Büyükşehir Belediyesi, kenti depreme dirençli hale getirmek, olası bir afeti en az kayıpla atlatmak için çalışmalarını sürdürüyor. Büyükşehir Belediyesi, İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şubesi ile ilk etapta başvuru yapan 5 bin bina için yapı ön inceleme çalışmasını başlattı. Bornova’dan başlatılan çalışmada mühendislere ilk önce Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdem Canbay tarafından eğitim verildi.
En çok başvuru Karşıyaka’dan
İzmir Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Banu Dayangaç, yapı ön inceleme çalışmalarının yurttaşlara ücretsiz verildiğini anımsatarak, “Bir yandan yapı envanteri çalışmaları devam ederken diğer taraftan yapı ön incelemesi çalışmasını başlattık. İzmir’in neresinde olursa olsun başvuru alıyoruz. En çok başvuruyu Karşıyaka’dan aldık” dedi.
Ön değerlendirme raporu verilecek
Çalışmanın yalnızca ön inceleme olduğunu vurgulayan Dayangaç, “Riskli yapı tespiti mi yapılıyor diye sorular geliyor. Bu çalışmalar 6306 sayılı yasa kapsamında riskli yapı tespiti çalışması değil. Binaların mevcut durumunu belirleyen, inceleyen, depreme dayanıklılığı konusunda bir ön inceleme niteliği taşıyor. Yapıların projeler ile uygunluğunu denetliyoruz. Daha sonra beton çekici, beton uygulama ve röntgen uygulaması ile binanın dayanımına yönelik değerlendirme yapıyoruz” diye konuştu. Çalışmaların sonunda başvuru sahiplerine binalarının depreme dayanıklılığına yönelik bir ön değerlendirme raporu sunulması da hedefleniyor.
Bina kimlik belgesi de verilecek
Banu Dayangaç, yapı envanteri çalışması ile eş zamanlı süren bina kimlik belgesi sisteminden de söz ederek “Yapı ön inceleme çalışmalarımızla birlikte başvuru yapan binalara ilişkin bina kimlik belgelerini de oluşturup, çalışma sonunda yurttaşlara vereceğiz” diye konuştu.
Binaların risk analizleri yapılıyor
ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdem Canbay da çalışma yapılabilmesi için kat maliklerinin başvuruda bulunması gerektiğini söyledi. Binanın deprem performansının acil müdahale ihtiyacı olup olmadığının bu çalışmalar sayesinde belirleneceğini anlatan Prof. Dr. Erdem Canbay, “Önce binanın şekline, kat sayısına bakıyoruz. Sonra binanın içerisine girerek kolon sayısı, kolon boyutu, bodrum katı, her şeyi inceliyoruz. Ardından bilgisayarda hızlı bir modelleme ve risk analizi yapıyoruz. Burada beton çekici ile beton dayanımını da yapacağız. Binanın depreme dayanıksız olduğu yönünde şüphe oluşursa kat maliklerinin izniyle ileri çalışmalar yapmayı planlıyoruz.” dedi.
“Bu çalışmanın çok büyük önemi var”
Minimum müdahale ile yapı hakkında çok hızlı şekilde bilgi elde etmeye çalıştıklarını ifade eden Erdem Canbay, şunları söyledi: “Bu çalışmanın çok büyük önemi var. Türkiye’de binaların yüzde 30’unun riskli olduğunu biliyoruz. Yine toplam 6 milyon binanın tehlikeli olduğu görülüyor. Bu binaların hepsini dönüştüremeyiz. Ancak en risklileri belirleyebiliriz. Bunu ortaya koyduğumuz zaman ilk olarak bu riskli binalarda çalışma yapılacak. Dönüştürmek istiyoruz. Gerekirse güçlendirmek. Ne yapılacaksa ilk olarak bu binalarda yapılacak. Çünkü 6 milyon binayı bir kerede dönüştüremezsiniz.”
“Can kaybı olmaz”
İzmir’de riskli yapıların bulunduğunu dile getiren Canbay, “Örneğin İzmir’de yaklaşık 900 bin bina var. Rakamlar müthiş büyük. Biz ufak sayıda ama çok tehlikeli binaları çok hızlı şekilde belirlemek istiyoruz. Bir depremde binalar hasar alsa da en azından bu çalışma sayesinde can kaybı olmaz. Bu çalışmanın birincil amacı can kaybını sıfıra indirmek. En tehlikelileri ilk olarak belirlersek, kat malikleri bize izin verirse, binalarına bakmalarını isterlerse biz bunu çok hızlı bir şekilde yaparız. Yurttaşlar izin verirse biz İzmir’deki en riskli binaları ilk etapta belirleriz. Savaşacağımız binalarımız elimizde olur. Ondan sonra ilk olarak bunlarla işe başlarız” dedi.