelerini, ilçede yeni yılla birlikte hayata geçecek asfalt devrimini ve istihdam sorununa ‘altın bir neşter’ vuran marka projeyi detaylandıran Bornova Belediye Başkanı İduğ, rekabetçi belediye vurgusu yaparken sıfır borçla girilen 2022 yılında 5 yıllık defterde yer alan tüm yatırımların hayata geçeceğini de açıkladı. 

KİRALAMA DEVRİNE SON: 61 MİLYONA 141 ARAÇ! 
Söze göreve gelir gelmez startını verdiği tasarruf çalışmalarıyla başlayan Başkan İduğ bütçeye büyük nefes olan araç alım sürecini ve peş peşe gelen tasarruf hamlelerini anlattı. “Burada 5 yıl hizmet için vatandaşın öncelikli talepleri olan temizlik, yol ve sosyal çalışmaları önceliklemek lazımdı... Bununla ilgili olarak da tablo şuydu, ekibiniz var ekipmanınız yok! Bizim hizmetleri bu ekipmanları satın almadan ya da edinmeden veremeyeceğimiz aşikar... Verilememiş de zaten... Bunu dışarıdan hizmet alarak, taşer edere gerçekleştirmek de hem çok pahalı hem da zaman alıcı... Bu yüzden kendi bünyenizde bunlara sahip olmanız lazım. Biz ilk olarak tasarrufla ihtiyaç analizi ilkesini ortaya koyduk. Hem tasarruflu olacağız hem de ihtiyaç analizinde ortaya çıkan öncelikleri belirleyip bunlara sahip olmayı hedefledik” diyen İduğ, “İlk ele aldığımız konu araç kiralama konusuydu. 300 milyon bütçesi olan bir belediyenin 40 milyon liralık bir kira gideri olduğunu gördük. ‘Bu kira ödenebiliyorsa aracın kredisi de ödenip satın alınabilir mi?’ sorusunu sorduk. Matematiği yaptık, karşısımıza şöyle bir tablo çıktı: Evet bu araçlar satın alınabilir hatta burası bir devlet kurumudur ve katma değer vergisi teşviği de var, bundan yararlanılabilir. Tüm bunlar hesaplandığında da kiralama ile satın alma arasındaki değerin birbirine çok yakın olduğunu gördük. Örneğin sizin iş yeriniz kiralık, her ay 5 bin lira kira ödüyorsunuz, yıllık 60 bin lira. Orayı 85 bin liraya satın alıp 1-1.5 senede amorti etmek mümkün... Satın almaz mısınız? Çok basit bir matematik, biz de bunu yaptık. Bunu yaptığınızda iki tane şey öne çıkıyor; Süreç... Kiralık araçlar teslim edildiğinde aynı anda devreye girmesi lazım. Ancak bir aracı satın aldığınızda üzerindeki ekipmanların yapılması 6-8 ayı buluyor. Yani iki şey daha çıkıyor önüne; 1-Bu araçları nereden alacaksın? Piyasadan mı alacaksın? Burası Cumhuriyet Halk Partili bir belediye, sürekli mercek altında... Ben ne kendimi ne de ekip arkadaşlarımı hiçbir şaibe altına sokmadan bu araçları Devlet Malzeme Ofisi’nden satın aldım. 143 aracını tamamının ruhsatı Devlet Malzeme Ofisi’nden... Ayrıca Devlet Malzeme Ofisi’nden almanın da bir yükü var. Parayı 1 ay önceden yatırmanız lazım. Bu nakit akış tablosu, para transferleri ve içerideki bütçe ile doğru orantılı bir çalışma... İkincisi de bu araçların üzerlerindeki ekipmanlar... Bunların takılması hep bir süreç. Burada da işte iş adamı kimliği öne çıkıyor. Gidiyorsunuz bu işi yapacak firmaya, bir kahve içiyorsunuz ve diyorsunuz ki ‘Ben bu araçları şu tarihte teslim almalıyım, aracı temmuzda vereceğim bana eylülde vereceksiniz, bana öncelik tanıyacaksınız.’ Hepsini yaptılar. Ben araçları 6 ay yerine 2-3 aylık bir sürede tüm montajları bitmiş halde teslim aldım ve 2020’ye de kirasız şekilde başladık. İlk 3 ay mükerrem ödeme yapmak zorunda kaldığımız oldu ama işte odaklandığın zaman başarabiliyorsun. Şuanda alamam o araçları. Bence bugünün en önemli konusu bu. 61 milyona aldığımız araçları bugün 140 milyona satın alabiliyorsunuz. Hem kira ödemiyoruz hem de Bornova Belediyesi’nin 140 milyonluk bir araç filosu oldu. Ben kendi paramı nasıl harcıyorsam Bornova Belediyesi’nin vatandaşın vergileriyle elde edilen parasını da aynı hassasiyetle harcıyorum” diye konuştu. 

