Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından 29 Mayıs’ta Ankara’da sağlık çalışanlarının özlük haklarının düzenlenmesi, yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla Beyaz Miting düzenlenecek. Mitinge sayılı günler kala İzmir Tabip Odası “Emek bizim söz bizim; sağlık hepimizin!” başlıklı bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya İzmir Tabip Odası, Manisa Tabip Odası, Aydın Tabip Odası, İzmir Diş Hekimleri Odası, Sağlık Emekçileri Sendikası, Birinci Basamak Birlik Ve Dayanışma Sendikası, Genel Sağlık İş, Dev Sağlık İş, Tarım Orkam Sen, İZAHED, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, TÜMRAD-DER, Belediye Veteriner Hekimler Derneği temsilcileri katıldı. Beyaz Miting’de buluşma çağrısı yapan İzmir Tabip Odası’nın açıklamasında, “Mesleğimiz, sağlığımız alarm veriyor. Ama değiştirme, dönüştürme, geri alma şansımız var. Gelin birlikte dur diyelim, değiştirelim” denildi.
SAĞLIK SİSTEMİ ALARM VERMEKTE
Meslek örgütleri adına basın açıklamasını okuyan İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Sağlıklı bir gelecek için 29 Mayıs’ta Ankara’yız. Sağlık sisteminde yaşananlar artık alarm vermekte, kriz günbegün derinleşmektedir. Hastane kapısında kuyruk dönemi bitti diyenler; üç aydan önce randevu alınamadığını ve artık kuyrukların telefon başındaki sanal kuyruklara dönüştüğünü gayet iyi bilmektedir. Muayene olacaklar, ameliyat sırası bekleyenler ya evlerinde kaderine ya da özel hastanelerin insafına mahkum edilmektedir. Pandemi dönemi boyunca ertelenen sağlık hizmetlerinin yaratacağı tıkanıklıklar konusunda uyarılarımız görmezden gelinmiş; örneğin yaşa bağlı hastalıklar, kronik hastalıklar ve kanser hastalarında ilgili öngörülerimiz ne yazık ki gecikmiş tanı ve tedaviler ve olarak yaşanmıştır. Sağlıkta devrim yarattık diye övünenler, aylar sonrasına ancak randevu alabilen yurttaşlara ise 5 dakikada muayeneyi reva görmüştür. Koruyucu sağlık hizmetlerini yok sayan, daha çok harcama yapılması için sağlık talebini kışkırtan ve sağlığı piyasalaştıran anlayış; hastalık üreten, toplumu yok sayan sağlık politikaları ile daha çok hastalanmış toplum ve daha çok tükenmiş hekim kitlesi yaratmıştır” dedi.
MESLEĞİN DEĞERSİZLEŞTİRİLDİĞİNİ GÖRMEKTEYİZ
Sağlıkta dönüşüm projesinin ortaya koyduğu olumsuzluklara vurgu yapan Kaynak, “Sağlığın piyasalaştırılması, hastanın müşteri ve hastanelerin ve sağlık kuruluşlarının ticarethane, işletme haline geldiğini görmekteyiz. Yurttaşların daha çok hastalanması üzerine hasta garantili bir sistem getirildiğini görmekteyiz. Nitelikli sağlık hizmetine erişilememesi, kısa zamanda çok yoğun iş üretiminin istenmesi ile sağlık hizmetinin kalitesinin düşmekte olduğunu görmekteyiz. Bunun yarattığı olumsuz koşullarda günde 80’lere ulaşan sözel ve fiziksel şiddetin sağlık alanında, bir yönetim biçimi haline geldiğini görüyoruz. Hekimlik mesleğinin değersizleştirildiğini, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının yoksullaştırıldığını görmekteyiz. Çalışma koşullarının ağırlığı nedeniyle emekli olan, istifa eden hekimlerimize ‘Giderlerse gitsinler’ dendiğini görmekteyiz. Biz asistanlarla işimizi hallederiz diye açılan plansız programsız kadrolar ile tıpta uzmanlık eğitiminde yıllarca onarılamayacak bir hasar yaratacak olan çok büyük bir yara açılmaktadır. Tıp ve tıpta uzmanlık eğitiminin niteliksizleştirilerek tahrip edilmesi, her ile bir tıp fakültesi açılarak eğitim kalitesinin çok düşürüldüğünü, 17 bin 500 tıp kontenjanı ve yarıyılda 12 bin 500 asistan kontenjanı ile tıp eğitiminin yapılamaz hale getirildiğini ve bunun gelecekte çok acı ve geri dönülmez sonuçları olacağını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
