GERÇEKİZMİR – Başbakan Binali Yıldırım bir dizi programa katılmak için dün akşam saatlerinde seçim bölgesi olan İzmir’e geldi.
Başbakan’a İzmir ziyaretinde eşi ve ailesi eşlik ederken Yıldırım ailesi geceyi Kaya Termal Otel’de geçirdi.
Başbakan Yıldırım'ın pazar mesasinde ilk durağı Menderes oldu.
Başbakan burada 1 Kasım 2015 tarihinde yapılan genel seçimlerde partisinin yüzde 82 oy aldığı Menderes ilçesine bağlı kırsal Küner Mahallesi'ni ziyaret etti.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yaptığı dönemde de Küner'e gelen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın telefonla köylülere konuşma yapmasını sağlayan Başbakan Yıldırım, kahvede köylülerle yine bir araya geldi. Başbakan Yıldırım, çay içtiği köy sakinleriyle bir süre sohbet etti.
SEÇİM KAMPANYASINI BAŞLATIYORUZ!
Başbakan Binali Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, seçim kampanyasını Küner'den başlattıklarını belirterek, "Demokrasi şehidimiz Adnan Menderes'in ismini taşıyan Menderes ilçesi Küner'den seçim kampanyasını başlatıyoruz." diye konuştu.
Siyasetin ayrı hizmet etmenin ayrı şey olduğuna işaret eden Yıldırım, şunları söyledi: "Hizmet yoksa siyaset yapmayacaksın. Muhtar, 24 Haziran'da yüzde yüz oy çıkaracağını söylüyor. Bu kadar cimri olmayın bir kaç tane bırakın. Gariplere kalsın. Yaz geldi her taraf yeşillendi, çiçek açtı. İnşallah 24 Haziran'da yurdumuzun her köşesinde çiçekler açacak. Her köşesinde milletimiz, coşkuyla, sevinçle yeni bir dönemin başlangıcını yapacak. Yeni dönemde darbe yok, kumpas yok, vesayet yok. Millet var, milletin dediği var."
15 Temmuz hain girişimde darbecilerin milletin evlatlarına kıydıklarını anlatan Yıldırım, darbecilerin hesabını görme zamanın geldiğini vurguladı.
Yıldırım, "24 Haziran'da ilklerin şehri İzmir bu hesabı en iyi şekilde görecek ben hemşehrilere güveniyorum. Kardeşiniz burada, her zaman yanınızdayım. 780 bin kilometrekarenin her köşesinde 81 milyon vatandaşımızın, milletimizin hizmetindeyiz, olmaya da devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Yıldırım'ın konuşması esnasında bazı vatandaşlar, "Menderes burada Başbakan'ın yanında." şeklinde slogan attı.
Başbakan Yıldırım'a, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, AK Parti İzmir milletvekilleri, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın da eşlik etti.
Başbakan Yıldırım bu ziyaretin ardından Karabağlar'a geçti.
Yıldırım, Karabağlar ilçesi Selvili Mahallesi'nde çocukları Bahar Büşra Köylübay, Erkam Yıldırım ve Bülent Yıldırım'ın bağışlarıyla yapılan Havva Yıldırım Anaokulu ile 32 derslikli Bahar Yıldırım İlkokulu'nun açılış törenine katıldı. Yıldırım, kürsüye torunu Ali Köylübay ile çıktı.
Başbakan burada yaptığı konuşmada, "Devletimizi, milletimizi, bayrağımızı çekemeyenler ne yaparsa yapsın tepelerine çökeriz derslerini de veririz. Bu bayrağı indirmeyiz, bu ezanı dindirmeyiz." dedi.
