Karşıyaka Belediyesi'nin gıda krizine karşı yerel düzeyde çözüm içeren ‘Kentsel Gıda Strateji Belgesi’ vitrine çıktı. Toplantıda konuşan Başkan Tugay gıda krizi ve kuraklığa dikkat çekerken, "Belediye başkanlığım dönemimde kafa karıştırıcı şeyler yapmış olabilirim. Yorduğum insanlardan özür dilerim" sözleriyle çarpıcı bir çıkışa da imza attı.
Efe Can TAN/GERÇEKİZMİR - Karşıyaka Belediyesi Türkiye’de ilk kez bir ilçe belediyesi tarafından oluşturulan ve gıda krizine karşı Karşıyaka’yı daha dirençli kılma amacı taşıyan ‘Kentsel Gıda Strateji Belgesi’ lansmanı düzenledi.
Agroekolojik, katılımcı, adil ve yerelcil olarak tanımlanan 4 temel ilke çerçevesinde 8 strateji ve 75 eylem önerisinin yer aldığı belge geniş katılımlı bir toplantıyla kamuoyuna tanıtıldı.
BAŞKAN TUGAY’A TEŞEKKÜR
Çalışmayı yürüten ekibin proje koordinatörü Doç. Dr. Emel Karakaya Ayalp yaptığı konuşmada, ‘’İklim krizine karşı kurumların strateji beyanları var. Yerel yönetimlerin rolleri üzerine bu konuda tartışmalar var. BM bunu haykırıyor. Burada aslında yerel yönetimlerin sorumluluk alması bir takım eylemler gerçekleştirmesi gerektiği bir noktadayız. Başkanımıza bu irade için teşekkür ederek başlamak isterim. Çok yapılı çok paydaşlı biçimde çalışmayı tasarlamış olduk’’ ifadelerini kullandı.
Bayetav’dan Prof. Dr. Ferhat Kentel ise, "Gıdamızı korumamız ormanları ve suyu korumaktan çok farklı değil. Çölleşen gıda ortamından kurtulmak için gıdada demokrasi kavramını literatüre sokmak gerek’’ ifadelerin kulandı.
"KAFA KARIŞTIRICI İŞLER YAPTIM, YORDUKLARIMDAN ÖZÜR DİLERİM!"
Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay yaptığı konuşmada gıda krizi ve kuraklığa dikkat çekerek yerel ölçekli çözüm imkanına vurgu yaptı.
Karşıyaka Belediye Başkanı Tugay, "Bizim için tarihi önemi olan bir günde her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Belediye başkanlığım dönemimde kafa karıştırıcı şeyler yapmış olabilirim. Yorduğum insanlardan özür dilerim. Bunu yapmaktan çok mutlu değilim. Bunu bir gösteri olarak yapmadığımızı söylemek isterim. ‘Kent bostanımız var. Orada yetiştirdiğimiz meyve sebzelerden size ikram ettik’ dendiğinde sanki toplumun gündeminden uzak hayal dünyamızda üretmişiz de sembolik olarak bir şeyler yapmak istiyormuşuz gibi düşünüyor olunabilir. Bunu düşünenleri kınamam. Buna benzer vitrinde yer almak adına yapılan pek çok siyasi eylem var. Bazı yerel yönetim örnekleri var. Ben bunların bir parçası olarak bunları yapmadık. İçinde yaşadığımız dönemin yaşam şartlarını gözden geçirecek olursak yoğun bir belirsizlik içinde yaşadığımızı hepimiz ifade edebilir. Bu hisler ortak. 'Nedenleri neler?' dediğimizde belediyemizi suçlayabiliriz, hükümetimizi suçlayabiliriz ama aslında global düzeyde herkesin katkıda bulunduğu bir durumu yaşıyoruz. Herkes Allah aşkına farkında olsun. Dünyanın doğal dengesi bozuldu. Bizim çevremize attığımız kimyasal atıkların tahribatı ve küresel ısınma ile oldu. Bir yerde elektrik kesintisi olmuş, leyleklerin göç zamanı değiştiği için onların göç etmelerinden dolayı. Bu bizi böyle etkiliyor işte, elektrikler kesiliyor. Kirazlar bu sene dalında