MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kalıcı yaz saati uygulamasına psikolog bakışı: Bir çok hastalığa neden olabilir!
Sağlık
2 Aralık 2021 Perşembe 08:34

Kalıcı yaz saati uygulamasına psikolog bakışı: Bir çok hastalığa neden olabilir!

Türkiye’de 2016 yılından beri uygulanmaya devam eden kalıcı yaz saati uygulaması tartışılmaya devam ediyor. Uygulamanın insan psikolojisine etkisi, elektrik tasarrufu sağlayıp sağlamadığı konusu ile birlikte en çok konuşulanlar arasında... Psikologlar Nazlı Şerifoğlu Kaya, Dilara Işık ve Sedef Yıldırım uygulamanın bir çok hastalığa neden olabileceği ve insan vücudunun iç saatini olumsuz etkilediği görüşünde...

Efe Can TAN / GERÇEKİZMİR - Türkiye'de 2016 yılını Eylül ayından bu yanan kullanılmaya başlayan kalıcı yaz saati uygulaması tartışılmaya ve birçok kesimin tepkisini çekmeye devam ediyor. 

Bakanlığın 'tasarruf' savunmasına karşılık muhalefetin yanı sıra ülke çapında çok sayıda oda, uzman, eğitimci, veli ve esnafın da eleştirerek son verilmesi çağrısında bulunduğu uygulamaya CHP'nin Büyükşehir Belediye Başkanları da tepki göstermişti. Geçtiğimiz günlerde konuya ilişkin açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan uygulamayı bitirme çağrısı gelmişti. Soyer, "Bu anlamsız, faydasız uygulama bitsin. Gün aydın olsun" derken, İmamoğlu da "Bir an önce sabit saat uygulamasından vazgeçilmeli, yaz/kış saatine geçilmeli" ifadelerini kullanmıştı. 

Uygulamanın insan psikolojisine etkisi de odak tartışma noktalarından birisi... Gün ışığından daha fazla yararlanma iddiası ile hayata geçirilen 'karanlığın' insan psikolojisine nasıl etkide bulunduğunu Gerçekizmir'e konuşan Psikolog Nazlı Şerifoğlu Kaya, Psikolog Dilara Işık ve Psikolog Sedef Yıldırım değerlendirdi. 

"VÜCUT İÇ SAATİMİZ ETKİLENİYOR"
Uygulamanın insan üzerindeki etkilerini ve vücudumuzun tepkilerini anlatan Psikolog Nazlı Şerifoğlu Kaya ve Psikolog Dilara Işık şunları söyledi: Vücudumuzdaki bir çok düzen doğal aydınlık/karanlık döngüsüne göre düzenlenmektedir. Vücut sıcaklığı, kan basıncı, hormonların salgılanma düzeni gibi bir çok fizyolojik, psikolojik ve davranışsal süreç bu döngüye göre hareket etmektedir. Aydınlık karanlık döngüsünden etkilenen vücut iç saatimiz bulunmaktadır. Vücut iç saati olarak bilinen sirkadyen ritim en küçük değişiklikten bile etkilenebilir.

(Dilara Işık)

"KARANLIKTA UYANMAK BEYNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR"
Konu hakkında geçmiş dönemde yapılan bir araştırmadan bahseden Psikolog Kaya ve Işık; ‘’2010 yılında International Journal of Neurobiology'de yayınlanan araştırma, uyandığımızda, beynimizde uyanıklık ilgili bir hormon olan kortizol miktarında bir artış yaşandığını göstermektedir. Bu artış, uyandıktan yaklaşık 30 dakika sonra gerçekleşmektedir ve uyanık hissetmemize, uykunun durgunluğunu atmamıza yardımcı olmaktadır. Kortizol miktarının ayarlanması güneş ışığına bağlı olarak gerçekleşmektedir ve beyin gelişimi için önemli bir faktördür. Ancak karanlıkta uyanmak kortizol miktarını dolayısıyla beyin gelişimini olumsuz etkilemektedir’’ diye konuştu. 

BİR ÇOK HASTALIĞA NEDEN OLABİLİR!
Karanlıkta fazla vakit geçirmenin bir çok hastalığa da sebep olabileceğini belirten Psikolog Kaya ve Işık şunları kaydetti: Biyolojik saatin bozulması; depresyon, obezite, kalp-damar hastalıkları, bipolar bozukluk, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, Alzheimer gibi hastalıkların belirtilerin artışlarına neden olmaktadır. Aynı zamanda kişilerde dikkat dağınıklığı, konsantrasyon eksikliği ve uykusuzluğa yol açabilir. Karanlıkta uyanmanın vücudumuzda etkilediği bir diğer hormonumuz ise melatonin hormonudur. Bizi yorgun, bitkin hissettiren, fiziksel hareketlerimizi yavaşlatan melatonin hormonu karanlık ve ışıksız ortamda salgılanmaktadır. Gün içinde melatonin hormonunun fazla salgılanması yorgunluk ve bitkinlik dolayısıyla da motivasyon, dikkat kaybına neden olduğunu söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı. 

