İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldı. Bazı tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ve mağdurlar da duruşmada yer aldı.
Sanık avukatları, dosyada eksiklikler olduğunu belirterek kovuşturmanın genişletilmesi talebinde bulundu.
Talebin reddedilmesinin ardından sanık ve avukatları, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
- Sanıklara verilen cezalar
Yargılama sonunda mahkeme heyeti, suç örgütü elebaşı olduğu öne sürülen tutuklu sanıklardan Amar Sun'u, "suç örgütü kurmak ve yönetmek", "suç örgütüne üye olmak", "nitelikli dolandırıcılık", "Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" gibi suçlardan 400 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Amar Sun'a, 189 milyon 536 bin 940 lira da adli para cezası verildi.
Örgüt yöneticisi olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan Halit Demir, 199 yıl 3 ay hapis ile 78 milyon 256 bin 530 lira adli para cezasına çarptırıldı.
Tutuklu sanıklardan Fariz Demir'e, 103 yıl 3 ay 14 gün hapis ve 43 milyon 193 bin 400 lira adli para cezası, Halil Çalka'ya 89 yıl 5 ay 22 gün hapis ve 22 milyon 750 bin 770 lira adli para cezası, Oğuz Ersoy'a da 28 yıl 4 ay hapis ve 8 milyon 490 bin adli para cezası verildi.
Tutuksuz sanıklardan Serdar Mert'e ise 51 yıl 8 ay hapis cezası ile 8 milyon 490 bin adli para cezası verilmesine hükmedildi.
Diğer sanıklar da 26 yıl 8 ay ila 6 ay 7 gün arasında değişen hapis cezaları ile çeşitli para cezaları aldı.
Sanıklara verilen idari para cezasının toplamı 478 milyon 393 bin 396 lirayı buldu. Sanıkların mağdurlardan elde ettikleri öne sürülen 60 milyon avro değerindeki mal varlıklarına da el kondu.
- İddianame
Farklı tarihlerde gözaltına alınan şüpheliler hakkında hazırlanan 181 sayfalık iddianamede, 25 Alman vatandaşı, mağdur sıfatıyla yer alırken, 24 farklı eyleme veriliyor.
Sanıkların "suç örgütü kurmak ve yönetmek", "suç örgütüne üye olmak", "nitelikli dolandırıcılık", "Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" gibi suçlardan cezalandırılmaları istenen iddianamede, şüpheliler için şu ifadelere yer veriliyor:
"Şüphelilerin Almanya'da yaşayan yaşlı Almanların sabit hatlarını arayarak kendilerini polis, savcı, devlet görevlisi ve banka görevlisi olarak tanıttıkları, güvenlerini kazanarak bundan acımasızca yararlandıkları, soygun, saldırı masalları ile onları korkuya sevk ettikleri, mağdurların eleştiri yapabilme ve muhakeme yeteneklerini kaybeden yaşlı insanlar oldukları, şüphelilerin mağdurlara duygusal anlamda baskı uyguladıkları ve mağdurları büyük miktarda zarara uğrattıkları, bazılarının tüm birikimlerini aldıkları anlaşılmıştır."
Şüphelilerin ayrıca suç unsuru para, ziynet eşyası ve diğer kıymetleri üyeleri aracılığıyla ülkeye getirdiği, bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek amacıyla şirketler kurdukları, oteller alarak işlettikleri, taşınır taşınmaz kıymetler elde ettikleri de iddianamede yer alıyor.
İzmir'de çağrı merkezleri kurarak Alman vatandaşlarını dolandırdıkları, elde ettikleri suç gelirlerini kuryeler vasıtasıyla Türkiye'ye getirip aklamaya çalıştıkları öne sürülen suç örgütü üyelerine yönelik 2020'nin Aralık ayında operasyon düzenlenmişti. Alman makamlardan gönderilen belgelerle soruşturma genişletilmişti. (AA)