İzmir Tabip Odası, Torbalı İlçe Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Park ve torbalı Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Harun Gülcemal’in eşi Hatice Gülcemal’in silahlı saldırıda öldürülmesine ilişkin basın açıklaması düzenledi. Her yıl sağlık kurumlarında ölümlü-ölümsüz yüzlerce şiddet olayının yaşandığına dikkati çeken İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Funda Barlık Obuz, sağlık kurumlarında hekimlere yönelen şiddetin, kadına yönelen şiddetin, doğaya, hayvana, iklime gösterilen hürmetsizliğin bu zihniyeti beslediği ifade edildi. Şiddeti uygulayanların cezasız kalmasının ölümcül sonuçlara yol açtığı vurgulayan Obuz, sosyal medyada yer alan bazı spekülasyonlara da değindi. Obuz, cinayetten birkaç gün önce Dr. Harun Gülcemal’in hasta yakınları tarafından saldırıya uğrayarak beyaz kod verdiği ve Sağlık Müdürü Fuat Mehmet Park’ın verdiği soruşturma izni sonrası dava açılan kişinin cinayetleri işleyen şahıs olmadığını belirtti.
ŞİDDET VE ÖLÜMLERLE ANILAN BİR ÜLKE…
İzmir Tabip Odası’nda düzenlenen toplantıda basın metnini okuyan Yönetim Kurulu Başkanı Funda Barlık Obuz, “Sağlık ortamında yaşadığımız şiddetin dünyada ve ülkemizde yaşanmakta olan şiddet ikliminden bağımsız olmadığını her zaman ifade ettik. Emeğe, dayanışmaya, üretime, paylaşıma yani yaşama dayanmayan rekabet, rant, hırs, öfke ve kine dayalı; kısa yoldan para kazanmaya, hangi araçla olursa olsun mevki ve paraya ulaşmaya kutsayan siyaset anlayışının bizi getirdiği nokta ne yazık ki şiddet ve ölümdür. Neoliberal ekonomik programın sosyal hayata da yansıyan değer bilmez yönetme anlayışı dünyanın birçok ülkesini olduğu gibi ülkemizi de şiddet ve ölümlerle anılan bir ülke haline getirmiş durumdadır” dedi.
HER YIL YÜZLERCE ŞİDDET OLAYI
Her yıl sağlık kurumlarında ölümlü-ölümsüz yüzlerce şiddet olayı ile karşı karşıya kaldıklarını kaydeden Obuz, “Hekimler olarak; sağlık kurumlarında bizlere yönelen şiddeti, sadece sağlık ortamında değil hayatın her alanında herkese olduğu gibi biz hekimlere de artarak yönelebileceğinin her zaman farkında olduk. Kadına yönelen şiddetin, doğaya, hayvanlara, iklime gösterilen hürmetsizliğin bu zihniyeti beslediğini ifade ettik. Şiddeti uygulayanların cezasız kalması, şiddeti ortadan kaldıracak eğitim ve sosyal politikaların yokluğu, gasp hırsızlık ve dolandırıcılık olaylarını da sürekli arttırmakta ve ölümcül sonuçlara yol açmaktadır. Televizyon yayınlarının da şiddet kültürünün yeşertilmesi ve yerleşmesinde önemli etkilerinin bulunduğu bilinmektedir. Bu kültürün yarattığı olumsuz sonuçların ortadan kaldırılması, toplumu kuşatan şiddet politikalarına son verilmesi ve caydırıcı hukuk kurallarının kararlılıkla uygulanmasıyla mümkün olabilecektir” ifadelerini kullandı.
KATİL BEYAZ KOD VERİLEN KİŞİ Mİ?
Sosyal medyada hızla yayılan bazı spekülasyonlara da değinen Obuz, şunları söyledi: “Doktorumuzun daha önce hastanede bir hastayla yaşadığı sıra tartışmasında beyaz kod verilen hastanın cinayetleri işleyen kişi olduğuna ilişkin çeşitli bilgiler paylaşıldı. Beyaz kod verilen kişi bu cinayeti işleyen kişi değil. Hem medyada hem de sosyal medyada çok spekülasyon yapıldı, bizler kanıta dayalı çalışan kişileriz. Gerçek olmayan bilgileri yayamayız. İnternet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan bilgi veya veriyi üreten, değiştiren, gerçek veya tüzel kişilerden içerik sağlayıcılar, kullanıma sundukları her türlü içerikten sorumludurlar. Sosyal medya, doğru bilginin yanı sıra yanlış bilgilerin de hızla yayıldığı bir ortamdır. Kişiler bu bilgileri doğrulatmaya, araştırmaya gerek duymadan yayabilmektedir. Görevlerini sağlık muhabirliğinin etik kurallarına uygun yapan sağlık habercileri, kamusal bir hizmet olan sağlık hizmetini bütünleyen temel unsurlardan biridir. Sağlık habercileri ile sağlık alanında görev yapan mesleklerin etkin işbirliği, halkın sağlıklı haber alma hakkına katkıda bulunacaktır.”
UMUDUMUZU DİRİ TUTUYORUZ
Olayın faillerinin hak ettikleri cezaları alması için yetkililere sorumluluk çağrısı yapan Obuz, “Başta kamu otoritesi olmak üzere bütün toplum silahlanmanın normal bir olgu gibi görülmesini sosyal bir sorun olarak ele almalı; bireysel silahlanma zaman kaybetmeden kontrol altına alınmalıdır. Torbalı’da yaşayan ilçe sağlık müdürü Dr. Mehmet Park ve Torbalı Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Harun Gülcemal’in eşi Hatice Gülcemal’in ölümü hepimizi yasa boğmuş, üzmüş ve öfkemizi arttırmıştır. Tüm hekim ve sağlık çalışanları baş sağlığı, yaralılara acil şifa diliyor, 2020 yılına gireceğimiz yılın bu son gününde, geleceğe dair umudumuzu tüm bu olumsuzluklara karşın diri tutuyoruz. Olayın faillerinin hak ettikleri cezalara çarptırılmalarını ve başta sağlık ortamı olmak üzere ülkemizin her yerinde şiddetsiz bir ortam oluşturma görevi olan tüm yetkilileri sorumluluğa davet ediyoruz” açıklamasında bulundu.
4 YIL BİRLİKTE ÇALIŞTIK…
Öldürülen Dr. Mehmet Park ile birlikte Torbalı’da 4 yıl birlikte çalıştığını anlatan Doktor Mustafa Vatansever, “Torbalı ilginç bir yer. Kuşkusuz bu olay şiddetten bağımsız gibi görünse de şahıs bir kere profesyonel... İki insanın yakın ateşle yaşamlarına son veriyor ve çatışmada bir polis memurunu vuruyor. Olayın nedenini hukuk aydınlatacak ama Mehmet’i iyi tanırım. Bizler yaşatmak için bu mesleği yapıyoruz. Mehmet bunun en iyi örneğiydi. Sağlıkta neden şiddet oluyor? Bu cinayetlerin azmettiricisi mevcut sistemdir. Bu ülkeyi yönetenler lütfen hekimleri hedef göstermesinler. Şiddetin azmettiricisi olmayın” şeklinde konuştu.