6 Şubat tarihli Kahramanmaraş merkezli depremler 11 ilde büyük yıkıma yol açarken, bu kentlerde yaşayan milyonlarca insanın hayatı da alt üst oldu. Depremzedelerin bir kısmı bölgedeki zorlu şartlar altında çadır kentlerde hayatını sürdürürken, geri kalanlar ise başka illere göç ederek kendine yeni bir yaşam kurmaya çalışıyor. Onlardan biri de 29 yaşındaki Etkin Amıklı…
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in haberine göre Hatay’ın Antakya ilçesinde eşi ve iki çocuğuyla beraber yaşayan Amıklı, vaktinin çoğunu gelen siparişler üzerine evinde el emeği yöresel lezzetler hazırlayarak geçiriyordu. Hatta felaketin yaşandığı 6 Şubat günü, uzun zamandır hayalini kurduğu butik pastanesinin açılışını yapmaya hazırlanıyordu. Fakat depremlerin yarattığı büyük yıkım onun ve ailesinin hayatını da değiştirdi. Şiddetli sarsıntıların etkisiyle aylarca emek vererek hazırladığı dükkanının bulunduğu bina yıkıldı, evi ve eşinin işyeri ise ağır hasar aldı. Depremde her şeyini kaybeden aile, kendilerine bir çatı bulabilmek için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı ‘Bir Kira Bir Yuva’ kampanyasına başvuru yaptı. Kampanyada eşleştikleri İzmirli Şahin ailesi, Menderes ilçesindeki boş duran evlerini kendilerinin kullanımına açtı. Şahin ailesinin örgütlediği büyük dayanışma sonucu gelen siparişler ve malzeme desteğiyle yeniden üretmeye de başlayan Amıklı, felaketin açılış yapamadan yıktığı dükkanını şimdilerde dayanışmayla İzmir’de açmak için gün sayıyor.
TESADÜFEN HAYATTA KALDI
On binlerce insanın enkaz altında kalarak hayatını kaybettiği depremde tesadüfen hayatta kaldığını anlatan Amıklı, “Yıllardan beri hep bir pasta merakım vardı. Evdeyken sürekli bir şeyler deneyip yapıyordum. Bir anda neden bu merakımı işe dökmeyeyim diye düşündüm. ‘Etkin Butik Pasta’ adıyla bir hesap açıp, ürünlerimin satışına başlamıştım. Sonra da bir yer açmaya karar verdim. Eşim de mobilyacı; destek verdi ve dükkanı birlikte hazırladık. Dükkan annemin oturduğu evin alt katıydı. Depremin olduğu pazartesi günü sabaha karşı 04.00 gibi dükkana girip açılış için hazırlık yapacaktım. Alarmı da 04.00’a kuracaktım ama eşim 04.30’a kur dedi. Şükür ki onun dediğini yapmışım çünkü 04.00’a ayarlasaydım hem ben depreme dükkanda yakalanıp enkazda kalacaktım hem de çocuklarım tek başına evde olacaktı. Deprem anında ben oğluma, eşim de kızıma koştu. Oğlumun üstüne atlamamla duvarların üzerime yıkılması bir oldu. Omzumda morluklar, kafamda şişlikler… Aynı şekilde eşimin de üzerine birçok şey düştü. Birinci depremden birkaç saniye sonra ikincisi olmaya başladı. Ondan önce kapıyı açmaya çalıştık, açılmadı. İkinci depremde sağa sola savrulmaya başladık. Yine her şey üzerimize düşmeye devam ediyordu. ‘Tamam bitti, öldük’ dedik. O anki korku maalesef anlatılmaz. Duvarda açılan küçük bir çukuru kendimiz kırarak çıkabildik oradan” dedi.
‘BİR KİRA BİR YUVA’ UMUT OLDU
Depremde evi ve işyerleri yıkılınca kendilerine bir çatı bulabilmek için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı ‘Bir Kira Bir Yuva’ kampanyasına başvuru yaptıklarını söyleyen Amıklı, Biz o an sadece kendi evimiz yıkıldı sandık, felaketin boyutundan haberimiz yoktu. Dükkanın olduğu birinci kat tamamen çökmüştü. Hatta üst katında oturan annemler de zor çıkabilmiş evden. Dükkanım açılmadan yıkıldı bu büyük bir travma benim için. Arabamız da enkaz altında kaldı. Evimden bir çorap bile alamadım. 24 saat boyunca yalın ayak dolaştım yağmurun altında. Evim, işyerim ve eşimin işyeri… Her şeyimiz yıkıldı. Sonra Bir Kira Bir Yuva kampanyasına başvuru yaptık. İnanılmaz iyi bir aile çıktı karşıma. Nilhan ve Ali Rıza Şahin… Büyük bir şans. O aile sadece bana evini vermedi, abla-abi oldular. Hep arayıp sordular” ifadelerini kullandı.
DEPREMİN YARALARINI ÜRETEREK SARACAK
Evlerini kendilerine açan ailenin örgütlediği büyük dayanışma sonucu gelen siparişler ve malzeme desteğiyle yeniden üretmeye başlayan Amıklı, “Her şeyi tedarik ettiler, getirdiler. Aslında artık pastacılık yapmak istemiyordum. Madem olmadı, dükkanım yıkıldı vazgeçiyorum demiştim. İzmir’e geldikten yaklaşık 2 hafta sonra neden yeniden olmasın, ufak ufak başlayayım evde dedim. Ev sahibine de söyledim bunu. ‘Sen yapmak istiyorsan bitti’ dedi ve o kadar çok yardım topladı ki. Şimdi Özdere’de kaldığım sitede bana bir yer veriyorlar. Dolap, fırın, eşya, malzeme dahil her şeyi tedarik ediyorlar. Yeni bir mucize benim için. Nasıl sıfırdan başlarım diye düşünüyordum hep. Arkamda koca bir ekip var; Şebnem, Buse, Kübra… Hayatı hep plan yaparak yaşardım ama artık yapmamayı öğrendim. Ama sağ olsunlar burada öyle insanlar tanıdım ki hala daha o kadar destek oluyorlar ki. Bana sadece evlerini verip sırtlarını dönmediler. Sabahtan akşama kadar benimle ilgileniyorlar. Ürettiğim ürünler Hatay’a özgü. Hatay kömbesi deniyor. Siparişlerde inanılmaz bir yığılma var” diye konuştu. (Çağla Geniş/İlkses Gazetesi)