Efe Can TAN / GERÇEKİZMİR - Hekimlere müjde olarak duyurulan 'Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ndeki’ sağlık personelinin özlük haklarına ilişkin düzenlemeleri içeren maddeler TBMM’deki yasa teklifinden çıkarıldı.
Tekliften çıkarılan maddeler, değerlendirilmesi ve kapsamının genişletilmesi amacıyla TBMM Sağlık Komisyonu'na havale edilirken Türk Tabipler Birliği (TTB) ve sendikalar düzenlemenin belirsizliğe terk edildiğini ve rafa kalktığını söyleyerek 15 Aralık (bugün) acil servisler, Covid-19, diyaliz, onkoloji ve yoğun bakımlar dışında iş bıraktı.
Eylem tüm Türkiye’de gerçekleştirilirken İzmir’de Kemalpaşa Devlet Hastanesi, Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ege Üniversitesi Hastanesi, Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Alsancak Nevver Salih İşgören Devlet Hastanesi, Menemen Devlet Hastanesi, 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi, Bergama Devlet Hastanesi, Ödemiş Devlet Hastanesi’nde sağlık hizmetleri durdu.
Hastanelerin dışında birçok aile hekimliklerinde de iş bırakma eylemi gerçekleşti.
‘’Oyalama değil, hakkımızı istiyoruz’’ diyerek yürüyen ve iş bırakan hekimler tarafından yapılan ortak açıklama şöyle;
Uyarıyoruz: Oyalama Değil Hakkımız Olanı İstiyoruz!
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri bu çalışma rejimini kabul etmiyor! Artık Bıçak Kemikte!
Bugün gelinen aşamada tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri ağır çalışma koşulları, uzun nöbetler, eksik istihdam, sağlıkta şiddet, özlük haklarının aşındırılması nedeniyle zor durumdadır. Genç hekimler başta olmak üzere sağlık emekçileri ülkeyi terk etmekte çareyi arıyor. Kamuoyuna yansıdığı gibi ağır çalışma koşulları ve mobbing etkisi ile intiharlar yaşanıyor. Uzun nöbetler sonrası uykusuz kalanlar trafik kazalarında yaşamlarını yitiriyor. Yüzlercemiz pandemi ile mücadelede yaşamını yitirdi. Yüz binlercemiz enfekte oldu. Bu da yetmezmiş gibi yoksulluk sınırının çok altında, açlık sınırının biraz üzerinde kalan düşük aylık gelirler ile hepimiz birden ‘Geçinemiyoruz’ demeye başladık.
‘’BIÇAK KEMİĞE DAYANDI’’
Evet artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Onun için iş bırakarak bu gün alanlara çıkarak uyarıyoruz!
Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri salgın döneminde canla başla çalışırken aynı zamanda işsizlikle, işten atılmalarla, yoksullukla karşı karşıya bırakılmıştır. Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri “artık bu şartlarda çalışamıyoruz” diyerek istifa ederken, emekli olurken; sağlık emekçileri yurtdışına göç ederken tüm bu sorunları konuşmak, çözüm önerilerimizi iletmek için Sağlık Bakanı’yla görüşme taleplerimizi defalarca ilettik. Sağlık Bakanı’nın sağlık ve sosyal hizmet emekçilerin çalışma koşullarını, sağlık ve yaşam sorunlarını, toplum sağlığını sağlık emek meslek örgütleriyle konuşmasından daha doğal ne olabilir? Bu görüşme taleplerini karşılamak Sağlık Bakanı’nın bizlere ve topluma karşı sorumluluğu değil midir?
Artık yaşamımıza bile mâl olan bunca sorunumuzu duymazdan, görmezden gelen iktidar, aslında her şeyi görmektedir ve bilmektedir. Yaşanan sorunları ne yazık ki pandemi döneminde çok daha belirgin olan algı yönetimleriyle çarpıtmaya, kendisini bir şeyler yapıyormuş gibi göstermeye çalışmaktadır.
Bunun en son örneği de sağlık emekçilerinin artık yoksulluk sınırının çok altına düşmüş, açlık sınırının az üzerinde olan gelirleri ve özlük hakları ile ilgili düzenleme yapacağı iddiasıyla getirdikleri yasa tasarısıdır. Ancak yasa tasarısı TBMM’ye getirildiği gibi hızla geri çekilmiştir. 11 Aralık tarihinde bir kez daha Meclis’te komisyona getirilen ve oy birliğiyle kabul görmüş teklif, içtüzüğe aykırı olarak komisyon başkanının imzasıyla geri çekilmiştir. Bu teklifin ne zaman görüşüleceği ise ifade edilmemiştir.
TALEPLER SIRALANDI
Sorunlarımız çok fazla ve çok yol kat etmemiz lazım. İfade ettiğimiz köklü çözümü elde edinceye kadar acil olarak çözülmesini istediğimiz taleplerimiz şunlardır.
Özelleştirme politikalarından vazgeçin.
Koruyucu sağlık hizmetlerini öncelleyin.
Tüm işkolu emekçilerine emekliliğe yansıyacak yoksulluk sınırı üzerinde temel ücret uygulamasını başlatın.
Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verin.
Güvenceli çalışabilme koşullarını sağlayın. Şiddete karşı etkili yasa, güvenli işyerleri sağlıklı çalışma ortamları oluşturun.
COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası
Ağır ve tehlikeli işler kapsamında faaliyet yürüten tüm işkolu emekçileri için 5 yıla 1 yıl yıpranma payı verin.
Bizleri yok sayanlara sorumluluk görev ve yükümlülüklerini hatırlatmak için uyarımızı yapmaya devam edeceğiz. Bu eylem ve açıklamalarımız emeğimize, geleceğimize, halkın sağlık hakkına sahip çıktığımızı gösteren bir uyarıdır. İktidar artık topluma, sağlık çalışanlarına kulak vermelidir. İktidar bilmelidir ki sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin söyleyecek sözü, bu sistemi değiştirecek gücü vardır.