MENÜ
İzmir
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İzmir'de başkanlardan turizm zirvesi: Bakanlığa sitem!
Yerel Yönetimler
3 Aralık 2025 Çarşamba 15:47

İzmir'de başkanlardan turizm zirvesi: Bakanlığa sitem!

TTI İzmir-19. İzmir Fuarı'nda Büyükşehir Belediye Başkanları Oturumu gerçekleştirildi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın'ın konuşmacı olduğu oturumun moderatörlüğünü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay yaptı.

Asena TUNCA/GERÇEKİZMİR - TTI İzmir-19. İzmir Fuarı'nda Büyükşehir Belediye Başkanları Oturumu gerçekleştirildi.

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın'ın konuşmacı olduğu oturumun moderatörlüğünü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay yaptı.

Tugay oturumun açılışını yaparken Ege kentlerinin potansiyeline vurgu yaptığı konuşmasında şunları söyledi: "Küresel iklim kriziyle mücadelemizde yerel yönetimlerin politikaları, kararları, uygulamaları, sürdürülebilir turizm için çok daha büyük önem kazanıyor. 

Turizm, en genel anlamda iki zemin üzerinde yükselir: Doğa ve kültür. Her iki varlığımızın da korunması için sürdürülebilirliği, vazgeçilmez parçamız yapmak zorundayız. İklim krizine karşı ekolojik dengeyi korumak için de kültürel miras yönetimi için de bu çok önemli. 

İzmir, Milas-Bodrum ve Dalaman havalimanlarının hinterlandı, yaklaşık 20 milyon kişiyi aşıyor

Dört kentimizin her biri, doğası ve kültürüyle yerli ve yabancı turistler için cazibe alanları. 
İzmir Adnan Menderes, Milas-Bodrum ve Dalamanhavalimanları, uluslararası nitelikleriyle yurt dışından turistlerin Ege Bölgesi’ne giriş kapıları. Havayoluyla gelen turistler sadece İzmir ve Muğla’ya değil, bölgedeki diğer illere de gidiyor. Aynı zamanda Ege Bölgesi’nde yaşayan vatandaşlarımızın yurt dışı seyahatlerinin de başlangıç noktası bu havaalanlarıdır.

Bu açıdan baktığımızda İzmir, Milas-Bodrum ve Dalaman havalimanlarının hinterlandı, yaklaşık 20 milyon kişiyi aşıyor. 2024 yılında İzmir Adnan Menderes Havalimanı 11,5 milyon yolcuya, 
Milas-Bodrum Havalimanı 4,32 milyon yolcuya, Dalaman Havaalanı 5,5 milyon yolcuya hizmet verdi. Bu bakış açısıyla yerel yönetimler olarak ortak bir turizm vizyonu ortaya koymamız gerekiyor. Mevcut turizm hareketliliğini daha nitelikli hale getirmek için güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor. Doğamızı ve kültürümüzü koruyarak pek çok konuda iş birliği yapabiliriz. Uluslararası alanda gerçekleştirilecek ortak girişimlerle bölgelerimizi kalkındıracağımız aşikârdır.

Turizmi daha iyi noktalara taşımak için;
* Ege Bölgemizi ve bölgedeki her ilimizi markalaştırma çalışmaları yürütülmeli.
* Turizmde ürün çeşitliliğimizi artırmalıyız.
* Destinasyon yönetiminde iş birlikleri kurmalıyız.

Tugay'dan ortaklaşa çalışma tavsiyeleri

1. Uluslararası ağlar ve platformlarda, Ege kentleri olarak birlikte görünürlük kazanabiliriz. 
2. Turizm sezonunu uzatmalıyız. Turistlerin daha uzun süre kalmasını sağlamak için her bir ilimizde tematik turizm alanlarını geliştirmeliyiz. Yeni rotalar–destinasyonlaroluşturmalıyız.
3. Ege turizmi büyük çeşitliliğe sahip. Kıyı turizmi, kültürturizmi, gastronomi, doğa, bağcılık, termal turizm alanları, agroturizm… Bu niteliklerini her birini destinasyonadönüştürmeliyiz. Sunduğumuz turizm seçeneklerini artırmalıyız.