çürüdüler. Bunun yanında Burdur Gölü kaç kilometre çekildi. Göl Marmara’daki Marmara Gölü kurudu. Tahtalı Barajı’ndaki su miktarı yüzde 30’lar düzeyinde... Ağaçlar kuruyor. Ölen her ağaç her ölen insan gibi. Bu kuraklık dayanılamayacak boyutta. Karşıyaka önümüzdeki 5 yıl, 10 yıl içerisinde ağır bir şekilde su krizi yaşayacaksınız, gıda krizi yaşayacaksınız. Canlı yaşam yavaş yavaş yok olacak. Suçluluğun ağırlığına baktığımızda küresel düzeyde bu işleri yönetenlerin daha fazla sucul olduğunu söyleyebiliriz. Seçim kampanyalarında iklim krizinde bahseden milletvekillerini, belediye başkanlarını kimse dinlemiyor. Hepsi sağlıklı bir çevrede mümkün. Toprağı üretecek miyiz suyu? Bu belli değil. Ormanlar yandığı zaman iyimser tutumdan rahatsız oluyoruz. 'Yansın canım yine kendi kendine ağaçlar yeniden büyüyor'... Soruyorum emin misiniz? Yanan ormanların yüzde 1’i geri geliyor. Yüzde 99’u kayboluyor. Ormanlar kendi kendini yenilemesi hava sıcaklığı normal şartlarda olduğu zaman ve toprak sağlıklı olabildiği zaman. Bugün elimizde ne sağlıklı bir toprak ve ne yağış var. Sürekli kaybetmeye devam ediyoruz. Avrupa bu hatayı yapıyor diye Karşıyaka olarak biz bu hatayı yapmak zorunda mıyız? Daha mı az zekalı insanlarız. Problemimiz kendi kendimize koyduğumuz duvarlar. Yıllardır bizlere Türkiye’den adam olmaz diye anlata anlata ülkeyi bu hale getirdiler. Ben bu ülkenin evladı olarak burada her türlü mücadeleyi yapmak için siyasetle ilgilendim ve belediye başkanı oldum. Bizi su krizi bekliyorsa önlem almamız gerek, yaşamak için zorundayız’’ diye konuştu.
"BU BELGE HİÇBİR VATANDAŞIMIZIN AÇ KALMAMASI İÇİN"
Konuşmasına devam den Tugay, ‘’Beslenmek için gerekli güvenli gıda nedir, bunların şu andaki şartlarda insanların erişilebilirliği nedir bunu belirleyelim dedik. Karşıyaka’nın içinde gıda çölleri olduğu görüldü. İsim vermeyeyim ama falanca mahallemizden bahsediyorum aslında. O alana gıda çölü diyoruz. O alanda bir şey yapmamız lazım demek ki. Mevcut durumun analizi ve sonra bunu hangi yollarla gidereceğiz. Yarından başlayıp sonsuza kadar sürende dönemden bahsediyorum. İdeal olan nedir; İhtiyacımız ne ise onun bir yerlerde üretilmesidir. Sağlıklı şartlarda ve çevreye zarar vermeden bize ulaşmasıdır. Ve buna makul bir maliyetle ulaşmak. Bu toprakla bizim beslenmemize yetecek tarımsal ürünleri üretmemize müsaitse biz zaten daha rahat yürürüz bu yolu. Müsait mi? Kimse kusura bakmasın Ege Bölgesi müsait değilse neresi müsait? Domatesimizi Menemen’den değil Antalya’dan alıyoruz. Kim bunu yapıyor bunu ticari mekanizmaları. Bir yerde bir hata var. Antalya’da üretilen meyve-sebzenin yüzde 30’unu kaybediyoruz, çürüyor Maliyet katlanıyor. Menemen’de, Ödemiş’te üretemiyor mu insanlar ihtiyacımız olanları? Üretiyorlar ama gidip alan yok. Tüketiciye sağlıklı ürün ulaştırmak gibi bir dert yok. Ben doktor olarak hayatı boyunca da sosyal demokrasiye inanmış bir insan olarak insanı her şeyin üstünde görüyorum. Paranın canı cehenneme diyebileceğim kadar kötü buluyorum. Birilerinin servet yapması değil önemli olan. Bunun adına birileri ekonomi diyorlarsa kahrolsunlar. İnsanları köle gibi çalıştır