İzmir depreminde yıkılan Emrah Apartmanı enkazından 58 saat sonra çıkartılan 15 yaşındaki kızı İdil Şirin ile mutluluk gözyaşları döken, kısa süre sonra ise diğer kızı 8 yaşındaki İpek'in ölüm haberiyle yasa boğulan baba, aynı anda yaşadıkları sevinç ve acıyı hafızasından silemiyor.
30 Ekim 2020 Seferihisar açıkları meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depreme, Bayraklı ilçesinde Emrah Apartmanı'nın 1. katındaki evlerinde kardeşiyle yakalanan İdil, arama ve kurtarma ekiplerinin yaptığı çalışmayla enkazdan 58 saat sonra kurtarılarak depremin simge isimlerinden biri oldu.
Kardeşiyle enkaz altında yaşama tutunmaya çalışan İdil, o dakikalarda yakınlarının kurtarılmasını bekleyenlere de umut oldu. Enkaz altında kardeşini de güçlü tutmaya çalışan İdil, bütün çabalarına rağmen küçük İpek'i kaybetti.
İdil, depremin üzerinden geçen 1 yılda ailesi, arkadaşları, okulu ve resim hobisiyle hayata tutunmaya çalışıyor.
Sarsıntı sonrası kızı İdil'e 58 saat sonra kavuşan baba Salim Şirin ise dakikalar sonra küçük kızından aldığı acı haberle büyük üzüntü yaşadı.
Baba Salim Şirin, deprem ve bu süreçte yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Deprem sırasında eve yakın olan ofisinde bulunduğunu anlatan Şirin, hemen çocuklarının yalnız olduğu evlerine koştuğunu ve binanın tamamen yıkılmış olduğunu görünce kızlarının koşarak çıkmış olabileceğini umut ettiğini söyledi.
Enkazın etrafını gezerek çocuklarına seslendiğini ifade eden Şirin, arama kurtarma ekiplerinin çalışmalarıyla kendileri için çok zor bir bekleyişin başladığını, 3. günde umudunu kaybetmek üzere olduğunu belirtti.
Ekiplerin "enkazda ses var" cümlesiyle yeniden umutlandığını dile getiren baba Şirin, şöyle konuştu:
"1,5 saat uğraştan sonra İdil'e ulaştılar ve çıkardılar. Bakanımızın talimatıyla 2 dakika gösterdiler. 'Kızım şükürler olsun bugün senin ikinci doğum günün, Rabbin seni tekrar bize verdi. İyi misin' dedim. 'İyiyim' dedi. Herhangi bir yarası yoktu, çiziği bile yoktu. Yataktan kalkmış gibiydi. İdil'in çıkışıyla çok mutlu olduklarını ancak İpek'in kaybıyla büyük acı yaşadım."
İdil'in enkaz altında kardeşiyle geçirdikleri saatleri anlattığını vurgulayan Şirin, her iki evladının sarsıntıyı hissedince öğrendikleri gibi masanın altına girdiğini ifade etti.
Enkaz altında birlikte şarkı söylemişler
Baba Şirin, şöyle konuştu:
"Enkaz altında iki kardeş sürekli konuşuyor, birbirlerine moral ve cesaret veriyorlar. Beraber şarkı söylüyorlar. Birlikte geçirdikleri güzel anılardan bahsediyorlar. İdil, kardeşine, 'Annem babam bizi bekliyor, çıkacağız.' diyor ama sonra ses alamıyor. Sonra Bahadır isimli itfaiyeci İdil'e ulaştı. Kimse yok mu diye sorunca 'Buradayım' diyor. Aynı anda yaşadığımız sevinç ve acıyla kalbimiz adeta ikiye bölündü. İdil, kardeşi için 'Çok uğraştım baba benimle kalsın diye ama yapamadım' dedi. Çok ama çok üzgünüz. İdil uzun süre psikolojik destek aldı, bu zor zamanları resim yaparak atlatmaya çalışıyor. O çok özel biri ve kuvvetli bir karakteri var. Bunun sayesinde çıktığına inanıyorum. İnatçı bir kişiliği var. Çıkması Rabbimin mucizesi. Direnişi, inancı aramıza gelmesini sağladı. İpek'i ise çok özledik. Bazen İpeğimin kahkahaları, beraber yaptığımız etkinlikler aklıma geldiğinde gülümsüyorum. Bizimle olmadığını artık anlayınca ise derin bir hüzün hissediyorum. Nefesiniz kesiliyor." (AA)