İzmir'de boşanma sürecinde olduğu kadını müşterek çocuklarına zarar vermekle tehdit ettiği gerekçesiyle yargılanan kişinin, cezaevinden annesiyle yaptığı telefon görüşmesinde "Ben cezaevindeyim, yapamıyorum, sen benim yerime Fatma’yı öldür" dediği belirlendi. Cezaevi Müdürlüğünün ihbarı üzerine Şiyar Alpaslan hakkında adli soruşturma açıldı.
İzmir'de boşanma sürecinde olduğu kadını müşterek çocuklarına zarar vermekle tehdit ettiği gerekçesiyle yargılanan kişinin, cezaevinden annesiyle yaptığı telefon görüşmesinde "Ben cezaevindeyim, yapamıyorum, sen benim yerime Fatma’yı öldür" dediği belirlendi. Cezaevi Müdürlüğünün ihbarı üzerine Şiyar Alpaslan hakkında adli soruşturma açıldı.
Alpaslan hakkında, hem evli olduğu Fatma Alpaslan'ı doğrudan hem de 4 yaşındaki müşterek çocuklarına zarar vermekle tehdit ettiği gerekçesiyle İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesinde "basit tehdit" suçundan dava açıldı. Ancak yargılamada cumhuriyet savcısı, "küçük çocuğun boğazına bıçak dayayarak bulunduğu tehdit" nedeniyle Şiyar Alpaslan'ın eyleminin "kasten öldürmeye teşebbüs" suçunu olduğunu belirtti. Mahkeme de dosyayı, bu suça bakma görevli ağır ceza mahkemesine gönderdi.
Çocuklarıyla 7 aydır hayatta kalma mücadelesi veren Fatma Alpaslan ise “Bir an önce adalet yerini bulsun” diyerek sesini duyurmaya çalışıyor.
“4 yaşındaki özel oğlumun boğazına bıçak dayayarak beni tehdit etti”
Boşanma aşamasında olduğu sanık Şiyar Alpaslan tarafından ölümle tehdit edilen Fatma Alpaslan ANKA Haber Ajansı’na yaşadıklarını anlattı.
Şiyar Alpaslan tarafından şiddet görmesi nedeniyle geçen ağustosta evden ayrıldığını belirten Fatma Alpaslan, bu sırada Şiyar Alpaslan ve ailesinin kendisine "saldırısı" nedeniyle çocuklarını yanına alamadığını bildirdi. Başka bir ile yerleştiğini ancak Şiyar Alpaslan'ın yaşadığı ve çalıştığı yeri bularak kendisini tehdit ettiğini ifade eden Fatma Alpaslan, şunları söyledi:
"Ağustos ayında ettiğim şikâyetten dolayı adli kontrol şartıyla dışardaydı, haftanın belirli günleri imza atıyordu ve buna rağmen tehditlerine, takibine devam ediyordu. Şikayetlerde bulundum ama dikkate alınmadı. Ağustostan 18 Kasım’a kadar bu şekilde takibine, tehditlerine devam etmişti. 18 Kasım'da beni ısrarla arayıp mesaj attı. ‘Telefonu acil açmalısın, acil aç’ gibi. Ben açtığım anda çocuğu kameranın önüne çekip boğazına bıçak dayayıp saçlarından çekmeye başlamıştı. Ben o anda bankadaydım, bankadan çıkıp direkt emniyete doğru gittim. O esnada ekran kaydı aldım. Çünkü ben bu şahsı daha önce sosyal hizmetlere şikâyet ettim. 'Bu şahıs çocuklarıma şiddet uyguluyor, çocuklarımı ondan alın' dedim. Yapılan inceleme sonucunda çocukların şiddet görmediğine dair rapor hazırlanmış. Çocuklarım alınmadı.
“Her duruşma günü sanık Şiyar Alpaslan benim bir bedel ödeyeceğimi dile getiriyor”
Ekran kaydı aldıktan hemen sonra emniyete gittim, şikâyette bulundum, aynı gün gözaltına alındı ve ertesi gün tutuklandı. Çocuklarım 9 gün devlet kurumunda kaldı. İnceleme sonucunda çocuklarım bana teslim edildi ve 7 aydır çocuklarımla birlikte hayata tutunmaya çalışıyoruz. Mücadeleye ediyorum. Davamız basit tehdit suçlamasıyla açılmıştı. Davanın ilk gününden beri avukatım itirazlarda bulundu. 'Bu davanın ağır cezada görülmesi gerekiyor' demişti. Her duruşma günü sanık Şiyar Alpaslan benim bir bedel ödeyeceğimi dile getiriyor. Resmen ‘Ben cezaevinden çıkarsam bu kadını öldüreceğim’ diyor. Haksız tahrik indirimi alabilmek için ayrıldıktan sonra kendisini aldattığımı iddia ediyor. O süreçte nerede kaldığım, hangi işyerinde çalıştığım belli.
Cezaevi yönetimi suç duyurusunda bulundu
Son duruşmadan önce annesini cezaevinden arayıp ‘Ben cezaevindeyim bir şey yapamıyorum, siz yapın, siz öldürün’ diyor. Annesi de bunu onaylıyor ve kabul ediyor. Bu konuşma cezaevi yönetiminin dikkatini çekiyor. Konuşmalar ortaya çıkıyor ve cezaevi yönetimi suç duyurusunda bulunuyor, bununla ilgili soruşturma açılıyor. Anneye elektronik kelepçe takılıyor. Bana takip cihazı verildi, izleme merkezi tarafından takip ediliyorum. Nereye gidersem bu cihazla gitmek zorundayım.
