İzmir'de bir grup dalgıç, denizlerde av yasağının sona ereceği 1 Eylül öncesi farkındalık oluşturmak amacıyla denizdeki canlı yaşamını olumsuz etkileyen ve "hayalet ağ" olarak isimlendirilen balıkçı ağlarını temizledi. Dalgıçlar, yolcu taşımacılığında yaklaşık 40 yıl İzmirlilere hizmeti eden ve 2016'da dalış turizmine katkı ve yapay resif oluşturulması amacıyla batırılan "Alaybey" vapurunun çevresindeki hayalet ağları temizledi.
İzmir'de bir grup dalgıç, denizlerde av yasağının sona ereceği 1 Eylül öncesi farkındalık oluşturmak amacıyla denizdeki canlı yaşamını olumsuz etkileyen ve "hayalet ağ" olarak isimlendirilen balıkçı ağlarını temizledi.
Deniz ve iç sularda avcılık esnasında kopan, kaybolan veya terk edilen av araçları bazen yıllarca birer "hayalet ağ" olarak ekosistemi tehdit ediyor.
Hayalet ağlar, av baskısı oluşturup su canlılarının barınma ve beslenmelerini olumsuz etkiliyor, ekonomik zararlara, göç yolları ve habitatın bozulmasına, nesli tehdit altındaki türlerin zarar görmesine ve çevre kirliliğine sebep olabiliyor.
Son yıllarda dalış turizminin cazibe merkezlerinden biri haline gelen Karaburun ilçesindeki dalgıçlar da denizlerde av yasağının sona ereceği 1 Eylül öncesi bu soruna dikkati çekmek amacıyla çalışma yaptı.
Dalgıçlar, yolcu taşımacılığında yaklaşık 40 yıl İzmirlilere hizmeti eden ve 2016'da dalış turizmine katkı ve yapay resif oluşturulması amacıyla batırılan "Alaybey" vapurunun çevresindeki hayalet ağları temizledi.
Su altındaki ağlar tek tek kesildikten sonra küçük bir balıkçı teknesine alındı. Ekiplerin yaptığı 2 saatlik çalışma sonucu 50 metre uzunluğundaki ağ imha edilmek üzere balıkçı barınağına götürüldü.
Balıkçılara uyarılar
Dalış eğitmeni Hamdullah Aras, AA muhabirine, Karaburun'un dalış turizmi açısından her geçen yıl daha da tanındığını söyledi.
Deniz dibindeki hayalet ağların deniz ekosistemi açısından son derece zararlı olduğuna işaret eden Aras, her yıl bunları temizlemeye çalıştıklarını dile getirdi.
Yıl içinde belli dönemlerde bu ağları topladıklarını, bu kez de 1 Eylül öncesi farkındalık oluşturmak için böyle bir faaliyet planladıklarını ifade eden Aras, belli dönemlerde temizlik yapmalarına rağmen bölgede çok sayıda hayalet ağ bulunduğuna dikkati çekti.
Aras, "Balıkçıların, sert kayalıkların, batıkların olduğu yerlere ağ atmamaları gerekiyor. Daha derinlerde dalış yapılamadığı için oradaki hayalet ağlar ömür boyu avlanmaya devam ediyor. Bence biraz daha bilinçlenmesi gerekiyor balıkçıların. Bunları biz temizliyoruz, bu yuvaları tekrar açıyoruz ama bunlar ulaşabildiğimiz yerler. Aslında bir yandan kendi bindikleri dalı kesiyorlar. Çünkü aynı yerde bir daha balık avlayamayacaklar." dedi.
Çalışmaya katılanlardan Berkay Eryeriçer de aynı zamanda Uluslararası Atlantik Ton Balıklarını Koruma Komisyonu (ICCAT) gözlemcisi olduğunu ifade etti.
Eryeriçer, şunları söyledi: Bugün ağları bir balon yardımıyla çıkarttık. Önce balonu ağa bağladık, daha sonra yolladık. Yukarıdaki arkadaşlarımız da ağı yukarıya toparladılar. Bu ağlar doğaya, çevreye, su altı yaşama ve ekosisteme oldukça zarar veriyor. Sadece ekosisteme değil balıkçılara da aynı şekilde zarar veriyor. Balıkçılar bilmedikleri yere ağlarını attıklarında ağlarını denizde bırakıyorlar ve bu ekosistemi oldukça kötü etkiliyor."
Hayalet ağların deniz ekosistemine etkisi
Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlker Aydın, hayalet ağların önlem alınmadığı takdirde çok ciddi sıkıntılar oluşturabilecek boyutta olduğunu dile getirdi.
Kaybolan av araçlarının kontrolsüz avcılık yapmaya devam ederek doğaya zarar verdiğini vurgulayan Aydın, "Av sezonu başlıyor, bu anlamda hayalet ağ konusuna dikkat etmemiz lazım. Çünkü gırgır veya trol ağı koptuğunda bir bölgenin üzerini örtüyor ve orasını balıklar için kullanılmaz hale getiriyor, altında kalan canlıları da öldürüyor. Ayrıca balıkçı, ağını parçaladığı ya da av aracını kaybettiği anda onun yerinin nerede olduğunu bilir. Bunun kooperatiflere veya Bakanlığın ilgili birimlerine bildirilmesi halinde devletin buradaki av araçlarını çıkartma, habitatı koruma şeklinde bir projesi ya da bir eylemi olabilir." dedi.