Örneğin sağlık turizminde dünyanın öncü ülkelerindeniz. Hizmet kalitemizle, sunduğumuz fiyat rekabetiyle ve altyapımızla dikkat çekiyoruz. Küresel sağlık turizmi pazarı son yıllarda hızla büyüyor. İnsanlar uygun maliyetli, bekleme süresi kısa ve yüksek kalitede sağlık hizmeti almak için başka ülkelere gidiyor. Global Growth Insights verilerine göre 2024 itibarıyla medikal turizm sektörü yaklaşık 66,8 milyar doları seviyesindeydi. 2025-2034 arasında sektörün dünyada 335 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşabileceği öngörülüyor. Resmî verilere göre, 2024’te Türkiye’ye sağlık turizmi kapsamında gelen yabancı hasta sayısı 1,5 milyon civarında ve bu 3 milyar dolar gelir getirdi. Türkiye, 2028 için sağlık turizminden 20 milyar dolar gelir hedefliyor.
İzmir Sağlık Turizmi Derneği kayıtlarına göre 2024’te İzmir’e sağlık turizmi amacıyla 59.815 ziyaretçi geldi. 2025 itibarıyla, İzmir’de tedavi gören yabancı hasta sayısında son 5 yılda %40 artış kaydedilmiş durumda. İzmir olarak diş, göz, estetik cerrahi, kozmetik gibi alanlarda dünyadan hasta kabul ediyoruz. Sizlerin dikkatini özellikle termal sağlık konusunaçekmek istiyorum. Termal kaynak zengini bir bölgeyiz. Ege’nin termal kaynakları, deniz ve doğa turizmini birleştirmemize olanak veriyor. Sağlık, tatil, iyilik, güzellik paketi sunabiliriz. İş birliği yaparak kaynaklarımızı doğru yatırımlarla dünyaya açmalıyız.
4. Ziyaretçi beklentilerini analiz edelim. Turistlerin deneyimlerini güçlendirmek için ortak buluşmalar gerçekleştirelim."

Oturumun moderatörlüğünü yapan Tugay, başkanlara "Turizm vizyonlarımız ve bölgesel iş birlikleri hedeflerimiz nelerdir?" sorusunu yöneltti.

ARAS: BELEDİYE VE MERKEZİ HÜKÜMET BİRLİKTE ÇALIŞMALI

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras şu ifadeleri kullandı: Öncelikle turizmde yerel yönetimlerin rolünden çok kısa bahsetmek istiyorum. Belediyeler turizmde çok önemli bir noktada. Kentin altyapısı, estetiği, trafiği, peyzajı ve düzeni açısından belediyelere büyük bir misyon düşüyor.

Belediye ve merkezi hükümet birlikte çalışmalı

Ancak belediyeler tek başına yeterli değil. Belediyelerle birlikte merkezi hükümetin temsilcileri olan valiler, kaymakamlar, turizm bürokrasisi kesinlikle birlikte çalışmalı. Ardından ticaret odaları, sanayi odaları, esnaf odaları, sektörel odalar; turizm birlikleri ve sivil toplum kuruluşları… Bölgedeki tüm inisiyatiflerin ortak hareket etmesi gerekiyor. Başarının yolu birlik ve beraberlikten geçiyor. Aksi takdirde sadece belediyelerin tek başına başarı sağlaması mümkün değil.
Bu ortak platformu kurmamız gerektiğini düşündük. Somut bir örnek vereyim: Seçimden sonra Turizm Strateji Geliştirme Platformu’nu oluşturduk. Bu platform belediyenin öncülüğünde kuruldu ama tüm paydaşlar yer alıyor; akademi, üniversite, sektör, merkezi hükümet… Burada ortak bir strateji geliştirmeyi hedefliyoruz.
Hepimiz ayrı ayrı çalışıyoruz. Bir taraftan fuarlarda stant açıyoruz, sektör kendi içinde çalışıyor, merkezi hükümet SGK ve Turizm Bakanlığı üzerinden farklı çalışmalar yürütüyor. Enerji bölünüyor ve ortak bir güç ortaya çıkmıyor.
Muğla Üniversitesi’nin ilgili fakültesi ve diğer paydaşlarla birlikte uzun vadeli bir yol haritası hazırlığına başladık. Burada belediyenin görevi nedir? Altyapıyı mı tamamlayacak, kentin peyzaj ve düzenini mi sağlayacak. Sektör ne yapacak, merkezi hükümet ne yapacak, turizm birliklerinin sorumluluğu ne olacak? Tüm bunları netleştirmek istedik.

Kentlerde birlikte çalışma kültürünü oluşturmak şart

Kentlerde birlikte çalışma kültürünü oluşturmak şart. Elimizde inanılmaz bir zenginlik var. İzmir, Balıkesir, Manisa, Aydın, Denizli… Aslında biz bir havzayız. Ege Havzası. 
Balıkesir’den Muğla’ya, Denizli’den İzmir’e kadar her bölgenin farklı bir zenginliği var. Turizmi destekleyen çok sayıda unsur mevcut. Önemli kültürel ve tarihi değerlerin olduğu bir coğrafyadayız.
Bunları plan dahilinde, Ege’de birbirimizle konuşarak hayata geçirebiliriz. Mesela şu an yaşanan örnekler var: Fethiye’ye, Babadağ’a gelen turist hem yamaç paraşütü yapıyor hem de yakın bölgelerdeki kültürel alanları ziyaret ediyor. Didim’e, Bodrum’a, Marmaris’e gelen turistler Meryem Ana’ya gitmeden dönmek istemiyor. Bu kültür ve doğa rotalarını güçlendirerek bölgesel birlikteliği sağlayabiliriz.

Bir araya gelip ortak hareket etmemiz gerekiyor

Ortak bir masa kurup, profesyoneller ve yerel yönetim temsilcilerinin birlikte konuştuğu bir yapı oluşturulabilir. Ege Bölgesi, Akdeniz ile birlikte şu anda dünyanın en önemli tarih, kültür ve turizm merkezlerinden biri. Elimizde her türlü enstrüman var. Sadece bir araya gelip ortak hareket etmemiz gerekiyor.

DUTLULU'DAN İŞ BİRLİĞİ VURGUSU

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu şunları söyledi: "Bizim artık bu bölgeleri rahatlatmamız gerekiyor. Bu açıdan her zaman şunu düşünüyorum; Manisa olarak biraz daha geride gözüküyoruz. Ama İzmir’i, Balıkesir’i, Muğla’yı, Aydın’ı ve Denizli’yi rakip değil, iş birliği yapacağımız iller olarak görmeliyiz. Çünkü turizmin ve turistin beklentileri değişiyor. Nasıl değişiyor? Dünya Ticaret Örgütü’nün 2025 anketine göre gelen turistlerin yüzde 31’i “bilinmeyen, keşfedilmemiş şehirleri” görmek istiyor. Ancak buraya gelen ziyaretçi sadece tek bir yeri görmekle yetinmiyor. İzmir’e gelen bir turisti Manisa’ya da çekebilmeliyiz. Mesela Türkiye’de çoğu kişi bilmiyor ama Güney Kore’den yüz binlerce turist Pamukkale’ye geliyor, oradan Sard'a geçiyor, ardından Bergama’ya gidiyor. Bergama dünyanın önemli sağlık merkezlerinden biri; eczacılığın başladığı yer.

Karavan turizmi vurgusu

Pandemiden sonra Türkiye’de ve dünyada karavan turizmi inanılmaz bir hızla büyüdü. Bu sadece bir konaklama noktası değil; Bodrum’a, Çeşme’ye, Seferihisar’a, Menderes’e giden karavanlar iki gün bir yerde zaman geçiriyor. Ve şu anda dünyadaki karavan aplikasyonlarında en yüksek puanlardan biri bizim bölgemizde. Geçen yıl Almanya’dan sekiz-on karavan influencer’ı geldi, videolar çekti ve Almanya’dan ciddi bir turist akışı başladı.
Biz Manisa olarak karavan turizmi konusunda uzmanlara danıştık. Neye ihtiyaç olduğunu sorduk. Onlar bize listeler verdi. Tuvalet, duş, güvenlik gibi temel ihtiyaçların eksik olduğunu söylediler. Biz de bunları tamamladık. Bu doğal alanların tanıtımını da yapmamız gerekiyor çünkü büyük bir potansiyelimiz var.