Yıldırım, törende yaptığı konuşmasına, "Bugün benim için, ailem için çok anlamlı, gurur verici bir gün. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın hemen arifesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin İzmir'den çıkan bir milletvekili, son Başbakanı olarak sizlere hitap ederken, pek çok heyecanı da birlikte yaşıyorum. Bu anlamlı günde rahmetli anamın ve Allah uzun ömürler versin sevgili kayınvalidemin adlarını taşıyan okullarımızı güzel ilçemiz İzmir'in en büyük ilçesi, en vefakar ilçelerinden biri Karabağlar'da okuyan yavrularımıza armağan ediyoruz, hayırlı uğurlu olsun." sözleriyle başladı.
Annesi Bahar Yıldırım'ı henüz hayatının baharında, 38 yaşındayken kaybettiğini aktaran Başbakan Binali Yıldırım, şöyle devam etti: "Kaybettiğimiz bütün annelerle birlikte sevgili annemin de ruhu şad olsun, mekanı cennet olsun. Okulun tabelasında Bahar Yıldırım yazdığını görünce güzel annemin şefkatli kollarıyla bana sarıldığını hissediyorum. Beni ve kardeşlerimizi ömrünün baharında yetim bıraktığında bizim çok ama çok okumamızı isterdi. Biliyorum ki şu anda onun ruhu bizi görüyor ve bu manzaradan mutlu oluyor. Analarımız için ne yapsak azdır. Eğer bugün anam hayatta olsaydı, sırtımda Hacca bile götürürdüm. Kayınvalidem Havva Hanım da bana annemin yokluğunu hiç hissettirmedi. Ailemize kol kanat geren muhterem bir hanımefendi. Sağlık nedeniyle bugün aramızda değil, ellerinden öpüyor hayırlı ömürler diliyorum."
"Güçlü Cumhuriyete borçluyuz"
Köylerde, şehirlerde ve her yerde yaşayan çocukların Türkiye'nin teminatı, yarınların umudu olduğunu kaydeden Yıldırım, "Erzincan'ın Refahiye ilçesi Kayı Köyü'nden Topal Dursun'un evladı olarak, Bahar Hanımın evladı olarak doğmuş Binali Yıldırım şu anda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak sizlerle beraberse, sizlere hitap ediyorsa, bunu güçlü Cumhuriyete ve aziz milletimize borçluyuz." ifadelerini kullandı.
Kimsesizlerin kimsesi olan Cumhuriyetin çocukluk çağında yetim kalan kendisini, ülkesine, milletine hizmet etme fırsatı verecek ve ona imkanlar hazırlayacak büyük bir yönetim şekli olduğunu vurgulayan Yıldırım,konuşmasına şöyle devam etti: "Bütün yavrularımızın, hepimizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı tebrik ediyorum. İzmir'i tanımaktan, İzmirli olmaktan sizleri tanımaktan büyük bahtiyarlık duyuyorum, Rabbime hamd ediyorum. Aziz milletimizin yokluklar, güçlükler içinde istiklal mücadelesinde gösterdiği azim ve kahramanlık bugün daha bir çağdaş Türkiye için ortaya koyduğumuz ilhamın kaynağıdır. Bir milletin kaderinin değiştiği 23 Nisan günü Türkiye'nin ilk resmi bayramıdır. Milli bayramlar birliğimizin, kardeşliğimizin sembolüdür. Bizler bugünlerde çocuklarımıza kendilerine emanet edilen değerlerin emanetin önemini ve büyüklüğünü daha çok anlatacağız. Özellikle ülkemize, devletimize, milletimize ay yıldızlı bayrağımıza yönelik bölücü, yıkıcı faaliyetler karşısında daha fazla ülkemize sahip çıkacağız. Egemenliğimizi gözümüzün nuru gibi koruyacağız. Bu topraklar üzerinde ay yıldızlı bayrak altında yaşayan her bir vatan evladı bilsin ki ne Kurtuluş Savaşımızı ne 15 Temmuz alçak FETÖ kalkışmasını ne bu bayrağı indirmek, bu vatanı bölmek isteyen hainlerin girişimlerini ne de bu toprak için toprağa düşen şehitlerimizin kahramanlıkları asla unutulmayacak, unutturulmayacaktır."
