Mahkemede savunma yapan sanık polis memurları A.İ.Ö. ve G.İ., olayda ihmallerinin bulunmadığını savundu. Hakim, duruşmaya gelmeyen sanıkların zorla getirilmesine, A.İ.Ö. ve G.İ.'nin ise duruşmalardan bağışık tutulmasına karar verip davayı erteledi.
Olay, 15 Aralık 2013 tarihinde Buca ilçesi Kaynaklar Mahallesi'nde meydana geldi. Vedat Atik, oğlunu görmek için 3 yıl önce boşandığı Dokuz Eylül Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğretim görevlisi olan Serpil Erfındık'ın evine gitti. Burada Vedat Atik, çıkan tartışmada Serpil Erfındık’ı 6 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Cinayetin ardından yaklaşık 1 hafta arkadaşının evinde saklanan Atik, oğlu ve ailesini gördükten sonra teslim oldu. Gözaltına alınan Atik, tutuklandı. Olay günü oğlunu severken altını kirletince temizlemesi için annesine verdiğini, bu sırada Erfındık'ın kendisine 'Sen nasıl adamsın?' diye sorduğu için öldürdüğünü söyleyen Atik hakkında İzmir 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Yargılanan Atik, 'iyi hal ve pişmanlık' indirimleriyle 'kasten öldürme', 'hırsızlık', 'hakaret ve tehdit' suçlarından 28 yıl 5 ay 7 gün hapis cezasına çarptırıldı. Erfındık'ın ailesinin avukatlarının itirazları üzerine dosyayı görüşen Yargıtay, 2018 yılında kararı onadı.
ANAYASA MAHKEMESİ SORUŞTURMA AÇILMASINA HÜKMETTİ
Geride kalan süreçte ailenin avukatları, Erfındık'ın öldürülmeden önce eski eşi Atik hakkındaki şikayetlerine rağmen, korunması için yeterli tedbir alınmadığı gerekçesiyle polis ve jandarma görevlileri ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürü hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda bulunulan memurlar hakkında İzmir Valiliği'nin soruşturma izni vermemesi üzerine savcılık takipsizlik kararı verdi. Bu karar üzerine avukatlar bu kez Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi geçen yıl 29 Eylül'de memurların Erfındık'ın ölümünde sorumlu olduklarına karar verilip, kapatılan soruşturmanın tekrar açılmasına hükmetti. Bu kararın ardından dönemin İzmir Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü olan Z.Y. (46), görevli polis memurları A.İ.Ö. (51), G.İ. (43), G.B. (59), R.K.S. (61), ilçe jandarma komutanlığında görevli astsubay İ.Ö. (46) ve Genel İdari Hizmetler memurları M.F.O. (30) ile S.S. (52) hakkında 'görevi ihmal' suçundan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
Savcı, Serpil Erfındık'ın boşandığı eşi Atik tarafından hakaret ve tehdit edilmesi olayları hakkında can güvenliği formlarını hazırlayan, tebliğ eden, tedbir kararlarının uygulanmasından sorumlu olan polis memurları A.İ.Ö., G.İ., G.B., R.K.S., genel idari hizmetler memurları S.S. ve M.F.O.'nün tüm tedbir kararlarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü'ne tebliğ ettiğini, bu duruma rağmen gerekli tedbir kararlarını almayan İzmir Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Z.Y.'nin ve etkin ve pratik önlem almayan İ.Ö.'nün görevlerini ihmal ederek Serpil Erfındık'ı yaşama hakkını koruyamadıklarını belirtti. İddianame 17'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
POLİS MEMURLARI SUÇLAMAYI REDETTİ
Sanıkların yargılanmasına başlandı. İlk duruşmaya sanık G.İ. ve A.İ.Ö.'nün yanı sıra Erfındık'ın annesi Tülay Aksakal, avukatı Aytül Arıkan ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri katıldı. Duruşmada ilk olarak G.İ.'ye savunma için söz hakkı verildi. Olayda kendisinin ihmalinin olmadığını savunan G.İ., “Bu olayın üzerinden çok zaman geçtiği için kendimle ilgili iddiayı araştırdım ve herhangi bir ihmalimin olmadığını düşündüm. Buca Polis Merkezi Amirliği'nde adliyeye yönelik yazışmaları yapan bir görevdeydim. Ayrıca aile mahkemesine gönderdiğimiz evraklardan koruma tedbirleri kararları geldiğinde gereğini de biz de bilinen ikametgahı olan birime göndermek için yazışma yaparım. Ben her iki evrakı da incelediğimde gerekli aktarımların ve yazışmaların tarafımca yapıldığını, karakol amiri tarafından imzalandığını ve evrakın aktarıldığını gördüm. Ayrıca davaya konu koruma tedbirlerini de jandarma bölgesinde oturduğu için jandarmaya yazışma yaparak gönderdim. Benim işin ciddiyetine, aciliyetine yönelik bir değerlendirme yapmam ya da acil durum duyurusu yapmamı gerektiren hiçbir görevim yoktur. Bu işlemler ilk müracaatın yapıldığı zaman o görevliler tarafından değerlendirilir. Beraatimi talep ediyorum" dedi.
G.İ.'nin ardından A.İ.Ö.'ye söz verildi. A.İ.Ö. de olayda ihmali olmadığını savunarak, “Ben ifadelerin alınması kısmında görevliydim. Araştırdığımda bu olayla ilgili olarak tehdide dayalı bir müracaat sebebiyle hem Serpil'in hem de Vedat Atik'in ifadesini almıştım. Bu olayla ilgili olarak hiçbir ihmal olmaksızın aile mahkemesine evrak gönderilmiş ve gelen tedbir kararları tebliğ edilmiştir. Tebliği de bizzat kendim yaptım. Herhangi bir ihmalim ya da görevimi aksatmam söz konusu değildir. Hakkımda çok fazla idari soruşturma olmuştur ve ben hepsinden aklandım. Beraatime karar verilmesini talep ederim" ifadelerini kullandı.
HAKİMDEN ZORLA GETİRME KARARI
Sanıkların ardından söz alan Erfındık'ın annesi Tülay Aksakal, kızının ölümünde ihmal olduğunun altını çizdi. Aksakal, “Kızımın ölümünde bir ihmal olduğunu, yargılanan herkesin sorumlu olduğunu ve görevlerini tam yapmadıklarını düşünüyorum. O yüzden şikayetçiyim" ifadelerini kullandı. Aksakal'ın avukatı Aytül Arıkan, “İddianamede bu görevin bir bütün olduğunu ve görevin herkesi kapsadığını, bireysel bir ayrıştırma yapılamayacağı düşünüldüğünde savunmalara katılmıyoruz. Dosyaya sunduğumuz tüm delil ve beyanlarımızı tekrar ediyoruz" diye konuştu.
Konuşmaların ardından ara karar açıklandı. Hakim, duruşmaya gelmeyen sanıkların zorla getirilmesine, A.İ.Ö. ve G.İ.'nin ise duruşmalardan bağışık tutulmasına karar verip davayı erteledi. (DHA)