MHP İl Başkanı Necat Karataş 12 Eylül Darbesi’nin yıldönümü nedeniyle bir açıklamada bulundu. Karataş, “12 Eylül kahpe ve kara bir günün adıdır” ifadelerine yer verdi.
İŞTE O AÇIKLAMA
“12 Eylül kahpe ve kara bir gündür”
12 Eylül 1980’de yaşanan askeri darbe öncesi ve sonrasıyla yakın tarihimizin en sancılı süreçlerinden biri olmuştur. O acılar ne yazık ki bugün bile taptaze karşımızda içimizde ve vicdanımızdadır. Aradan 37 yıl geçmesine rağmen acısını dün gibi yaşadığımız 12 Eylül’ü unutmamız mümkün değildir.
12 Eylül 1980 Öncesi Türk adına Türklük adına Türkiye Cumhuriyeti adına verilen soylu mücadelede Şehit olan binlerce Ülküdaşımızı, 12 Eylül cuntasının astığı idam sehpasından Hakka yürüyen 9 Fidanımızı ve PKK’lı bir cani tarafından Şehit edilen Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nu Rahmet Minnet ve Şükranla anıyorum. Onlar bizim Onurumuz, Gururumuz, Şerefimizdir.
Unutmadık Unutmayacağız Unutturmayacağız. Unutursak Kanımız kurusun.
Milliyetçi Ülkücü Hareketin bu soylu mücadeleden amacı Vatanın ve Milletin bölünmez bütünlüğü ve Türkiye Cumhuriyetinin ilelebet var olması payidar kalması idi. Cumhuriyet rejiminin Marksist Leninist komünist rejime dönüşmemesi idi. Bu uğurda verildi birlerce Ülkücü Şehit.
Ama ne yazık ki; Bu sürecin en ağır bedeli ödeyeni, en fazla mağduru ve mahkûmu olanı Ülkücü Hareket olmuştur. Çünkü darbe öncesi olaylara “Sağ – sol çatışması” olarak bakanların aksine, Ülkücü Hareket Türkiye’yi komünist emperyalizmine kurban etmek isteyenlere karşı vatan müdafaası yapmış ve bu nedenle darbenin hedefi olmuştur.
Türk milliyetçiliği gibi köklü ve aydın bir fikrin yılmaz savunucuları olan Ülkücüler, kızıl kurşunlardan sonra bu kez de idam sehpalarının ve zifiri karanlıklara boğulmuş zindanların Yusuf yüzlüleri olmuştur. Benzerine az rastlanan bu büyük zulme rağmen Ülkücü Hareket, askerlik kurumuna ve devlete bir kez olsun sırtını çevirmemiş, düşman olmamıştır.
Bugün de Ülkücü Hareket, 12 Eylül öncesi ve sonrasında olduğu gibi demokrasiye ve millet iradesine olan yüksek inancını “Önce Ülkem ve Milletim Sonra Partim ve ben” anlayışı ile sergilemeye devam etmektedir.
Bu kara günün 37. Yıldönümü vesilesiyle; Başta Başbuğ Alparslan Türkeş olmak üzere 12 Eylül askeri mahkemelerinde yargılanarak idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu, Ahmet Kerse, Ali Bülent Orkan, Cengiz Baktemur, Cevdet Karakaş, Fikri Arıkan, Halil Esendağ, Selçuk Duracık ve İsmet Şahin ve Şehadete ulaşmış Binlerce Ülkücü şehidimizi, taş medreselerde solan Ülkü devlerimizi hayırlarla dualarla yad ediyorum.
Kabirleri Nur Mekanları Cennet olsun . Allah onlardan razı olsun…