"Birbirimize daha çok kenetleneceğiz, birbirimizi daha çok seveceğiz, bir olacağız, beraber olacağız birlikte Türkiye olacağız." diyen Başbakan Yıldırım, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Bizim geleceğe bakmamız lazım, ileriye bakmamız lazım. Gelecek bilgi toplumunda, gelecek teknolojide. Bilgi toplumu olmak yetmez, aynı zamanda ilgi toplumu da olmalıyız çekirdek ailemizden başlayarak çevremizdeki yakınlarımızla daha çok ilgileneceğiz. Onların sorunlarına daha çok eğileceğiz, duyarlı olacağız. Empati yeteneğimiz güçlü olacak. Bu topraklarda yaşayan her bir vatandaşımızı kardeşimiz bileceğiz."
Ayrımcılığa ve ayrılıkçı fikirlere asla yer vermeyeceklerine işaret eden Yıldırım, "Şunu biliyoruz, ülkemizin düşmanları bellidir, düşmanlar ay yıldızlı bayrağımıza karşı çıkanlardır. Düşmanlar 780 bin kilometrekare vatan toprağında ayrımcılık yapmaya kalkanlardır. Düşmanlar kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenlerdir. İç ve dış mihraklar kardeşliğimizi, devletimizi, milletimizi, bayrağımızı çekemeyenler ne yaparsa yapsın, Afrin'de, Bab'da, Gabar'da, Bestler Dereler'de, Hakurk'ta, Kandil'de yaptığımız gibi tepelerine çökeriz derslerini de veririz. Bu bayrağı indirmeyiz, bu ezanı dindirmeyiz." diye konuştu.
Başbakan, Türk Milleti'nin 1. Dünya Savaşı'nda ve Kurtuluş Savaşı'nda esareti reddettiğini hatırlatarak, bu milletin teknolojiye esir olmaması gerektiğini belirtti.
"Kendimizi bu esaretten kurtarmalıyız"
Teknolojinin eğitimde, bilimde, hayatın her yanında olması gerektiğini anlatan Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu: "Gençler ama anamızın, babamızın, kardeşimizin, eşimizin, dosumuzun hatırını da sosyal medyadan sormak gibi hasletleri olan sosyal medyadan sormayı, bizim hasletlerimize yakışmayan bir şey olduğunu ifade etmek istiyorum. Görüyoruz ki artık bayram tebrikleri bile toplu mesajlar vasıtasıyla yapılıyor. Neredeyse yüz yüze bir araya gelmek, iletişim kurmak yok oluyor. Kendimizi bu esaretten kurtarmalıyız. Hatta geçen gün bir şeye şahit oldum, bakıyorum birisi düğün davetiyesinin fotoğrafını çekmiş, arkadaşına göndermiş, arkadaşını düğüne davet ediyor, sosyal medyadan davet yapıyor. Arkadaşı da geri kalır mı, o da muzip, bir çeyrek altının fotoğrafını çekip, ona göndermiş 'hayırlı olsun' diye kutlama yapıyor. Ne hale geldik, şaka bir yana bilgi teknolojilerini eğtim odaklı, teknolojiyi geliştirmeye yönelik, evlatlarımızı daha iyi donanımlı hale getirmek için sonuna kadar kullanalım ama insanlığımızı, ruhumuzu, sevgimizi birbirimize göstermekte de cimri olmayalım."
Başbakan Yıldırım, açılışı yapılacak okulda teknolojilerin her türlü imkanının olduğuna işaret ederek, hiçbir fedakarlıktan kaçınılmadığını bildirdi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın çocuklara armağan edilmesinin duygusal bir yönü olduğunu kaydeden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kurtuluş Savaşı'ndan yeni çıkmış bir ülke, anasını, babasını savaşta kaybetmiş bir çok yavrumuz, yetim, öksüz kalmış yavrularımız var. İşte bu durumu gören Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1927 yılı sonrası bu yetim ve öksüz çocuklarımızın yüzü gülsün, bir nebze teselli bulsun diye şenlikler düzenlenmesini emrediyor. Gerçekten de çocuklarımız unutulmaz bir gün yaşıyor. Bu anlamlı günün arkasından Atatürk 23 Nisan'ı çocuklara armağan ediyor. 23 Nisan o günden itibaren Çocuk Bayramı ve Ulusal Egemenlik Bayramı olarak kutlanmaya başlıyor, bundan sonra da ilelebet kutlamaya devam edeceğiz."
