İzmir Kadın Kuruluşları Birliği çatısı altında birleşerek seslerini daha güçlü duyurmak isteyen sivil toplum kuruluşu temsilcisi kadınlar, siyasetteki temsillerini arttırmak için yoğun bir çalışma başlattı. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği İzmir Şubesi Başkanı ve İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Tülin Eraslan öncülüğünde bir araya gelen farklı mesleklerden 9 kadın, seçimler öncesinde ortak refleks oluşturmak için yola çıktı.
Siyasilerden taleplerini dile getirmek için 3 ay önce, 9 maddelik bir bildiri hazırlayan kadınlar, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında düzenlediği fuarda imza topladı. Türk Kadınlar Birliği Onursal Başkanı Perihan Yılmaz, Türk Kadınlar Konseyi Derneği üyesi Süheyla Diker, Kadın Adayları Destekleme Derneği (KADER) Proje Koordinatörü Sema Övgün, Türk Anneler Derneği Üyesi Gülşen Örenel, Karşıyaka Soroptimist Kulübü Üyesi Hoşgül Gürler, Türk Kadınlar Birliği Güzelbahçe Şube Başkanı Hatice Güldeniz Tokat, Uluslararası Kadınlar Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Jale Gelgör ve Kadın Haklarını Koruma Derneği Üyesi Hülya Gültekin şimdi bu bildiriyi siyasilere götürecek.
AMAÇ KADININ STATÜSÜNÜ YÜKSELTMEK
Dünyada ortak kadın hareketinin hızla geliştiğini anlatan İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Tülin Eraslan, biraraya gelerek güçlerini daha fonksiyonel hale getirmek istediklerini belirtti. Eraslan "Kadının siyasetteki temsiliyle ilgili yoğun çalışıyoruz. Tüm üyelerimizle beraber 9 maddelik bir kadın manifestosu hazırladık. Bu manifestoyu seçimlerden önce partilerin genel başkanlarının önüne götürüp taleplerimizi sunacağız. Farkındalığımızın arttığını bilsinler. Amacımız kadın statüsünü daha iyi seviyeye çıkartmak. Bunlar yapılırsa kadına şiddet de önlenir. Hedefimiz bu bildiriyi 1.5 milyon kişiye imzalatmak. Ekime kadar bu rakama ulaşacağız. Geçtiğimiz hafta fuarda standımızı ziyaret eden engelliler, erkekler, çocuklar ve her statüden kadınlar bu maddelerin altına imza attı" dedi.
FERMUAR SİSTEMİ İSTEDİLER
Kadın siyasetçi sayısının artmasını istediklerini söyleyen Başkan Eraslan, milletvekili adaylarının belirlenmesinde fermuar sistemini çok önemsediklerini belirterek şöyle konuştu: "Kotalar yüzde 25 olunca seviniyoruz. Oysa yüzde 50 neden olmasın? Bir kadın, bir erkek eşleştirilerek sıralamada yer almalı. Kadınlar siyasi partiler için sahada çalışırlar ama ne zaman vekil adayları listeleri hazırlanır bakarız ki en üst sıralarda erkekler, seçilemeyecek sıralarda da kadınlara yer verilmiş. Özellikle kadın vekillerin meclise gittiklerinde çok etkin çalışmasını istiyoruz. Kadına şiddette, çocuk istismarında bir kadın öldürülse, Sayın Emine Erdoğan ile birlikte diğer milletvekili eşlerinin yürekten tepki gösterdiğini biliyoruz ama bunu söylemlere de dökmelerini istiyoruz. Madem kadın vekil sayısı ve sesi yetersiz o zaman erkek vekillerin eşleri de toplanarak deklarasyon çıkarmalı. Bu kitlesel hareketin hep beraber gösterilmesini istiyoruz."
İZMİR KADINLARI TEK SES OLDU
Dünyadaki eğilimlere göre kadınların tek ses olması gerektiğini ifade eden KADER Proje Koordinatörü Sema Övgün ise, aynı sinerjiyle daha güçlü ses çıkarmak için buluştuklarını belirterek "Geçmişten gümünüze Medeni Kanun'un değişmesi, kadın meclisleri, kent konseylerinin kurulması ve kadına şiddetle ilgili yasaların çıkmasında İzmir kadınları tek ses oldu. 8 Mart'ta belediyenin düzenlediği festival ile kadınlar evden çıkmış oldu. Biz sivil toplum kuruluşları olarak kamu ve yerel belediyeler arasında köprüyüz. Devletin ve belediyelerin işbirliği yaparak bizleri yanına alması lazım" diye konuştu.
