İzmir Adliyesi A protokol kapısı girişinde yapılan 2019- 2020 adli yıl açılışı törenine; İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, İzmir Adli Yargı Komisyon Başkanı İbrahim Korkmaz, İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, hakim, savcı ve avukatlar katıldı. Atatürk Anıtı'na çelenk bırakılmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Daha sonra tören, adliye içinde devam etti.
Törende ilk konuşmayı yapan İzmir Barosu Başkanı Yücel, "Bu ülkeyi demokratik, laik, hukuka ve insan haklarına saygılı bir ülke haline getirebiliriz. Bunu en başta biz başarabiliriz; çünkü hukuk dışında denetleyecek bir mekanizmaya sahip değiliz. Bunu yapabiliriz, yapacağız, inanıyorum" dedi.
Daha sonra kürsüye gelen İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Güre de 5 Ocak 2017'de PKK'lı teröristler tarafından İzmir Adliyesi'ne yönelik saldırıda şehit olan polis memuru Fethi Sekin ile mübaşir Musa Can'ı anarak, konuşmasına başladı. Güre, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimini hatırlattığı konuşmasında, şunları kaydetti:
"Yakın zamanda İzmir Adliyesi'ne düzenlenen terör saldırısında büyük kahramanlık örneği göstererek, adliyedeki çok büyük facianın önlenmesini sağlayan şehit Fethi Sekin ve Musa Can kardeşimizi anıyorum. Ruhları şad olsun. Yargı görevini yerine getirirken şehit olan yargı mensuplarımızın da ruhları şad olsun. Yaşadığımız çağ o kadar çok hızlı değişmekte ki yargı bunlara yetişmek, bunlara ayak uydurmak için büyük çaba göstermektedir. Yargı bir sacayağı. Bu sacayağının birbirine ihtiyacı var. Birbirinin gücüne, desteğine ihtiyacı var. Biz kavga değil, dayanışma için varız. Biz sürtüşme için değil birlikte fikir üretmek, Türk yargısını ayağa kaldırmak daha ileriye götürmek için varız. Bunun için yargı paydaşları ve yargı dışındaki kurumlarla her türlü işbirliği ve dayanışmaya hazırız. Türk yargısı 15 Temmuz'da büyük kahramanlık örneği göstererek, yargı tarihinde görülmemiş tavır sergileyerek, demokrasisine ve devletine sahip çıkmıştır. Bu irade hala ayaktadır. Bundan sonra da daima ayakta kalacaktır. Bu bilinçteyiz. Bu sorumluluk altında devletin ve toplumun yargıdan beklentilerinin farkındayız. Bu farkındalık hem değişime uymak hem dayanışma içinde olmak hem birlikte hareket etmek hem de çağa ayak uydurmak gibi birçok sorumluluğu gerektiriyor. Bu sorumluluk sadece yargının üç paydaşı için değil, devletimizin tüm kurumlarının üzerinde olan bir yükümlülüktür. Bu bilinçle hareket ederek, yargının tüm paydaşları ve devletimizin tüm kurumların yetkililerine seslenmek istiyorum. İzmir'de yargıyı hep beraber gelin onurlu ve saygın bir yere taşıyalım. Toplum ve devlet bizden bunu beklemektedir."
Konuşmaların ardından resim sergisinin açılışıyla tören, sona erdi. (DHA)