Yıldırım, anne ve babaların evlatlarını geleceğe güvenle hazırlamak için bir sürü şeyden fedakarlık yaptığını belirterek, "Yemiyorsunuz, yediriyorsunuz, içmiyorsunuz, içiriyorsunuz. Niye, evlatlarınız daha iyi yetişsin, kimseye muhtaç olmasın diye." ifadelerini kullandı.
15 Temmuz hain darbe girişimi
15 Temmuz gecesinde hainlerin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni bombaladığını hatırlatan Başbakan Yıldırım, şunları söyledi: "O gece milletin temsilcilerinin üzerine bomba, mermi yağarken, kahramanca direndiler, milli iradeye sahip çıktılar. Bir kez daha burada İzmir Milletvekillerimize, o gece mecliste ülkenin bekası için bombalara meydan okuyan vekillerimize şükranlarımı sunuyorum. O meclisi bombalamaya kalkanlar bilsin ki, 251 fidanımızı, şehit edenler, 2 bin 193 kardeşimizi gazi olmasına sebep olanlar bilsin ki hiçbir şey karşılıksız kalmıyor. İşte şimdi mahkemelerde teker teker bunun hesabını ödüyorlar, ödeyecekler. Önümüzdeki günlerde meclisimiz daha güçlü, daha istikrarlı bir şekilde ülkemizi geleceğe taşıyacak. Karabağlarlı hemşehrilerim, 24 Haziran size neyi hatırlatıyor, 24 Haziran'da yeni bir dönemin başlangıcına hazır mı Karabağlar, hazır mısınız, yeni bir destan yazacak mıyız. Allah sizden razı olsun."
Açılışını yaptıkları okulların hayırlı olması temennisinde bulunan Yıldırım, "Karabağlar'ın güzel insanları, sevgili çocuklar bu bahar gününde, her biri bahar dalı olan yavrularımızı sevgili annelerimiz Bahar Yıldırım, Havva Yıldırım'ın güvenli, müşfik kolarına sizleri emanet ediyorum. Bu güzel okulların hayata geçmesini sağlayan, böyle bir hizmeti Karabağlar'a, Milli Eğitimimize kazandırmak için ön ayak olan, kendisi de yıllarca evlat yetiştirmiş, sevgili eşim Semiha Hanımefendi'ye teşekkür ediyorum. Evlatlarım Bülent, Erkam, Büşra, Bahar'a teşekkür ediyorum. Ayrıca en güzel şekilde, en titiz şekilde bu eserin yapılması için ilk günden bugüne kadar mühendisinden mimarına, yüklenicisine kadar herkese emeklerinden dolayı şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.
İzmirlilerin kendisine milletvekili adayı olduğundan itibaren sahip çıktığını anlatan BaşbakanYıldırım, "En önce Karabağlar'a geldim, Karabağlar beni bağrına bastı ve milletvekili yaptınız, yetmez dediniz, Başbakan da yaptınız. Türkiye'nin Başbakanı olarak, İzmir'in bir evladı olarak bu ülkeye, güzel İzmir'e hizmet etmenin gururunu yaşıyorum, sizlerle iftihar ediyorum. Değerli kardeşlerim Başbakanlık görevim sona eriyor ama İzmir'e sorumluluğum devam ediyor. İzmir için daha çok çalışmaya, daha çok hizmet yapmaya bundan sonra da devam edeceğiz" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım konuşmasından sonra Milli Eğitim Bakanı ile birlikte, aralarında çocuklarının da bulunduğu hayırseverlere teşekkür plaketi verdi.