KADINLARIN TALEPLERİ
1- Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının müfredata dahil edilerek okul öncesi dönemden itibaren çeşitli eğitim materyalleri ile öğretilmesi. İlkokul, ortaokul ve lise kademelerinde ise ders içeriklerine dahil edilmesi.
2- Kesintisiz 4+4+4 eğitim sisteminde kız çocuklarının okula devamlılığının denetlenmesi ve bu zorunluluğunun devlet tarafından ailelere bildirilmesi.
3- Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Geçici Komisyonu'nun daimi komisyona dönüştürülüp sürekli çalışır hale getirilmesi. Her alanda toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçe oluşturulması.
4- Medeni Kanun'un 124. Maddesine göre 'Erkek ve kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemez' hükmü Çocukları Koruma Kanunu'na göre '18 yaş altındaki her birey çocuktur' hükmü ile çelişmektedir. 18 yaşını doldurmadıkça, hakim izni dahil olmak üzere herhangi bir çocuğun evlenmesinin önünü açın ve 18 yaş altı çocuklara imam nikahı kıyılmasını engelleyici tüm mevzuat değişikliklerinin yapılmasını istemekteyiz. Mevzuatta kadına yönelik ayrımcılık içeren hükümlerin kaldırılması, cinsel istismar suçlarında mağdurun beyanının esas alınması, 18 yaşını doldurmayan çocuklara imam nikahı kıyan görevli ve buna izin veren aileye ceza hükmü uygulanması.
5- Yazılı, görsel ve dijital medyada kadın kimliğini değersizleştiren, erken yaşta evliliğe ve çok eşliliğe özendiren toplumu ve kadın statüsünü zedeleyici programların kaldırılması. Kurumsal şirketlerin sosyal sorumluluk iletişimine kadın- erkek eşitliğinin dahil edilmesi; sanat, kültür ve katma değer sağlayan etkinliklerde olabildiğince kadının toplumdaki yerine vurgu yapılması. Alanında yer edinmiş başarılı kadınların bu çalışmalarda ve yazılı, görsel, dijital medyada yer alması.
6- Okullarda cinsel istismarı önleyici eğitimlerin çocuklara ve ebeveynlere verilmesi ve yaygınlaştırılması. Kadına yönelik şiddet ve cinsel istismar suçlarında sanığa indirim yapılmasının kaldırılması ve mevzuatın bu yönde değişikliğe uğraması.
7- Kadın istihdamında fırsat eşitliğinin sağlanması, kadın ve erkeğe eşit ve zorunlu doğum izni verilmesi, işçi, memur ayrımı olmaksızın tüm çalışanlara eşit izin verilmesine yönelik gerekli mevzuat değişikliğinin yapılması.
8- Torunlarına bakan kadınlara para ödenmesi yerine bu bütçenin okul Öncesi Eğitimi yardımı olarak çocuğun bakıldığı veya eğitim gördüğü okul öncesi kurumuna ödenmesi. Kamu, özel işyerleri, belediyeler ve devlet kurumlarında çalışan ailelerin çocukları için bakımevleri ve kreşler açılmalı. Bu bakımevlerinin açılması kararı yalnızca 'çocuk bakımı kadının değil erkeğin de yükümlülüğünde olduğu gözetilerek o kurumda çalışan kadın sayısına göre değil, toplam çalışan sayısına göre hesaplanmalıdır' gerekliliğindenyola çıkılarak gerekli mevzuat değişikliğinin yapılması.
9- Siyasette, kamu ve özel sektörde; Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW), eşit temsili ve Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) gereği; karar mekanizmalarında kadınların eşit temsile sahip olması ve gerekli mevzuat değişikliğinin yapılmasın talep ederiz. (DHA)
|
Nurcan Kuşçu 16 Mart 2018 Cuma 12:04
|
Sayfa başına git