Son dönemde Türkiye ekonomisinin durumu ve bunun yarattığı etkiler karşısında İzmir üniversiteleri ve sivil toplum kuruluşları ortak çalışma başlattı. Dokuz Eylül Üniversitesi'nin ev sahipliği ve koordinatörlüğünde, İzmir üniversitelerinin rektörleri, akademisyenler, ekonomistler, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda; Türkiye ekonomisi, döviz kurunda yaşanan dalgalanmalar, küresel piyasalar ve uygulanabilecek önlemler ele alındı.
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak ile çok sayıda akademisyenin katıldığı, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlük binasında düzenlenen toplantıda katılımcılar adına açıklama yapan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, son derece hareketli ve yoğun bir dönemden geçildiğini belirterek şunları söyledi:? "Dövizde yaşanan dalgalanmalar, ABD merkezli spekülatif hareketler, Türkiye ekonomisini krize sokma gayretleri ve durumdan kendine pay çıkarmak isteyen içerideki karanlık güçler, bu olumsuz sürecin halkalarını oluşturuyor. Buradaki temel amaç, refah ekseninde büyüyen Türkiye ekonomisini engellemeye, halkımızı ve onun seçilmiş meşru hükümetini dar boğaza sokmaya dayanıyor. Ne acıdır ki mağdurların ve mazlumların hamisi olan, barışın ve huzurun tesisi için çalışan, hayatı ve mutluluğu her daim paylaşan azizi milletimiz, hiç de hak etmediği davranışlarla, oyunlarla muhatap olmak zorunda kalıyor. Halkımızın birlik ve beraberliğini, devletimizin bütünlüğünü doğrudan hedef alan bu durum, bizleri de son derece rahatsız etmektedir."
'HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ'
Türkiye ekonomisinin 20 yıl önceki zayıflıklarını ya da zaaflarını ortadan kaldırdığını belirten Prof. Dr. Hotar, küreselleşen piyasalara entegre olan ekonominin, daha güçlü, daha esnek ve derinliği olan bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Dövizde yaşanan dalgalanmaları öncelikle siyasi ve spekülatif girişimlerle değerlendirmek gerektiğini belirten Hotar, "Bunu bir ekonomik savaş olarak söylemek de mümkündür. Seçilmiş ilk Devlet Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın basına da yansıya açıklamalarında 'Ekonomide fakir fukaranın rızkının, finans lobilerine peşkeş çekilmesine göz yummadık. Döviz kurundaki gelişmelerin, ekonomik hiçbir temeli olmadığı, tamamen ülkemize bir saldırı mahiyeti taşıdığı herkesin ortak tespitidir' ifadeleri de bunu doğrulamaktadır. Türkiye'nin çekilmeye çalışıldığı bu olumsuz ortam, sadece adli kararları bahane ederek, ekonomik yaptırım tehditlerinden oluşmamaktadır. Bu sürecin arka planında ABD Başkanı Donald Trump'ın ve yönetiminin algı yönetimi yaparak halkımızı sindirmek ve muhtaç duruma getirmek gayretleri bulunmaktadır. Bu süreci yönetenlerin şunu bilmesi gerekir ki; devletimiz faiz çetesi olarak tanımlanabilecek küresel yapılara da FETÖ elebaşını koruyup kollayanlara da asla izin vermeyecektir. Milli ve yerli üretim hamlesini başlatan bir ülkede bu saldırıların çaresizce kabul edilmesi mümkün değildir. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Gerekli tedbirlerin bu noktada alındığından ve alınacağından da eminiz. Bizler de bu noktada tarafız. Tarafımız da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çıkarlarından yanadır. Çünkü hepimiz aynı gemideyiz. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bu şer odaklarının ve içerideki fırsatçılarının algı operasyonlarına yenik düşmemektir" diye konuştu.
En son 2008 yılında 'Kriz çıkacak, ekonomi batacak, döviz yükselecek, işsizlik aratacak' gibi ucu açık sözlerle piyasaların domine edilmeye çalışıldığını dile getiren Prof. Dr. Nükhet Hotar, bugün de piyasaların negatif yönde beslenmeye çalışıldığını söyledi. Rektör Prof. Dr. Hotar, "Buradaki amaç, olumsuz algıları ve düşünceleri satın alabilmektir. Bu konuda ilgili kişi ve kurumların daha dikkatli olmasını arzuluyoruz. Hedefler ve çözümleri üzerine fikir alışverişinde bulunacağız. Daha sonra bu çalışmayı bir sonuç bildirgesi hazırlayarak kamuoyuyla paylaşacağız" dedi. (DHA)