Başbakan Yıldırım, eşi Semiha Yıldırım ile birlikte okulu gezdikten sonra etkinlik alanında çocuklarla buluştu.
'YEMYEŞİL İZMİR İÇİN' FİDAN DİKTİ
Başbakan Yıldırım, Karabağlar Selvili Mahallesi'nde, çocukları Bahar Büşra Köylübay, Erkam Yıldırım ve Bülent Yıldırım'ın bağışlarıyla yapılan Havva Yıldırım Anaokulu ile 32 derslikli Bahar Yıldırım İlkokulu'nun açılışının ardından 'Yemyeşil İzmir için hepimiz seferberiz' adıyla düzenlenen fidan dikim törenine katıldı.
Geçen yılın Temmuz ayında çıkan orman yangınında kül olan bölgedeki fidan dikim töreninde ilk olarak Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu konuştu. Bakan Eroğlu, "İzmir'in suyu yoktu, Gördes'ten suyu biz getirdik. Ulaştırma Bakanlığı'ndan sonra en çok yatırımı bakanlığımız yaptı. Yemyeşil bir İzmir için daha güzel bir İzmir için buradayız. Orman teşkilatı İzmir'de çok çalışıyor, 98 milyon fidan toprakla buluştu. Yangınlardan sonra birileri çıkıp, 'Birilerine peşkeş çekecekler' dedi. Yanan alanların 1 metrekaresini bile başka amaçlarla tahsis etmiyoruz. 1 yıl içinde yanan alanlar tamamen ağaçlandırılıyor" dedi.
Daha sonra kürsüye çıkan Başbakan Yıldırım, 'Milletin adamı Binali Yıldırım' sloganları eşliğinde konuşmasına başladı. Yıldırım, "Güzel toprakları daha yeşil hale getirmek için fidanları toprakla buluşturuyoruz. Fidanlar ülkemizin geleceği için birer taze umut ve heyecan veriyor. Her orman yandığı zaman ciğerimiz yanıyor. Ormanlarımıza gözümüz gibi bakmamız lazım. Yanlışa göz yummamamız lazım. Bilim teknoloji artıyor, köylerdeki nüfus şehirlere gidiyor. Bunlar doğal kaynaklarımıza tehdit oluşturuyor. Büyümeye, kalkınmaya, barajlara, binalara, köprülere 'Evet'; ancak bunları yaparken, Cenab-ı Hakk'ın bize bahşettiği tabiata, ormanlarımıza da dikkat edeceğiz. Oralara da gözümüz gibi bakacağız. Gelecek nesillerin hakkına halel getirmeyeceğiz. Hava kirliliği, iklim değişikliği önemli sorun, dünyamızı tehdit ediyor. Bu tehlikeli gidişin artık tersine çevrilmesi lazım. Biz bu bilinçle sorumlulukla hareket etmek mecburiyetindeyiz" diye konuştu.
'BÜYÜK ÇALIŞMALAR YAPTIK'
İktidarda oldukları sürede orman varlığını geliştirmek için büyük çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Başbakan Yıldırım, şunları söyledi: "Çevreyle ilgili aynı şekilde önemli projeleri hayata geçirdik. Çevre dostu yatırımlara dikkat ediyoruz. Artık hidrolik enerjisi, güneş enerjisi, rüzgar enerjisini daha fazla kullanıyoruz. Ülkemizin geleceğini, doğal gaza bağımlı halde inşa edemeyiz. Daha temiz bir çevre için güzel Türkiye’miz için ne yapsak azdır. Türkiye'nin daha yeşil, çevresiyle barışık olması hepimizin arzusudur. Bizim inancımızda, kültürümüzde ağaç dikmek çok önemlidir. 'Eğer kıyametin koptuğunu görseniz bile elinizdeki fidanı dikmeyi ihmal etmeyin' diyen bir dinimiz var. Hepimizi yaşadığımız dünyayı güzelleştirmeye mecburuz. Tabiat da bakım ve sevgi istiyor. Dünyada kuraklık, iklim değişikliği sebebiyle orman varlığı azalırken, Türkiye'de son 15 senede orman varlığı artmaya devam ediyor. Daha yeşil bir Türkiye için İzmir için durmadan, yorulmadan çalışıyoruz. 15 yıl içinde 4 milyar 39 milyon yeni fidan diktik. 2002 yılında 175 tane korunan alan vardı şimdi 557 korunan alan var. 2003 yılında 33 milli parkımız vardı, şimdi 43 milli parkımız var. 16 tabiat parkımız vardı, 225 tabiat parkımız var. Bizim farkımız; tabiatı, mahlukatı Rabb'imizin bize emaneti olarak görüyoruz. Gözümüz gibi bakıyoruz."