GİDERİ AŞAĞI ÇEKEN KURUM VURGUSU 
Belediye bütçelerinin tasarruflu modellere yönelmeden yönetilemeyeceğinin altını çizen Başkan İduğ, “Tasarrufa yönelen bir yönetim biçimi benimsemeniz lazım. Tüm Türkiye’deki belediyelere bu modele dair iyi uygulamaları örnek almasını öneriyorum. Benim 600 milyonluk bütçem var ama 450 milyonu personel gideri... 150 milyonla ben buranın tüm sabit giderlerini karşılayacağım ve yatırım yapacağım. Gelir artmadığına göre gideri aşağı çeken bir yapı kurmak lazım. Elektrikten, enerjiden emekli olması gereken arkadaşın da zamanında ayrılmasına kadar... Çünkü insan kaynağı konusu da çok önemlidir. Çok bunu açmak istemem ama kadrolu işçinin maliyeti 25 bin lirayken normal bir arkadaşınki 12 bin 500... Bu maliyetlerin hepsini göz önüne aldığınızda ciddi bir tasarruf ortaya çıkıyor” dedi. 

"YILDA 60 BİN LİRA VERDİK, 600 BİN LİRA KAZANDIRDI"
İnsan kaynağının yanı sıra enerjide tasarruf konusunda da örnekleme yapan Bornova Belediye Başkanı, “Ayda 1 milyon elektrik parası ödeniyor. Bornova Belediyesi’nin tüm aydınlatmaları aylık 1 milyon. ‘Bir kontrol edin, nereye ne kadar ödüyoruz, bakalım’ dedim. Yüksek ödediğimiz yerler niye yüksek? Bu aydınlatmaları LED’e çevirelim. Mükerrer ödenen faturalar olup olmadığını kontrol ettirdim, çıktı. 600 bin liralık mükerrer fatura çıktı. Bunu nasıl çözdüm? Bir danışman şirket elektrik faturalarını kontrol etti. Ayda 5 bin lira fatura kesti, yılda 60 bin lira ama bize 600 bin lira kazandırdı” diye konuştu. 

"’BURASI BELEDİYE, PARA OLUNCA ALIRSIN’ DERSEM..."
Başkan İduğ tasarruf konusunda rekabetçi belediyeciliğe de bir parantez açarak şunları söyledi: Esasen rekabetçi bir belediye olmak çok önemli. Bu ne demek? Buraya tedarikle ilgili bir şey satın aldığınızda karşı taraf paranın ne zaman ödeneceğini bilmezse fiyatı gönlüne göre yazar! ‘Burası belediye kardeşim para olunca alırsın’ dediğimde enflasyonist bir ülkede karşı taraf kendi korumak anlamında karını koyacak bir de fiyatı ona göre ayarlayacak. Bu da aşağı yukarı iki kat fiyat demektir. Ama ben dersem ki ‘60 günde garanti ediyorum’, piyasa şartlarıyla aynı şekilde alırım. 

"BORÇ YOK, KASADA PARA VAR, TÜM YATIRIMLAR 2022’DE BİTECEK!"
”Kimse kusura bakmasın biz daha iş bitiren, becerikli bir kadroyla çalışıyoruz ve Bürokratlar içinde de bize bu şekilde yaklaşan insanlar oldu, onları da kadronun içine kattık” diyen İduğ belediyenin borçsuz hatta kasasında bir miktar parayla girdiği 2022 yılında 5 yıllık defterde yer alan tüm yatırımların tamamlanmış olacağını da şu sözlerle müjdeledi: Tasarruf eden, rekabetçi ve itibarlı bir Bornova Belediyesi... Peki bunları yaparken borçlanıyor mu? Hayır borçlanmıyor! Ben hiç bir şekilde geçmiş dönemin bakiyesinden bahsetmeyeceğim, bir çok insan kıyaslayarak anlatıp yapıyor, şanla şerefle 5 yıl görev yapmış arkadaşlarımız, o günkü koşullarda en iyi kararları vermişler. Ben şimdi daha iyisini yapabilmek için buradayım ve şunu başarabildik bizim borcumuz yok ve kasamızda ciddi bir nakit var. Benim bu tasarruflu ve rekabetçi çalışmanın sonunda mal edinen, ekipmanlarının hepsini satın alan ayrıca kasasında da bir miktar para bulunan bir belediyeye vardık. Bu para bizim 3 aylık yedek akçemiz. Ticarette de böyledir, dükkanın önünü kazarlar 3 ay çalışmazsın ama o durumu idare edecek paran olması lazım. Pandemiye rağmen yapmamız gereken tüm yatırımlar 2022 sonunda bitmiş olacak. 5 yıllık yatırımların tamamı 3.yıl sonunda bitmiş olacak.
 
İduğ 5 yıllık yatırımların 3 yıllık sürede tamamlanmasının olumlu sonucu olarak da ağırlığı kentsel dönüşüme vereceklerini de sözlerine ekledi. 

ASFALT DEVRİMİ: "EN AZ 30 SENE YOL PROBLEMİ OLMAYACAK!"
Bornova Belediyesi tüm bu tasarruf hamlelerinin gölgesinde yeni yılda çok önemli bir tesisin de kapılarını açmaya hazırlanıyor. İduğ, ‘asfalt devrimi’ olarak tanımlanabilecek plent tesisinin ilçeye kazandırılması sürecini ise şu sözlerle anlattı: Bu dönem anketlerde benim karşıma çıkan çok önemli iki sorun vardı. Biri temizlikti, biri de yoldu. Temizlik sorununu katı atık transfer merkezini Büyükşehir Belediyesi ile yaparak bitirdik. Her gün Çiğli’ye 16 kamyon gidip gelirken, artık gitmiyor. Transfer merkezinde hepsini topluyoruz, oradan 2 TIR’la gönderiyoruz. Bu araçlarla daha hızlı çöp toplamaya başladık ve temizlik konusunda gerçekten çok iyi bir ekibe sahibiz. Sorunu ortadan kaldırdılar. Günde 10 bin konteyner alıyoruz ve 500 ton civarında ciddi bir evsel atık topluyoruz. 
İkinci önemli konu da yol... Öncelikle asfalt plentinin Bornova’ya geç kalınmış bir yatırım olarak görüyorum. Bunun bizim dönemde yapılmasının altında yapılan anketlerde yol probleminin yüzde 50’nin üzerinde karşımıza çıkması... Ben bu yatırımla Bornova’nın en az 30 sene yol probleminin kalmayacağını düşünüyorum. Asfalt serimiyle başlayacağımız 2022 yılında yaklaşık 100 bin ton asfalt üreteceğiz. Pahalı bir işten söz ediyorum. Bunu üretirken, 100 bin tonun yüzde 5 bir bitüm maliyeti vardır. Ben plenti yapmaya karar verdiğimde 2100 liraydı, bittiğinde 4000 lira olduğu şimdi 6100 lira oldu. 20 milyon bitüm parası belirlemiştim, 32 milyona çıkarmak zorunda kaldım. Şimdi biraz euro geriliyor, devam ederse daha fazlasını üretiriz. Saatte 160 ton üreten bir tesis kurduk, tüm tesis 21 milyon 500 bine mal oldu, ama şuan yaparsan  40 milyon. Zamanlamanın önemi işte... 
Sizlerde biz de evimizin önüne çıkınca çöp ve yol problemi görüyorsak isyan ederiz. Biz bu iki sorunu ortadan kaldırıyoruz. İşte bu asfalt plentiyle 2022 yılında Bornova’da ciddi bir asfalt serimini görüceksiniz. Öte yandan birçok büyük firma Bornova’ya ciddi yatırımlarla plazalar yapıyor. Ciddi maliyetli projeler, 4-5 milyona satılan daireler var. Ben o biten inşaatların çevresindeki yolları yapmadığım takdirde bu işin hiç bir anlamı yok. Yerel yönetimler girişimcilere ve onların yatırımlarına da destek vermeli. Çevresindeki park, bahçe, yeşil ve yolları yerel yönetimlerin yapması lazım ki yaşanabilir bir kent anlayışı birlikte inşa edilsin. 

