MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İzmir'deki yemek kabusunda korkunç bilanço!
Sağlık
19 Temmuz 2018 Perşembe 12:58

İzmir'deki yemek kabusunda korkunç bilanço!

Aliağa ilçesinde bir sanayi tesisinin inşaatında çalışan ve yedikleri akşam yemeğinden zehirlendikleri şüphesiyle hastaneye kaldırılanların sayısı, 2 bin 600'e çıktı. İl Sağlık Müdürü Bediha Salnur, "İzmir'in farklı hastanelerine toplam 2 bin 600 civarında hasta başvurusu oldu. Şu anda hastanelerimizde 100 civarında yatan işçimiz var. Akşama doğru büyük bir kısmının taburcu olacağını düşünüyoruz" dedi.

Aliağa'da yapımı süren bir sanayi tesisinin inşaatında çalışan işçiler, önceki gün akşam yemeğinde yedikleri düğün çorbası, pilav, İzmir köfte ve prefiterolün ardından fenalaştı. İşçilerin bir kısmı yemeğin hemen sonrasında, bir kısmı ise dün sabah Aliağa ve Menemen devlet hastaneleri ile Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi'ne kaldırıldı.

Şirket yetkilileri ve İl Sağlık Müdürlüğü görevlileri, dün gün boyunca da rahatsızlanan işçileri, midibüs ve otobüslerle hastanelere taşıdı.

İl Sağlık Müdürü Bediha Salnur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçedeki bir sanayi tesisinde salı akşamı yemek yedikten sonra bazı işçilerin karın ağrısı, baş dönmesi ve ateş şikayetiyle son 2 gündür hastanelere başvurduğunu hatırlattı. 

Yaklaşık 4 bin 100 işçinin aynı yemeği yediğinin belirlediğini vurgulayan Salnur, şu bilgileri verdi: "Çarşamba günü sabahtan akşama kadar 739 işçi hastanelerimize müracaat etti. Dün gece de işçilerden bazısı benzer şikayetlerle hastanelere geldi. İzmir'in farklı hastanelerine toplam 2 bin 600 civarında hasta başvurusu oldu. Şu anda hastanelerimizde 100 civarında yatan işçimiz var. Akşama doğru büyük bir kısmının taburcu olacağını düşünüyoruz. Sağlık durumlarında korkulacak bir durum yok."

Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün fabrikada yenilen yemekten, kendilerinin ise kullanılan sudan örnek aldığını ifade eden Salnur, yaşanan sağlık sorunun gerçek nedeninin bu tahlillerin netleşmesinden sonra ortaya çıkacağını sözlerine ekledi. 

Öte yandan, Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında yaklaşık 100 kişinin ifadesine başvuruldu. Sanayi kuruluşundan yapılan açıklamada, konuyla ilgili olarak resmi makamlarla koordineli bir şekilde ve hassasiyetle çalışıldığı belirtilerek, tahlil sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılacağı vurgulandı.

CHP'Lİ VEKİLLER TOPLU ZEHİRLENME OLAYINI ARAŞTIRIYOR
Aliağa'ya gelen CHP İzmir milletvekilleri Atilla Sertel, Bedri Serter ve Mahir Polat, önce hastanede tedavisi süren işçiler ve başhekimle görüştü. Ardından Aliağa Kaymakamı Bayram Yılmaz'ı ziyaret eden heyet, ana yüklenici firma ile görüşmek istediklerini ancak firmanın siyasi partiler ile görüşme yapmak istemediğini açıkladığını belirtti.

Ziyaretlerin ardından heyet partilerinin ilçe binasında basın açıklaması yaptı. İlk konuşan CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz, "Tablo son derece ağır. Tesis yönetiminin de konuya hassasiyetle eğildiğini öğrendik. Yükleyici firmaları gözden geçirmeye hazırlandıklarının bilgisini aldık. 'O firma ile anlaşmaları iptal ettireceğiz dediler" dedi. İzmir Milletvekili Bedri Serter ise "Burada iş güvenliği şirketinin de sorumluluğu var. Neden inceleme yapmadı? Neden bu firmanın önünü açtı, bunu da sorumlu tutuyoruz. İşveren firma, yemek firmasıyla sözleşmeyi fesh eder mi etmez mi bilmiyorum ama insanların ölmesini mi bekliyoruz? 50- 60 bin kişi yemek yiyor. Neden bu firmanın ürettikleri yemeklerden zehirleniyor? Yani firma da kendine bakmalı. Tahlillerin sonuçlarını bekliyoruz. Bu raporları genel başkanımıza da sunacağız. Takipçisi olacağız. Kamu davasına dönüşmesi anlamında süreci takip edeceğiz. Gerekli olan işlemlerin mesul firmaya dönmesi gerekiyor" dedi.

'SAADET ZİNCİRİ KURULMUŞ'
CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, Türkiye tarihinin en büyük zehirlenme vakası ile karşı karşıya olunduğunu öne sürerek, "Savcılık kovuşturma başlatmalı. Biz de bunun takipçisi olacağız. Yemek firmasının ortaklık yapısıyla ilgili incelemede bulundum. Ortaklardan biri, Türkçe Olimpiyatları düzenleyip onlara yemek veren bir vatandaş. Yine bakıyorsunuz Libya'daki kurtarma operasyonunda bir kumanyayı 15 dolara satan bir vatandaş. Diğeri ise Adalet ve Kalkınma Partisi eski milletvekilinin kardeşi. Yani burada bir saadet zinciri kurulmuş. Bu zincir de emekçilerin bedenleri üzerinden kendilerini zenginleştirir durumda. Bu saadet zincirinin ne kadar yukarılara gittiğini ise bu konuda yapılmayan araştırmalar gösteriyor. Kampla ilgili anlatılan verilere baktığımızda oranın bir işçi kampı değil toplama kampına dönüştüğünü görüyoruz. İnsanların yıkanamıyor, sağlıksız ürünlerle yaşamak zorunda bırakılmış. Bunlar incelenmeli, bununla ilgili önerge verilebilir. Karı, daha da yukarı çekmek için insanların hayatları ile oynamışlar" dedi.

'UYGULAMA YANLIŞ'
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise fabrika, tesis ve şirket gibi işletmelerdeki yemek ihtiyacının taşeron firmalar tarafından karşılanmasının sağlıklı bir uygulama olmadığını vurgulayarak, "Her işletmenin kendi bünyesinde bir mutfak barındırması ve yemeklerini burada yapması gerekiyor. Ürünlerin hepsinin günlük olarak temin edilmesi gerekiyor. Yemek şirketlerindeki yemeklerde hiçbir denetim sözkonusu değil. Aynı yerde daha önce de birçok kez gıda zehirlenmesi olaylarının yaşandığına şahit olduk ve yemek şirketi çıkıyor, 'Zehirlenmeler psikolojik' diyor. Yakında ölümler de psikolojik olacak" dedi. Sarı, konunun takipçisi olacaklarını belirterek, işçilerin sağlığının hiçe sayıldığı her uygulamanın karşısında bulunacaklarını bildirdi. (AA, DHA)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir