İngiltere Başbakanı, eski Rus ajanı Sergey Skripal ve kızının zehirlenmesi üzerinde Rusya'ya ilişkin çok önemli kararlar açıkladı.
May, 23 Rus diplomatının ülkeden sınır dışı edildiğini duyurdu. May, Rusya'ya yönelik sert kararları açıklarken, bu sorunun Rus halkıyla alakalı olmadığını duyurdu.
May, Rusya ile üst düzey ikili toplantıların hepsinin iptal edildiğini duyurdu. İngiliz Başbakan, hiçbir İngiliz bakan ve Kraliyet ailesi üyesinin Rusya'daki Dünya Kupası turnuvasına gönderilmeyeceğini açıkladı.
KRİZDE NE OLDU?
İngiltere hükümeti, eski casus Sergey Skripal ve kızı Yulia'nın Salisbury'de Rus yapımı sinir gazıyla zehirlendiğini açıklamış, Rusya ise bunu kabul etmemişti.
Theresa May, Moskova'ya ültimatom verdiğinde, yanıt gelmemesi durumunda 'geniş çaplı önlemler alınacağını' ve saldırının arkasında 'büyük ihtimalle Rusya'nın olduğunu' söylemişti.
Rusya, Sergey ve Yulia Skripal'in zehirlenmesiyle ilgileri olmadığını belirtmiş ve saldırıda kullanılan maddenin örneğine erişim talebinde bulunmuştu.
Moskova, İngiltere'nin 'cezalandırıcı önlemlerine Rusya'nın karşılık vereceği' uyarısında bulundu.
İngiltere Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamada, Theresa May'in ABD Başkanı Donald Trump'ın da desteğini aldığı belirtildi.
NATO DEVREYE GİRDİ
Eski Rus ajanı Sergey Skripal ile kızının sinir sistemi üzerinde etkili bir maddeyle zehirlenmesinin ardında Rusya’nın parmağının olduğunu düşünen İngiltere, NATO’yu devreye soktu.
Olaya ilişkin olarak NATO üyesi 29 ülkenin daimi temsilcilerinden oluşan Kuzey Atlantik Konseyi’ni (NAC) bilgilendiren Londra, zehirlenmenin Rusya’nın geliştirdiği türden askeri nitelikli sinir gazından kaynaklandığını teyit etti. Bunun üzerine ortak açıklama yapan NAC, saldırının, uluslararası norm ve anlaşmaların açık ihlali olduğunun altını çizerek Rusya’ya İngiltere’nin sorularını yanıtlama çağrısı yaptı.
Saldırının, NATO kurulduğundan bu yana İttifak topraklarındaki ilk sinir gazı saldırısı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, derin endişe duyulduğu vurgulandı. Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’nin, yürürlüğe girdiği 1997’den bu yana küresel öneme sahip olduğunun vurgulandığı açıklamada, belgenin, kimyasal silahların geliştirilmesini, transferini ve kullanımını yasakladığı hatırlatıldı. NATO, anlaşmanın çeşitli maddelerine de atıfta bulunarak dolaylı yoldan Rusya’ya yükümlülüklerini hatırlattı.
Suriye’de kimyasal silah kullanımını da defalarca kınadığını ve sorumluların cezalandırılması çağrısında bulunduğunu belirten NATO, kimyasal silah kullanımını uluslararası barış ve istikrara yönelik bir tehdit olarak gördüğünün altını çizdi. (Hürriyet)