"MALZEMESİNİ VERENE ÜRETİRİZ!"
Bornova Belediye Başkanı asfalt üretiminde başka belediyelere de kapıyı açarken, “İzmir Büyükşehir Belediyemizin 3 tane plenti var. 24 saat çalışsa bile yetişemiyor. Dolayısıyla bu 4.plentin hatta Karşıyaka’daki 60 tonluk diğer plentin de devreye girmesi lazım. Malzemesini verene üretiriz. Bunu fırın gibi düşünün, tepsinini getirin pişireyim” dedi. 

BÜYÜKŞEHİR İLE YAŞANAN KRİZE AÇIKLAMA 
Asfalt konusunda geçmiş dönemde verdiği mesajlar nedeniyle Büyükşehir Belediyesi ile yaşanan krize de değinen Bornova Belediye Başkanı, “Benim bu konudaki bir açıklamam biraz gerginliği tırmandırmış olabilir. Ancak biz Tunç Bey’le bunu aşacak samimiyete sahibiz. Bu plent bizim Bornova’nın sorunları çözmek için bizim sorumluluk alanımızdaki yerlerin sorunları çözmek yeterli olmayacaktır. Toplam memnuniyeti sağlamak için Büyükşehir’in de sorumluluk alanındaki asfalt sorunlarını çözüyor olması lazım. Ben ara sokağa asfalt sererken otobüsün geçtiği yer çukur dolu olursa, vatandaş onu Büyükşehir Belediyesi olarak algılamıyor, ‘Orayı yaptın, burayı niye yapmıyorsun?’ diyor. Dolayısıyla bizim Büyükşehir-Bornova sorumluluk alanına bakmazsızın birlikte yapmamız gerektiğini ifade ettim. Ama ben orayı yaptığım takdirde oraya dökülecek olan asfaltın bir maliyeti var. Benim bütçem böyle birşeyi kaldırmaz. Hem bütçem sapar hem de kamu zararı yazar. Bu açıdan birlikte hareket edilmesi lazım. Ben oraya dökerim ama İZBETON’a derim ki 250 ton döktüm, bana gönder. Ya da o benim yerime döker, ben üretir ona gönderirim. Bu birlikte yönetmekten söz ettim ama biliyorsunuz basında biraz cımbızla çekilir, biz de insanız bazen yanlış kelimeler kullanıyor olabiliriz. Ama niyetimiz tamamen bu memnuniyeti sağlamak üzerinedeydi” açıklamasını yaptı. 

"3 BİNİN ÜZERİNDE İNSAN İŞE YERLEŞTİRİLDİ" 
İduğ, Bornova Belediyesi’nin istihdam sorununa merhem olan Altın Bilezik Projesi hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Bornova Belediye Başkanı projeyi anlatırken işsizlik sorununa da bir parantez açtı ve şunları söyledi: Altın Bilezik projesi mesleği olan nitelikli insanlarla bu nitelik insanları arayanları bir araya getiren bir portal... Siz iyi bir muhasebeci arıyorsunuz, kriterlerinizi bildiriyorsunuz, biz size uygun olanları yönlendiriyoruz. 3 binin üzerinden insan işe yerleştirildi. İzmir’in ve Manisa’nın çok önemli şirketlerinin yöneticileri Altın Bilezik Projesi’ne müracaat ediyorlar, biz o müracatları değerlerdirip onlara istedikleri personeli naklediyoruz. Şu anda Türkiye’de ‘İşsizlik var’ deniyor’ değil mi? Ben bu konuya bir çomak sokayım. Şu anda iş yapacak nitelikli insanlara iş var. Problem işsizlik değil niteliksiz yapı. Aranan insana ihtiyaç var. Üniversiteyi bitiren her insanı hemen işe yerleştiremiyorsunuz ki. Ben mesleği olan herkesi işe yerleştiririm. Manisa’daki bütün fabrikalarda çalışacak insan aranıyor. Hiç kimse kızmasın. İnsanlar rahat iş istiyor. Masa başı iş istiyor. Üniversite mezunu çok fazla, esas işsizlik tarafında onlar var. 

"2 BİN 40 KİŞİYLE DEVRALDIM, 2 BİN 20 KİŞİYLE YÖNETİYORUM!"
İduğ, her dönemin tartışmalara neden olan belediyelere işçi alımı konusunda ise şu açıklamayı yaptı:  Değiştiremeyeceğim şeyler üzerinde çok konuşmak istemem. Seçme şansım yok. Ama matemetikle konuşayım. 2 bin 40 kişiyle devraldığım belediyeyi 2 bin 20 kişiyle yönetiyorum. Bu fazla işçi alım işine girerseniz yönetemezsiniz. Ben o zaman mevcut çalışanımın hakkını veremem, maaşını zamanında ödeyemem. Bir belediye 15 gün ikramiyesini ödeyemediği için eylem yapıldı. Ben niye belediyemi bu duruma sokayım ki? Ben burayı zaten grevden aldım... 