(Nazlı Şerifoğlu Kaya)

"ÇOCUKLARIN GELİŞİMLERİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR"
Okula giden öğrenciler için büyüme ve gelişme çağındaki çocukların ruhsal ve bedensel sağlıklarının yanı sıra, akademik beceri ve gelişimlerini de olumsuz etkilemektedir. Ayrıca sabit saat sorununun toplumu ilgilendiren ekonomik, hukuki, sosyolojik açıdan olumsuz etkileri de söz konusudur.

NASIL ÖNLEM ALABİLİRİZ?
Bu problemlerle baş edebilmek için hayatımızda ufak düzenlemeler yapılabilir. Örneğin uyku düzeninizi sabitlemek, dengeli ve sağlıklı beslenmek ve iş temponuz yoğun olsa bile kendinize zaman yaratıp kısa süreli güneş ışığı almanız sağlıklı olacaktır. Tüm bu nedenlerden dolayı güneş ışığı sadece enerji tasarrufu olarak değil, insanların psikolojik ve fiziksel sağlığı açısından da oldukça önemli olduğunu unutmadan gerekli adımları atmalıyız...  

‘’MUTLULUK HORMONU GÜNEŞ IŞIĞINA BAĞLI’’
Konu hakkında görüşüne başvurduğumuz Psikolog Sedef Yıldırım ise insanların mutluluk hormonu olarak bilinen Serotonin hormonu salgılaması için güneş ışınına ihtiyacı olduğunu ve sabit saat uygulaması ile bunun mümkün olmadığını belirtti. 

Yıldırım; "Güneş ışığının üzerimizde fizyolojik temelli psikolojik etkileri de yaşanıyor. Halk dilinde mutluluk hormonu olarak bilinen Serotonin hormonunun salgılanması güneş ışığının yüksek olduğu zamanlarda artıyor. İnsanın kendini mutlu hissetmesi için salgılanan Serotonin hormonu güneş ışığına bağlı. Çok büyük bir etkisi var. Güneş ışığının az olduğu zamanlarda ve melatonin salgılanıyor. Melatonin insanın uyuması için salgılanan hormon" dedi. 

(Sedef Yıldırım)

"DEPRESYON YAYGINLAŞIYOR"
"Mevsim geçişlerinde güneş ışığının azaldığı dönemlerde mevsimsel depresyon olarak adlandırdığımız vakalar olurdu" diyen Yıldırım şunları söyledi: İnsanlar bu dönemlerde kendilerini daha halsiz, yorgun ve mutsuz hisseder. Bu da olumsuz düşüncelerin ortaya çıkmasına neden oluyor ve depresyonun yaygınlaşmasına da neden oluyor. Doğal olan aslında gün ışığı ile uyanmamız. Bu uygulama ile akşam saatlerinde gün ışığı aldığımız saatler uzadı diye düşünülebilir ama zaten öğrenciler ve çalışanlar eskiden de güneş battıktan sonra eve dönüyorlardı şimdi yine akşamın uzamasına rağmen yine güneş battıktan sonra çıkıyorlar. Şimdi şöyle bir problem ortaya çıkıyor; Eskiden hiç değilse gün ışığı ile birlikte doğal bir şekilde uyanılıyordu, bu da şimdi insanların ellerinden alınmış oldu.’’

‘’UYKUDAN NE ZAMAN UYANILDIĞI ÇOK ÖNEMLİ’’
Sabit saat uygulamasının çocuklar üzerindeki etkisini de değerlendiren Yıldırım; ‘’Çocukların gelişimlerini de olumsuz etkileyen bir uygulama. Karanlık nedeniyle beynin uyanışı gerçekleştirememesi sebebiyle çocukların okuldaki dikkat süreleri kısalıyor. Çocukların okuldaki verimleri ciddi şekilde düşüyor. Uyku önemli ama kaç saat olduğundan çok uykuya nasıl gidildiği ve nasıl uyanıldığı çok önemli. Çocukları vücutlarını tam uyandıramadıklarında kahvaltı edemiyorlar, besin alamıyorlar. Kahvaltı yapamayan bir vücut kendini gün içinde iyi hissedemez" ifadelerini kullandı. 

"GÜVENLİK KAYGISINA NEDEN OLUYOR"
Son olarak karanlıkta uyanarak işe veya okula gitmenin güvenlik kaygısına da sebep olduğuna dikkat çeken Yıldırım, ‘’Ülkemizde artan şiddet vakaları da var. İnsanlar sabah işe giderken de akşam işten dönerken de karanlıkta güvenlik kaygısı duyuyorlar. İnsanlar kendilerini güvende hissetmedikleri bir psikolojide kendilerini mutlu hissedemezler. Bu da depresyonu artıracak önemli etkenlerden biri’’ dedi. 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir