İZMİR - Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İzmir’de partisinin il teşkilatı tarafından düzenlenen Teşkilat Eğitimi programına katıldı. Kemalpaşa Dere Mesire Alanı Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleştirilen programa Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Zekeriya Hazırbulan ve çok sayıda partili katıldı. Programda konuşan Karamollaoğlu, 2019’da yapılacak başkanlık seçimlerine hazırlandıklarını ve başarılı olacaklarına inandıklarını söyledi. Bu seçimde özellikle kadınlara büyük görevler düştüğünü ifade eden Karamollaoğlu, "Çalınmadık kapı bırakmayacaklar. Her alanda çalışan kadınlarımız var. Eksiksiz herkese ulaşacağız. Mesajımızı herkes alacak. Bizim üzerimizde her türlü çirkin oyunlar oynanabilir. Bunlar sizi hedefinizden vazgeçirmesin. Saldırılar artarsa hedefe yaklaşıyoruz demektir" dedi.
BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ İLE HARİTALAR AMİREKA'DA ÇİZİLDİ
Karamollaoğlu, Ortadoğu'daki çatışma ortamına da değinerek, "İslam alemi darmadağın olmuş. Kendi sorunlarını çözememiş ve kendi içinde boğuşmalar yaşıyor. Son 120 yıllık tarihimizi hatırlamazsak, son 120 yıllık tarihimizi bilmezsek, bu hale nasıl düştük bunu anlamazsak problemleri aşamayız. Büyük Ortadoğu Projesi ile haritalar yeniden çizildi. Amerika’da çizildi. 11 Eylül’de ikiz kuleler yıkıldı, Pentagon’a saldırıldı. Enkazın altından Müslüman pasaportu çıkınca, ‘İntikam alacağız, haçlı seferi yapacağız’ dediler. Haçlı seferi ilan eden ABD bizim stratejik müttefikimiz olamaz. Bugün maalesef İslam alemi bunun bedelini ödüyor. Biz bunların önüne tek vücut olarak çıkmak durumundayız. Bunu yapacak tek görüş ise milli görüştür. Bizim batıdan farkımız hakkı üstün tutuma kararlığımızdır" diye konuştu.
Hukuka, adalete güvenin kalmadığını söyleyen Karamollaoğlu, "Bir mahkeme iki gazetecinin tutukluğu devam ederek yargılanmasına karar verdi. Aylardır tutuklu bu gazeteciler, onlar da Anayasa Mahkemesi'ne müracat ettiler. Anayasa Mahkemesi de bir karar aldı, bu mahkemenin kararını bozdu. Mahkeme dedi ki 'Ben seni dinlemiyorum'. Anayasada bir hüküm var, diyor ki 'Anasaya Mahkemesi'nin aldığı kararlara Cumhurbaşkanı, Meclis dahil kimse itiraz edemez, uygulamak mecburiyetindedir. Ama bir mahkeme diyor ki 'ben senin aldığın karara uymuyorum'. Anayasa Mahkemesi yanlış karar verebilir, mühim olanı kurala uymaktır. Yerel mahkeme de yanlış karar verir. Temyiz müessesi çalışmazsa adalet çalışmaz. Şu anda temyiz çalışmıyor. Onun için bireysel müracaat hakkını bu hükümet verdi insanlara. Onlar da gittiler, mahkeme de karar verdi 'serbest bırakılsınlar, yargılamaları böyle devam etsin' diye. Mahkeme de diyor ki 'ben buna uymam.' Böyle hukuk olur mu?" dedi.
"ARTIK BUNDAN SONRA HUKUK YOK DEMEKTİR"
Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminde Türk milletinin kahramanlık gösterdiğini, darbe sonrasında ise iktidarın OHAL’i çok uzattığını belirten Karamollaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"İSTEMEDİĞİN BİR KARAR ALINDIĞI ZAMAN BAL GİBİ KARIŞIYORSUN"
"Elbette gerekir. Ama nereye kadar? 3 ay, 3 ayda toparlayamadın, hadi 6 ay. 6 ayda da toparlayamadın. Hadi bir 3 ay daha. Ama hala 1,5 sene sonra neredeyse, olağanüstü hal ile idare ediliyoruz. Olağanüstü hal, olağan hale gelirse hapı yuttuk. Artık bundan sonra hukuk yok demektir. Çünkü hukuk bir kişinin, hükümetin dudakları arasındadır. Anayasa çiğnenmeye başladığın an, olağanüstü hal falan bırak sen, devreye girmen lazım. Bir mahkeme güya Anayasa Mahkemes'inin ağzının payını verdi. Kim düzeltecek bunu? Hükümetin bunun karşısında bir şey yapması icap eder. 'Efendim ben adalete karışmam.' İstemediğin bir karar alındığı zaman bal gibi karışıyorsun. Anayasa çiğnendiği zaman niye girmiyorsun. Hukuk, adalet olmadan, hak üstün tutulmadan hiç bir ülkede, dünyada huzur olmaz. Hükümetin bir tedbir alması lazım. Kimsenin anayasa haklarının dışına çıkmaması icap eder. Biz hukukuna üstünlüğün en önemli mesele görüyoruz." (DHA)