"SABİT GİDERLERİ VE MAAŞLARI ÖDEYEBİLEN BELEDİYEYİ ALKIŞLAYACAĞIZ"
Bornova Belediye Başkanı son olarak ekonomik krizin gölgesinde bir 2020 beklenti fotoğrafı çekti. Son tedbirler, faiz politikası ve enflasyon parametrelerini değerlendiren İduğ, yerel idarelerin işinin oldukça zor olacağını, “Türkiye’de maaş ödeyebilen belediyeyi hep birlikte alkışlayacağız” sözleriyle anlattı. İduğ şöyle konuştu: Tabi ki Polyanna değiliz. 600 milyonluk bütçenin 200 milyonu eridi. 600 milyon bütçe ürettiğimde ekonomi böyle değildi. Bu kur farklı mevduat sistemi başarılı olursa belki bu erime daha azalabilir ama ben 40 yıllık iş adamı olarak size söyleyeyim, dövizin değdiği yer hiç bir zaman geri gelmemiştir, döviz geri gelse bile fiyatlar geri gelmemiştir. Umarım bu fiyatlar tekrar geri gelir, vatandaşın satın alma gücü geri gelir. Ama şuan bir kere faizlerin düşürüldüğü söyleniyor 14’e ama gidin bankaya 20’den para veriyor. Faiz düşmedi. Sayın Cumhurbaşkanı ‘Faize karşıyım, düşüreceğim’ diyor ama bankalar bunu uygulamadı. Bir ülkede 24 ayın üzerinde vade yoksa, bankalar bundan kaçınıyorsa orada yangın vardır, biz de bu yangının ortasındayız. Bu ekonomiyle ilgili tedbirlerin başarılı olup olmayacağını zaman gösterecek, umarım başarılı olur ülkem adına çünkü ben bu kur artışı nedeniyle iş dünyasında batışlar olacağını görüyorum. Çok acıdır ama sermayenin yarısının eridiği bir ülkede rekabet etme şansı da ortadan kalkıyor. Ben 40 yıldır ticaretle uğraşıyorum ilk kez böyle bir tabloyla karşılaştım. Hep krizlerde bir kaç şey söyleyebilirdim, şimdi söyleyemiyorum. Belirsizlik hakim. Bütçemiz eridi, haliyle çalışanımızın satın alma gücü düştü. Sendikayla çalışıyoruz masaya oturduğumuzda daha üst rakamların konuşulacaği belli... 12 Aralık 2020’de 6650’ye mazotu alıyordum şimdi 11 küsur lira. 30 milyon mazot kullanıyorsak 60 milyona çıktı. Bu iş mazotla kalmıyor ki? Yedek parça, lastik, araç pul... Hepsi yansımadı daha, yansıyacak. Bir kere bir ülkede motorlu taşıtlar vergisine yüzde 36.2 zam yapılıyorsa enflasyon en az onun kadar olmalı. Enflasyonu TÜİK 19 açıklarken, 36.2’yle vergi zammı yapıyorsunuz. Bunun mantığı nedir? TÜİK doğru söylüyorsa neden 19 yapmadınız. Bunlara bakınca 2022’nin çok zor geçeceğini cebinizden çıkan paranın en az yüzde 36 olduğunu görürsünüz. İşveren olarak baktığımda asgari ücret 4 bin 250 oldu ama yine yetersiz olduğunu görüyorum. Gidin pazara böyle 300-400 liraya sepeti zor doldurursunuz. 100-150 liraya dolan şey artık tam iki katı. Satın alma gücü çok düştü. Bunun tekrar eski haline gelmesini isterim ama mümkün olduğunu sanmıyorum. 

Bu satın alma fiyatlarında düzelme olmazsa her belediyede aksamalar olacak, Türkiye’de maaş ödeyebilen belediyeyi hep birlikte alkışlayacağız. Yatırım hak getire zaten! Bu tabloda sabit gider artı maaşları ödeyip borçlanmıyorsa bir belediye alkışlamak lazım. 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir