GERÇEKİZMİR - Milyonlarca çalışanı ilgilendiren asgari ücrete ara zam belli oldu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan Asgari net asgari ücretin 11.402 liraya yükseldiğini açıkladı. 2023 yılı başında 8 bin 506 TL olarak uygulanmaya başlanan asgari ücret böylece yüzde 34 zam oranı ile net 11 bin 402 TL’ye yükseldi.
Kararın ardından İzmir iş dünyasından da ilk değerlendirmeler geldi.
YORGANCILAR'DAN ENFLASYON VURGUSU
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, yılın ikinci yarısını kapsayacak olan asgari ücret artışı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Artış rakamının uzlaşı içerisinde ve bayramdan önce yapılmasından ötürü tüm taraflara teşekkür eden Yorgancılar, "2023 yılı ikinci yarısı için 11 bin 402 lira olarak belirlenen net asgari ücret çalışanlarımıza, işverenlerimize hayırlı olsun. Bir önceki dönemde 400 TL olarak uygulanan asgari ücret desteğinin 500 TL'ye çıkartılması, asgari ücrete kadar olan tutardan vergi alınmaması uygulamasının devam edecek olması ve tabii ki yüzde 34'lük bir artış önemlidir. Ancak, çalışanlarımızın artan giderleri, işverenlerimizin artan maliyetleri yüksek enflasyon karşısında elde edilen geliri de karı da eritmektedir. Ekonomimiz üzerindeki en büyük risk enflasyondur" diye konuştu. Enflasyon konusunda ivedilikle adım atılmasını beklediklerini vurgulayan Yorgancılar, "Yeni ekonomi yönetimimizden beklentimiz, öncelikli olarak enflasyonu düşürecek adımların ivedilikle atılmasıdır. Ancak, o zaman asgari ücret memnuniyet düzeyi sağlıklı bir şekilde belirlenecektir. Beklentimiz, yılın ikinci yarısında uygulanacak yeni ekonomi programı ile risklerin azaltılması, öngörülebilirliğin sağlanmasıdır" ifadesini kullandı.
KESTELLİ: REKABET GÜCÜNÜN YÜKSELTİLMESİ DE SAĞLANMALI
İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli ise şu açıklamayı yaptı: Türkiye ekonomisi farklı unsurların etkisiyle bir süredir ciddi bir dalgalanma yaşıyor. Seçimlerin sona ermesinin ardından ekonomide rasyonel düzleme dönüleceğinin en yetkili ağızlardan ifadesi bizim için memnuniyet verici oldu. Asgari ücret, memur maaşları ve emekli aylıklarındaki artışlara da bu perspektif ile bakmak gerektiğini düşünüyoruz. Yaşanan dalgalanmanın yarattığı satın alma gücü tahribatı elbette giderilmeli, ülkenin emek kesimi geride bırakılmamalıdır. Ancak verilen artışların kamunun mali dengesini, özel sektörün rekabet gücünü negatif etkilememesi mutlaka gözetilmelidir. Bütün düzenlemelerin, ülkenin üretim gücünü arttıracak, rekabet gücünü yükseltecek bir amaca hizmet etmesi elzemdir. Bu nedenle bir yandan emek kesiminin satın alma gücü iyileştirilirken diğer yandan üretimin önündeki engellerin kaldırılması ve rekabet gücünün yükseltilmesi sağlanmalıdır. Bu konuda da en uygun adımların kısa zamanda atılacağına inanıyoruz.