MENÜ
İzmir
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
KESK'ten İzmir'de 'seyyanen zam' protestosu
Güncel
5 Aralık 2025 Cuma 17:24

KESK'ten İzmir'de 'seyyanen zam' protestosu

KESK İzmir Şubeler Platformu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen üst düzey bürokratlar ile yöneticilere 30 bin TL seyyanen zam yapılmasını öngören düzenlemeyi, Konak Atatürk Meydanı'nda protesto etti.

KESK İzmir Şubeler Platformu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen üst düzey bürokratlar ile yöneticilere 30 bin TL seyyanen zam yapılmasını öngören düzenlemeyi, Konak Atatürk Meydanı'nda protesto etti. protesto etti. Platform Dönem Sözcüsü Başak Edge Gürkan, "Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen önerge ile ezici çoğunluğu 23 yıldır ülkeyi yöneten iktidar tarafından göreve getirilen yönetici kadrolar en az 30 bin TL seyyanen maaş artışı ile ödüllendirilmektedir. Buna karşın 86 milyona verilen kamu hizmetlerinin tüm yükünü çeken 4 milyon kamu emekçisi ise göz göre göre cezalandırılmaktadır" dedi.

KESK İzmir Şubeler Platformu, üst düzey bürokratlara 30 bin lira seyyanen zam düzenlemesine ilişkin Konak Atatürk Meydanı'nda açıklama yaptı. Platform üyeleri, "Sermayeye değil emekçiye bütçe”, “Vergide adalet istiyoruz”, “İnsanca bir yaşam istiyoruz” sloganları attı. KESK üyeleri adına basın açıklamasını okuyan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Başak Edge Gürkan, şunları söyledi:

“Medyaya yansıyan bilgilere göre 1 Aralık gecesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na bir önerge verilmiştir. Komisyonda kabul edilen ve önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu'na sunulması beklenen önergeye göre; üst düzey yöneticilerin ve merkez teşkilatına ait genel idare hizmetleri sınıfında yer alan başmüfettiş, müfettiş gibi kariyer personel kadrolarında görev yapanların maaşlarında, bulunduğu kadroya göre 10 bin TL ile 40 bin TL arasında değişmekle birlikte, ortalama 30 bin TL tutarında seyyanen artış yapılmaktadır. Üstelik önergede ‘Bu ödemenin miktarı ile usul ve esaslarını; görev yapılan birim, kadro veya görev unvanı, görevin önem ve niteliği gibi kriterleri birlikte veya ayrı ayrı dikkate almak suretiyle tespit etmeye Cumhurbaşkanı yetkilidir’ denilerek söz konusu seyyanen artışları daha da arttırma konusunda Cumhurbaşkanı tek yetkili kılınmaktadır. KESK olarak öncelikle böylesine önemli bir konunun sendikalardan, konfederasyonlardan, kamu emekçilerinden adeta kaçırılarak ‘bir gece ansızın’ Plan ve Bütçe Komisyonuna getirilmesini, önergenin alelacele görüşülüp kabul edilmesini kınıyoruz."

“İktidar tarafından göreve getirilen yönetici kadroları ödüllendirilmektedir"

Kamudaki üst düzey yöneticilerin merkez iktidar tarafından göreve getirildiğini aktaran Gürkan, “Tüm kamuoyu mevcut durumda üst düzey yöneticiler olarak tanımlanan bürokrasinin önemli bir kısmının 23 yıldır ülkeyi yönetenlerin döneminde göreve getirildiğini, bunların bir kısmının da adeta ‘kraldan çok kralcı’ kadrolardan oluştuğunu görmekte, bilmektedir. Sözü hiç eğip bükmeden, bir kısmını tenzih ederek ifade edelim ki; önerge ile öncelikle ‘iktidar ile tam uyum içinde olan’ bu kadroların ödüllendirilmesi, ‘motivasyonlarının arttırılması’ hedeflenmektedir. İşin özü bu Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen önerge ile ezici çoğunluğu 23 yıldır ülkeyi yöneten iktidar tarafından göreve getirilen yönetici kadrolar en az 30 bin TL seyyanen maaş artışı ile ödüllendirilmektedir. Buna karşın 86 milyona verilen kamu hizmetlerinin tüm yükünü çeken 4 milyon kamu emekçisi ise göz göre göre cezalandırılmaktadır” diye konuştu.

“Kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının yarısına kadar indi"

“Cezalandırılan bir başka kesim ise 2023 genel seçimleri öncesinde bizzat Cumhurbaşkanı tarafından ‘memurlara verilen seyyanen ödemenin memur emeklilerinin aylıklarına da yansıtılması’ sözü verilen ama 2,5 yıldır oyalanan, sefalete itilen 2,5 milyon kamu emeklisidir” diyen Gürkan, “Geldiğimiz noktada ortalama kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının yarısına kadar inerken, emekli maaşları açlık sınırı altında kalmıştır. Milyonlarca kamu emekçisinin, emeklinin yıllardır adım adım içine itildiği mevcut karanlık tablo Hükümet-Hakem Kurulu ve yandaş konfederasyonların yönetimi arasındaki danışıklı dövüş oyunlarının ve bunun bir parçası olan sözde toplu sözleşmelerin eseridir. Bu ülkenin kamu emekçileri ve emeklileri tıkanan toplu sözleşmeyi TBMM’ye taşıma, bu süreçte tüm kamu emekçilerinin ortak talepleri temelinde bir mücadele hattı örme çağrımıza kulak tıkayanları unutmamıştır. Milyonlarca kamu emekçisi ve emekli mali ve sosyal haklarını yıllardır işverenin yani hükümetin noterliğini yapan Hakem Kurulu'nun kararına bırakanları unutmamıştır” ifadelerini kullandı.

“Kimseden bir lütuf istemiyoruz"

Gürkan şu şekilde devam etti:

“Tüm kamuoyunun bilmesini isteriz ki; Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen adaletsiz önerge karşısında KESK olarak biz en başından beri savunduğumuz noktadayız. Biz kimseden ne bir ‘lütuf’ istiyoruz ne de hakkımız olmayan bir şey talep ediyoruz. KESK olarak bu ülkenin onurlu tüm kamu emekçilerinin, emeklilerinin hak ettiği insanca yaşamaya yetecek bir ücret, demokratik-adil bir çalışma yaşamı istiyoruz. Bunun için temel taleplerimiz açık ve nettir. Öncelikle tüm kamu emekçilerine brüt 18 bin 682 TL olarak verilen ilave seyyanen ödenek tutarının taban aylık katsayısına dâhil edilmesini, söz konusu tutarın mevcut emekli aylıklarına da yansıtılmasını istiyoruz.

En düşük kamu emekçisi maaşının yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasını istiyoruz. Tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını istiyoruz. Konut sahibi olmayan tüm kamu emekçilerine konut hakkı kapsamında kira desteği verilmesini istiyoruz. Mevcutta çok düşük olan eş ve çocuk yardımlarının yaşadığımız gerçek enflasyon temel alınarak güncellenmesini istiyoruz.

1'nci dereceye yükselen tüm kamu emekçilerine 3600 ek gösterge verilmesini istiyoruz. Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi hür türlü güvencesiz istihdama son verilmesini, tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini istiyoruz. Maaşlarımızdan kesilen gelir vergisi 1. dilim oranının yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülmesini, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlardan kesilen gelir vergisinin bu oranda sabitlenmesini istiyoruz.

Tüm kamu emekçilerinin ortaklaştığı bu taleplerin hayat bulmasının yolu ne 'ben yaptım oldu' anlayışı ile yapılan tek yanlı düzenlemelerden ne torba yasalara eklenen düzenlemelerden ne de kararnamelerden geçmektedir. Söz konusu yöntemlerin birer çıkmaz sokak olduğu defalarca ispatlanmıştır. Tek yol vardır. O da grev hakkımızı teminat altına alan, evrensel sendikal normlarla uyumlu bir yasadan, gerçek bir toplu sözleşme sisteminden geçmektedir. Bunun için iktidarı; bu ülkenin kamu emekçilerinin çoktan hak ettiği, sendikal hak ve özgürlükleri sınırlayan değil genişleten bir yasa yapım sürecini hemen bugün başlatmak, bu sürece tüm sendikaların katılımını sağlamak üzere göreve çağırıyoruz. Hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçilerini ise haklarımız için omuz omuza mücadele etmeye davet ediyoruz.”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Gerçek İzmir