Konak ilçesi Ahmetağa Mahallesi'nde bulunan, mülkiyeti Vakıflar Müdürlüğü'ne ait olan, 120 yıllık Kaptan Mustafa Paşa İş Merkezi için yap-işlet-devret modeli ile 2016 yılında ihaleye çıkıldı. İhaleyi kazanan firma tarafından 12 Haziran 2016 tarihinde, çalışmalara başlandı. Binayı yıkarak, yerine alışveriş merkezi kurmak isteyen firma yetkilileri, beklemediği durumla karşılaştı.
İş makineleriyle yapılan kazı çalışmaları sonrası binanın zemininde tarihi kalıntılara rastlanıldı. 3'üncü derece arkeolojik sit alanında kalan bölgede, inşaat çalışmaları durduruldu. İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun kararıyla bölgede sondaj yapılarak, kalıntılar incelenmeye başlandı. Aradan geçen 2 yıla rağmen çalışmalar bitirilemedi. Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nca geçen aylarda yapılan toplantıda, bir kez daha karar alındı. Kurul tarafından taşınmaz üzerinde yapılan sondaj çalışmalarının incelendiği ve inceleme sonucu Roma dönemine ait liman hamam yapısı olduğu düşünülen kalıntıların ortaya çıktığı görüşü paylaşıldı. Kalıntıların, alanın diğer taraflarında da devam ettiği yönünde görüşün hakim olduğunu bildiren İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nca söz konusu yapı kalıntılarının tümünün ortaya çıkarılabilmesi için Müze Müdürlüğü'nün uygun göreceği teknik ve yöntemlerle sondaj çalışmalarına parsel bütününde devam edilmesi yönünde karar alındı. Çalışmaların tamamlanmasının ardından Kazı Başkanlığı'nın görüşleri kurula iletilecek, ardından alanla ilgili nihai değerlendirme yapılacak.
'BU ALANDA ARTIK BİNA YAPILAMAZ'
Çalışmaların sürdürüldüğü alanda, katıntılar her gün biraz daha gün yüzüne çıkarken, Arkeologlar Derneği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Uhri, alanda bina yapılmasının artık mümkün olmadığını söyledi. Kaptan Mustafa Paşa İş Merkezi binasının temelinde, iç limanın bir ucunun (kuzeybatı) ortaya çıktığını kaydeden Uhri, limanın diğer ucunun ise Hisar Camii'nin bulunduğu yer olduğunu söyledi. Bu alanda bina yapılmaması gerektiğini belirten Uhri, öneride bulunarak, "Orası artık arkeopark olur. Kalıntılar tam olarak ortaya çıktıktan ve bölge tamamen temizlenip, açıldıktan sonra arkeopark yapılmalı" dedi.
Çevreci kimliği ile bilinen avukat Arif Ali Cangı ise 3’üncü derece arkeolojik sit alanı olan bölgenin, İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıkları Bölge Kurulu tarafından 1’inci derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edilmesi gerektiğini söyledi. Alandaki kazı çalışmalarının devam etmesi gerektiğini kaydeden Cangı, İzmir Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Konak Belediyesi’ne çağrıda bulunarak, şunları söyledi:
"Bu alanda İzmir'in tarihini değiştirecek eserler çıkabilir. Kültürel varlıklar tüm insanlığın ve kuşakların ortak değeridir; koruyup, gelecek kuşaklara aktarmak, tarihi ve vicdani sorumluluğumuzdur. Merkezi ve yerel idarelerin hukuki sorumluluğudur. Burası Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne ait. O nedenle korumak da vakıf olmanın doğal gereğidir. Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün korumacı bir şekilde yaklaşmasını, ona göre işlem ve eylem yapmasını bekliyoruz. İzmir Valiliği’ni, Büyükşehir Belediyesi ile Konak Belediyesi’ni de göreve çağırıyoruz." (DHA)