Yapılan araştırmalar, okul yıllarında akran zorbalığında bulunan çocukların ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde saldırgan, kanuna aykırı ve suça yönelik davranışlar gösterdiği, birçok suçtan sabıkalı olduğu ve yüksek oranda alkol kullandıklarını gösteriyor. Öte yandan zorbalığa uğrayan çocukların ise depresyon, kaygı ve intihar eğilimlerinin daha yüksek, benlik saygılarının ise daha düşük olduğu gözleniyor. Çocukların sosyal ve iletişim becerilerini geliştirerek, okullardaki saldırgan davranışları ve akran zorbalığını engellemek amacıyla 2008 yılında Avusturya’da geliştirilen ve Türkiye’de uygulanan ilk kanıta dayalı önleyici müdahale programı olan ViSC Sınıf Projesi, Bayraklı’da 600’den fazla ortaokul öğrencisinin katılımı ile gerçekleşti. Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü, Bayraklı Kaymakamlığı, Bayraklı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Bayraklı Rehberlik Araştırma Merkezi işbirliği ile gerçekleştirilen projenin ardından görüşleri alınan öğrencilerin yanıtları yüreklere dokundu. “Hem öğreticiydi hem de eğlenceli. Saygıyı öğrendiğimiz için önemliydi. Hem bazı arkadaşlarım beni dışlıyordu. Benim için de daha hoş ve güzel oldu, akrabalarım beni daha çok sevmeye başladı. Küs olduğum arkadaşlarımla barıştım” diyen öğrencinin yorumu, projenin başarıya ulaştığını gösterdi. Öncelikle rehber öğretmenlerin, daha sonra sınıf öğretmenlerinin, ardından da öğrencilerin şiddetin tanımı, duyguların tanınması, davranış alternatifleri, farklılıklarla bir arada yaşama gibi konularda eğitildiği, öğrencilerin oyun ve canlandırmalarla keyifli ve öğretici zaman geçirdiği ViSC Sınıf Projesi, bu yıl da Bayraklı’da devam edecek.
Önleyici müdahale geleceği değiştiriyor
Proje ile öğrenciler arasındaki sosyal ve iletişim becerilerinin geliştiğini, öğrencilerin artık duygularını daha doğru ifade edebildiğini, empati geliştirdiğini ve arkadaşlık ilişkilerinin iyileştiğini gözlemlediklerini belirten proje yürütücüsü Doç. Dr. Aysun Doğan ve proje koordinatörü Psikolog Eda Keser, saç çekmekten küfür etmeye, arkadaş grubundan dışlamaktan onur kırıcı davranışlara, kişiden habersiz onun ismini ve fotoğraflarını kullanarak uygunsuz web sayfası hazırlamaya kadar uzanan akran zorbalığının kesinlikle küçük yaşlarda müdahale edilmesi gereken bir durum olduğunu söyledi.
Aileler bilinçli olmalı
Akran zorbalığını, “bireysel özelliklerinden kaynaklanan tek yönlü bir problem olmaktan çok aile, okul atmosferi, öğretmen tutumu, arkadaş ilişkileri ve içinde yaşanılan kültürün de rol oynadığı çok boyutlu bir problem” olarak tanımlayan Doç. Dr. Doğan, ailelere önemli uyarılarda bulundu:
“Araştırmalar gösteriyor ki; ilgi, sevgi ve sıcaklıktan yoksun bir aile ortamı ergenlerin zorbalık davranışları göstermesinde tetikleyici oluyor. Evde şiddete maruz kalan ve şahit olan, saldırgan davranışları hoş görülen çocuklar daha fazla akran zorbalığında bulunuyor. İşyerinde yüksek stres ve anlaşmazlık yaşayan babalar evde çocuklarına karşı daha otoriter bir tutum sergiliyor ve daha kontrol edici oluyor.”
Medyadaki şiddet içerikleri de olumsuz etkiliyor
Okul yöneticilerinin saldırgan ve şiddet içerikli davranışları kimi zaman tespit edemedikleri, ve öğretmenlere bu konu hakkında yeterli eğitim veremedikleri durumlarda okullardaki zorbalık davranışlarının artabileceğini ifade eden Doğan, şiddetin toplumsal olarak kabul gördüğü kültürlerin de sorunun önemli bir parçasını oluşturduğunu söyledi. Televizyon, bilgisayar oyunu, sosyal medyadaki şiddet içeriklerinin de çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri konusunda uyaran Doç. Dr. Aysun Doğan, medya araçlarının kullanımının mutlaka ailelerin bilgisi dahilinde belirli süreler içinde olması gerektiğini dile getirdi.