İzmir Adliyesi A protokol kapısı girişinde yapılan 2018- 2019 adli yıl açılışı törenine İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Aydıner, İzmir Barosu Başkan Vekili Mustafa Çetin, İzmir Adli Yargı Komisyon Başkanı İbrahim Korkmaz, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, hakim, savcı ve avukatlar katıldı. Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Daha sonra tören, adliye içinde devam etti.
Törende ilk konuşmayı yapan İzmir Barosu Başkan Vekili Mustafa Çetin, "Her adli yılda neredeyse benzer sorunlar konuşur, bu sorunlara çözüm ararız. Yargı camiamızın çözüm bekleyen birçok sorunu vardır. Adalet mülkün, yani ülkenin temelidir. Demokratik hukuk devletinin en önemli olmazsa olmazları, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, hakim güvencesi, savunma hakkının kutsallığı, adil yargılama, temel hak ve özgürlükler, basın özgürlüğü ve hukukun eşitliği ilkesidir. Maalesef yargıya olan güven çok azalmıştır. Özellikle hain kalkışma sonrasında yangı mensuplarının bir kısmının terörist faaliyetlerin odağında yer alması, tamamen güven mesleği olan itibarın azalmasına neden olan sebeplerin bir tanesidir. Toplumun yargıya güven duymadığı bir hukuk sisteminde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanamaz" dedi.
'YÜKSELEN GÜÇ, BİR ANDA SERSEFİL OLDU'
Daha sonra kürsüye gelen İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Aydıner ise adalet kavramının ülke için vazgeçilmez unsur olduğunu belirtip, FETÖ ile mücadeleye değinerek, şunları söyledi:
"Hepimizin bildiği üzere ve her sabah ofislerimizde, duruşma salonlarında okuduğumuz 'Adalet mülkün temelidir' sözüyle başlamak istiyorum. Evet, adalet mülkün temeli. Gençken bunu duyduğumuzda, ben de dahil olmak üzere 'Bu binanın temeli nerede, adalet nerede?' diye düşünmüştüm. Burada kastedilen elbette ki taşınır mallar değil. Burada kastedilen mülk, aslında egemenlik, aslında yönetim, aslında devletin ta kendisidir. 17 Aralık 2013 yılında başlayan ve 15 Temmuz 2016 ile devam eden ve belki de hala baskılarına maruz kaldığımız ulusal ya da uluslararası emperyalizme, yargımız sınavını çok iyi verdi. Gerek 17 Aralık gerekse 15 Temmuz'da yargı ilk tepkisini göstererek, müzekkerelerini yazarak, yazılı şekilde yakalama emrini yazarak üzerine düşen görevi yerine getirmiştir. Geçmişe baktığımızda hain terör örgütleri var. Özellikle FETÖ; hepimizin bildiği, hepimizin maruz kaldığı, bu terör örgütlerinden bir tanesi. Bunlar kendilerini yenilmez olarak gördüler. Adliyelerde bunlara hepimiz şahit olduk. Hakim ve savcıları böbürlenerek yürüdüler. Kimse onlara söz söyleyemiyordu, yan bakamıyordu. Kendi meşreplerini üstün tuttular. Kendi adamlarını kayırdılar. Kendilerinin ayaklarına dolanan ya da kendilerini eleştirenleri ezip geçtiler. Sonra ne oldu peki? Bu yükselen güç bir anda yerle bir oldu. Sersefil oldu. Nereye varmak istiyorum; adalet. İşte adaletin olmadığı hiçbir toplum ve hiçbir yönetim ilelebet payidar olamaz."
Konuşmasının sonunda, İzmir Adliyesi'ne 5 Ocak 2017'de yapılan saldırıda şehit olan polis memuru Fethi Sekin ve Musa Can'ı anan Başsavcı Aydıner, "Canını feda eden polis memurumuz Fethi Sekin ve adliye personelimiz Musa Can'ı minnetle anıyorum. Onlara Allah'tan rahmet diliyorum. Bunun hiçbir şeyle mukayesesi olmaz. Yaptığımız hizmetlerin zerresiyle mukayesesi olmaz. Çünkü onlar hayatlarını bizler için, adaletin doğru tesis edilmesi için hiçe saydılar. Ayağımıza diken batsa doktora koşuyoruz. Bu insanlar kurşun yedi. Bu ülkeye kendilerini feda ettiler. Canlarını feda ettikleri bu ülkeye sahip çıkacağız. Son zamanlarda ulusal ya da uluslararası olsun, İzmir Adliyesi nezdinde Türkiye'nin egemenliğine ve bağımsızlığına karşı çıkan, boyunduruk altına almak isteyen güçlerden korkmayacağız, adil olacağız ve milli olacağız" diye konuştu.
Konuşmaların ardından resim sergisinin açılışıyla tören, sona erdi. (DHA)