Buca'da yaşayan anne M.F., 23 Temmuz 2018'de evden çıkan bedensel ve zihinsel engelli kızı S.F.'yi telefonla arayıp, nerede olduğunu sordu. S.F., Karşıyaka'da olduğunu, ilçeye kendisini bir kadının getirdiğini söyledi. Cep telefonu kapanan kızına daha sonra ulaşamayan M.F. polise giderek, kayıp başvurusunda bulundu. S.F., 4 gün sonra, sokaklardan kağıt ve hurda toplayarak geçimi sağlayan Zeki Yıldız'ın evinde bulundu. S.F. poliste alınan ifadesinde, sokakta tanıştığı Zeki Yıldız'ın bıçak dayayıp kendisini eve götürdüğünü, cep telefonun bataryasını çıkardığını ve 4 gün boyunca cinsel saldırıda bulunduğunu öne sürdü. Polis tarafından gözaltına alınan şüpheli Zeki Yıldız ise ilişkiye girdiklerini ancak bunun da S.F.'nin rızasıyla olduğunu iddia etti. Anne M.F., kızının hem zihinsel hem de bedensel engelli olduğunu, bir gözünün hiç görmediğini, tekerlekli sandalye ile hareket edebildiğini, kendisini ifade etmekte zorlandığını belirtti. M.F., şüphelinin yalan söylediğini ileri sürüp, şikayetçi oldu. Şüpheli Zeki Yıldız, mahkemece tutuklanırken, hakkında 'nitelikli cinsel saldırı' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından dava açıldı.
İzmir 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına tutuklu sanık Zeki Yıldız, mağdurun annesi M.F., Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen ile tarafların avukatları katıldı. Duruşma savcısı esasa yönelik verdiği mütalaasında sanığın üzerine atılı suçlardan cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını talep etti. Mağdur avukatı, mütalaaya katıldıklarını belirterek, sanığın cezalandırılmasını istedi. Sanık avukatı ise müvekkilinin mağdurla olaydan 4 ay öncesine dayanan arkadaşlıkları bulunduğunu, HTS kayıtlarına göre S.F. ile müvekkilinin telefon görüşmelerindeki en kısa sürenin 15 dakika olduğunu, mağdurun soruşturma aşamasındaki sanığı tanımadığı yönündeki ifadesinin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Avukat, müvekkilinin S.F.'yi evine zorla götürmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu güzergahta kalabalık bulunduğunu ve bağırması durumunda insanların yardım edebileceğini, bu nedenle müvekkilinin suçsuz olduğunu iddia ederek, beraat ve tahliye talebinde bulundu.
BAKANLIK AVUKATI: EN AĞIR CEZA VERİLSİN
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen ise sanığın kendisini ruh ve beden bakımından savunamayacak derecede birine karşı cinsel istismar suçunu gerçekleştirmesinden dolayı, indirim yapılmadan en ağır cezanın verilmesi gerektiğini söyledi.
Son sözü sorulan sanık Zeki Yıldız suçlamaları kabul etmezken, "Ben mağduru evime zorla götürmedim. Kendisiyle dört kez ilişkiye girdim ama kendi rızasıyla ve onun isteğiyle oldu" dedi.
21 YIL 3 AY HAPİS
Mahkeme heyeti, sanığa 'nitelikli cinsel saldırı' suçundan 12 yıl hapis cezası verirken, eylemi beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı yapmasından dolayı cezayı 18 yıla, birden fazla gerçekleştirmesinden dolayı da 22 yıla çıkardı.
Mahkeme heyeti, duruşmalardaki iyi halinden dolayı sanığın cezasını 18 yıl 9 aya indirdi. Tutukluluk halinin devamına karar verilen sanık Zeki Yıldız, 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan da 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Verilen toplam ceza 21 yıl 3 ay oldu. (DHA)