ondan sonra 3 kuruş para için çalışmaya mahkum et. Yok öyle şey! Bizi yıllardır 1980’den beri öylesine bir yalanın içine soktular ki. Herkes dövizi takip etmekten yanındaki insanın açlıktan öldüğünü, hastanelerde cebindeki paraya göre muamele gördüğünü göremeyecek noktaya geldik. Ekonomi yalanlarıyla insanları artı kandırmasınlar ben buna isyan ediyorum. İnsan olarak bu dünyada hakkım var. Yetişen her şeyde herkesin hakkı var. Kentse Gıda Stratejisi Belgesi hiçbir vatandaşımızın aç kalmamasını amaçlayan bir belge. O yüzden sizler bu işin paydaşıdır. İhtiyacımızın olanı doğru insanlara ürettireceğiz. Aracıları minimalize edeceğiz. Bu devletin görevidir. Devlet bu vatandaşına sağlıklı gıdaya erişim hizmetini sağlamak zorundadır. Karşıyaka Belediyesi de üzerine düşeni yapmak durumundadır. Sokakta gördüğünüz her yer Pazar olabilir. Yeter ki birileri bunları istismar etmeye kalkmasın. Bu mümkün mü? Mümkün. Bilinçli halk ve seçtiği sorumlu yöneticiler ile mümkün. Anlaması zor gibi görünen bu konuyu ve belgeyi lütfen konuşmaya, insanlara anlatmaya devam edin’’ dedi.
KARŞIYAKA’NIN SU KRİZİNE ÇÖZÜMÜ!
Başkan Tugay su krizine karşı belediyenin çözüm çalışmasını anlattı.
Tugay, "Karşıyaka’nın altında su rezervleri var. Yamanlar’ın suyu meşhurdur zaten. Su rezervlerinin haritasını yapmayı sonra takip kuyuları ile seviyelerini belirlemeyi yapabiliyoruz. Proje olarak çalışıyoruz yapacağız. Sonra rezervlerin yağmur suyunu emmesi için yer üzerinde nasıl değişiklikler yapılması gerektiğini yapacağız’’ dedi.
"ENERJİ İÇİN DE ÖNERİMİZ VAR"
Karşıyaka Belediye Başkanı konuşmasında enerji sorununa da çözüm için çalıştıklarını aktardı. Tugay, ‘’Enerji için de önerimiz var. Hepimizin sonsuz bir enerji kaynağı var. Jeotermal enerji. Jeotermal açısından en zengin 5. Ülke Türkiye. Jeotermal su ile elektrik üretmek çok özel şartlar isteyen bir şey. JES’lere karşı çıkılması normal. İzmir’de Jeotermal A.Ş. diye bir şirket var. Çevreye bir gram zarar vermeden. Çıkarılan su ile 15 bin tane konut ısıtılıyor. Kışları daha çok doğalgaz yakacağız. Dünyayı daha çok karbona boğacak. Burnumuzun dibinde açacağımız kuyularla on binlerce evin ısınma ihtimali var. ‘Ben Gıda Stratejisi Belgesi hazırladım’ dediğinde ön yargı ile bakmayacak bir halka ihtiyaç var’’ diye konuştu.
Doç. Dr. Emel Karakaya Ayalp, Dr. Fatih Tatari ile Orkun Doğan’dan oluşan ana proje ekibi Tugay’ın ardından söz alarak projenin içeriğine dair detayları aktardı.
4 TEMEL İLKE VE 8 STRATEJİ
Karşıyaka Gıda Strateji Belgesi’nin dört temel ilkesi agroekolojik, katılımcı, adil ve yerelcil olarak tanımlandı.
Bu ilkeleri somutlaştıran 8 strateji de şöyle sıralandı:
· Gıda Tedarik Zincirinin Kısaltılması.
· Karşıyaka’da Gıdanın Kent Bölgesi’nin Kentsel ve Kırsal Koruma Odaklı Tanımlanması.
· Agroekolojik Tarımsal Üretimin Desteklenmesi.
· Katılımcı Yönetişim Modelinin ve Yeni Organların Kurulması.
· Üreticilerin ve Tüketicilerin Örgütlenmesi.
· Kayıp ve İsrafın Azaltılarak Atık Yönetiminin Sağlanması.
· Herkes için Adil, Erişilebilir, Güvenilir ve Güvenli Gıda ve Su Sağlanması.
· Kriz ve Afet Dönemlerinde Gıda Sistemi’nin Yönetilmesi.