Mehmet İŞLER/ GERÇEKİZMİR - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Merkez Bankası rezervlerine ilişkin olarak gündeme getirdiği ve akıbetinin bilinmediğini ileri sürdüğü 128 milyar dolar üzerinden muhalefetini sürdürüyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuştuğu grup toplantısında kürsüye "128 milyar dolar nerede?" pankartı asılmasının ardından bir hamle de İzmir İl Örgütü'nden gelmişti.
CHP İzmir Örgütü, İstanbul Örgütü tarafından kentin birçok ilçesine asılan ancak polis tarafından toplatılan "128 milyar dolar nerede?" pankartını il binasına asmıştı. Pankart ilçe başkanlıkları binalarında da yerini almıştı. Dün akşam saatlerinde CHP İzmir İl Başkanlığı binasına asılan pankart, kolluk kuvvetleri eşliğinde vinçle toplandı.
Gelişmelerin ardından CHP Aliağa İlçe Başkanı Özlem Şan Oğuzhan ilçe binasına asılan pankart nedeniyle Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması kapsamında ifadeye çağrıldığı açıkladı. Şan'ın gibi bazı ilçe başkanlarının da aynı kapsamda ifadeye çağrıldığı ayrıca bazı ilçe başkanlarına da idari para cezası uygulandığı öğrenildi.
CUMHURBAŞKANINA HAKARET ÇIKARMAK ŞAPKADAN TAVŞAN ÇIKARMAKTIR!
İl Başkanı Deniz Yücel konuyla ilgili Gerçekizmir’e açıklamalarda bulundu ve şunları söyledi:
Yapılan hukuk dışı uygulamaları bütün Türkiye izliyor. Türkiye’nin her yerinde il ve ilçe başkanlıklarımızın astığı bu pankartlar yasaya, hukuka, anayasaya aykırı bir şekilde valilik talimatıyla kolluk marifetiyle kaldırıldı. Diğer yandan bazı illerde ve ilçelerde cumhurbaşkanına hakaretten soruşturma başlatıldığını görüyoruz. Burada açıkçası ‘128 milyar dolar nerede?’ sorusundan cumhurbaşkanına hakaret suçlaması, soruşturması çıkarmak şapkadan tavşan çıkarmaktan farksız. Tamamen yasaya aykırı. Çünkü cumhuriyet savcıları da, valiler de, emniyet mensupları da görevlerini Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde yapmak zorundalar. Ben hukukçu olarak bu pankarttan ve bu sorudan cumhurbaşkanına hakaret çıkarmanın görevi kötüye kullanma olduğunu düşünüyorum. İfade, düşünce özgürlüğü anayasanın 26’ncı maddesinde teminat altına alınmış durumda. Herkes bireysel olarak ya da toplu bir şekilde düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim ya da başka bir şekilde yayma hakkına sahip. Burada bir hakaret, suç, tehdit içermeyen sorunun bu kadar iktidarı ve iktidara yakın kişileri rahatsız etmesi bu sorunun daha da üzerine gidilmesini gerektiriyor. Demek ki saklamak, gizlemek, üzerini örtmek istedikleri bir şeyler var. Hem cumhuriyet savcılarının, hem valilerin, hem de emniyet mensuplarının görevlerini yaparken yasalara bağlı kalmaları gerektiğinin bir kez daha altını çiziyorum. Biz de yapılan bu hukuk dışı uygulamayla ilgili gerekli hukuki başvuruları en kısa sürede yapacağız.