ANKET SONUÇLARINI HATIRLATTI
Sağlık emekçilerinin çalışma koşullarına dikkat çeken Kaynak, şunları söyledi: “Biz birinci basamağın ve özellikle aile hekimliğinin ‘ceza yönetmeliği’ denilen ödeme sözleşme yönetmeliği hala yürürlüktedir ve bunun geri çekilmediğini görmekteyiz. ‘İzmir’de bile yüzde 20 oranında hemşiresiz çalışan aile hekimliği birimleri’ olduğunu, vekaletsiz izin hakkının olmadığını ve cari gider ve sabit ücretlerin artık hiçbir şekilde yeterli olmadığını, cari giderlerin artışının enflasyonla baş edilmez hale geldiğini görmekteyiz. Geçtiğimiz eylül ayında emeğimiz ve sağlıklı bir gelecek için TTB öncülüğünde başlattığımız ‘Emek Bizim Söz Bizim’ eylem süreci öncesi yaptığımız anket çalışması; aylık gelirlerimiz, çalışma koşullarımız ve sağlıkta şiddet ile ilgili içinde bulunduğumuz kötü durumu açıkça ortaya koymaktaydı. Yaklaşık yedi ay sonra; 11-14 Nisan 2022’de 1674 hekimin katıldığı anket çalışmamızda ise aradan geçen sürede, verilen onca söze rağmen durumumuzda bir iyileşmenin olmadığını görmekteyiz. 2022 yılının Nisan ayında yaptığımız anketin sonuçlarına göre, katılan hekimlerin; yüzde 73’ü çalışma şartlarının yoğunluğu nedeniyle hastalarla veya işiyle yeterli ve uygun bir şekilde ilgilenemiyor. Yüzde 46’sı aylık ücretini tamamen harcamasına rağmen yetmiyor. Emekli ve ek bir işte çalışmayanlarda ise bu oran yüzde 63. Yüzde 85’i daha önce hasta veya yakını tarafından sözel veya fiziksel şiddete uğramış; ancak ve sadece yüzde 5’i çalışma ortamında sağlıkta şiddet ile alakalı kendini yeterince güvende hissediyor. TBMM’de görüşülen sağlıkta şiddet düzenlemesinin sağlıkta şiddeti yeterince azaltabileceğini düşünenlerin oranı ise yüzde 1!”
SAĞLIKLI BİR GELECEK İÇİN!
Konuşmasının sonunda Beyaz Miting’de buluşma çağrısı yapan Kaynak, “Haklarımızı alabilmenin yolunun hep birlikte, yılmadan mücadele etmekten geçtiğini iyi biliyoruz, dün yaptığımız gibi bugün de mücadeleye devam ediyoruz. Yine uyarıyoruz: Mesleğimiz, sağlığımız alarm veriyor. Ama değiştirme, dönüştürme, geri alma şansımız var. Gelin birlikte dur diyelim, değiştirelim. ‘Emek Bizim Söz Bizim, Sağlık Hepimizin’ mitinginde buluşalım. Sorunların kaynağı ortadadır ve iktidar da dahil herkesçe bilinmektedir. Sağlıklı bir gelecek için, bu topraklarda hekimlik yapabilmek için 29 Mayıs’ta Ankara’da tüm sağlık emek meslek örgütleriyle buluşuyoruz” açıklamasında bulundu.
SABRIMIZIN SONUNA GELDİK
Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Eş Başkanı Erkan Batmaz ise, “Çok tarihsel bir dönemi yaşadık ve hala yaşamaya devam ediyoruz. Birçok kurum Ankara mitingimiz ile ilgili destek çağrısında bulundu. Artık sabrımızın, yaşam standardımızın ve halkın sağlık hakkının sonuna gelmiş durumdayız. Biz dahil hastanelerden sıra alamadığımız bir süreçten geçiyoruz. Geçinemiyoruz çığlığımız artarak devam ediyor. Bugün burada başlattığımız yürüyüşün büyük bir eyleme dönüşmesi bizim için çok değerlidir. Gelin Ankara’yı hep beraber beyaza boyayalım çünkü kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” şeklinde konuştu.
Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER) İzmir Şube Temsilcisi Ertuğrul Özarslan da, “Sağlık hizmetinin artık alınamamasının sebebi sistemdir. Birlikten güç doğar, hepinizi oraya bekliyoruz” çağrısında bulundu.