Bu değerleri yeterince duyuramadığımızı düşünüyorum

Ayrıca Manisa, İncil’de geçen yedi kiliseden üçünün bulunduğu bir şehir. Bu bile tek başına uluslararası ölçekte büyük bir değer. Akhisar bu konuda çok özel bir konumda. Manisa’nın mesir macunu biliniyor ama ağırlıklı olarak İzmir ve İstanbul çevresinde tanınıyor; dünyada ise yeterince görünür değil. Bu konuda daha fazla çalışmalıyız.
Türkiye’deki tek jeoparkın da burada olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu değerleri yeterince duyuramadığımızı düşünüyorum. Bu yüzden bugün yaptığınız bu çalışma çok kıymetli. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin fuarda tüm ilçeleriyle yer alması da çok doğru bir adım.

Ege Bölgesi çok büyük bir zenginlik barındırıyor

Doğayı öne çıkarmamız gerekiyor. Özellikle kıyı şeridine yaptığımız baskıyı azaltmalı, gelen turistleri iç bölgelere yönlendirmeliyiz. Çeşme’ye geleni Ayvalık’a, ardından Yayladağı’nın iç kesimlerine yönlendirmeliyiz. Balıkesir bu konuda güzel örnekler oluşturdu. Kaz Dağları projesi çok doğru bir çalışma. Kaz Dağları’ndaki orman projeleri bölgesel iş birliği ile güçlenebilir.
Ege Bölgesi çok büyük bir zenginlik barındırıyor. Gastronomi kültürü, doğa, tarih, kültür rotaları… Bunların bilincinde olmamız gerekiyor. Siz bu konuda güzel çalışmalar yapıyorsunuz. Biz Manisa olarak da yıllardır bu alanlarda çalışıyoruz. Bunları daha fazla öne çıkarmamız lazım. Çünkü insanlar gittikleri yerde sadece vakit geçirmek değil, aynı zamanda iyi yemek yemek, iyi deneyimler yaşamak istiyorlar.

Her türlü iş birliğine açığız 

Bunları yapmamız lazım. Halka hitap eden, ulaşılabilir, insanların kolayca gidebileceği destinasyonları öne çıkarmamız gerekiyor. Bu ülkede muhteşem yerler var ama yeni alternatifler üretmemiz şart. Biz bunun için güzel çalışmalar yapıyoruz. İzmir, Balıkesir ve Muğla ile her türlü iş birliğine açığız."

AKIN: TURİZMİ 12 AYA YAYABİLİRİZ

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın ise şunları söyledi: "Bu fuarın on dokuzuncusunun düzenlenmiş olması, artık ne kadar köklü hale geldiğinin de bir göstergesi. Her bir ilimizin kendine özgü çok değerli özellikleri var.
Balıkesir’den söz edecek olursak; yaklaşık 300 kilometrelik bir sahil şeridine sahibiz. Ayvalık’tan Edremit’e, Akçay’dan diğer kıyı bölgelerimize kadar geniş bir coğrafyamız var. Bunun yanında deniz turizmi ile birlikte termal turizmde de son yıllarda öne çıkan bir konuma geldik. Sağlık alanında yaklaşık 1,5 yıldır yürüttüğümüz bir çalışma var ve sağlık turizmi açısından eksiklerimizi tamamlayarak güçlü bir altyapı oluşturmayı hedefliyoruz.

Birlikten güç doğuyor

Birlikte neler yapabiliriz? Çok şey yapabiliriz. Kaz Dağlarımız tüm Türkiye’nin oksijen deposu ve bunun yüzde seksenlik bölümü Balıkesir sınırları içinde. Bölgemizde çok özel doğal alanlar bulunuyor.
Tarih açısından da çok önemli bir mirasa sahibiz. Biz bir Kuvayı Milliye rotası oluşturduk. İzmir’den Bandırma’ya uzanan bu rota, Balıkesir’i kapsayan çok değerli bir tarih yolculuğu sunuyor.
Ayrıca zeytin rotamız var. Türkiye’deki zeytin üretiminin önemli bir kısmını Balıkesir karşılıyor. Bu rotayı Manisa, Muğla, Denizli, Aydın ve İzmir’le birlikte ortak bir projeye dönüştürebiliriz.
Kapıdağ Yarımadamız ise antik kültürün izlerini taşıyan, tarihsel derinliği çok yüksek bir bölge. Yani her birimizin çok farklı zenginlikleri var. Sizin de bu konuda birlik ve beraberliği güçlendirme yönünde çaba gösterdiğinizi biliyorum. Doğru da bir yaklaşım çünkü güç, birlikten doğuyor. Bu zenginlikleri bir araya getirdiğimizde yeni destinasyonlar ortaya çıkarabiliriz.
Her ilin mirası aslında birbirini tamamlıyor. Ege’nin bütün bu güzelliklerini birleştirip daha güçlü bir turizm modeli oluşturabiliriz. Bizim ayrıca “Belediyeler Birliği” ile bir buçuk yıldır süren çalışmalarımız var; buradan da bölgeye katkı sağlayacak sonuçlar çıkıyor.
Özellikle sahil şeridinde İzmir, Aydın, Muğla ve Balıkesir olarak ortak projeler geliştirebiliriz. Bizde sezon biraz daha kısa olabilir, Muğla’da daha uzun, Aydın’da daha uzun… Bu farklılıkları avantaja çevirip yaz-kış devam eden bir destinasyon modeli oluşturabiliriz. Deniz sezonu bittiği anda termal sezonu başlatacak bir sistem kurabiliriz.

Turizmi 12 aya yayabiliriz

Genel olarak baktığımızda her ilimizin ayrı güzellikleri var. Birinin bittiği noktada diğeri başlıyor. Bu şekilde turizmi 12 aya yayabiliriz. İlçelerimizde de konferans turizmi için yatırımlar yapıyoruz. Termal bölgelerimizde farklı uygulamalar geliştiriyoruz. Tüm bunlar, doğru bir iş birliğiyle çok daha etkili hale gelebilir."

Başkanlar, Tugay'ın Bölgelerimizde turizmin gelişmesi için merkezi politikalarda hangi değişiklikler olmalıdır? sorusuna yanıt verdi.

Başkan Aras şunları söyledi: "Biz bu konuda hep tartışıyoruz. “Her şey dahil” sistemini de tartışalım… Dediğim gibi o dönem çok yoğun bir süreçti. Benim gördüğüm ve deneyimlerimden çıkardığım şu: Aslında Türkiye’de hem her şey dahil turizm olmalı hem de deneyim odaklı spor, kültür, sanat ve diğer hizmetlerin yer aldığı alternatif modeller birlikte yürümeli. Çünkü esnafın da bir gün destek bulması gerekiyor.
Yıllarca şöyle bir denge vardı: Erken dönemde yani Mayıs–Haziran aylarında genelde Hollandalılar gelirdi ve otelleri doldururdu. Temmuz–Ağustos’ta yerli turist gelirdi. Yerli turist daha fazla harcama yapardı, esnaf daha çok kazanırdı. Son dönemde sezon sonuna doğru tekrar yabancı turist akışı olurdu ve fiyatlar buna göre dengelenirdi. Aslında hepsi bir arada olmalı.
Şu anda dünyada Akdeniz’de turizm dediğimizde otel markalaşması çok ileri seviyede. Üç bin–beş bin dolar seviyesinde oteller var. Biz ise bu standarda gelemiyoruz ve pazarda kayıp yaşıyoruz. Bu durum acentelerin ve tur operatörlerinin de kapasite doldurmasını zorlaştırıyor. Yani kente gelen turist profili, kentin tüm imkanları düşünülerek planlanmalı. Ama şu anda kaybettiklerimizi geri toplamaya çalışıyoruz. Neyse ki büyük otellerin açılmasıyla tekrar bir turist akışı oluştu. Havalimanının 4.3 milyonluk yolcu rakamını görüyorsunuz. Bunlar olmazsa biz bu sayılara ulaşamayız. O yüzden markalı turizm kesinlikle olmalı. Turizmin fabrikası zengin olmuyor; herkes kıymetli. Birilerinin “o gelsin, bu gelmesin” demesi doğru değil. Talebe göre doğru planlamayı yaptığınızda zaten çeşitlilik sağlanır. Eskiden kurduğumuz o denge ne yazık ki yara aldı ama genel olarak söylüyorum: Deniz turizmi şu anda yükselişte. Bodrum, Marmaris, Fethiye… Hepsi inanılmaz bir hareketlilik içinde. Bizi onlardan ayıran şey, sadece güneş–deniz turizmi değil; farklı bir turizm çeşitliliğine sahip olmamız. O yüzden hepsinin bir arada olması gerekiyor.