7 BİN 500 TESİS
15 yılda 7 bin 500 tesisi ülkeye kazandırdıklarını anlatan Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti: "16 yılda 207 tane içme suyu tesisiyle vatandaşlarımıza kaliteli su içme imkanı sağladık. Ülkemizin en büyük serveti ormanlardır. Ormanlarımızı bitki örtümüzü korumak konusunda hepimize görev düşüyor. Ormanlarımız için en büyük tehlike yangındır. Yangınlar ormanın verimini tehdit ediyor. Hava ve su kaynaklarını beraberinde götürüyor. Yangında sadece ağaçlar yanmıyor, ne var ne yok bütün canlılar yok oluyor. Ülkemiz orman yangınları konusunda riski yüksek bir ülke. Kıyı kesimimizdeki 12 milyon 500 hektarlık orman alanımız her zaman risk altındadır. Orman yangınlarının trafik kazalarında olduğu gibi yüzde 87'si ihmalden, dikkatsizlikten, insan hatasından kaynaklanıyor. Piknik yapıyoruz, mangal yakıyoruz ne oluyor? Unuttuğumuz bir ateş koca bir ormanın yok olmasına sebep oluyor. Orman yangınlarını önleme konusunda hepimize görev düşüyor. Ağaç dikmekten daha güzeli, dikilen ağaçların yetişkin olmasını sağlamak, yangında yok olmasının önüne geçmektir. Bu ormanlar bizim geleceğimiz."
'SON BAŞBAKANIM AMA İZMİR'E BORCUM BİTMEDİ'
İzmir'e çok şey borçlu olduğunu, son başbakan olsa da hizmetlerin süreceğini vurgulayan Başbakan Yıldırım, "Hiç merak etmeyin, İzmir'e çok şey borçluyuz. İzmir beni bağrına bastı, milletvekili yaptı, bakan yaptı, yetmedi başbakan da yaptı. Allah sizden razı olsun. Türkiye Cumhuriyeti'nin son başbakanı olarak 24 Haziran'da görevimizi alnımızın akıyla tamamlayacağız; ama son başbakan olup da gitmiyorum. İzmir’deyim. İzmir'e hizmetim devam edecek. Çünkü İzmir benim evim. Benim vatanım, vatanımın en güzel köşesinden bir yer. İzmir'in efelerinden, yiğit insanlarından, yiğit kadınlarından bir söz almak istiyorum. 24 Haziran'da yeni bir döneme zafere hazır mıyız? Destan yazacak mıyız? Hizmet yolunda daha çok çalışacak mıyız? İzmir'in her şeyin en güzelini hak ediyor. İzmir kurtuluşun demokrasinin şehri. Türkiye'nin Avrupa'ya dünyaya açılan marka şehri" dedi.
Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından sonra orman yangın söndürme tatbikatı gerçekleştirildi. Tatbikatta helikopter ve uçak gibi hava araçları da kullanıldı. Törende Başbakan Yıldırım ve beraberindekiler fidan dikti. (Haber servisi, AA, DHA)