Anne Ş.K, şüpheli sıfatıyla emniyete verdiği ifadesinde "Oğlumun benden talepleri oldu, bende bunları geçiştirmek amaçlı ve gönlü olsun diye duymak istediği şeyleri söyledim" dedi.
“Tekrardan tahliye edilir mi korkusuyla yaşıyorum”
7 aydır diken üstündeyim çünkü ilk duruşmada tahliye kararı verildikten sonra tekrar tahliye edilir mi korkusu yaşıyorum. Ben bir an önce ceza verilmesini, adaletin yerini bulmasını istiyorum. Bu şahısla ilgili devam eden yaralama, tehdit, hakaret, bilgilerimi izinsiz paylaşmasından süren 3-4 dosyamız var. Ben ayrıldıktan sonra kendisi zaten benim numaramı, fotoğraflarımı, sosyal medyada uygunsuz bir şekilde paylaşmaya başlamıştı. Bununla ilgili de şikâyetim mevcut. Oğluma yaşattıklarının hiçbir dönüşü yok. Oğlumda bıraktığı hasarın hiçbir dönüşü olmayacak. Bir an önce adaletin yerini bulmasını istiyorum. En ağır şekilde yargılanmasını, ceza almasını istiyorum. Alacağı hiçbir ceza benim içimi soğutmayacak, alacağı hiçbir ceza bize yaşattıklarının telafisi olmayacak ama bir daha hiç kimsenin bir kadına, bir çocuğa dokunamaması için en ağır şekilde yargılanmasını istiyorum.”
Duruşmada sanıktan "Fatma’nın bu yaptıkları yanına mı kar kalacaktı" savunması
Fatma Alpaslan’ın avukatı Nevraz Zeliha Sığın da ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, Şiyar Alpaslan'ın, oğlunun boğazına bıçak dayadığı anları Fatma Alpaslan’a izlettiğini, müvekkilinin şikayeti üzerine "basit tehdit" suçundan İzmir 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığını anlattı.
Sığın, şunları kaydetti:
"Biz en başından beri olayın basit bir tehdit olmadığını, sanığın bu eylemini kasten yaptığını ve öldürme amacıyla yaptığını her aşamada dile getirmiştik. Mahkeme ilk celsede sanığı tahliye etmişti. Hemen o gün bizim itirazlarımız üzerine sanık cezaevinden çıkartılmadan tekrar tutuklanmıştı. Sonrasındaki celsede savcı esas hakkındaki mütalaasını verdi ve iddianame doğrultusunda basit tehdit suçundan sanığın cezalandırılmasını talep etti. Aynı duruşmada sanığa söz verildi ve şunu söyledi: ‘Fatma’nın bu yaptıkları yanına mı kar kalacaktı?’, ‘Yaptıklarının bir bedeli olmalıydı’ gibi söylem takındı. Bizde sanığın Fatma’ya zarar vereceğini, çocuklara zarar vereceğini dile getirdik. Bu sebeple hem tutukluluk halinin devamını talep ettik hem de dosyanın ivedilikle ağır cezaya gönderilmesini talep ettik.
“Ben cezaevindeyim yapamıyorum, sen benim yerime Fatma’yı öldür” talimatı
Türk hukuk tarihinde çok fazla görünmeyen bir şey yaşandı ve Cumhuriyet savcısı mütalaasını duruşmada değiştirdi. Dosyanın tehdit suçundan değil, kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yargılamasına devam edilmesi gerektiğini çünkü sanığın artık tavrının bu doğrultuda olduğunu Cumhuriyet savcısı da mütalaasında sundu ve dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesini talep etti. Bunun üzerine sanık avukatı süre aldı. Yaklaşık 1 ay sonraya duruşma günü verildi. 22 Mayıs duruşma gününde bu karar okundu yine aynı şekilde biz beyanımızı tekrar ettik. Mahkeme, dosyanın kasten öldürmeye teşebbüs olduğundan bahisle ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karar verdi.
Bu bizim açımızdan bir kazanımdır. Sanığın yaptığının basit bir eylem olmadığını en azından tüm kamuoyu görmüş oldu. Bu sanıkların yaptıklarının bir bedelinin olduğunu artık anlamaları gerekiyor. ‘Ben çocuğumu tehdit ederim, kadını tehdit ederim, ben en kötü 1-2 ay cezaevinde yatar çıkarım’ gibi algılanmaması gerekiyor. Bu sanık eğer cezaevinden çıkartılırsa zaten bu kadını öldürür ya da öldürmeye teşebbüs eder. Bunu şu açıdan biliyoruz, kendisi cezaevindeyken kendi annesini arıyor ve diyor ki, ‘Ben cezaevindeyim yapamıyorum, sen benim yerime Fatma’yı öldür’ gibi bir infaz talimatı veriyor. Bunun üzerine cezaevi savcılığı hem anne hakkında hem sanık hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Şu anda o soruşturma da devam ediyor.
“Bu sanık kendisi cezaevinde olmasa zaten bu işlemini tamamlayacak”
Bu sanık kendisi cezaevinde olmasa zaten bu işlemini tamamlayacak. O yüzden bu sanıkları tahliye eden zihniyeti de anlayabilmemiz mümkün değil. Mahkeme geç de olsa bu hatasından döndü ve dosyanın ağır ceza mahkemesinde kasten öldürmeye teşebbüsle gönderilmesine karar verdi. Bundan sonraki aşamada da beklentimiz kasten öldürme teşebbüs suçundan ceza almasıdır. Henüz duruşması belli değil, hangi mahkemede olacağı belli değil. Elimizde sadece gerekçeli karar var. Bundan sonraki aşamada da ağır cezada dosyayı aynı taleplerimizle takip edeceğiz.” (ANKA)