MEVZUAT NEDENİYLE BİRÇOK KONUDA YETKİMİZ KISITLI, PROJEMİZ VAR RAPOR VERMİYORLAR, BELGE ALAMIYORUZ

Biz yerel yönetimler olarak aslında başka bir problemle karşılaşıyoruz. Mevzuat nedeniyle birçok konuda yetkimiz kısıtlı. Turizm bölgelerinde kapılar, merdivenler, düzenlemeler sürekli değişiyor. Biz ilçe belediyesine gidiyoruz, “Yapamazsın, izin yok” deniyor. Örneğin özel mimarımız var, dekorasyon projemiz var; rapor vermiyorlar, belge alamıyoruz. Şu anda en büyük sıkıntı bu. Yolu açması gereken bakanlıklar ama bizden bekleniyor.

ARAS'TAN BAKANLIĞA SİTEM

Turizm Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı’nın bu konuları çözmesi gerekirken, açıkça söylemek gerekirse hiç ilgilenmiyorlar. Biz anlatıyoruz, “Sen bilirsin” deniyor. Oysa turizmciye yol gösterecek olan onlar. Kartal’da gördük; belediye personeli bile işlem yapamadı. Sonra da “belediyeler hesap vermiyor” diyorlar. Belediyeler mecliste oturmuyor, görevini yapıyor.
Örneğin yangın raporlarını veremiyoruz. Çünkü nitelikler eski mevzuattan kalmış. Tasarılar değişiyor ama uygulamada hâlâ eski kurallar var. Küçük eklemelerle bile önümüz açılabilir ama yapılmıyor. Bu konuda kulis yapılması, baskı kurulması gerekiyor.
Biz belediye olarak elimizden geleni yapıyoruz. Su fiyatlarında indirim istediler, yaptık. Sürdürülebilirlik sertifikası alan otellere indirim veriyoruz. Birinci derece alan bir tesis belki üçte bir fiyat ödeyecek. Ama şu anda en büyük sorun maliyetler ve bu belediyelerden değil, Türkiye’deki ekonomik ve siyasi ortamdan kaynaklanıyor. Turizmciler çok zor durumda. Yüzde 2 tanıtım vergisi, yüzde 2 konaklama vergisi… SGK’ya sabit kesintiler… Kazanmış–kazanmamış fark etmeksizin alınıyor. 

KAZANCIN YÜZDE 10-15'İ DİREKT VERGİYE GİDİYOR

Turizmcinin kazancının yüzde 10–15’i direkt vergiye gidiyor. Buna rağmen belediyelere neredeyse hiçbir pay bırakılmıyor.
Maliye Bakanlığı’na dedik ki, “Bu vergilerin yüzde 50’sini belediyelere bırakın; altyapıyı tamamlasınlar. Yolları, suyu, turizm hazırlıklarını yapsınlar.” Ama yok. Sonra da “yük oluyorsunuz” deniyor. Asıl yük turizmci üzerinde. Belediye ise yanında duran, proje üreten, destek sağlayan taraf.
Bir diğer konu da nüfus meselesi. Yaz aylarında nüfus 1 milyondan 7 milyona çıkıyor. Biz 1 milyonluk bütçeyle 7 milyonluk nüfusa hizmet vermeye çalışıyoruz. Trafik, ulaşım, altyapı hepsi bu yüzden sıkıntıya giriyor. Çözüm çok basit: Belediye gelirleri yıllık konaklama kapasitesine göre düzenlenebilir. Kentin yoğunluk oranına göre ek pay verilebilir. Bunların hepsi Cumhurbaşkanı kararnamesiyle bir günde çözülebilir."

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Gerçek İzmir