İzmir’de 11 Haziran günü şehir içi sefer yapan belediye otobüsünde bir taciz olayı yaşandı.
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in haberine göre 26 yaşındaki Tuğçe S. memleketine gitmek için sabah saatlerinde 302 numaralı Konak-Otogar seferini yapan belediye otobüsüne bindi. S., arka kapıya yakın koltuklardan birine oturdu. Bir süre sonra otobüse binen kimliği belirsiz kişi de S.’nin yanındaki koltuğa oturdu. Yanında oturan kişinin sürekli kolunu kendisine değdirmesinden rahatsız olan S., göz teması kurmamak için dışarıya baktığı sırada bacağında bir el hissetti. Yaşadığı şokla kafasını çeviren S., yanında kişinin bacağını ellediğini ve kendisine göz kırptığını gördü. Otobüs şoförü, S.’nin çığlığını duyunca hemen aracı durdurarak yanına geldi. S., sorular soran şoföre yaşadıklarını anlatırken, yanında oturan kişi ise tacizi reddetti. Otogar polisine gidip şikayetçi olmak isteyen S., delil sunmak için otobüs şoföründen kamera kayıtlarını istedi. Ancak ‘kameralar çalışmıyor’ yanıtını aldı. Tacizci ise hasta olduğunu söyledikten sonra koşarak gözden kayboldu. Olayın ardından gecelerdir uyuyamadığını söyleyen S., güvenlik için otobüse yerleştirilen ve yaşananları aydınlatacak kamera sisteminin çalışmamasına isyan etti.
BACAĞIMDA BİR EL HİSSETTİM
Yaşadığı tacizin şokunu hala atlatamayan Tuğçe S.,“11 Haziran sabahı otogara gitmek için 302 numaralı halk otobüsüne bindim. Yanıma bir adam oturdu. Kolları devamlı bana değdiği için kendimi cama yaklaştırdım ve küçüldüm. Bunun dışında kişi devamlı tutacak demirine başını koyuyordu. Oturuşu farklıydı, hasta olabileceğini düşündüm. Daha sonra bakmamak için tekrar dışarıya odaklandığımda, bacağımın altında bir el hissettim ve döndüğüm esnada bana göz kırptığını gördüm. Açıkçası sonraki olayların tam olarak nasıl geliştiğini hatırlamıyorum. Bağırdım ve otobüs şoförü hemen otobüsü durdurarak yanıma geldi. Yanımda oturan kişi ise taciz ettiğini reddetti. Beni ön tarafa oturttular. Otobüste sadece bir kadın vardı ve yarım saat kadar benim yanımda kaldı. Kendisine çok teşekkür ediyorum desteği için. O da beni taciz eden kişinin davranışlarını, bakışlarını garip bulduğunu söyledi ve oturduğu koltuktan kalkıp özellikle benim yanıma oturduğunu gördüğünü anlattı. Otogara geldiğimizde kamera kayıtlarıyla birlikte otogar polisine gitmek istedim. Şoförden görüntülerini istediğimde ‘kamera çalışmıyor’ yanıtını aldım. Tacizci ise hastayım derken topallayarak trafiğe atladı ve karşı sokağa geçtiğinde koşarak kayboldu” ifadelerini kullandı.
KAMERALARLA KAYIT ALTINA ALINMALI
Güvenlik için otobüse yerleştirilen ve yaşananları aydınlatacak kamera sisteminin çalışmamasına isyan eden S., şunları söyledi: “Ben taciz ve şiddet olaylarında kadının ses çıkarmasını gerektiğini ve olayların arkasında durulması gerektiğine inanan bir bireyim. Belediyenin özellikle bu gibi güzergahlarda sefer yapan otobüslerine kamera koyması gerekirken, her gün kullandığım merkez ilçelerdeki otobüslerin temiz ve yeni olması diğer otobüslerde yaşananların son bulmasını sağlamıyor. Tüm otobüslerde yaşanabilecek taciz, darp veya hırsızlık gibi durumlarda daha hızlı hareket edilmesi ya da çözüm bulunması açısından kameralarla kayıt altına alınması gerekiyor. Gecelerdir uyuyamıyorum. Bana göz kırpan tacizcinin yüzünü unutamıyorum. Küçük bir çocuğa da bunu yapabilir ve onun daha büyük psikolojik travmalar yaşamasına sebep olabilirdi. Bunları herhangi bir kurumu suçlamak adına değil sistemde olan açıkları kapatmalarını sağlayabilmek adına dile getiriyorum. Tek istediğim daha izbe ve sapa yerlerde ulaşım araçlarında kameralar ile yaşanabilecek sorunlara önlem alınmadı. Benim yaşadığım taciz olayı ne yazık ki ne ilk ne de son olacak. Fakat umarım İzmir içinde toplu taşımalarda bu durum alınacak önlemlerle bir daha görülmemiş olur.” (Çağla Geniş / İlkses Gazetesi)